Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Kilisede ayin yapmak isteyen varsa buyursun yapsın. Buna saygı duyarız. Fakat ezanı susturmayı, Türk milletini teslim almayı aklından geçiren varsa; yeni kılıçarslanların korkusuzca vatanları için nöbet beklediklerini hatırlatmayı bu vesileyle tarihi bir görev sayarım" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, bütün yapıcı çabalara rağmen siyaset kurumunun yine tıkandığını, kronik ve acil sorunlarına çözüm üretme kabiliyetinden uzaklaştığını kaydederek, "Siyasi iletişim kanallarının kapanması parlamento çatısı altında asgari müştereklerde buluşulması için ortak zemin inşasını imkansız kılmıştır. Dahası AKP'nin buna hiç yatkınlığı ve yakınlığı olmamıştır. Kısır siyasi hesapların ve ihtirasların esiri olan iktidar, bunları aşarak Türkiye'nin önünü açacak ve rahatlatacak adımlar atma basiretini gösterememiştir. Bu yıl içinde iki seçim yapılmasına rağmen, toplumsal ve siyasi tansiyon normalleşememiştir" ifadesini kullandı.
Bahçeli, eski bakanlarla ilgili kurulan Soruşturma Komisyonu'yla ilgili yayın yasağı konulmasını da eleştirerek, şunları dedi:
" Balıkesir'de Kuva-yi Milliye'den bahseden, aslında Kuva-yi İnzibatiye'nin neferi olan Başbakan'ın, bu gelişmelerden 'haberim yok' demesi kendisi ve üslubu kadar kara mizahtır. AKP yolsuzluk olmuş, yoksulluk olmuş, yalan ve yasakla bütünleşmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adalete vurgu yapan konuşmaları, gördüğü mikrofonlarda atıp tutması yangını gizleyemeyecektir. AKP Hükümeti batmıştır, bitmiştir, balon gibi patlamıştır. Çevre ve Şehircilik eski Bakanı, hatırlarsanız, istifaya zorlanırken dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı suçlamıştı. Hatta soruşturma dosyasındaki imar planlarının Erdoğan'ın talimatıyla yapıldığını, bu nedenle Başbakan'ın istifa etmesi gerektiğini açık açık söylemişti. Bu eski bakan o zaman ki sözlerini bugün; bir çeşit sistem, alınganlık ve diğerleriyle aynı çuvala konulmasına tepki olarak tevil etmiş ve kıvırmıştır. Yani ortada bir çuval ve bu çuvalın içine tıka basa doldurulanlar vardır. Bilmeyen varsa söyleyeyim, bu çuval rüşvet çuvalıdır, bu çuval hırsızlık çuvalıdır, bu çuval AKP'nin başına geçen 17-25 sıra sayılı hortum çuvalıdır. Demek ki, bu eski bakan çuvala giren diğer dört eski bakanla yana yana getirilmekten, üst üste koyulmaktan rahatsızdır. Bu şahıs, çuvalın içine atılmaktan keyfi kaçmışsa, dışarıda, tam da çuvalın kenarında duran asıl failden de ahlaken rahatsızlık duyması lazımdır. Söz konusu faili önce istifaya çağırıp, sonra da u dönüşü yaparak allayıp pullamak olsa olsa korkaklık ve tehditle susturulmanın ilkesizliği olacaktır."
"BAŞBAKAN DAVUTOĞLU, HER FIRSAT VE ZEMİNDE; DOĞAN GÖRÜNÜMLÜ ŞAHİN OTOMOBİL GİBİ SES ÇIKARMAKTADIR"
"Başbakan Davutoğlu, her fırsat ve zeminde; doğan görünümlü şahin otomobil gibi ses çıkarmaktadır" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Kendisinin ses tonu apaçık bir özenti, vücut dili bildik bir kopyadır. Davutoğlu, miras yediler gibi konuşmakta, ekonomide bahar havası estirmekte, ezberlediği klişe ifadeleri milletimize yedirmeye çalışmaktadır. Başbakan'ın binbir gece masallarını aratmayan beyanlarına rağmen gerçek acıdır ve Türk milleti açlığa, borca ve sefalete mahküm edilmiştir."
"KIRIM'DAKİ ZULÜM VE EZİYET BİTMEDEN RUSYA'NIN İNANDIRICILIĞI BİZE GÖRE OLMAYACAKTIR"
Petrol fiyatlarındaki her yüzde 10'luk gerilemenin enflasyonda yaklaşık yüzde 0,5'lik azalmaya neden olduğunu vurgulayan Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dün ülkemize gelen Rusya Devlet Başkanı Putin'in, 1 Ocak'tan itibaren doğalgazın satış fiyatında yüzde 6'lık bir indirime gideceklerini açıklaması iyimser bir gelişme olsa da, bunun neyin karşılığında olduğu ve vatandaşlarımızın tüketimine ne şekilde yansıyacağı ileriki tarihlerde daha net görülecektir. Petrol fiyatının ucuzlamasından dolayı yaklaşık 90 milyar dolarlık bir zarara uğrayan Rusya'nın, yeşeren sosyal ve ekonomik açmazları hafifletmek için Batı'nın ambargo ve yaptırımlarını Türkiye üzerinden etkisizleştirme niyeti dikkatlerimizden kaçmamıştır. Erdoğan ve Putin'in Suriye konusunda görüş ayrılıkları olsa da, bu ikilinin mizaçlarındaki benzerlik ortak paydaları olarak ön plana çıkmaktadır.
Rusya ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişki ve hacmin iki ülkenin yararına gelişmesi için bölgesel ve jeopolitik risklerin de hesaba katılması gerekmektedir. Kırım'daki zulüm ve eziyet bitmeden Rusya'nın inandırıcılığı bize göre olmayacaktır.
Rusya'nın Türkiye'ye sattığı doğal gazın toplam faturasında indirime gitmesi, ekonomik parametre ve hedeflerden ziyade siyasi ve bölgesel konulara endekslidir."
"BİLİNMELİDİR Kİ, FENER RUM PATRİĞİNİN SÖZDE EKÜMENİK UNVANI DEVLETİMİZİN KURUCU ANLAŞMASI LOZAN'A TAMAMEN AYKIRIDIR"
Papa Francis'in ziyareti ile ilgili de değerlendirme yapan Bahçeli, şöyle dedi:
"Katolik dünyasının manevi lideri Papa Francesko'nun Türkiye ziyareti her yönden değerlendirmeye muhtaçtır. Papa aynı zamanda Vatikan şehir devletinin de lideridir. Erdoğanla Papa'nın karanlık sarayda buluşması, bu görüşmenin basına yansıyan diyalogları dikkate değerdir. Yeni sarayının açılışını Papa'yla beraber yapan Erdoğan'ın sanki günah çıkarmak için sabırsızlık çekmesi ayrı bir analizin konusudur. Ziyaretin bizim için en önemli tarafı, Papa'nın İstanbul'da Fener Rum Patriği'yle bir araya gelmesi ve İtalya'ya dönerken Ermenistanla sınır kapılarının açılmasını önermesidir. Kuşku yok ki, sözde Ermeni soykırımıyla ilgili uydurmaların 2015 yılında zirveye çıkacağı anlaşılmaktadır. Papa sanki bunun haberini verir gibi konuşmuş, üstüne vazife olmayan bir konuda yorum yapmıştır. Bunun yanında Katolik ve Ortodoks Kilisesi arasındaki 960 yıllık ihtilafın giderilmesi ve birleşmenin sağlanması için yoğun bir girişim ve temas olduğu anlaşılmaktadır. Yüzyıllarca birbirini aforoz eden iki ekolün mutabakat arayışı; Müslümanlar parçalanırken Hristiyan birliğinden bahsetmeleri bize göre kuşku verici bir gelişmedir. Dinler arası diyalog ve Ilımlı İslam gibi defolu kavram ve sinsi projelerle üzerimizdeki operasyonun şekil ve muhtevası çoktan deşifre olmuştur.
İstanbul'da Fatih Kaymakamlığına bağlı olan Fener Rum Patriğinin Ekümenik sıfatını kullanması bu kapsamda ele alınmalıdır. Papa Ekümenik sıfatına kendince meşruluk atfetmiştir. Bilinmelidir ki, Fener Rum Patriğinin sözde Ekümenik unvanı devletimizin kurucu anlaşması Lozan'a tamamen aykırıdır. Biz tüm inanç ve dinlere mutlaka saygı duyan bir siyaset disiplini ve ahlakına sahibiz. Kimseyi ötekileştirmeden, hor ve hakir görmeden milletimizin ve ülkemizin bekasını savunuyoruz. Ancak Anadolu'da bir Hıristiyan üstünlüğü hedefinin eşzamanlı olarak Türklerin bu topraklardan çıkarılması hesabına refakat ettiğini de görüyor ve müşahede ediyoruz. İstanbul'un Vatikan benzeri bir minyatür veya şehir devleti haline getirilerek ele geçirilmesi amacının ısrarla sürdürüldüğünü görmemek için de kör olmak gerektiği kanaatindeyiz. Bunun yanı sıra, Heybeliada Papaz okulunun açılması için AKP ve dostları fırsat kollamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin muazzam bir diriliş ruhu ve muhteşem bir azimle kurduğu bir Türk devletidir. Anadolu coğrafyası Türk milletinin son ve ilelebet vatanıdır. Bizim, kalbinde kilise, ağzında cami olanlara verilecek vatanımız, feda edilecek insanımız, heba edilecek değerimiz olmayacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi, Türklüğün ölüm ve sürgünü demek olan her teklif, emel, gaye ve hazırlığa sonuna kadar karşı duracak, Türkiye'yi tüm güzellik ve değerleriyle bağrına basacaktır.
Biz; Ekümenik'i bilmeyiz, Papaz okulundan anlamayız, son yurdumuzda meydanı boş bulan misyonerlerin, diyalogcuların, görünmez kilise havarilerinin tezgahına katiyen düşmeyiz.
Kilisede ayin yapmak isteyen varsa buyursun yapsın. Buna saygı duyarız. Fakat ezanı susturmayı, Türk milletini teslim almayı aklından geçiren varsa; yeni kılıçarslanların korkusuzca vatanları için nöbet beklediklerini hatırlatmayı bu vesileyle tarihi bir görev sayarım." - ANKARA
Son Dakika › Politika › MHP Grup Toplantısı (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?