Güvenpark Patlaması Sanığından İlginç Savunma - Son Dakika
3.Sayfa

Güvenpark Patlaması Sanığından İlginç Savunma

Ankara Güvenpark’ta 13 Mart 2016’da gerçekleştirilen terör saldırısında kullanılan bomba malzemesini 2013 yılında Ankara’ya gömen sanık Azamettin Karakoç savunma yaptı.

19.06.2017 17:03

Ankara Güvenpark'ta 13 Mart 2016'da gerçekleştirilen terör saldırısında kullanılan bomba malzemesini 2013 yılında Ankara'ya gömen sanık Azamettin Karakoç savunma yaptı. Ticaretle uğraştığını belirten Karakoç, gömdüğü bidonun içinde bomba yapımında kullanılan malzeme olduğunu bilmediğini, bidonun içinde ilaç yapımında kullanılan malzeme olduğunu sandığını savundu. Karakoç, Türkiye'de birkaç noktaya aynı şekilde bidon gömdüklerini söyledi.

Ankara Güvenpark'ta 36 kişinin hayatını kaybettiği, 349 kişinin yaralandığı bombalı terör saldırısı ile ilgili aralarında PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu 9'u tutuklu 55 sanık hakkında açılan dava başladı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ile müştekiler katıldı. Tutuklu sanıklardan Suphi Akbaş ise SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin özetinin okunmasının ardından sanık savunmalarına geçildi.

Davada ilk savunmayı bomba yapımında kullanılan malzemeyi 2013 yılında Ankara Çamlıdere'ye gömen sanık Azamettin Karakoç yaptı. Savcılık ifadesini tekrarladığını belirten Karakoç, saldırıda hayatını kaybeden vatandaşların ve yaralananların üzüntülerini paylaştığını söyledi. 2004 yılında Atatürk Üniversitesinden İşletme mezunu olduğunu anlatan Karakoç, 2005 yılında babası ve kardeşi ile birlikte şirket kurduklarını, 2006-2007 yılında da Irak'ta iş yapmaya başladıklarını kaydetti. Karakoç, Erbil'de babasının bir kişi ile ortaklaşa toptancı açtığını, kendisinin de bir yıl kadar Irak'ta kaldığını belirterek, "2009'un başları olması lazım, Hakkari'de iç giyim sattığımız perakende mağazası olan ismini hatırlayamadığım bir kişi telefonuyla beni aradı. O kişi bana 'Hacı diye bir kişi gelecek, orada konfeksiyon dükkanı açacak ve malı da senden alacak. Kimseyi tanımıyor, sen onu tanıştır' dedi. Hacı Şenol isimli şahıs ben Irak'a gittikten sonra bizim dükkana gelip alışveriş yapmış. Kardeşim ile de bu arada tanışmış. Zaman zaman onunla telefondan konuşuyordum" diye konuştu.

2011 yılında Hacı Şenol isimli şahsın kendisine "Seninle çay ve sigara işi yapabiliriz" dediğini aktaran Karakoç, bunun kaçakçılık olduğunu öğrendiği için kabul etmediğini savundu. Karakoç, ticari işler nedeniyle sürekli Hacı Şenol ile konuştuğunu ifade ederek, "2013 senesinde konuştuğumuzda buluşma teklif ettim ve Aksaray'da bir restoranda buluştuk ve sohbet ettik. Bana Çin'den ürün ithal edeceğini, bunun için bir ortağa ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben de ne yapabileceğimi sordum. Bana 'bir şirket kuracağız, Çin'den ithal edeceğiz' dedi. Türkiye'de bunun pazarı olup olmadığını sorduğumda, Türkiye'de değil, civar ülkelerde satacağımızı söyledi. Ben de kabul ettim" ifadelerini kullandı.

"Videoya çekip çekemeyeceğimi sordu"

Karakoç, teklifi kabul etmesinin ardından ithal edilecek ürünün numunesini istediğini ve Şenol'un da bunu getirdiğini kaydederek, "2 ya da 4 koliydi tam hatırlamıyorum, yaklaşık 100 kilo bir mal getirdi. 'Bunu ne yapacağız' diye sorduğumda Edirne'ye götüreceğimi söyledi. Sonra beni aradı ve malı 4'e bölmemi istedi. 'Bunun litresi çok pahalı bu şekilde verince alıcılar itiraz ediyorlar' dedi. Bir de bana götürdüğümüz yerleri videoya çekip çekemeyeceğimi sordu. Ben de çekebileceğimi söyledim. Kardeşim Sebahattin ile buluştuğumda 'bu malları Çin'den aldık satacağız' dedim. O da benle dalga geçti ve 'bu su, seni kandırmışlar' dedi" şeklinde konuştu.

"Bu açıkta kalırsa bozulur, toprağa gömeceğiz"

Bir müddet sonra arabayla birkaç kişinin yanına geldiğini, gelen kişilerin arasında Hacı Şenol'un da bulunduğunu ifade eden Karakoç, savunmasına şöyle devam etti:

"Arabaya kazma, kürek koyduk ve bir tanede küçük bidon vardı. Şile'ye doğru gittik. Arabayı yönlendiren kişi her yeri biliyordu. Bir ormanlık alana gittik ve orada durduk. Hacı Şenol biraz dolaştı, etrafa baktı ve kazma, küreği aldı. Sebahattin'in kendisiyle gelmesini, benim arabanın yanında kalmamı istedi. Sonra bidonu gömdüler ve kayıt yaptırdı. Kendisinin yüzünü çekmemizi istemedi. Ne zaman kayıt yapsak o gidiyordu. Bidonun neden gömüldüğünü anlamadık ve şok olduk. Neden gömdüğümüzü sorduğumda 'bu açıkta kalırsa bozulur, toprağa gömeceğiz' dedi. Malın şu an kaçak olduğunu, resmileştiği zaman hem kendisinin hem de bizim rahatlayacağımızı söyledi. Sonrada Çatalca'ya da bidon gömdük. Hacı Şenol, Çatalca'da bana 3 bin TL ve 500 dolar verdi."

"Bu bin ton, böyle göm göm ömrümüz yetmez"

Hacı Şenol'un Artvin'e de mal götürülmesi gerektiğini söylediğini anlatan Karakoç, "Ben uzak olduğunu söyledim. İki gün sonra telefon açtı yine buluştuk. Gürcistan'daki müşterinin Artvin'de istemediğini, malın Ankara'ya getirilmesini istediğini bana iletti. Bir kaç gün sonra Hacı Şenol ile buluştuk. Kazma küreği yine arabaya koydu ve 'yine gömecek miyiz?' dedim. O yolu tarif etti. Gideceğimiz yerin Çamlıdere olduğunu öğrendim. O yolu iyi biliyordu. Ankara'da 3 ayrı yere 4 bidon gömdük. Çektiğimiz görüntüleri de ona verdik. Sonra Ankara'dan İstanbul'a gittik. Aradan bir müddet geçtikten sonra da Muğla, Eskişehir ve İzmir'e de benzer yöntemle malzeme gömdük. Ben 'bu bin ton, böyle göm göm ömrümüz yetmez' dedim. Sonra bana 8 bin euro ödeme yaptı. 'Müşteriler malı beğenmiş, Şile ve Çatalca'daki malları almış, Ankara'daki de bugün, yarın alır' dedi bana. Ondan sonraki süreçte yine buluştuk ve cebinden liste çıkarttı. Ona 'bunları götüremem. Şirket kuracaksak kuralım' dedim. Benden Çin vizesi için hazırlık yapmamı, beni Çin'e göndereceğini söyledi. Bu malın yasak olduğunu biliyordum ama toprağa gömmemizden rahatsızdım" dedi.

"Güvenpark'ta patlattıklarını söyleyince 'eyvah' dedim"

Karakoç, patlamanın ardından polisin kendini bulduğunu ve gömülen şeyleri sorduğunu belirterek, "Ben onlara gömdüğümüz şeylerin ilaç yapımında kullanıldığını söyledim. Onlar bu malzeme ile bomba yapıldığını söylediler. Bomba yaptıklarını ve Güvenpark'ta patlattıklarını söyleyince 'eyvah' dedim" ifadelerini kullandı.

Azamettin Karakoç'un savunmasının tamamlanmasının ardından sanık Sebahattin Karakoç'un savunmasına geçildi. Azamettin Karakoç'un kardeşi olduğunu söyleyen Sebahattin Karakoç, abisi gibi kendisinin de gömdükleri şeyin ilaç yapımında kullanılan malzeme olduğunu sandığını savundu. Tekstil işiyle uğraştığını anlatan Karakoç, PKK terör örgütü ile bir bağlantısının olmadığını öne sürdü. Karakoç'un mali durumunu anlatması üzerine izleyici sıralarında oturan bazı müştekiler, "Hikaye anlatmayı bırak" diyerek tepki gösterdi. Sanığın savunması esnasında bazı müştekilerin ağladığı görüldü.

"Beni tutuklayan, sorgulayan kişiler FETÖ'den içeriye alındı"

Örgüt ile bağlantısının olmadığını yineleyen Karakoç, "Beni tutuklayan, sorgulayan kişiler FETÖ'den içeriye alındı. Bu dosya tamamen düzmece ve hayal ürünüdür. Ben herhangi bir örgüt mensubu değilim, hiçbir örgütü benimsemedim. İş yapmaya çalışan bir iş adamıyım" iddiasında bulundu.

Karakoç, tutuklanmadan önce nişanlanmayı planladığını anlatarak, "İzin verirseniz 2016 yılında yapmayı planladığım nişanı 2017 yılında yapmak istiyorum" dedi. Karakoç'un bu sözleri üzerine müştekiler "Bizimkiler yapamayacak terbiyesiz" diye bağırdı.

Dava, sanık savunmalarıyla devam ediyor. - ANKARA

Kaynak: İHA

Son Dakika 3.Sayfa Güvenpark Patlaması Sanığından İlginç Savunma - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement