İkamesi Olmayan Tek Aşk; Futbol Taraftarlığı - Son Dakika
Spor

İkamesi Olmayan Tek Aşk; Futbol Taraftarlığı

İkamesi Olmayan Tek Aşk; Futbol Taraftarlığı

Yeni sezonda hem lig hem de Avrupa maçlarının başlaması ile futbol yeniden gündemimizde yerini aldı.

23.09.2014 10:09  Güncelleme: 10:12
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

90 dakika boyunca taraftarına dünyayı unutturan futbolu ve futbolun gerçek kahramanları yani taraftarları Sema Tuğçe Dikici, Caretta Yayınları'ndan Tortuga markasıyla çıkan "Yakarız Bu Gezegeni" kitabında dünden bugüne geçirdiği birçok değişimle birlikte ele alıyor. Ve futbol taraftarlığının neden futbol seyirciliğine tercih edildiğini sorguluyor. Bunu yaparken de sadece siyaset ve futbol üzerine araştırmalar yapan akademisyen olarak değil, futbol endüstrisinin içinde yer alan bir profesyonel ve tabii ki futbol taraftarı olarak meseleyi farklı açılardan değerlendiriyor.

Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün Teknik Direktörü Slaven Bilic, "Yakarız Bu Gezegeni" kitabının arka kapağında; "Kadınlara büyük saygı duyuyorum ama futbol onlardan daha güzel" sözleriyle yer alıyor. Bilic'ın bu cümlesi futbolun hayatımızdaki yerinin de bir özeti aslında… Taraftarına tüm duyguları; sevinci, hüznü, coşkuyu, hüsranı, hırsı, arzuyu, paylaşımı, sevgiyi, öfkeyi bir arada yaşatabilen, her yeni 90 dakikanın başında, hakemin düdüğünü çalmasıyla yine ve yeniden aynı duyguları hissettirebilen belki de tek spor dalı futbol…

"Futbol önceden fakirlerin oynayıp zenginlerin izlediği, günümüzdeyse zenginlerin sahada fakirlerin ise tribünlerde olduğu bir spora dönüşmüştür."

Yazara göre, Şenol Güneş'in günümüz futboluna dair yaptığı bu benzetme aslında derin bir ayrışımı da gösteriyor. Futbol endüstrisi artık 90 dakika boyunca bağıran, futbolu sadece yeşil sahada değil hayatının her anında yaşayan "romantik taraftar" yerine, daha çok tüketen, daha az olay çıkaran "müşteri-seyirci"yi tercih ediyor. Bu yüzden de şampiyonluğa endekslenen, sürekli tüketen ve her daim sahada yıldız oyuncu arayan bu yeni taraftar modeli eski tribünlerin sabır ve sadakatini bize özlettiriyor.

Toplumun Aynası: Tribünler…

Sema Tuğçe Dikici de, kitabını, isminden de anlaşılacağı üzere gezegeni yakacak kadar renklerine bağlı olan tribünler ve tribün gruplarının birbirleriyle olan rekabetleri, futbol taraftarlığının dünden bugüne yarattığı etkiler üzerine kuruyor. Geçmişin tribün ritüelleri ve alışkanlıklarıyla başlayıp yeni endüstriyel futbolun dayattığı taraftar-müşteri olgusunu da masaya yatırıyor.

"Stadyumlar bir ülkenin belki de en gerçekçi tabloları, toplumun bir aynasıdır" diyor Sema Tuğçe Dikici; "Bir ülkenin gelişmişliğini, politik duruşunu, sosyo-kültürel yapısını, kadın-erkek diyalogunu, mevcut gündemini, kısacası ülkenin yansımasını size tribünler gösterir." Buradan yola çıkarak da taraftar olgusunu "incelenmeye değer topluluklar" olarak ele alıyor kitap boyunca; "Stadyumlar size sadece futbola olan aşkı, bağlılığı göstermez. Başkaldırışı, farklı kimliklerin nasıl bir arada olduğunu ya da 'olamadığını', 'öteki' diye konumlandırılanı, politik söylemleri ve bunun gibi insana ve topluma dair pek çok unsuru göz önüne serer."

"Saçma İngiliz İcadı"ndan Kitlesel Güce…

"Yakarız Bu Gezegeni", futbolun tarihi ve kitlesel gücüyle de ilgili önemli analizler koyuyor ortaya… Oyunun kitleselliği ve insana ait her türlü duyguyu içinde barındıran büyülü gücüyle tarihinin her döneminde aslında politik bir oyun olduğu ve endüstriyelleştikçe de siyasallaştığı detaylarıyla anlatılıyor. Başlangıçta boş bir uğraş, saçma bir İngiliz icadı olarak bakılırken, 20. yüzyıl diktatörleri futbolun gücünü fark ediyor. Bugün ise futbolu politika için cazip yapan en önemli unsur, kitlesel gücünün yanında dev bir endüstri olmasından da kaynaklanıyor. Yani işin içine hem duygusal hem de parasal boyut giriyor. "Siyasilerimizin gittikleri illerde o bölgenin futbol kulüplerinin atkılarını boyunlarına takmaları, bir dönem belediyelere bağlı futbol kulüplerinin kurulması, küme düşmelerin kaldırılmasının nedeni, futbolseverlerin gönüllerine giden en kestirme yol olması" sözleriyle bu duruma açıklık getiriyor Sema Tuğçe Dikici…

Kadınlar ve Futbol…

"Tribünler günümüzün belki de en samimi platformları, futbolun da ruhudur" diyen Dikici, son yıllarda sayıları hızla artan kadın taraftarın futbola ilgisini de Televole kültürü ile açıklıyor: "Televizyon, futbolu magazinleştirerek kadınlara sundu ve bu stratejisiyle de çok başarılı oldu. Böylece endüstriyel futbolun yeni ve daha çok tüketen, daha az olay çıkaran yeni müşterileri oldu." diyor.

Bilic'in Önsözüyle…

Caretta Yayınları'ndan Tortuga imzasıyla futbolseverlerle buluşan Yakarız Bu Gezegeni, Beşiktaş'ın Teknik Direktörü Slaven Bilic'in önsözüyle tüm kitapçılarda:

"Neden futbol? Futbolu diğer sporlardan farklı kılan nedir? Benim için goldür. Golün önemi. Gol atmanın zorluğu. Diğer sporların aksine, futbolda sayı yapmak garanti değildir. Rakibinizden daha iyi oynayabilirsiniz, cesur, zeki, sabırlı olabilirsiniz, oyuna hükmedebilir, fırsatlar ele geçirebilirsiniz. Ama buna rağmen gol atamayabilirsiniz.

Ve o an geldiğinde o enerji… mutluluk… gurur… beraberlik… kaynaşma… kendini bulma… Golü atan kişi de olabilirsiniz, bir takım arkadaşı da… antrenör… kadrodan biri… yönetim kurulu üyesi… ya da bir taraftar da… O an sizindir… Siz, o golün bir parçasısınızdır artık… O anı paylaşırsınız… Aynı zamanda çok da kişiseldir… sizindir… paha biçilemez… kısaca yenilemez… ve başka hiçbir spor bu duyguları futbol gibi ortaya koyamaz."

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Spor İkamesi Olmayan Tek Aşk; Futbol Taraftarlığı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement