Taksim'deki Gezi Parkı Olayları

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, CHP Genel Başkan Yardımcısı Günaydın, Taksim Gezi Parkı ile başlayan olayların sorumlusunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu savundu. Günaydın, parti genel merkezinden düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Taksim Gezi Parkı ile başlayan süreçte hükümetin olaylara benzinle gittiğini savunan Günaydın, aynı zamanda CHP aleyhine propaganda yapıldığını söyledi. Günaydın, CHP'nin "İETT peronu olarak kullanılmaması için" Taksim'in yayalaştırma projesine onay verdiğini ancak Topçu Kışlası, AVM ya da ağaç kesimine yönelik bir onayının bulunmadığını bildirdi.

Gökhan Günaydın, İstanbul 2 Numaralı Koruma Kurulu'nun Şubat 2011'de Topçu Kışlaşı'nı 1. sınıf tarihi eser olarak tescil ettiğini, Kültür Bakanlığı'nın yaptığı plana CHP'nin itiraz ettiğini, bu itiraz üzerine planın İstanbul 2 Numaralı Koruma Kurulu tarafından yapımın reddedildiğini anımsatan Günaydın, "Başbakan bir öfke ile 'Topçu Kışlası'nı yapacağız, bunların reddine de red vereceğiz' demiştir. Neye güvenmektedir Başbakan; çünkü İstanbul 2 Nolu Koruma Kurulu'nun kararı itiraz üzerine Ankara'daki Koruma Kurulu'na gelecektir. 15 kişilik Koruma Kurulu heyetinin 10'u bakanlık bürokratlarından oluşmaktadır. Dolayısıyla Başbakan 'reddinize red vereceğiz derken ben o bürokratlara emir vereceğim ve böylece 2. Numaralı Koruma Kurulu'nun kararını kaldıracağım' demiştir. Gerçekten Ankara'daki kurul itirazı kaldırmıştır" dedi.

Günaydın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Taksim ile ilgili farklı görüşleri olduğunu belirterek CHP Basın Merkezi tarafından hazırlanan konuyla ilgili videoları basın mensuplarına izlettirdi.

Gökhan Günaydın, daha sonra şöyle devam etti:

"Sosyal medya üzerinden örgütlenerek birbirine sahip çıkmaya çalışan insanları, basının haber vermediği bir ortamda Twitter'ı suçlayarak bir yere oturtmaya çalışan Başbakan'ın tavrı açıkça söylüyorum ki bir telaş içerisinde ne dediğini bilemeyen siyasetçi tavrıdır. "

Bir gün başka bir şey söyleyen bir başka gün bir başka ifade kullanan ve toplumu sürekli kutuplaştırıp, sürekli ötekileştirip, adeta şiddeti tahrik eden bir Başbakan, sokaklardaki bu görüntülerin başsorumlusudur."

-Orantısız güç-

"Bir gün başka bir şey söyleyen bir başka gün bir başka ifade kullanan ve toplumu sürekli kutuplaştırıp, sürekli ötekileştirip, adeta şiddeti tahrik eden bir Başbakan, sokaklardaki bu görüntülerin başsorumlusudur" ifadelerini kullanan Günaydın, Gezi Parkı'nda başlayan ve bir çok şehire yansıyan olaylara da değinerek polisin orantısız güç uyguladığını savundu. Günaydın, Anayasal hakkını kullanan vatandaşlara karşı gaz bombaları atıldığını belirterek polisin kadınlara ve çocuklara acımadığını ve kanunsuz işler yaptığını ileri sürdü.

Gökhan Günaydın, şiddetin bir an önce durması gerektiğinin altını çizerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da böyle bir ortamda yurtdışına çıkmaması gerektiğini söyledi.

-Ankara'da 1500'ün üzerinde gözaltı-

Gökhan Günaydın, bir gazetecinin sorusu üzerine dün "Mini MYK" toplantısı yaptıklarını ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün sürece müdahil olması, İçişleri Bakanı Muammer Güler'in de Valiler aracılığıyla polisin şiddete son vermesi konularının değerlendirildiğini bildirdi.

Günaydın, gözaltı sayısına ilişkin bir soru üzerine, bu sabah itibarıyla Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü yanındaki spor salonunda bin 500'ün üzerinde gözaltı yapılmış kişi bulunduğunu, 60 kadar kişinin ise başka bir yerde bekletildiğini ve bu kişiler hakkında farklı işlem yapılacağını öğrendiklerini bildirdi. Günaydın, gözaltındaki vatandaşlara kötü muamele yapılmaması için sabaha kadar çalıştıklarını da söyledi.

-Ağır sözler etmekten kaçınılmalı-

Gökhan Günaydın, bir gazetecinin CHP Ankara Milletvekili Levent Gök'ün polislere yönelik sözlerini, AK Parti Tokat milletvekili Zeyid Aslan'ın sözleri ile kıyaslayarak nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine, siyasetçilerin sözlerine dikkat etmesi gerektiğini söyledi.

Günaydın, Zeyid Arslan'ın TBMM'deki sarf ettiği kötü sözlerden daha ayıp olanın; AK Parti ve TBMM disiplin kurullarının bir disiplin cezası uygulamayı gerekli görmemesi olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

"Zeyid Arslan'a yönelik böyle bir muameleyi yapmakta tereddüt göstermeyenler, TBMM'deki rahat koltuğundan kalkarak bir başka milletvekiline galiz küfür eden milletvekilini görmezden gelenler, kendisine sürekli biber gazı ve su sıkılırken istenmeyen sözler ifade eden arkadaşımıza yüklenmeye gayret ediyorlar. Hiç şüphem yok, Levent de o sözü söylememeyi isterdi. Ancak iki ortam arasından çok ciddi fark bulunduğunu, birinde ağır tahrik öbüründe ise temel bir iradenin söz konusu olduğunu ifade etmek isterim.

Ancak tarafımızı belli etmek için açıkçası önerim; hiç bir ortamda, hiç bir yerde yurttaşlara örnek olması gereken siyasetçilerin fraklı yerlerde farklı biçimlerde kullanılabilecek ağır sözler etmekten kaçınmak ve kendilerini kontrol etmek sorumlulukları elbette vardır."

-Mülkiyeliler Birliği'nde yaşananlar-

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, polise müdahale emrinin İçişleri Bakanı Muammer Güler değil Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından verildiğine inandığını belirterek öte yandan Ankara Valisi Alaaddin Yüksel ile Ankara Emniyet Müdürü Kadir Ay'ın da telefonlarına çıkmadıklarını söyledi.

Günaydın, dün gece Mülkiyeliler Birliği'nde yaşananların herhangi bir hukuk devletinde açıklamasının olmadığını belirterek polisin kısa mesafeden ve dik atışla gaz bombası kullandığını, yaralanan gençler ve çocukların Mülkiyeliler Birliğine taşındığını, içeride tıbbi yardım yapılırken doktorların dahi toplanarak götürüldüğünü, olayla ilgili hiç bir Ankara otoritesine ulaşılamadığını bildirdi.

Gökhan Günaydın sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başbakan sanırım sayı saymasını bilmiyor çünkü Türkiye'de 50 kentte meydanlar ve sokaklar dolu. Başbakanın 'çapulcu' diye tanımladığı insan kitlesi milyonları aşıyor. Bir Başbakanın 10 yıllık iktidarında yaptığı uygulamalara 'artık yeter' diyen halka 'çapulcu' demek yerine onları anlamaya çalışması lazım. Bülent Arınç'ın, Ömer Çelik'in söylediklerini bile söyleyemeyen ve öfkeden ne yaptığını bilmez hale gelmiş bir Başbakan, bugün Türkiye'yi yönetme durumundadır. Bu Türkiye Cumhuriyeti adına çok büyük bir talihsizliktir. " - Ankara