Tezcan - Khk Ile Ihraç Edilen Öğretim Üyelerinin Açlık Grevi - Son Dakika
Politika

Tezcan - Khk Ile Ihraç Edilen Öğretim Üyelerinin Açlık Grevi

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, ABD'nin PYD/PKK'ya silah yardımı kararı almasına ilişkin, "YPG'ye ağır silahlar verilmesi demek, hem bölge güvenliğinin hem de Türkiye'nin bütünlüğünün önemli ölçüde tehdit altına alınması demektir.

10.05.2017 17:53

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, ABD'nin PYD/ PKK'ya silah yardımı kararı almasına ilişkin, " YPG'ye ağır silahlar verilmesi demek, hem bölge güvenliğinin hem de Türkiye'nin bütünlüğünün önemli ölçüde tehdit altına alınması demektir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın, bu kararın arkasından ABD ziyaretini ciddi olarak bir kere daha gözden geçirmesi ve yeniden değerlendirmesi gerekir." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.

Parti Sözcüsü Tezcan, toplantının ardından yaptığı açıklamada, Selin Sayek Böke'nin parti sözcülüğü görevinden kendi isteğiyle ayrılması üzerine, Kılıçdaroğlu'nun bu görevi şahsına verdiğini belirtti.

Daha önceki parti sözcülerinin önemli görevler yaptığını ifade eden Tezcan, onlardan sonra bu görevi yapabilmenin özel bir çalışma ve yükümlülük getirdiğini söyledi. Tezcan, bütün vatandaşların ve insanlığın Berat Kandili'ni tebrik ederek, kardeşliğin ve dostluğun hakim olacağı bir gelecek arzu ettiklerini dile getirdi.

Anayasa değişikliği geçmediği halde, geçmiş gibi bir gayrimeşru sürecin başlatıldığını savunan Tezcan, bu gayrimeşru sürecin kurumlarının oluşturulmaya çalışıldığını, bunlardan ilkinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu olduğunu ileri sürdü.

Tezcan, TBMM'de bu konuda kurulan karma komisyonun ikinci toplantısını yaptığını, seçilecek 7 üye için 83 aday adayının başvuru yaptığını anımsatarak, "Müracaatlar bir ibret vesikasıdır. Yargıda yeniden cemaat-siyaset, tarikat-siyaset ittifakının köşe taşlarının döşenmeye başlandığını görüyoruz. Dünden itibaren Hakimler Savcılar Kurulunun oluşumunda tıpkı 2010'dan sonra olduğu gibi AK Parti iktidarının cemaatlerle ittifakının yeni dönemde de aynı kararlılık ama aynı aymazlık içerisinde devam ettiğini ibretle izliyoruz." diye konuştu.

Karma komisyonun oylamasına CHP'nin katılmayacağını ifade ettiğini belirten Tezcan, "Bu mühürsüz seçimin gayrimeşru yapılanmasının parçası olmamaya karar verdik ve bu çerçevede Hakimler Savcılar Kurulu oylamasına katılmayacağız. Komisyon çalışmalarına katıldık, düşüncelerimizi söyledik, kayıtlara geçirdik ama bu mühürsüz seçimin gayrimeşru sonuçlarının parçası olmayacağız, oylamaya katılmayacağız. Kendilerini baş başa bıraktık. Bu yapının kurucularını baş başa bıraktık. Yeni bir cemaat-siyaset ittifakının Türkiye için hayırlı bir sonuç yaratacağını düşünmüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Tezcan, bugün Kılıçdaroğlu ile Danıştay'ın 149'uncu kuruluş yıl dönümü kutlamalarına katıldıklarına dikkati çekerek, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör'ün yaptığı açıklamanın, hem yargının hem de yüksek yargının hangi noktaya geldiğini göstermesi açısından çarpıcı olduğunu vurguladı.

Güngör'ün, "anayasa değişikliğiyle, kuvvetler ayrılığının belirgin bir şekilde ifade edildiğini" söylediğini aktaran Tezcan, "Sanıyorum bunu söyleyebilmek için hukukçu olmak değil ama bugünün Danıştay Başkanı olmak gerekiyormuş." ifadesini kullandı. Güngör'ün ayrıca "OHAL KHK'ları ile ilgili inceleme komisyonunun, 685 sayılı KHK ile oluşturulmuş olmasını bir hukuk devletinin gereği gibi göstermeye çalıştığını" ileri süren Tezcan, bunu "hayret verici" olarak nitelendirdi.

"Başbakan Yıldırım'a iletti"

Tezcan, "Herhalde, OHAL inceleme komisyonu gibi tam da KHK ile yargısal denetimin önünü tıkamak, binlerce, yüz binlerce mağdurun hak aramasının önünü kapamak için oluşturulmuş bir komisyonu, adı konmuş, henüz kendi dahi kurulmamış bir komisyonu hukuk devletinin bir gereği diye yutturmaya çalışmak, sanıyorum bugünün Danıştay başkanlarına özgü bir yetenek olsa gerek. Bu tablo, yargıda ve özellikle yüksek yargıda hangi noktaya düştüğümüzün, hangi acz içerisinde bulunulduğunun çarpıcı bir örneğidir." dedi.

Bu durumun, salondaki protokol işleyişine de etki ettiğini ileri süren Tezcan, törenin bitiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan Danıştay'dan ayrılırken, hakimlerin salona hapsedildiğini iddia etti. Tezcan, "Yargı sürecinde yaratılan bu psikolojinin kara bir fotoğrafı olarak tarihin sayfalarına ne yazık ki bugünkü Danıştay törenleri düşmüş oldu." diye konuştu.

İşlerinden, mesleklerinden ihraç edilip, haklarını arama imkanı bulamayan kamu görevlilerinin her türlü demokratik yolu deneyerek haklarını arama mücadelesi sürdürdüğünü ifade eden Tezcan, KHK ile ihraç edildikten sonra başladıkları açlık grevinde 63'üncü güne giren Nuriye Gülmen ile Semih Özakça'nın ölümle pençeleşecek kritik eşiğe doğru hızla sürüklendiğini söyledi.

Açlık grevinde 63 gün geçmiş olmasına rağmen, hükümetin ciddi ve vahşet derecesinde bir ilgisizlik içerisinde olduğunu savunan Tezcan, ailelerin, hükümet yetkilileriyle konuşmak istediğini ancak bugüne kadar randevu alamadıklarını öne sürdü. Başbakan Binali Yıldırım'a ve hükümet yetkililerine, "Öldükleri zaman mı hatırlayacak ve anlayacaksınız?" diye soran Tezcan, Kılıçdaroğlu'nun Danıştay toplantısında konuyu önce Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'a, ardından da Yıldırım'a ilettiğini aktardı.

Tezcan - Khk Ile Ihraç Edilen Öğretim Üyelerinin Açlık Grevi
Kaynak: AA

Son Dakika Politika Tezcan - Khk Ile Ihraç Edilen Öğretim Üyelerinin Açlık Grevi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement