Başbakan Davutoğlu, Amasya'da - Son Dakika
Güncel

Başbakan Davutoğlu, Amasya'da

Başbakan Davutoğlu, belediye başkanları ve STK temsilcileriyle bir araya geldi: (2) "Şehrin estetiği mimari, insanın estetiği de ahlaktır.

18.10.2014 23:20

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Şehrin estetiği mimari, insanın estetiği de ahlaktır. Mimariden kopan şehir, kadim birikimi itibariyle ya da modern mimari itibariyle estetiğini kaybeder, çirkinleşir, ahlaki özeliklerini kaybeden insan da estetik niteliğini kaybeder" dedi.

Davutoğlu, Amasya programı kapsamında belediye başkanları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya geldi.

Başbakan Davutoğlu, Amasya'da 30 belediye başkanıyla oturup belediyeleriyle ilgili meseleleri de konuştuklarını belirterek, "O zaman bizim buradan çıkaracağımız dersler var birinci çıkaracağımız ders; Türkiye'nin neresinde olursa olsun şehrin doğal çevreyle ve Rabbimizin lütfu olan o doğal ahenkle birlikte var olmasını ve birlikte gelişmesini teminat altına almaktır" diye konuştu.

Davutoğlu, belediye başkanlarına seslenerek, "İster Amasya olsun ister İstanbul, ister Konya olsun ister Bursa, ister Mardin olsun ki yine büyük bir medeniyet şehridir, ister Manisa ister Edirne hangi şehre giderseniz gidin belediye başkanı olduğumuz anda o şehir bizden sorulduğunda önce şunu yapmakla yükümlüyüz; o şehrin var olan konjonktürel görünüşünün dışında gözünüzü kapatın ve o şehre hayatiyet veren, zemin oluşturan doğal çevreyi bi an tahayyül edin hiç bina yokmuşçasına. Hiç bina yokmuşçasına Ferhat Dağı'yla Yeşilırmağı ve vadiyi düşünün ya da hiç bina yokmuşçasına İstanbul'un Tarihi Yarımada'sını, Üsküdar'ı, Haliç'i, boğazı ve Marmaray'ı düşünün. O güzelliklerle uyumlu olmayan her bina o topoğrafyadan, ekolojik çevreden sapma anlamına gelir" ifadesini kullandı.

Allah'ın bu tabiatı insanlara güzelleştirmek için bir nimet olarak verdiğini belirten Davutoğlu, doğal çevreye uyum göstermeyen her şeyin hem gözü hem gönlü rahatsız edeceğini, çevreye zarar vermeye başladığında da artık şehir kültüründen kopuşun başlamış olacağını vurguladı.

Amasya'da mesken mimarinin Yeşilırmak ile sırtını verdiği dağlar ve vadi arasında hiçbir tahakküme, Yeşilırmak'ı tahakküm eden, ona tekebbür eden, ona tepeden bakan hiçbir binaya izin vermemek gerektiğini dile getiren Davutoğlu, şunları söyledi:

"Yeşilırmak bizatihi kendisi su olarak azizdir ve en doğal şekliyle korunmalıdır. Zaten güzel şehirler anasırı erbain temsil ederler. Ben Van'da da bir konuşma yaptığımda zikrettim. Van Gölü'ne hemen oradaki Van Kalesi'nin tepesinden bir grup ya da şafak vakti baktığınızda Süphan Dağı'ndan göreceğiniz manzara, suyun, toprağın, ateşin yani güneşin o büyük sentezini yansıtır. Bu İstanbul için de geçerlidir. Şimdi bizim bütün şehirlerimizde birinci önceliğimiz, bizim imar ettiğimiz alanların veya ortaya koyduğumuz binaların, o tabiatın doğası içinde Alah'ın bize lütuf olarak sunduğu dengeyi bozmaması, onunla bütünleşik olmasıdır. İkincisi tarihe karşı borcumuz. Nasıl tabiata karşı borcumuz varsa tarihe karşı borcumuz da şehirlerimizin tarihi kimliklerini efsaneleriyle, ilim ve irfan geçmişleriyle, felsefesiyle, günlük hayat tarzıyla, giyim kuşamıyla dahi o tarihi süreklilik içinde muhafaza edilmesini sağlamaktır. Hiçbir şehrimiz yoktur ki bizim kadim geçmişe dayanmamış olsun. Anadolu'daki her şehir Trakya'daki, Rumeli'deki bizim kurduğumuz şehirler de mutlaka kadim kültürün izlerini taşır."

-"Şehrin şehir olması için, bin yıllık bir sınavdan geçmesi lazım"

Davutoğlu, Princeton Üniversitesinde 2002 yılında verdiği bir konferansta, Türk-Amerikan kültürleri arasında bir mukayese yapması istendiğinde, biraz da latifeyle karışık "Şehrin şehir olması için, bin yıllık bir sınavdan geçmesi lazım. Düşünün devletlerin devlet olmasının ne kadar bir sınavının olacağını..." ifadelerini kullandığını söyledi.

Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Yine latifeyle karışık oradaki akademisyenlere, 'Sizin en yeni şehriniz New York, en eski şehriniz New York, bizim en yeni şehrimiz gibi görülen Nevşehir'den asırlar sonra doğmuştur ve bir anlamda kadim medeniyeti yaşamayan modern bir şehir olarak New York doğmuştur. Bizim şehirlerimizin özelliği, dünya şehirleri arasında kadimi, moderniteyi ve küreselleşmeyi aynı anda yaşayan şehirler olmasıdır. Bazı şehirler vardır ki kadimi yaşamıştır, moderniteyi yaşamamıştır. Bazı şehirler vardır ki New York gibi kadimi yoktur modernitesi vardır, küreselleşmesi vardır. Türkiye ve bizim kültürümüzdeki şehir ve en başta İstanbul olmak üzere ki İstanbul sembol şehrimizdir bu anlamda, kadimi en derinlemesine yaşamış, üç imparatorluğa başkentlik yapmış, Müslüman, Hristiyan gelenekleriyle bütün bu coğrafyanın geleneğini bünyesinde taşımış, moderniteyi en çarpıcı ve en yüzleşime açık yönleriyle tanımış ve yüzleşmiş, şimdi küreselleşmenin izlerini taşıyan bir süreç içinde. Yaşayan şehirler bu meydan okumayı da görecekler."

Davutoğlu, Amasya'nın ve bir çok Anadolu şehrinin "kadimi" köklü bir şekilde yaşarken moderniteyle karşılaştığında tahribat tehdidiyle karşı karşıya kaldığına dikkati çekti.

Amasya'nın daha iyi korunduğunu belirten Davutoğlu, ancak birçok şehrin kentleşme ve dikey mimariyle şehirleşme değil apartmanlaşma aşkıyla mesken kültürünün, cami, dini mimari geleneğinin zamanla yıpratılmasına hatta oradaki genel mimari dokunun da bozulmasına sebebiyet verdiğini vurguladı.

-"Şehrin estetiği mimari, insanın estetiği de ahlaktır"

Başbakan Davutoğlu, "Şehrin estetiği mimari, insanın estetiği de ahlaktır. Mimariden kopan şehir, kadim birikimi itibariyle ya da modern mimari itibariyle estetiğini kaybeder, çirkinleşir, ahlaki özeliklerini kaybeden insan da estetik niteliğini kaybeder. O zaman bizim üçüncü ve asli görevimiz tabiata olan borcumuz, devraldığımız tabii doğal denge, tarihe olan borcumuz devraldığımız tabii denge ama üçüncüsü de belediyecilikte, şehir yönetiminde insan ve ahlak unsurunu öne çıkarmamızdır" dedi.

"Bugün şehirlerin çirkinleşmesinde en önemli paylardan birisi başta imar olmak üzere bir çok alanda, ilk kadimden moderniteye geçerken 1940-1950'li yıllardan bu yana çok vahşi bir rekabet halinde geniş rant alanlarıyla dikey mimarinin kadim kültüre tekebbür etmesine yol açan açgözlülükler" diyen Davutoğlu, bütün belediye başkanlarının bu tecrübelerden de istifade ederek mutlaka kadim birikimi koruyan imar yaklaşımını benimsemesi ve kesinlikle dikey mimari karşısında o coğrafyanın doğası, ekolojisi ve tarihi neyi gerektiriyorsa ona dayalı bir mimari geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

-"Allah Amasya'yı korusun bizim Amasya'ya ihtiyacımız var"

Davutoğlu, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı'na da aldığı ilk brifingde, TOKİ başta olmak üzere bütün kurumların, belediyelerin geçmiş uygulamalardan tecrübeler çıkararak kesinlikle bu dokuyu korumasını istediğini anlattı.

"O zaman ahlak unsuruyla şehrin bezenmesi, dokunması gelecek nesillere güçlü bir şehir kültürünün aktarılmasını beraberinde getirir" ifadesini kullanan Davutoğlu, hem hizmet edeceklerini hem altyapıyı en işi şekilde kuracak ve koruyacaklarını aktardı.

Davutoğlu, bu altyapı hizmetleriyle halkın hayat tarzını kolaylaştırırken o altyapının üstündeki şehrin, dokusunu, doğasını da ilahi ve tarihi bir emanet olarak koruyup gelecek nesillere aktaracaklarını belirtti.

Şehirlerin canlı varlıklar olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Bizim gözümüzü dinlendiren, ruhumuzu dinlendiren şehirler lazım. Onun için özellikle bugünkü toplantıda arkadaşlarla paylaştığımız husus tabiata, tarihe ve insana olan borcumuzu yerine getirecek bir şehircilik anlayışını egemen kılmamız şart. Amasya bunun için en doğru yer çünkü Amasya nesillerce bu şehir kültürünün yaşanır olduğu ve bir neslin diğer nesile bu emaneti çok güzel aktardığı şehirlerden birisi. Allah Amasya'yı korusun. Bizim Amasya'ya ihtilacımız var" diye konuştu.

- Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Başbakan Davutoğlu, Amasya'da - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement