AK Parti Merkez Seçim İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen bölge toplantısında konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili ve Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mustafa Ataş, "Demokrasilerde güçlü muhalefetlere ihtiyaç vardır. Bugünkü muhalefet partisi o muhalefet etme görevini yapamadığı için sokaktaki eylemcilerin arkasına vagon gibi takılmak suretiyle muhalefet yapmaya çalışıyor" dedi.
Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen 4. Bölge Toplantısı'na; AK Parti İstanbul Milletvekili ve Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mustafa Ataş, AK Parti Nevşehir Milletvekilleri Erdal Feralan, Murat Göktürk ve Ebubekir Gizligider, Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver, AK Parti Nevşehir İl Başkanı Kazım Sunar, Merkez İlçe Başkanı Salih Açıkgöz, Nevşehir'in yanı sıra Kayseri, Aksaray ve Niğde illerindeki parti yöneticileri katıldı.
Toplantının açılışında konuşan AK Parti Nevşehir İl Başkanı Kazım Sunar, son dönemde yaşanan Gezi Parkı protestolarını değerlendirerek AK Parti'ye bu protestolarla zarar vermek isteyenlerin amaçlarına ulaşamadıklarını kaydetti. Sunar, " Türkiye'yi arzu edilen noktaya getirmek, halkın sorunlarını çözmek için 12 yıl önce bir çınar çıktı ortaya. Bu çınar her geçen gün büyüdü ve bu çınarı baltalarla, tencerelerle, tavalarla yıkmaya çalıştılar ama buna güçleri yetmedi. Bu çınarı sevenler Ankara'da, Kayseri'de ve İstanbul'da düzenlenen mitinglerde bu çınarı sardı. Bu çınar büyümeye devam edecek. Sadece Türkiye'yi değil tüm dünyayı saracak. Bizlerin de AK Parti yöneticileri olarak bu çınara daha fazla sahip çıkmamız gerek" dedi.
"2014 YILINDAKİ SEÇİMLER TÜRKİYE İÇİN BİR DÖNÜM NOKTASI"
AK Parti İstanbul Milletvekili ve Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mustafa Ataş ise, AK Parti Merkez Seçim İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen bölge toplantılarının 9 Mart 2013 tarihinde başladığını ve 7 Temmuz'da İstanbul'da düzenlenecek toplantı ile sona ereceğini kaydetti.
Ak Parti'nin diğer siyasi partiler gibi sadece seçimden seçime çalışan bir parti olmadığını vurgulayan Ataş, tüm parti teşkilatlarının her gün bir seçim olacakmış gibi çalıştığını ifade etti. Parti olarak seçimlere her zaman hazır olduklarını vurgulayan Ataş, partilerinin her girdiği seçimden güçlenerek çıktığını ve bu alanda Türkiye'de bir rekora imza attığını söyledi.
Türkiye'de her seçimin önemli olduğunu ancak 2014 yılında gerçekleştirilecek olan Mahalli İdareler Seçimi'ni Türkiye için bir dönüm noktası olarak gördüklerini vurgulayan Ataş, "Çünkü bu seçimlerin hemen sonrasında Cumhurbaşkanlığı seçimi var ve Türkiye'de ilk defa halk Cumhurbaşkanını seçecek. Sonrasında ise genel seçimler var. Bu yüzden 2014 yılında yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimleri Türkiye'nin geleceği açısından çok önemli" dedi.
AK Parti iktidarının görevde olduğu süre içerisinde Türkiye'de önemli başarılara imza attığını ve Türkiye'yi 2023 yılı hedeflerine ulaştırmak için çaba harcadığını söyleyen Ataş, bu başarıyı kabullenemeyen bazı iç ve dış güçlerin Taksim Gezi Parkı olaylarını planladıklarını iddia etti. Ataş, Dünyanın en büyük havalimanlarından biri olacak ve İstanbul'da kurulacak olan havalimanı için ihale yapıldı. Bunun yanında çok sayıda enerji ihaleleri ve 3. Boğaz Köprüsü ihalesi gerçekleştirildi. Bu başarı bütün dünya ülkelerinin dikkatini çekti. Sonrasında da Taksim Gezi Parkı olayları çıktı. Şimdi ortaya çıkan görüntülerden ve belgelerden anlıyoruz ki Taksim olayları aylar öncesinden planlanmış. Türkiye'nin bu başarısını hazmedemeyenlerin planladığı görüldü ama bu planlar boşa çıktı. Türkiye'de kaos ortamı oluşturmak isteyenlere milletimiz fırsat vermeyecek çünkü Türkiye 10 yıl önceki Türkiye değil, Başbakanımız da 10 yıl önceki başbakanlardan değil. Milletimizi tahrik ederek sokağa çıkarmak isteyenlere milletimiz en güzel cevabı vermiştir. Milletimiz bu oyunlara, bu planlara fırsat vermeyecektir. Türkiye'de bir kaos ortamı oluşturmakk isteyenler, sağduyulu vatandaşlarımızı da sokağa çekmek suretiyle Türkiye'de kendi ifadeleriyle Taksim'i Tahrir Meydanı yapmak isteyenlerin planları tutmadı ve inşallah tutmayacak" diye konuştu.
Ataş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eylemlerin ilk günlerinde sokaklarda bağırıp iktidarı indirmeye çalışanlar, sosyal medyada ilk günlerde yayınlanan şu mesaja dikkatini çekmek istiyorum: '24 saat direnirsek hükümet düşecek. 24 saat direnirsek AB Türkiye'deki iktidara son verecek. Anayasa Mahkemesi hükümeti indirecek' gibi birtakım söylemlerle maalesef bazı gençlerimizi kandırmaya çalıştılar ama bu planlar tutmadı. Dünya ilk defa şunu gördü: 10 yıllık iktidarı döneminde hep başarıyı bu millete gösteren, hep başarıyla tanıştıran bir başbakana sokaklarda koro halinde küfredildi, hakaret edildi. Peki neydi istenen? Demokratik hak herkesin hakkıdır. Muhalefet etmek etmek herkesin hakkıdır ama bunların hepsinin ahlaki kurallar içerisinde yapılması gerekir, demokratik kurallar içerisinde olması gerekir. Burası demokratik bir ülke. Çıkıp eylem yapacaksan, gösterini yapacaksan yasalar çerçevesinde arzu ettiğin yerde yaparsın ama çıkıp milletin malına zarar vermek suretiyle, kamu mallarını yakmak, yıkmak suretiyle, bu ülkenin başbakanına küfretmek suretiyle muhalefet olmaz ve bu ülkenin milleti de buna müsaade etmez. Olayların perde arkası şimdi daha çok netleşiyor. Hangi dış güçlerin, hangi medya organlarının planları vardı, artık daha net ortaya çıkıyor. Gün geçtikçe daha çok ortaya çıkıyor. Demokratik usullerle, hukuk çerçevesi içerisinde kim ne eylem yapacaksa başımızın üstünde yeri var. Demokrasilerde güçlü muhalefetlere ihtiyaç vardır. Bugünkü muhalefet partisi o muhalefet etme görevini yapamadığı için sokaktaki eylemcilerin arkasına vagon gibi takılmak suretiyle muhalefet yapmaya çalışıyor. O muhalefetin milletvekilleri de ne yazık ki o eylemcilerin önünde oturmak suretiyle adeta onlara yakma, yıkma noktasında, taşkınlık yapma noktasında, yasalara uymayan bir eylem tarzı içerisinde destek vermiştir ama bu millet bunları yutmadı ve yutmayacak. Bu eylemlerin bir tek nedeni var o da Tayyip Erdoğan'ı yıpratmak, Tayyip Erdoğan'ı milletin nezdinde küçük düşürmek, dolayısıyla AK Parti'yi yıpratmak ve iktidardan indirmek. Şunu unutmayın; bu eylemlerin arkasında aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı seçimleri vardır. Halkın seçeceği bir Cumhurbaşkanı sürecini hazmedemeyenler, sokaklardaki eylemleri ile Türkiye'deki bu istikrarın sonunu getirmeye çalışıyor. O eylemleri yapanlar otursunlar, bir düşünsünler; 2002 yılından neyi yapıyordunuz da bugün yapamıyorsunuz, 2002 yılında hangi hayat seviyeniz yüksekti de bu gün alt seviyelere geldi, demokratikleşme noktasında 2002'den daha mı kötüyüz, ekonomik noktada daha mı kötüyüz, bireysel hak ve özgürlüklerde 2002'den daha mı kötüyüz, sağlıkta, ulaşımda, adalette daha mı kötü, nedir mesele? Bunu herkesin düşünmesi gerek. 2002 yılındaki hayat standardı ile bugünkü hayat standardı arasında bir eksiliş mi var veya AK Parti iktidarını ve Erdoğan'ı indirdin aşağıya diyelim, peki alternatifi ne? Sunacağın bir alternatif mi var? Meclisin aritmetik ortamında bir iktidar alternatifi mi var? Türkiye'yi Tayyip Erdoğan'dan daha iyi yönetecek bir lider mi var? Bütün bunları acaba o eylemci arkadaşlar kendisine sordu mu? Sordukları zaman tüm bunların karşısında hepsi bir hiçtir, bir yoktur. Demek ki bu ülkede o eylemleri yapanlar, demokratik hak arayışını yasal çerçeve içerisinde yapanları istisna tutarak söylüyorum; sokaklarda yakarak, yıkarak, insanları korkutarak evlerine hapsederek, sokaklarda adeta bir yağma yapmak suretiyle bu kamunun mallarını, araçlarını yakmak suretiyle ne yapmak istediler acaba? Yapmak istedikleri tek şey var; dışarıdan planlanan, içerideki piyonlarını kullanmak suretiyle Türkiye'de kaos ortamı meydana getirmek ve milletin iktidarını zayıflatmak. Bütün dertleri bu." - NEVŞEHİR
Son Dakika › Politika › Gezi Parkı Eylemleri - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?