Son yıllarda sakal bırakmanın oldukça moda olduğunu, sadece sokakta gezerken bile gözlemlemek mümkün. Konu moda olunca tabii ki işler biraz kişiselleşiyor. Bu durum genelde dış görünüşle alakalı tercihlere göre değişiyor. Zevkler ve renkler tartışılmaz, fakat işin içine bilimsel gerçekler girdiği zaman konunun boyutu biraz değişiyor.
Sakal bırakmanın bilimsel olarak kanıtlanmış 10 sonucunu derledik. Gelin hepsine birlikte bakalım.
1. Cilt kanseri riskini azaltıyor:
Saçlar nasıl ki başınıza güneş ışınlarının direkt olarak etki etmesini engelliyor ise sakallar da bu noktada aynı görevi görüyor. Tehlikeli ultraviyole ışınlarının %90-95 oranında yüze nüfus etmesine engel olan sakallar, bu sayede cilt kanserine yakalanma riskini de azaltmış oluyor. Sakalların yüzün büyük bir bölümünü kaplayarak, yaz aylarında istenmeyen yüz kızarıklıklarına da engel oluyor olması artı bir özellik olarak bu maddeye eklenebilir.
2. Ömrü uzatıyor:
Bilim dünyası henüz tabii ki ömürlerimizi uzatacak sihirli formülü bulamadı ancak bir erkeğin tıraş olurken hayatından toplam kaç saat harcadığını hesapladı. Erkekler hayatları boyunca ortalama 3000 saatlerini tıraş olmaya harcıyorlar. Sakal bırakmak, hayatlarınıza ekleyeceğiniz en az 3000 saat sayesinde kendinize daha çok zaman ayırmanıza neden oluyor.
3. Bilimsel olarak da çekici olmayı sağlıyor:
Her insanın aynı şeyi beğenmesi mümkün değil fakat bilimsel araştırmalar ile bazı konular hakkında genel kanılar elde etmek mümkün. Sakal bırakan erkeklerin daha etkileyici olup olmadıkları konusunda yapılan araştırmalar sonucunda yanıt "evet" çıktı. 8000 kadının katılım sağladığı deneylerde, katılımcıların karşı cinslerini, sakal bıraktıkları halleriyle çok daha çekici buldukları görüldü.
4. Soğuk havalardan koruyor:
Dermatologların açıklamalarına göre, sakal bırakılan bölgede bulunan deri yaklaşık 1 derece daha sıcak oluyor. Bu miktar sizlere küçük gözükebilir fakat gerçek koşullar altında kayda değer bir fark olarak tanımlanıyor. Özellikle soğuk kış aylarında, yüzün belirli bölümleri soğuktan bu sayede korunabiliyor.
5. Genç kalmayı sağlıyor:
Sakallar cildi direkt olarak zararlı güneş ışınlarından koruduğu için cilt lekelerine, deri üzerinde meydana gelen noktalara ve güneşe direkt maruz kalmanın sebep olduğu kırışıklıklara engel oluyor. Yüz tüyleri olarak da isimlendirilen bu tabaka, aynı zamanda bulunduğu bölgeyi nemli tutarak, cilt için faydalı yağların korunmasını sağlıyor. Bu da sakallı kişilerin çok daha genç gözükmesine neden oluyor.
6. Sanılanın aksine bakterilerden koruyor:
Yıllar önce yapılan bir araştırmada sakalların pislik ve bakteri biriktirdiğine dair açıklamalar yapılmıştı. Günümüzde ise bu bilginin tamamen yanlış olduğu kanıtlanmış durumda. Hatta sakallar için tam tersi bir durum söz konusu. 1000'e yakın kişi üzerinde yapılan testlerin sonucunda, yüz bölgesini kaplayan sakalların, bakterileri tutan bir zon görevi yaptığı anlaşıldı. Aynı zamanda çevresel kirliliklerden kaynaklı, direkt olarak solunarak insan vücuduna girecek mikrobik maddeler için tampon oluşturduğu gözlendi.
7. İnsanların algısını değiştiriyor:
Yapılan psikolojik analizlere göre sakal, bir erkeğin karşı tarafta bıraktığı izlenimleri etkileyen önemli bir faktör. Deneyler sonucunda ortaya çıkan tabloda, sakallı erkeklerin çok daha maskülen, sorumluluk sahibi, iyi bir baba figürü, sosyal olgunluğa sahip kişiler olarak tanımlandığı görüldü. Öte yandan aynı kişinin sakallı ve sakalsız halleri değerlendirildiğinde ise sakallı fotoğrafların daha kızgın bir ifade yansıttığı ortaya çıktı.
8- Enfeksiyon riskini azaltıyor:
Sürekli tıraş olmak, aynı zamanda yüzünüze aktif oalrak yabancı bir maddeyi sürüyor olmak demek. Bu durum, deride tahribat yaratabiliyor. Bu nedenle daha sık tahriş olan cilt, bir süre sonra enfeksiyon kapma riski taşıyor. Aynı zamanda, sürtünmeden dolayı bir süre sonra yüz derisinde kararma gibi renk değişiklikleri olabiliyor.
Son Dakika › Teknoloji › Sakal Bırakmanın Bilimsel Olarak Kanıtlanmış 8 Etkisi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?