Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, çözüm sürecine ilişkin, "Biz ne kadar sürecin hayırlı şekilde sonuçlanması için mücadele ediyorsak, maalesef birileri de provokasyon yaparak, Türkiye'nin ayaklarından geriye çekmeye gayret ediyorlar. Bu oyunu bozacağız. Bu ülkenin çocukları barışın tadını aldıktan sonra bir daha silahların ateşlenmesine müsaade etmeyecektir" dedi.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Batman'a gelen Kurtulmuş, beraberinde Vali Azmi Çelik, AK Parti Batman Milletvekili Ziver Özdemir ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz ile TPAO Kristal Park'ta sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, Şanlıurfa ile Kobani'de yaşayan insanların akraba ve aynı inancın mensupları olduğunu söyledi.
"Türkiye'deki en önemli gelişme devletin zihniyeti değişmesidir. Devlet ceberut devletten, kerim devlete doğru değişmeye başlıyor" diyen Kurtulmuş, bu konuda çok önemli mesafeler alındığını belirtti.
Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"O ceberut zihniyetten Batman neler çekti, biliyorsunuz. Öyle bir devlet zihniyeti vardı ki vatandaşın her türlü farklılığından korkuyordu. Üniversite yıllarımdan biliyorum, İstanbul'da Kürtçe kaset satmak yasaktı. Vatandaş çocuğuna istediği ismi koyamazdı. Vatandaş köyüne 50 kimlik kontrolünden geçtikten sonra gidebiliyordu. Bunları yaşadı bu ülke. İbrahim Tatlıses'in Kürtçe şarkılar söylemesi özel televizyonlarda dahi yasaktı. Müslüm Gürses'in, Orhan Gencebay'ın arabesk söylemesi yasaktı. Devletin zihniyetinin değişimini göstermek bakımından söylüyorum."
"Ama ne oldu? Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses ile yüz binlerce kişinin katılımıyla Diyarbakır meydanında Kürtçe, Türkçe, Arapça şarkılar söylendi, kıyamet kopmadı, ülke bölünmedi. Yaşlı bir amca gelir mahkemeye ifade verdirdi hakim, 'Sanık bilinmeyen bir dille ifade verdi' der gönderirdi. Esas olan zihniyet değişmesidir" ifadelerini kullanan Kurtulmuş, devlete zihniyet değiştirmenin deveyi hendekten atlatmaktan daha zor olduğunu ancak Türkiye'nin bunda büyük mesafe aldığını vurguladı.
"Türkiye'de devlet millet barışıyor"
Kurtulmuş, geçmişte başörtüsünden korkan bir zihniyet olduğunu, ancak şimdi başörtüsü takanların okuduğuna, isteyenlerin parlamentoya girebildiğine işaret ederek, bunların devam edeceğini dile getirdi.
Yerel seçimlerde 7 belediye başkanının başörtüsü ile seçildiğine, laikliğin elden gitmediğine, devletin bölünmediğine dikkati çeken Kurtulmuş, çözüm sürecinde Mardin'deki Süryani vatandaşların el konulan mal varlıklarının kendilerine verildiğini, yine kıyametin kopmadığını aktardı.
Kurtulmuş, şöyle dedi:
"Birlik ve dirliğe zarar gelmedi. Türkiye'de devlet millet barışıyor. Asıl olan insandır. 'İnsanı yaşat ki; devlet yaşasın' demek, 'İnsanın onurunu koru ki; devletin onuru ayakta kalsın' demektir. Esas perspektifimize insanı koyuyoruz. Türkiye'de özellikle son iki yıldır 90 yıllık bir mesele olan ve son 30 yılında da silahların, çatışmaların gölgesinde olan büyük bedeller ödediğimiz Kürt sorununun çözülmesi için büyük adım attık. Çok şükür bütün dünya iç çatışma ve savaş yaşarken Türkiye bu sorunu çözmek için harekete geçti. Son olaylardan sonra da kim ne şekilde provoke ederse etsin, biz bu işin çözümü için çözüm sürecinin gerçekleşmesi için elimizi, ruhumuzu, canımızı bu işin içerisine koyduk."
"Türkiye böylesine büyük bir vebali ödeyemez"
Türkiye'nin zor olanı ve diğer ülkelerin yapamadığını yaptığını anlatan Kurtulmuş, Türkiye'nin barış ve kardeşliği tesis etmek için önemli bir adım attığını belirtti.
Kurtulmuş, 3 ay boyunca arkadaşları ile son 30 yıllık çatışma ortamının ekonomik yükünü hesapladıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:
"30 yıllık çatışma ortamının ekonomik yükünü hesapladık. Türkiye en az hesaplamayla 1,2 trilyon dolar kayıp içerisinde. Bu olmasaydı belki bugün kişi başına düşen milli gelir 10 bin 500 dolar değil 20 bin dolar olacaktı. 30 yılda yaklaşık 35 bin insanımız öldü. Yazıktır, günahtır. Rakam olarak söylüyoruz ama yangın yerine dönen evlerdekilerin hissettiği yangınları düşünün. 35 bin can gitti, çevresine ateş düştü. Bunun maliyetine katlanamayız. Türkiye böylesine büyük bir vebali ödeyemez. Çözüm süreci Türkiye'nin ayaklarındaki prangalardan kurtulması, kadim kardeşliğin yeniden tesisi demektir."
"Bu oyunu bozacağız"
Son günlerde yaşanan olaylara değinen Kurtulmuş, "Bir takım provokasyonların olacağını sürecin başından beri biliyorduk. Sokaktakilere sorun, herkes bu sorunun çözümünü, silahların artık toprağa gömülmesini istiyor. İzmir'deki, Hakkari'deki de Trabzon'daki de bunu istiyor" diye konuştu.
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Biz ne kadar sürecin hayırlı şekilde sonuçlanması için mücadele ediyorsak, maalesef birileri de provokasyon yaparak, Türkiye'nin ayaklarından geriye çekmeye gayret ediyorlar. Bu oyunu bozacağız. Bu ülkenin çocukları barışın tadını aldıktan sonra bir daha silahların ateşlenmesine müsaade etmeyecektir. Tek tip insan istemiyoruz. Hepimizin farklı görüşleri olacaktır. Hepimizin yolu, yordamı farklı olacak ama hepimiz aynı medeniyetin, ümmetin ve coğrafyanın çocuklarıyız. Hepimiz elimizden geleni yapacağız."
Bu ülkede bir daha çatışmanın hiç kimseye fayda sağlamayacağının bilindiğini belirten Kurtulmuş, "Silahla mücadele edip toprağa gömeceğiz. Silahlı mücadeleyi sürdürenlerin de mutlaka bu iradeyi çok kuvvetli bir şekilde ortaya koyduklarını göstermesi lazım. Bir elimizde silah diğer elimiz de barış masasında olmaz. Her iki elimizle el ele kol kola tutuşarak barıştan yana konuşacağız" şeklinde konuştu.
" Suriye, Irak olmadıysak bunu kadim kardeşliğimize borçluyuz"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, insanın konuştuğu dilin önemli olduğunu, ama dili konuşturanın gönül, gönülü konuşturanın da zihin olduğunu vurguladı.
Zihinlerin berraklaştırılması gerektiğini kaydeden Kurtulmuş, artık gönüllerde ve zihinlerde barışın ikliminin hakim olacağını dile getirdi.
Kurtulmuş, barut kokusu ve silahlar altında demokrasi dilinin hakim olamayacağına işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye 1876'dan bu yana siyasi hayatı canlı bir ülkedir. Çok büyük bedeller ödendi. Suriye, Irak olmadıysak bunu kadim kardeşliğimize borçluyuz. En önemlisi de ortada hep bir sandık oldu. Darbe de olsa, bu millet ortaya sandık koymayı başardı. Önemli olan demokratik teamülleri ortaya koymaktır. Herkes bu memlekette bedel ödedi. Kürt de dindar da sağcısı, Alevisi, Sünnisi de diğer bütün siyasi kimlikler de bedel ödedi. Demokrasinin bu gücünü kaybetmeyeceğiz."
Kurtulmuş, tecrübelerden hareketle olanın yeterli görülmemesi gerektiğini, en iyisine ulaşmak için çalışmanın önemli olduğuna değinerek, tüm halkların bir araya gelerek en iyisini ortaya koyacağına inandığını belirtti.
Zor bir süreçten geçildiğine dikkati çeken Numan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Tüm sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, siyasi partiler herkes elindeki imkanlarla barışın diliyle konuşsun. Türkiye'de bu barışı ortadan kaldıracak hangi riskler varsa, ortadan kaldıralım. İstenirse, Batman Türkiye'nin en huzurlu kenti olur ve bütün Türkiye'ye örnek olur. Bu topraklarda yaşayan Selahaddin'in çocuklarını, Kılıçarslan'ın torunlarını kimse tarih boyunca ayıramadı. Nice yabancılar geçip, gittiler bu topraklardan. Nasıl bu topraklarda bin 100 yıldır yaşıyorsak, yine de yaşamaya devam edeceğiz." - Batman
Son Dakika › Yerel › Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Batman'da - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?