Başbakan Ahmet Davutoğlu, inovasyon kelimesine Türkçe karşılık bulunması gerektiğini belirterek, inovasyona, "uygulamalı yenilik" ya da "uygulamalı buluş" şeklinde karşılık bulmak ve onu kullanmak gerektiğini söyledi.
Davutoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Ekonomi Bakanlığı'nın desteğiyle düzenlenen "Türkiye İnovasyon Haftası 2014 İstanbul'da" yaptığı konuşmada, özgür ve yenilikçi düşüncenin platformu olarak ifade ettiği haftaya katılanları ve salonu dolduran öğrencileri selamlayarak, bu haftayı gelenekselleştiren TİM ve Ekonomi Bakanlığı'na teşekkür etti.
İnovasyonun her şeyden önce düşünce yöntemi ve bir tür hayat tarzı olduğunu belirten Davutoğlu, "Hepinizi inovasyona davet ediyorum. İnovasyon güzel bir kelime, İngilizce olarak kullanıldığında da karşılığı olan bir kelime. Ama bu kelimenin güzel Türkçemizdeki karşılığını inove etmemiz lazım. Yani bir Türkçe karşılığı bulunarak, bu Türkçe karşılıkla anmamız lazım. Mesela Ar-Ge gibi. 'Uygulamalı yenilik' ya da 'uygulamalı buluş' şeklinde Türkçemizde de karşılığını bulmak ve onu kullanmak lazım" diye konuştu.
Davutoğlu, bilim adamı olarak siyasi hayata geçtiğinde, teoriden pratiğe geçişin bütün zorluklarını, çetrefilli aşamalarını bizzat gözleyerek yaşadığında, bu düşünce yönteminin ana safhalarını da anlama imkanı bulduğunu dile getirerek, uygulamalı buluş ve yenilik alanında beş aşama olduğunu, bunların her birinin hem eğitim hem düşünce dünyası hem iş dünyası hem de devlet karar mekanizması açısından önem taşıdığını anlattı.
Birinci kısmın tasavvur ya da hayal, ikincinin fikir ya da tez, üçüncünün uygulama ya da teknoloji, dördüncünün ticarileşme ya da pazarda karşılık bulma, beşincisinin de rekabet aşaması olduğunu vurgulayan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bütün bu aşamaları hakkıyla geçmemiş hiçbir yeni düşünce inovasyon alanında gerçek bir yenilik ortaya koyamaz. Bütün bunlar yerleşik ve statüko oluşturmuş bir düşünce biçiminin ya da bilim anlayışının değişimiyle irtibatlıdır. Devlet olarak, iş dünyası olarak ve iş eğitim alanında neler yapabileceğimizi ele alırsak, şu önemli hususları beyan etmekte fayda var. Birinci aşama tasavvur ve hayal etme aşamasıdır. Eğitimi sadece bir malumat yığını olarak gören bir zihin için ya da bir bilginin aktarım alanı olarak gören birisi için inovasyon orada bitmiştir. Çünkü var olan bir bilgiyi, üretilmiş bir bilgiyi aktarır. Yeni bir bilgiyi üretebilmek için önce düşünce yöntemi itibarıyla mutlaka temel bilimlere ve kurgusal bir zihne sahip olmak lazım. Devlet olarak bizim doğrudan takip etmemiz, özellikle akademisyenlerimizin ve genç bilim adaylarının üzerindeki durması gereken husus, bütün bu düşüncenin zeminini oluşturacak olan temel bilim alanlarında yetkin, özgün ve yeniliğe açık bir bilimsel bir birikim oluşturmaktır."
"Bilginin tasarımla yeni bir paradigmaya dönüşmesi gerekir"
YÖK Başkan ile görüşmesini anımsatan Davutoğlu, ilk olarak temel bilimlerdeki durumu sorduğunu söyledi. Temel bilimlerde, yani matematik, fizik, kimya biyoloji ve diğerlerinde gelişmemiş bir ülkenin teknolojide yenilikçi olamayacağını vurgulayan Davutoğlu, "Teknoloji aktarabilir ama yeni teknoloji geliştiremez. Üniversitelerimize çağrıda bulunuyorum. İnovasyonda eğer gerçek bir sıçrama yapacaksak, mutlaka temel bilim alanlarında ciddi bir yenilenme ihtiyacımız var. Maalesef üniversitelerimizde temel bilim alanları hala istediğimiz düzeyde değil. Uluslararası akademik katkı anlamında da temel bilimlerde, yeterli, özgün katkı yapabiliyor durumda değiliz. Buna bağlı olarak genç beyinlerin, bilim adamlarının o bilgilerden bir inovatif düşünceye geçiş için mutlaka tasavvur etme, tasarım geliştirme kabiliyetine sahip olması lazım" diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, akademisyenlik döneminde başarılı bir doçentin tez sınavında geçemeyince kendisine "Bilgi yetmiyor mu?" diye sorduğunu, ona "Bilginin olması yetmiyor. Bilginin mutlaka bir tasarımla bir tasavvurla yeni bir paradigmaya dönüşmesi gerektiğini, bilgilerinin kuru bir malumat mahiyetinde" olduğunu söylediğini anlattı.
Genellikle temel bilimlerde matematik ve fizik gibi alanların gerekli, bu alanların temel olarak inovasyona açık bir zemin oluşturulduğu düşüncesinin doğru olduğunu ifade eden Davutoğlu, "O olmadan olmaz ama bunun ötesinde sosyal bilimlerle veya edebiyatla matematiği bu anlamda ayırmak mümkün değil. Çok iyi kurgu kuramayan bir zihin yeni bir tez üretemez. Bilgi odaklı ekonomi dediğinizde işte inovasyon alanına girmiş oluyorsunuz" değerlendirmesinde bulundu.
İş adamlarına çağrı
Başbakan Davutoğlu, iş adamlarından sadece teknoparklara değil, üniversitelerin temel bilim alanlarına da katkıda bulunmalarını isterken, şöyle devam etti:
"Üniversitelerimizin temel bilim alanlarına katkıda bulunun, burslar verin. O temel bilim alanlarında laboratuvar gelişimine özellikle katkıda bulunun çünkü bunun olmaması halinde üniversitelerimiz veya öğrencilerimiz için eğitim demek, sadece pratik meslek sahibi olacakları alan demek. Onun için birinci aşamada, yani tasavvur ve tez üretme, yeni fikir üretme aşamasında eğitim sistemimizi gözden geçirmeye ihtiyacımız var. Bu, bizim sorumluluğumuz. Hükümet olarak, yükseköğretim kurumu olarak, eğitim olarak ama aynı zamanda iş dünyamızın da buna gerekli katkıda bulunabilmesi lazım. Bu tasavvurdan fikre geçişle birlikte yeni bir fikir, yeni bir tez, yeni bir buluş ortaya çıktığında, bu buluş marjinal bir düşünce olmaktan çıkıp, bir gerçek keşif haline dönüşecekse burada uygulama aşaması geliyor. Yani Ar-Ge aşaması, teknoloji aşaması. O tezi mutlaka teknolojiye dönüştürecek o yeni düşünceyi teknolojiye aktaracak araçlara sahip olmamız lazım. Bu da Ar-Ge merkezleriyle olur."
Gerek 62. Hükümet Programı'nda gerekse sektörel programlarını ilan ettiğinde yaptığı konuşmayı hatırlatan Davutoğlu, Türkiye'nin Ar-Ge katkısını artıracak, Ar-Ge'yi ekonominin temel dinamiklerinden biri haline getirecek yeni bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, üretilen teknolojiye geçilmesi gerektiğine işaret ederek, teknoloji üretimine geçilmesi içinde o tasavvuru fikre, fikri uygulayama dönüştürecek zincirin kurulması gerektiğini anlattı.
"Hedefimiz en kısa zamanda yüzde 3'e ulaşmak"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 2002 yılında Türkiye'de 2 teknopark bulunduğunu kaydederek, konuşmasında şunları aktardı:
"Şu anda 41'i aktif 59 teknoparkımız var. 2002'de sadece 3,3 milyar lira Ar-Ge yatırımı vardı, şimdi 13 milyar lira. Yeter mi? Yetmez. Oran itibarıyla yüzde 0,55'ti biz geldiğimizde, şimdi 0,95. Hedefimiz en kısa zamanda yüzde 3'e ulaşmak. Gayri Safi Milli Hasıla'nın (GSMH) yüzde 3'ünü aşmayan ülkelerin ciddi teknoloji üretemediklerini de görüyoruz. 2002'de Ar-Ge'lerde çalışan toplam bilim adamımızın, uzmanımızın sayısı 29 bindi, şu anda 105 binde. Ancak bunlar yeterli değil. Daha ileri aşamaya geçmek için sektörel dönüşüm programlarında ilan ettiğimiz, Ar-Ge odaklı çalışmalara teşvik vermeye devam edeceğiz. Ar-Ge'ye dayanan her türlü faaliyeti de projeyi de en öncelikle teşvik alanları içerisinde gözeteceğiz. Uygulamada Ar-Ge'de bir başarı sağlandığında hemen sonrasında ticarileşme geliyor. En iyi teknolojik buluş bile insanların günlük hayatını değiştiren pratik bir alana dönüştürülememesi durumunda iyi bir teknoloji projeksiyonu ama uygulanamayan bir alan haline dönüşür."
Üniversite sanayi işbirliğiyle ticarileşmenin önünün açılması gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, hükümet olarak Ar-Ge'deki projelerin ticari alana aktarılması için özellikle reel sektördeki dönüşüm programları çerçevesinde atılacak adımların her zaman yanında olacaklarını ifade ederek, "Ticarileşme, sosyalleşme günlük hayata girişle bir inovasyonun cep telefonunda ne kadar büyük yeniliklerle ilk çıktığı anda bu ana kadar her bir yenilik aslında insanların günlük hayatını değiştirdi" diye konuştu.
"Teknoloje intibakta olağanüstü kabiliyetli ve istekliyiz"
Başbakan Davutoğlu, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde çalışma arkadaşlarına "Acaba cep telefonu yokken diplomasi nasıl yapılır?" diye sorduğunu aktararak, şunları anlattı:
"Bir krizin çözümü için bazen bir günde 20 dışişleri bakanıyla görüştüğümü hatırlıyorum. 20 dışişleri bakanıyla cep telefonuyla... Eğer olmamış olsaydı diplomasi muhtemelen bu 20 görüşmeyi 5-6 günde yapmak durumunda kalırdım ve muhtemelen de o kriz o 6 günde büyür ve çözülemez hale gelirdi ya da yeni bir kriz başlardı. Teknolojinin, o güzel düşüncenin insanların normal hayatındaki ritmi de değiştirebilmesi, çabuk ticarileşebilmesi, çabuk kullanılabilir ve insan hayatını değiştirebilir nitelikte olması lazım. Bu çerçevede de Türkiye'de de aslında yeni fikir ve inovasyonu ticarileştirme konusunda, patent, markalaşma hususunda birtakım zorluklar var. Bunu istediğimiz ölçüde başaramıyoruz, burada ciddi bir sıçrama yapmamız lazım. Ama teknoloji kullanımında ve teknolojiye intibakta olağanüstü kabiliyetli ve istekliyiz. Çok kısa sürede teknolojiye intibak ediyoruz. O sebeple de dışarıda üretilen bir teknolojinin ticarileşmesi sebebiyle içeride hemen yaygın alan buluyor. Bu sebeple de bizim ithalatımızda yüksek teknoloji ürünlerin payı ihracatımızdaki paydan çok yüksek. Yüksek teknoloji ürünlerin bizim ithalatımızdaki payı yüzde 14,4, ihracatımızdaki payı ise sadece yüzde 3,7. Bu, şunu gösteriyor; biz teknoloji alıyoruz, hayatımıza intibak ettiriyoruz ama aynı hızda teknoloji üretip başkalarının hayatlarına girebilecek etkinliğe sahip değiliz. Yüksek teknoloji ürünlerin ithalatımızdaki payının, ihracatımızdaki payının neredeyse 5 misli olduğu bir durumda siz, inovasyon ülkesi haline dönüşememişsiniz demektir."
"Katma değeri yüksek alana geçmemiz icap ediyor"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ticarileşme, markalaşma, patent hakları, fikri mülkiyet hakları da dahil olmak üzere yeni paradigmatik bir değişim yaşamak gerektiğine ve üretilen yeni fikirlerin teknolojiye aktarılıp uygulanması ve ticarileşmesi sonrası aşamanın rekabet olduğuna değinirken, ürününün dünyada rekabet edebilir niteliğe dönüşmesi gerektiğinin altını çizdi.
Davutoğlu, Türkiye'nin 500 milyar dolarlık rekabet hedefine ulaşabilmesinin içerideki üretimin teknolojik katma değerinin artırılmasıyla mümkün olacağını belirterek, "Türkiye'de 1 kilogram ihracatın karşılığı 1,5 dolar, Almanya'da, Avrupa'da 3,5-4 dolar. Şimdi bizim katkısı, katma değeri yüksek alana geçmemiz icap ediyor" dedi.
Konuşmasının ardından Başbakan Davutoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'la butona basarak, Ekonomi Bakanlığı web portalının açılışını gerçekleştirdi.
- İstanbul
Son Dakika › Politika › Türkiye İnovasyon Haftası 2014 İstanbul' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?