CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "OHAL'i yeniden getiriyorlar. Niye getiriyorsun kardeşim? FETÖ ile mücadele ise yap mücadeleni. Sen mücadele ettin de karşı mı çıkıldı? Tam tersini yapmak istiyorlar. FETÖ ile mücadele değil, muhalefetle mücadele ediyorlar." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi.
Vatandaşın yüksek faiz ve vergiler altında ezildiğini, ülkenin tefeci düzeni ile yönetildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, herkesin bu gerçekleri görmesi ve şikayetlerini dile getirmesi gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, vatandaşın musluğu açtığında 5, elektriği açtığında ise 4 ayrı vergi verdiğini belirterek, "Çocuğu sabah okula göndermek için yüzünü yıkadığında, elektrik düğmesini açtığında 9 çeşit vergi alıyorlar. Bunlarda insaf var mı? Sizden vergi alıyorlar. Peki bu beyler ne yapıyor? Bu beyler de vergi ödememek için Man Adası ile ilişkiye geçiyorlar, oralarda şirket kuruyorlar. Ben bunları söyleyince de 'Vay efendim; sen bunları nasıl dile getirirsin? Seni mahkemeye vereceğiz'. Vermezsen namertsin kardeşim." ifadelerini kullandı.
"KDV, tezek yak yüzde 18, Gucci gözlük al yüzde 8"
Yükselen vergilere rağmen bütçenin hala açık verdiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, teneffüs edilen hava hariç her şeyde vergi olduğunu, ancak yine de açıkların kapatılamadığını söyledi.
İktidarın görevi olan hizmetler için bile vergi aldığını öne süren Kılıçdaroğlu, lüks tüketimde vergiler azalırken, vatandaşın günlük hayatının parçası haline gelen ürünlerdeki verginin ise giderek yükseldiğini savundu.
Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bu hükümet, nerede bir gariban görüyorsa onu soymaya kalkıyor. Bir emekli düşünün; Hermes çanta aldı. Alamaz ya, maaşı yetmez, borca girdi aldı diyelim, ayakkabı düşkünü, Prada ayakkabı aldı, Gucci gözlük çok pahalı ama aldı diyelim, bunların KDV'si yüzde 8. Ama aynı emekli elektrik kullanırsa, doğalgaz yakarsa, tezek yakarsa, KDV yüzde 18. Adalete bakın. Boşuna demiyorlar Adalet ve Kalkınma Partisi. Tezek yak KDV yüzde 18, Gucci gözlük al KDV yüzde 8. Bunların insafı yok. Bunlarda vicdan, adalet, ahlak, devlet yönetimi geleneği yok. Bunlarda hak, hukuk ve adalet kavramı yok."
Kılıçdaroğlu, bu yıl yapılan düzenleme ile yat ve kotralardaki ÖTV'nin sıfıra indirildiğini, limonata ve soğuk çaya ise ÖTV konduğunu belirterek, "Sen misin limonata içen, vergisini vereceksin. Elinde viski kadehi ile yatlarda gezen adam; 'Sen kal kardeşim, keyfine bak. Senin vergini sıfırladık. Nasıl olsa bu millet bana oy veriyor, tepe tepe kullanacağım' diyor. Tepe tepe kullanmaya izin verme kardeşim." değerlendirmesinde bulundu.
-"Sosyal güvenlik açığını emeklinin sırtından kapatıyorlar"
Asgari ücret üzerinden prim ödeyerek bugün emekli olan bir kişinin eline, son zamlar dahil, aylık 718 lira 69 kuruş geçtiğini bildiren Kılıçdaroğlu, 2008 yılındaki sosyal güvelik reformu yapılmamış olsaydı, bu kişinin bin 822 lira aylık alacağını ileri sürdü. Hükümetin bazı oranları düşürerek bu sonucun doğmasına neden olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Eski emekliler iyi aylık alıyorlar ama yeni emekliler giderek düşerek aylık alacaklar. Emeklilerden reform diye bu yolla kesilen para ne kadar? 120 milyar lira. Sosyal güvenlik açığını emeklinin sırtından kapatıyorlar." dedi.
İktidarın, Türkiye'nin ekonomik olarak büyüdüğünü savunduğunu, ancak bunun sıradan vatandaşa yansımadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, büyümeden; işçinin, emeklinin, memurun değil, borsada işlem gören şirketlerin payını aldığını ileri sürdü.
Tarım ürünü ithalatını da eleştiren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
" AK Parti'nin Genel Başkanı yurt dışına gittiği zaman ne kadar satılacak mal varsa, veriyorlar. Et mi satılacak, zeytinyağı mı, canlı hayvan mı, hepsini satıyorlar. Bizim ülkemizde tarım öldü. Fransa'dan et getirtiyor şimdi. Türkiye'de et yok, hayvancılık da yok, çiftçi de yok, besicilik de yok. 2010 yılında başladı dışarıdan et getirmeye, hala getiriyorlar. Sırbistan'dan da getirmişlerdi. Ben, 'Besmelesiz et getiriyorsunuz' dediğimde, 'Biz bunu Sırbistan'ın Müslüman kesiminden alıyoruz' demişlerdi. Şimdi merak ediyorum, Fransa'nın hangi kesiminden alıyorsunuz?"
-"Bir milim geri adım atarsam namerdim"
Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşın artan vergi yüküne karşın, gelirinin ve refahının neden yükselmediğini sorgulaması gerektiğinin altını çizerek, herkesin hak, hukuk ve adalet anlayışı içinde hareket etmesini beklediklerini vurguladı.
Kılıçdaroğlu, "İnsafsız vergiler vatandaşı yakarken, bu Ankara'daki beyler, Man Adasında bir sterlinlik şirketle milyon dolarlık iş yapıyorlar. Ben bunu dile getirdiğim zaman da 'Mahkemeye vereceğiz, tazminat davaları açacağım'. Sanıyorlar ki Kılıçdaroğlu geri adım atacak. Bir milim geri adım atarsam namerdim." diye konuştu.
Man Adası iddialarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu konudaki sorularına hala cevap alamadığını da ifade etti.
İktidarın Suriye'den gelenlere 30 milyar dolar harcandığını açıkladığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Nerede harcadın kardeşim? Suriyeliler'i görüyorum, hepsi sokakta dileniyor. Nerede bu 30 milyar dolar?" sorusunu yöneltti.
"Niye uzatıyorsun OHAL'i?"
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü halin (OHAL) bir kez daha uzatılması kararını da eleştirdi.
Bu yolla parlamentonun devre dışı bırakıldığını, devletin kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) yönetildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "OHAL'i yeniden getiriyorlar. Niye getiriyorsun kardeşim? FETÖ ile mücadele ise yap mücadeleni. Sen mücadele ettin de karşı mı çıkıldı? Tam tersini yapmak istiyorlar. FETÖ ile mücadele değil, muhalefetle mücadele ediyorlar, kendilerinin aleyhine yazan ya da gerçekleri yazan gazetecilerle mücadele ediyorlar, sivil toplum örgütleriyle mücadele ediyorlar." ifadesini kullandı.
"11 bin yaş olur mu?"
ByLock uygulamasının bazı kişilerin iradeleri dışında telefonlarına yüklendiğinin ortaya çıktığını, bunun da CHP'nin başından bu yana savunduğu FETÖ ile mücadele sırasında mağdur edilenler olduğu görüşünü desteklediğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"ByLock uygulaması dolayısıyla 11 bin kişiyi boşu boşuna hapishanelerde tuttular ve işlerine son verdiler. Dediler ki 'Bylock kullananların tamamı FETÖ'cüdür'. 11 bin kişinin FETÖ'cü olmadığı gerçeği çıktı. 'Kurunun yanında yaş da yanar' diyorlardı, 11 bin yaş olur mu? Bunların işlerine son verildi, açlığa mahkum edildi, 'ağaç kökü yeyin' denildi. Biz bunlara sahip çıktık. Erdoğan, 12 Ekim 2016'da, 'Kusura bakmayın mağdur falan yok' demişti. Bugün 11 bin mağdur çıktı. Ergenekon, Balyoz davalarında da aynı şey olmuştu. Şanlı ordumuzun mensuplarını utanmadan, sıkılmadan FETÖ ile iş birliği yaparak hapishanelere tıkmışlardı. Şimdi biz söylüyoruz, 11 bin ByLock kullanıcısının da Ergenekon, Balyoz davalarından mağdur olanların da itibarlarını iade edin."
Kılıçdaroğlu, CHP'nin 2016 yılında hazırladığı raporda kişilerin iradeleri dışında, telefonlarının ByLock uygulamasına yönlendirilmiş olabileceği bilgisine yer verdiğini, bu raporun da Başbakanlığa gönderildiğini kaydetti.
Hakimler ve Savcılar Kurulunun görevini sağlıklı yapamadığını, üzerlerinde baskı olduğunu da ileri süren Kılıçdaroğlu, "Saraydan talimat alıp karar verecekseniz, o görevden ayrılın. Çünkü yargıya ihanet ediyorsunuz. İradenizle karar alıyorsanız, benim başımın üzerinde yeriniz var. Saraydan talimat almayı düşünüyorsanız, kapatın orayı gidin sarayda bir odaya yerleşin biz de kurtulalım, siz de kurtulun." sözlerini sarfetti.
ByLock'un tek başına delil sayılması için ayrıntılı araştırma yapılması gerektiğine ilişkin geçmişte karar alan hakimlerin görevlerinden sürüldüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, yargıya müdahalenin kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Ortaya çıkan son durumun, bu hakimlerin niye sürüldüğünün sorgulanması sonucunu doğrulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine yönelik açtığı davalara bakan hakimlerin de bir gece yarısı operasyonlarıyla değiştirildiğini söyledi.
-"Bu adaları siz sattınız mı?"
Kılıçdaroğlu, konuşmasında Ege adalarının durumuna da değindi.
Yunanistan'ın adaları işgal ettiğini, iktidarın ise buna sessiz kaldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"En son Keçi Adası'na çıktılar. Türkiye'den dört mil uzaklıkta. Ben Erdoğan'a sordum, bu adalarla ilgili bizim bir hakkımız, hukukumuz var mı? Tık yok. Erdoğan'a soruyorum; bu Keçi Adası kimin? Bizim değilse 'Bizim değil' de. Bizimse, 'Bizim' de. 'Hiç kimsenin değil' diyorsan onu söyle. Ama tık yok. Ben merak ediyorum, bu adaları siz sattınız mı? Birilerine peşkeş mi çektiniz? Ne oldu bu adalar?"
Kılıçdaroğlu, kendi adalarına sahip çıkamayan iktidarların yerli ve milli olmaktan bahsedemeyeceğini de savundu.
(Bitti)
Son Dakika › Politika › CHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?