Büyük Menderes Nehri'nde kirlilik 4'ncü dereceye ulaştı - Son Dakika
Güncel

Büyük Menderes Nehri'nde kirlilik 4'ncü dereceye ulaştı

Büyük Menderes Nehri\'nde kirlilik 4\'ncü dereceye ulaştı

AYDIN'ın içinden geçerek birçok ilçesin ovasının sulanmasında kullanılan Büyük Menderes Nehri'ndeki kirlilik oranı had safha olan 4'üncü dereceye ulaştı.

25.01.2021 15:33  Güncelleme: 15:54

AYDIN'ın içinden geçerek birçok ilçesin ovasının sulanmasında kullanılan Büyük Menderes Nehri'ndeki kirlilik oranı had safha olan 4'üncü dereceye ulaştı. Çevre Mühendisi Nilgün Böcekli, "Büyük Menderes Nehri çöp atma merkezi haline geldi" dedi.

Afyonkarahisar'ın Dinar İlçesinden çıkarak Uşak, Denizli ve Aydın'ın içinden geçen ve Ege Denizine dökülen Büyük Menderes Nehri son yıllarda en kirli dönemlerinden birini yaşıyor. Türkiye genelinde kuraklık yaşayacak iller arasında gösterilen Aydın Ovası'nın sulamasında kullanılan Menderes Nehri'nde kirlilik oranının 4'üncü dereceye kadar çıkması gelecekte büyük endişe yaratmaya başladı.  Atık sulara karışarak akan kimyasal maddeler nedeniyle nehrin üzeri beyaza bürünürken, suyu ise kapkara bir hal alması görenleri endişelendiriyor.

Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından Aydın'ın atık sularının, tam olarak arıtılmadan Büyük Menderes Nehri'ne bırakılması nedeniyle geçen yıl, Aydın Büyükşehir Belediyesi'ne toplam 460 bin lira ceza kesildiği bildirildi.

'100'ÜNCÜ KİLOMETREDEN SONRA KİRLENİYOR'

Çevre Mühendisi Nilgün Böcekli ise, "Türkiye genelinde büyük bir kuraklıkla karşı karşıyayız. En büyük sorunumuz susuz kalıyor olmamızdır. Bununla ilgili mevcut bakanlıklarımızın, belediyelerimizin arıtma tesisleriyle ilgili çalışma yapmamız gerekmektedir. Mevcut derelerimiz çok yoğun kirliliklere sahip olduğunu biliyoruz. Büyük Menderes Havzası içindeki Büyük Menderes Nehri 584 kilometre uzunluğunda ve 100'üncü kilometreden itibaren de kirlenmeye başlıyor. Kirlenmenin en büyük nedeni endüstriyel atık suların Büyük Menderes Nehri'ne atılması neden oluyor. Birçok arıtma tesislerinin doğru çalışmaması, tarımda doğru sulamanın yapılmaması, katı atıkların menderes nehrine atılmış olması ve benzeri nedenlerden dolayı burada kirlilik olayı son aşama olan 4'üncü derecededir. Çok küçük derelerimiz var. Bu dereler alıcı ortam olarak kullanılıyor. Hiç tereddüt etmeden dereye atıklarımızı dökerek kirliliğe neden oluyoruz. Bu da çocuklarımızın gelecekte tatlı su bulamamalarına neden olacaktır" dedi.

'İÇECEK SU BULAMAYACAK DURUNA GELECEĞİZ'

Böcekli, "Çok yoğun bir hava kirliliğine de sahibiz. Hava kirliliğinin çok yoğun olması ekolojik dengeyi bozarak iklim değişikliğine neden olur. İklim değişikliği de gelecekte bizim susuz kalmamıza neden olacak. Hava ve su kirliliği tedbirlerini almazsak birkaç yıl sonra neredeyse içecek su bulamayacak duruma geleceğiz.  Arıtma testisleri doğru çalıştırılamıyor. Buralardan çıkan atık suların doğru arıtılarak tekrar tarım alanlarında kullanılması gerekmektedir. Türkiye'deki tatlı su kaynaklarının yüzde 70'i tarım sulamada, yüzde 15'i endüstriyel tesislerde, geriye kalan yüzde 15'i de bireysel alanlarda kullanılmaktadır.  Atık metotları Türkiye'de neredeyse birçok belediyede kullanılmıyor. Bununla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve belediyelerin çalışma yapması gerekiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Veysel Eroğlu döneminde Aydın'a 13 baraj kazandırıldı. Bununla ilgili yağmur suyu hasatlarının yapılması gerekiyor" dedi.

'SU İSRAFINI ENGELLEMEMİZ GEREKİYOR'

Nilgün Böcekli, şöyle devam etti:

"Tüm Türkiye bazında bir proje başlatılarak, tüm insanların su israfını engellemesi gerekiyor. Bizim günlük kişi başı su tüketimiz 250 ila 300 litre arasındadır.  Bu nedenle çok fazla su israfı oluyor. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm kurumlar, İçişleri Bakanlığı, sanatçılarımızın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin bir farkındalık projesi başlatarak iş ve güç birliği yaparak gelecekte yaşanacak kuraklık için şimdiden tedbirlerin alınması lazım. Çevre Mühendisleri olarak da biz gerekli farkındalık çalışmalarını başlattık. Şu an barajlarımızın doluluk oranı yüzde 20 ve 30 seviyelerindedir. Barajların randımanlı çalışabilmesi için yüzde 30 su seviyesinin üzerinde olması gerekiyor. Yüzde 30'un altına düştüğü zaman demek ki kuraklık gelecekte önümüze çıkacaktır. İnsan vücudunun yüzde 80'i sudan oluşuyor. Buna sadece insan olarak da bakmayalım. Doğadaki canlıların yüzde 80'i sudan oluşmaktadır. Susuzluk demek bizim gelecekte yaşayamadığımız anlamına geliyor. Denizi sıcak karası çöl dediğimizde Türkiye'nin kendi öz florasının yok olduğu anlamına gelmektedir. Bunun içinde ağaçlar, hayvan türlerinin yok olması gelecekte insanoğlunun yaşayacak olmasında yaşanacak zor durumlardır. Büyük Menderes Nehri çöp atma, merkezi haline geldi. Sadece Büyük Menderes'e karışan atık sulardan oluşan küçük bir dere var. Bu derenin nereden ve nasıl kirlenerek menderese karıştığının incelenmesi gerekiyor. 2021 yılı içinde bir şeyler yaparsak gelecek yıl belki yüzde 2 oranında kuraklığı azaltabiliriz. Bu yüzde 2'de aslında çok büyük bir rakamdır. Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada insanlığın kuraklık konusunda duyarlı olması gerekiyor."

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Büyük Menderes Nehri'nde kirlilik 4'ncü dereceye ulaştı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement