CHP'nin Parti Meclisi (PM) toplantısının sonuç bildirgesinde, "Her bireyin yaşam tarzı, kendi seçimidir. Nedeni ne olursa olsun, devlet başta olmak üzere hiçbir makam ve otorite, bir yaşam biçimini dayatamaz" değerlendirmesi yer aldı.
CHP'nin, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında gerçekleştirilen PM toplantısı sona erdi. Yaklaşık yedi saat süren toplantı sonrasında, "CHP'nin 90 yaşında yayımladığı Parti Meclisi Sonuç Bildirgesi " başlığı altında bir bildirge yayımlandı.
Bildiride, yarın kutlanacak 90. kuruluş yıl dönümü öncesinde daha özgür ve demokrat bir ülke için, CHP'nin yapılmasını gerekli gördüğü hedef ve vaadler 33 madde halinde sıralandı.
"Temel hak ve özgürlükleri karşılanmış, eşit ve özgür yurttaşların yaşadığı, dayatma, karşıtlık, baskı ve ayrımcılık yerine, gönüllülük, uzlaşma, hoşgörü, eşitlik ve adalete dayalı yönetme anlayışının geçerli olduğu, hukukun üstünlüğünün tartışılmadığı, yargının bağımsız olduğu, adaletin eşit ve etkin dağıtıldığı, çoğulculuk ve katılımcılık ilkeleri ile güçlenmiş, yurttaşlarımızın demokratik iradesinin daha güçlü yansıdığı, bilim, kültür ve sanatın özgür, yaratıcı ve yücelen bir değer olduğu bir Türkiye için" ifadesiyle başlıyan bildirgede, şunlar kaydedildi:
"CHP, cumhuriyetimizin kuruluşunda yer almış, cumhuriyet devrimini gerçekleştirmiş, siyasal yaşantımızı çok partili düzene taşımış, siyasal sistemimize sosyal demokrat değerleri kazandırmış bir parti olarak, ülkemiz ve halkımız için tarihindeki yeni bir siyasi devrimi gerçekleştirmeye hazırdır.
Hepimizin özlemi olan, onurlu, eşit, özgür, birbirlerine saygılı ve hoşgörülü insanlardan oluşan demokratik bir toplumu kurmak, CHP'nin temel hedefidir. Devleti, sosyal hukuk devletinin kurumlarıyla donatmak, sosyal adaleti gerçekleştirmek ve yönetim anlayışımızı yurttaşlarımızın hak ve özgürlüklerini gerçekleştirme anlayışına dayandırmak bu hedefe ulaşmanın etkin kaynağıdır. Yurttaşlarımızın esenliği, mutluluğu ve gönenci, siyaset anlayışımızın odağında yer almaktadır.
Her bireyin yaşam tarzı, kendi seçimidir. Nedeni ne olursa olsun, devlet başta olmak üzere hiçbir makam ve otorite, bir yaşam biçimini dayatamaz."
Düşünce ve düşüncenin sözlü, yazılı, görsel araçlarla gerçek ve sanal her türlü ortamda ifadesinin suç sayılamayacağı belirtilen bildirgede, internet ve sosyal medya kullanımının da düşünceyi açıklama ve haberleşme özgürlüğünün bir parçası olarak, güvence altında olduğu vurgulandı.
-"Kamusal yetkilerinin kötüye kullanılması önlenecektir"
"Basın özgürdür, sansür edilemez. İktidar gücünü, medya organları üzerinde bir baskı aracı olmaktan çıkartacağız" denilen bildirgede, şu görüşlere yer verildi:
"Toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüğü ifade özgürlüğünün tamamlayıcısıdır. Hedefimiz güvenlik güçlerinin kamu düzenini şiddete başvurmadan sağlayacakları toplumsal bir ortam yaratmaktır. Kamusal yetkilerinin kötüye kullanılması önlenecektir.
