Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Parlamenter sistem gökten zembille inmemiştir. Bu sistem, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarındaki ihtiyacın çok daha gerisinde, Fransız sistemi örnek alınarak karşılanmasının ürünüdür. Daha sonraki yıllarda örnek aldığımız Fransa, yarı başkanlığa geçerken biz parlamenter sistemi 'fetiş' haline getiren bir anlayışa saplanıp kalmışız. Başkanlık sisteminin en ideal yönetim sistemi olduğunu kimse zaten söyleyemiyor. Ben sadece başkanlık sisteminin, Türkiye'nin ihtiyaçlarını bugünden daha iyi karşılayacağını ifade ediyorum" dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 18'ncisi düzenlenen muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmada, milletin taleplerinin önünde kimsenin duramayacağını, yeni Anayasa ve başkanlık sistemi konusunun millete mal olduğunu, gittiği yerlerde ve kamuoyu araştırmalarında bunu gördüklerini belirterek, "Siyasi partilerimiz ve Meclisimiz kendi üzerine düşeni yaptıktan sonra, nihai kararı verecek olan yine milletimizdir" ifadesini kullandı.
Siyasi partilerin önce "Buna milletim ne diyor?" diye sorması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'yi kurarken, 42 bin vatandaş üzerinde kamuoyu araştırması yaptırdıklarını ve daha sonra partiyi kurma kararı verdiklerini, 16 ay sonra da iktidar olduklarını anlattı.
"Parlamenter sistem gökten zembille inmemiştir"
Türkiye'nin değişik alanlarda, sistemini yenileme noktasında tazelenmeye ve bir yeni başlangıca ihtiyacı bulunduğunu ifade eden Erdoğan, Yunus Emre'nin "Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası" sözünü anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yeni doğmamız lazım. Bu millet, bu ülke değişime, yeniliğe, daha iyiyi, daha güzeli aramaya hiç bir zaman kapalı olmamıştır. Her kim ki bu gerçeğe sırtını dönmüşse, o tarihin tozlu raflarındaki yerini almıştır. Parlamenter sistem gökten zembille inmemiştir. Bu sistem, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarındaki ihtiyacın çok daha gerisinde, Fransız sistemi örnek alınarak, karşılanmasının ürünüdür. Daha sonraki yıllarda örnek aldığımız Fransa yarı başkanlığa geçerken, biz parlamenter sistemi 'fetiş' haline getiren bir anlayışa saplanıp kalmışız. Başkanlık sisteminin en ideal yönetim sistemi olduğunu kimse zaten söyleyemiyor. Ben sadece başkanlık sisteminin, Türkiye'nin ihtiyaçlarını bugünden daha iyi karşılayacağını ifade ediyorum. İnşallah 2016 yılı, diğer hususlarla birlikte bu konuda da önümüzün açıldığı, ufkumuzun aydınlandığı bir yıl olacaktır diye düşünüyorum."
"Kimse kimseyi aldatmasın"
Suriye'deki insanlık dramının ülkenin içinde ve dışında yeni görüntülerle artarak sürdüğünü belirten Erdoğan, şunları anlattı:
"Rejimin ve onu destekleyen Rusya'nın bombaladığı yerleşim alanlarında sürekli çocuklar, kadınlar, yaşlılar yani masum insanlar hayatlarını kaybediyor. Rusya yüzde 10 itibariyle DAİŞ'i bombalarken, yüzde 90 itibariyle Lazkiye'nin kuzeyindeki Türkmen köylerini vuruyor. Kimse kimseyi aldatmasın. Bombardıman sonucu yıkılan evler, okullar, fırınlar, tahrip olan alt yapı yüzünden insanlar sefalete mahkum ediliyor."
Akdeniz ve Ege Denizi'nde hayatını kaybeden mültecilerin haberlerinin adeta günlük hayatın bir parçası haline dönüştüğünü aktaran Erdoğan, "Avrupa'da dövülen, itilen, kakılan, kovulan her türlü kötü muameleye layık görülen mültecilerin dramları artık dikkatleri çekmiyor ama ülkemizde hamdolsun biz bunlara müsaade etmiyoruz. Acı ve ölüm, istisna olmaktan çıkıp, rutin haline gelerek, insanlığın yüreğini her gün biraz daha nasırlaştırıyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Mezhep fitnesi bir kez daha İslam dünyasını sarsıyor"
Mezhep tartışmalarına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mezhep fitnesi bir kez daha İslam dünyasını sarsıyor, Müslümanları karşı karşıya getiriyor. Bunu bir üst akıl aslında idare ediyor. Bunu bilmemiz lazım. Mesele nedir? Mesele 'İslam dünyasında bir mezhep çatışması olsun ve İslam dünyası kendi içinde paramparça olsun.' Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de, Lübnan'da yaşanan görüntülerin gerisindeki en önemli sebebin mezhep fitnesi olduğunu biliyoruz" diye konuştu.
Hazreti Muhammed'in bütün sahabelerine ve Ehl-i Beyt'e aynı derecede saygı duyan, hepsini aynı sevgiyle bağrına basan bir anlayışa sahip olduklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Ali, Hazreti Hasan, Hazreti Hüseyin, Hazreti Ebubekir, Hazreti Ömer ve Hazreti Osman'ın tahkirine (aşağılanmasına) asla razı olmayacaklarını bildirdi.
"Mezhep görüntüsü altında sergilenen tavırların gerisinde bölgesel iktidar inşa etme çabası olduğunu gayet iyi biliyoruz" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Suudi Arabistan büyükelçiliğinin roketatarlarla yakılması, yıkılması aynı şekilde Irak'taki Suudi Arabistan'ın oradaki büyükelçiliğinin yakılıp yıkılması, asla uluslararası münasebetler açısından kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. 'Biz bunu tasvip etmiyoruz' demek o ülkelerin yönetimlerini de kurtarmaz. Niye, sen gerekli tedbirleri aldın mı acaba?"
"Buralarda yapılan idamlar noktasında ses soluk çıkmıyor"
Suudi Arabistan'da 47 kişinin idama mahkum edildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle dedi:
"Türkiye'de bir idam müessesi yok. Doğrudur veya yanlıştır ayrı mesele ama Suudi Arabistan'da bu müessese var. İran'da da bu müessese var. Amerika'da var, Rusya'da var, Çin'de var, buralarda idam hala çalışıyor. Buralarda yapılan idamlar noktasında ses soluk çıkmıyor. Şu anda Suudi Arabistan'da atılan... İç hukuk meselesidir bana göre, almıştır böyle bir kararı. Bunların 46'sı Sünni'dir, El Kaide'yle bağlantılı olduğu için idam edilmişlerdir. Bir tanesi de Şia. Bunun kararı da daha önceden verilmiş, bunun adımını da bu şekilde Suudi Arabistan atmıştır. Bunların kararıdır, tasvip edip etmemek ayrı bir konu."
"Ey dünya neredesin?"
" Mısır'da bini aşkın insan hakkında idam kararı verildi. Ey dünya neredesin? Niye bunlarla ilgili konuşmuyorsunuz?" ifadesini kullanan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hele hele bunlardan bir tanesi de Mursi'dir. Mursi ki halkının yüzde 52 oyuyla iş başına gelmiş bir cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan bir insan idama mahkum edilmiştir. Bir terörist miydi o? Bir darbe.. Darbeyi yapan kim? Sayın Mursi'nin Milli Savunma Bakanı olan bir general. Kime yapıyor bunu? Kendi cumhurbaşkanına. Peki buna yönelik tüm dünyanın bir sesi çıktı mı? Bir şey söylediler mi? Tek konuşan biz olduk. Niye? Çünkü adaletle hükmetmek bizim görevimizdi de onun için. İslamı ve Müslümanları böyle bir zilletle karşı karşıya getirenleri Allah ıslah etsin diyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016'da başta Suriye'de olmak üzere 400 bin insan öldüğünü, buna sessiz kalanların şu anda bir kişinin idamıyla ilgili her tarafı ayağa kaldırmaya çalıştığını belirterek, "Niye oraya sesiniz çıkmıyor. Her türlü oraya örtülü örtüsüz destekler veriyorsunuz. Para silah her şeyi veriyorsunuz. Kime? Katil Esed'e. Hiçbir zaman kendinizi kurtaramazsınız, aklayamazsınız" dedi.
Erdoğan, başta Suriye olmak üzere Müslümanların acı, gözyaşı ve kan içinde yaşadıkları tüm coğrafyalara yeni yılda barış, huzur ve istikrar gelmesini temenni etti.
(Bitti)
Son Dakika › Politika › Cumhurbaşkanlığında Muhtarlar Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?