MHP Grup Başkanvekili Vural Açıklaması

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, " Reyhanlı'da saldırıda sesini özlediği Obama'ya giden Erdoğan, bugün Türkiye'yi yangın yerine döndüren bu gelişmeler karşısında Neron gibi yaktığı ülkemizi dışardan seyretmek için uçağına binmiş yine kaçmıştır" ifadelerini kullandı.

Vural, Meclis'te düzelediği basın toplantısında, Türkiye'de yaşanan manzaranın bir yönetim anlayışının neticesinde gerçekleştiğini ve bunun tek sorumlusunun Başbakan Erdoğan olduğunu savundu.

Vural, "Yaptığı uygulamalarla ortak değerleri ayrıştıran, milli ve manevi değerleri yozlaştıran, terörü meşrulaştıran ve muhatap alan, Öcalan'a PKK paçavralarıyla dolu mitingleri düzenleten, Arap ülkelerinde meydanlara toplananlara 'halkın sesini duyun' diye bu meydanları meşrulaştıran Erdoğan'dır. Esad'a talkını verip salkımı kendi yiyen yine Erdoğan'dır" diye konuştu.

"Türkiye'yi yönetemeyen Erdoğan manzarasıyla karşı karşıyayız" ifadesini kullanan Vural, "Reyhanlı'da saldırıda sesini özlediği Obama'ya giden Erdoğan, bugün Türkiye'yi yangın yerine döndüren bu gelişmeler karşısında, Neron gibi yaktığı ülkemizi dışardan seyretmek için uçağına binmiş yine kaçmıştır" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın "gider ayak yeni fitneler ve gerilimleri arkasında bıraktığını" öne süren Vural, şöyle devam etti:

"Demokratik tepkiyi aşırı güç kullanarak rayından çıkartmak derin AKP'nin işidir. Ortaya konulan aşırı gücün daha sonra bir toplumsal muhalefetin tepkisine dönüştürülmesi, ondan sonra da toplumsal muhalefetin de şiddetle marjinalleştirilmek istendiği bir toplum mühendisliği ile karşı karşıyayız. Bunu başaran Erdoğan'dır. Halka karşı aşırı güç kullanımına yönelik tepki, bazı pravokatörler tarafından yönlendirilmiştir.

Başbakan milleti tahrik etmeye devam etmektedir. Milleti alkolik diye aşağılamakta, çapulcu diye horlamakta. Tükrükle boğacaklarını söyleyenler, 'onların karşısına 1 milyon kişiyi çıkarırım' diyerek cepheleşmeyi artıranlar bu şiddetten nemalanmak istemektedir."

Başbakan Erdoğan'ın "Brütüs sendromuyla herkesi sattığını" öne süren Vural, Başbakan Erdoğan'ın, yarattığı tartışmalarla "seçmenin AK Parti'de konsolide edilmeye çalışıldığını" savundu.

Milleti aşağılayan ve ona tepeden bakan bir zihniyetin iktidarda olduğunu savunan Vural, "Erdoğan, kutuplaştırıcı söylemleriyle millet iradesini ve milletin kendisini boğan ve nefessiz bırakan Frankeştayn'a dönmüştür" dedi.

Bu darbeci zihniyete karşı herkesin demokrasi ve hukuk devletinin yanında olması gerektiğini belirten Vural, "28 Şubatın ürünü olan Erdoğan'ın kendi 28 Şubatlarını oluşturduğunu" öne sürdü.

- "Hürrem Sultan sendromu"

Vural, Başbakan Erdoğan'ın "yüzde 50'yi zor tutuyoruz" diyerek milleti tahrik ettiğini öne sürerek, "Bu zihniyet milletimizin birlik ve bütünlüğüne yönelmiş, bizi arkadan vuran bir siyasi Lawrance zihniyetidir ve bu zihniyet tükenmiştir. Hürrem Sultan sendorumu yaşamaktadır.Tükenmişliğin, tükenmiş bir şahsiyetin sendromundan öteye anlam taşımıyor bu yaptıkları. Tükenmişlik sendromu; vücudun fiziksel ve ruhsal olarak çökmesi anlamına gelmektedir. Bu sendrom Başbakan'ı akıl almaz işlere yöneltmektedir" dedi.

Başbakan'ın söylemleriyle "yangına körükle gitmeye devam ettiğini" savunan Vural, "Başbakan 'Bir insan içki içiyorsa alkoliktir. Bize oy veriyorsa alkolikler arasına girmemiştir' diyerek milleti bu şekilde nitelendirmeye ne hakkı var?" diye sordu.

Başbakan Erdoğan'ın bazı açıklamalarıyla, yardımcılarının açıklamaları arasında çelişkiler olduğunu savunan ve örnekler veren Vural, "Bu adamın ne dediğini anlayan varsa bana bir anlatın, ne diyor, nerede duruyor? Sürekli olarak yalpalıyor. Zıp orada zıp burada" diye konuştu.

Başbakan'ın ve Hükümetin bir an önce aklını başına almasını ve yapılan açıklamalara dikkat edilmesini isteyen Vural, "(Yüzde 50'yi evde zorla tutuyoruz) diyorsun. Bu milletin birbirini öldürmesini mi istiyorsun? Sen Hizbul fitne misin?" diye sordu.

Vural, yakında sosyal medyayaya da yasaklar gelebileceğini öne sürdü.

"AK Parti'nin yöneticilerinden biri 'Gezi Parkının ardından Anıtkabir'i de yıkarsak' diyor. Haddini bileceksin. Cumhuriyeti yıkacaklar. Zihniyete bakın" diyen Vural, "Ey Başbakan sözüne, lafına dikkat et. Millete tepeden bakan, hor gören, aşağılayan, ötekileştiren söylemlerden, uygulamalardan vazgeç. Bu millet Türkiye Cumhuriyetinin birinci sınıf vatandaşıdır. Senin kulun değildir, senin memurun da değil" dedi.

Vural, "Firavun'u bir sinek alaşağı etmişti. Seni de bir çınar gibi Türk milleti sandıkta alaşağı edecektir" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün açıklamalarına da değinen Vural, "Sırça köşklerdeki kavga hangi boyutlara gelmiştir? Post kavgası, arzu ve ihtiras derindir. Erdoğan'ın, bu arzu ve ihtirası uğruna yıkmayacağı, yok etmeyeceği, arkadan hançerlemeyeceği hiç kimse yoktur" ifadesini kullandı.

CHP Ankara Milletvekili Levent Gök'ün "polise küfrettiğine" ilişkin bir soruya Vural, "Al birini vur ötekine. Ne vatandaşlara yapılan ugyulama ne bu ifadeler kabul edilebilir değildir" karşılığını verdi.

Vural, "Biz, Türk milletinin baharının sandıklarda olacağını düşünüyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül'ün açıklamalarıyla ilgili bir soru üzerine Vural, "Sayın Cumhurbaşkanı AKP uygulamaları karşısında hiçbir tavır ortaya koyamamıştır. Sözden öte yürütmenin başı olduğuna göre daha kararlı bir tavır içinde olması doğaldır. İyi polis kötü polis anlamında toplumu yönlendirmek amacıyla mı kullanılıyor, bunu da şüpheyle karşılıyorum. Sayın Gül'ün bu sözlerinden öteye somut adımlar atılması gerekiyor. Ben sayın Gül ile sayın Erdoğan'ı birbirinden ayırt etmiyorum. Aynı zihniyetin temsilcisi. Sayın Gül'ün bu ifadeleri kullanması umarım bir vicdani muhasebenin sonucudur, bir taktik yaklaşım değildir" diye konuştu.

Bir başka soru üzerine Vural, Başbakan Erdoğan'ın itidal değil gerilim istediğini öne sürdü.

Vural, bir soru üzerine, kimsenin AK Parti'ye karşı oluşan muhalefeti marjinalleştirmemesi gerektiğini belirterek, "Çözüm yolu belli; AKP'den millet iradesiyle kurtulacağız" dedi.

Dün Ankara'da gözaltına alınanların spor salonuna götürülmeleriyle ilgili Vural, "Rezalet. Bunlar ağaçları da kelepçeleyecekler" değerlendirmesinde bulundu. - TBMM