Din ve inanç özgürlüğünün güvencesi laiklik ilkesidir. İnanç özgürlüğü, devletin ve siyasetin müdahalelerine karşı korunacaktır. Her inanç mensubu, ibadet yeri olarak kabul ettiği yerde ibadet edebilecektir. Diyanet İşleri Başkanlığı, işlev ve görevleri açısından, bu anlayış doğrultusunda yeniden yapılandırılacaktır.
Daha çok üreten, daha adil paylaşan, iş ve AŞ kaygısı taşımadan, geleceğe güvenle bakan insanların yaşadığı çağdaş bir Türkiye yaratacağız. Genç, yaşlı, engelli, emekli tüm vatandaşlarımız sosyal devletin güvencesi altında yaşayacaktır. Girişim özgürlüğünü desteklerken çalışma barışı da sağlanacaktır."
CHP'nin, "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesine bağlı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilke ve değerleriyle barışık, ulusal çıkarlara öncelik veren, ciddi, saygın ve istikrarlı bir dış politikayla Türkiye'yi yeniden, bölgesel ve küresel ağırlığı olan bir ülke yapacağı ifade edilen bildirgede, Mustafa Kemal Atatürk'ün koyduğu çağdaş uygarlık hedefi doğrultusunda Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin tam üyesi yapılacağı, evrensel uygarlığı zenginleştirirken tüm komşularla karşılıklı güven ve samimiyete dayalı iyi ilişkiler içine girileceği de vurgulandı.
Yasama, yürütme ve yargı erklerinin sağlıklı konumlanışının ve işleyişinin, sürdürülebilir bir demokrasinin önkoşulu olduğuna işaret edilen bildirgede, "Yasama organı Hükümetin emir kulu olmaktan çıkartılacaktır" denildi.
Bildirgede, şunlar kaydedildi:
" Siyasi iktidarlar, sadece seçimden seçime değil, bütün icraatları için kamuoyuna her durumda hesap vermelidir. Hesap yeri sadece sandık değildir.
Ürettiğini adil bir şekilde bölüşen bir Türkiye için fırsat eşitliğini artıracak ve refahın adil dağılımını gözetecek politikalar izleyeceğiz.
Ordunun siyasetin dışında kalması demokrasinin ne kadar gereği ve şartı ise siyasetin de ordunun iç işlerine karışmaması ulusal güvenliğimiz bakımından o kadar gerekli ve şarttır.
Düzgün işleyen, bağımsız ve tarafsız bir yargı sistemi, toplumdaki eşitlik ve adalet duygusunun güvencesidir.
Hukukun üstünlüğü, demokrasinin vazgeçilmezi, bağımsız yargı, güçler ayrılığı ilkesinin bir göstergesidir.
Yargıyı siyasi iktidarın çıkarlarını değil bireylerin çıkarlarını gözeten bir yapıya dönüştüreceğiz.
Herkesin hukuk önünde eşitliğinin güvencesi olan doğal yargıç/doğal mahkeme ilkesini geçerli kılacağız. Özel yetkili mahkemeleri kaldıracağız. Bu mahkemelerde verilen hükümlerle ilgili, yeniden yargılanma yolunu açacağız.
Yargılama usullerini, özel hayatın gizliliği ilkesinin korunmasına ve yargılamanın saydamlığına özen göstererek yeniden düzenleyeceğiz.
Faili meçhul cinayetleri aydınlatacağız ve vicdanlardaki kanamayı durduracağız."
-"Kürt sorununun çözümü için ortak akıl"
Çoğulculuk ve katılımcılığın, CHP için siyasi hayatı biçimlendiren ana rehber olduğuna değinilen bildirgede, "Kürt sorununun çözümü için toplumumuzun bütün kesimlerinin uzlaşısıyla ortak akıl üretme arayışımızı sürdüreceğiz. Çözümün benimsenebilmesi için, çözümün TBMM tarafından belirlenmesinde ısrar edeceğiz. Çözüme özgürlük, demokrasi, hukuk, adalet ve insan hakları esasları dahilinde, ulusal birliğimizi koruyarak diyalog ve toplumsal uzlaşma yöntemiyle varılması gerektiği görüşünü savunmaya devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulunuldu.
Parlamenter sistemin güçlendirileceği belirtilen bildirgede, şu ifadelere yer verildi:
"Halkın iradesini TBMM'ye daha sağlıklı yansıtmak ve en üst seviyeye çıkarmak için seçim barajını düşüreceğiz.
Milletvekillerini siyasi parti liderlerinin değil, doğrudan halkın seçmesini sağlayacağız.
TBMM'yi demokratik tutum ve davranışların geçerli olduğu en üst düzeydeki bir platform olarak görerek, siyasal tartışmaların düzeyli olarak sürdürülebilmesi için, Meclis İçtüzüğünde gerekli düzenlemeleri yapacağız.
Milletvekillerinin davranışlarına ilişkin etik kuralları belirleyeceğiz.
Milletvekili dokunulmazlığını kürsü dokunulmazlığı ile sınırlayacağız."
Bilimin, bir değer olarak yüceltileceği, sanayi ve kalkınma politikasının odağına alınacağı vurgulanan bildirgede, "Bilimle ilgili, araştırma, geliştirme ve destekleme çalışmalarına önem verilecektir. Bilim kurumlarının, siyasi iktidarların baskısından ya da kayırmasından uzak tutularak, özgür ve özerk yapıları desteklenecektir. Bilim adamlarımızın ülkemizde kalmalarını, yurtdışındakilerin ülkemize dönmelerini teşvik edeceğiz" denildi.
-"Türkiye'yi altın çağını gelecekte arayan bir ülke konumuna getireceğiz"
Bildirgede, CHP'nin sanat kurum ve kuruluşlarının yaşam alanları ve sanatçıların ifade olanaklarını genişletmek için çalışacağı aktarılarak, "Devlet ve hükümetler, sanat, kültür ve bilime karşı müdahaleci, yönlendirici değil, destekleyici ve önünü açıcı bir yaklaşım içinde olmalıdır" ifadesi kullanıldı.
Bildirgede, şunlar kaydedildi:
"Ülkemizdeki ırk, dil, din, mezhep ve her türlü kültürel farklılığı zayıflık, eksiklik ve tehdit olarak değil, eşitlikçi bir anlayışla, zenginlik ve çoğulculuk nedeni olarak değerlendirecek politikalar üreteceğiz.
Üniversitelerin özerkliğini teminat altına alacağız ve YÖK'ü kaldıracağız.
Eğitim sistemimizi çağdaş Türkiye'nin ihtiyaç ve hedeflerine uygun olarak yeniden düzenleyeceğiz. Yurttaşlarımızı, üretken kılacak ve kendi potansiyellerini, yaratıcı yanlarını açığa çıkaracak bir sistem içinde eğiteceğiz. Türkiye'yi altın çağını geçmişte değil, gelecekte arayan bir ülke konumuna getireceğiz. Bütün bu atılım ve başarıları hep birlikte yapacağız, yaşayacağız."
-Yerel seçim çalışmaları
Öte yandan, CHP PM toplantısında Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Irak'taki temaslar, yarın gerçekleştirilecek Mısır ziyareti ve Suriye'deki gelişmelere ilişkin dış politika sunumu yaptığı öğrenildi.
PM'de ağırlıklı olarak ise yerel seçim hazırlıklarının ele alındığı bildirildi. Büyükşehir, il ve ilçelerde uygulanacak aday belirleme yöntemleri değerlendirilirken, bazı büyükşehirler ile İstanbul'un tamamında anketler yapılması görüşü öne çıktı. Eğilim yoklaması yapılacak illerde ise eylül ayı sonundan itibaren çalışma yapılmasının planlandığı belirtildi. - Ankara
Son Dakika › Politika › CHP Pm Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?