Sultanbeyli'de Toplu Açılış Töreni - Son Dakika
Güncel

Sultanbeyli'de Toplu Açılış Töreni

Sultanbeyli\'de Toplu Açılış Töreni

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ana muhalefetin başındaki zat ne yazık ki birçok şeyin hala farkında değil. Atatürk Havalimanı'nda kalıp da milletimizle birlikte darbecilere karşı direnmek yerine güvenli bir yere kaçmayı tercih ettiği için bu durumun farkında olmamış olabilir.

11.03.2017 19:49

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ana muhalefetin başındaki zat ne yazık ki birçok şeyin hala farkında değil. Atatürk Havalimanı'nda kalıp da milletimizle birlikte darbecilere karşı direnmek yerine güvenli bir yere kaçmayı tercih ettiği için bu durumun farkında olmamış olabilir." dedi.

Erdoğan, Sultanbeyli'deki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına değindi.

"Bir iddiası var. Benim ilkokula başlamamış torunuma anlatsa, gülmekten katılır. O derece saçma, o derece tutarsız, o derece kendi ülkesine ve milletine güvensizlik içeriyor." diye konuşan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diyor ki; 'Bir devlet, bir kişiyi ikna ettiğinde 24 saatte hatta 12 saatte Türkiye Cumhuriyetini ele geçirir. Bu ne biçim bir saçmalıktır? Bu adam ne diyor? Hangi devlet kimi ikna edecek? 24 saatte, 12 saatte nasıl ele geçirecek? Bunu denemediler mi? Denediler. 15 Temmuz'da denediler. 15 Temmuz FETÖ ihanet çetesi mensupları aracılığıyla Türkiye'yi ele geçirmeye teşebbüs ettiler. Peki ne oldu? Cumhurbaşkanımız Marmaris'ten Facetime ile ülkesine, milletine çağrısını yaptı, Başbakan çağrısını yaptı.

Benim sevgili milletim, inançlı milletim meydanlara döküldü mü? Bütün havaalanlarına döküldü mü? Hani 'ele geçirecek' diyor ya zavallı Kılıçdaroğlu. Sende o aşk yok, sende o inanç yok, sende o ruh yok. Sen o gece havalimanında kaçamak turlar atıyordun. Ama benim milletim havaalanında Cumhurbaşkanını bekliyordu. Cumhurbaşkanı da o akşam her türlü tehdide rağmen geldi ve halkının arasına karıştı."

"Meclis yerinde, kapatılma diye bir şey yok"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı'nın "Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın/ Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın/ Doğacaktır sana vadettiği günler hakkın/ Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın" mısralarını okuyarak, şöyle konuştu:

"Çünkü şehadetten daha ilerisi olur mu? O olacaktı işte. Onlar bombaları yağdırıyor. Ama benim o sevgili şehitlerim o bombaların karşısında kelime-i şehadet getiriyor, üstüne gidiyor. Tankların altına yatıyordu. Benim hanım kardeşlerim kaçmadılar. Onlar tankların altında ezildi, param parça oldu. Ey Kılıçdaroğlu, sen hangi ülkenin öyle düşürülmesinden bahsediyorsun? Bu millet öyle zannettiğin bir millet değil. Bu millet farklı. Milletimiz Cumhurbaşkanıyla, hükümetiyle el ele vererek darbecilerin karşısına aslanlar gibi dikildi. Gün ağarmadan işgalcileri yenilgiye uğrattı. Benim vatandaşlarımın elinde ağır silahlar yoktu. Benim vatandaşlarımın elinde sadece bu asil bayrağımız vardı ve bir de kelime-i şehadetle, imanla, demokrasiye olan inancıyla bu işin üzerine gitmesi vardı. Ancak tabii ana muhalefetin başındaki zat ne yazık ki birçok şeyin hala farkında değil. Atatürk Havalimanı'nda kalıp da milletimizle birlikte darbecilere karşı direnmek yerine güvenli bir yere kaçmayı tercih ettiği için bu durumun farkında olmamış olabilir.

Buradan kendisine sesleniyorum; siz hiç merak etmeyin. Öyle bir teşebbüs ortaya çıktığında milletimiz ne yapacağını gayet iyi biliyor. Tutturmuş bir rejim değişikliğidir diye gidiyor. Neymiş? Bütün yetkiler tek kişiye verilmiş. Evet, yürütme yetkileri tek kişiye verilerek icraatların süratli ve etkin bir şekilde gerçekleştirilmesinin önü açılıyor. Fakat yasama organı olan meclis, yetkileri daha da güçlendirilmiş olarak yerinde duruyor. Diyor ki; 'meclis kapatılıyor'. Böyle bir yalan olabilir mi? Meclis yerinde, kapatılma diye bir şey yok. Tam aksine."

"Yalan söylemek bunların karakteri haline gelmiş"

Yeni sistemde Cumhurbaşkanı ve kabinesinin, bütçe dışında kanun yapma yetkisinin bulunmadığını anlatan Erdoğan, kanun yapma yetkisinin milletvekillerinin olduğunu aktardı.

Bağımsızlığının yanına tarafsızlığı da eklenerek güçlendirilmiş yargının da yerinde durduğunu ifade eden Erdoğan, "Öyleyse nasıl devlet tek kişinin eline teslim edilmiş oluyor. Dedim ya yalan söylemek bunların karakteri haline gelmiş.'141 yıllık parlamento geleneğimiz var' diyor. Şimdi bu sözü duyan da sanır ki 16 Nisan'dan sonra meclis kapanıyor. Alakası yok. İnşallah daha yüzlerce yıl meclisimiz görevini sürdürecek. Sadece hükümet artık meclisten çıkmayacak onun yerine Cumhurbaşkanı tarafından dışarıdan atanacak. Bir de diyor ki '16 Nisan'dan sonra Cumhurbaşkanının istifasını istemeyeceğiz'. Cumhurbaşkanını siz mi seçtiniz ki istifasını istemeye hakkınız olsun? Cumhurbaşkanını 5 yıllığına kim seçiyor? Millet seçiyor. 5 yıl sonra millet getirdiği Cumhurbaşkanını aynen ne yapar? Götürür. Bu durumun hala farkında değil ya da içlerine sindiremediler." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylemlerine değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu zat maalesef utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan çıkıp; 'Ülkede cumhurbaşkanı var, meclis var, başbakan var, bakanlar var, bürokrasi var, işler tıkır tıkır yürüyor. Kaos niye çıksın?' diyor. Bu ülkede 2007 yılında Cumhurbaşkanı seçtirmemek için meclisi tıkayan, sokakta gösteri yapan siz değil miydiniz? Rektörleri sokaklarda yürütenler siz değil miydiniz? Yargı mensuplarına, talimat almak üzere kışlaya gönderen siz değil miydiniz? Bu ülkede meclisi çalıştırmamak için her türlü rezilliği, kepazeliği sergileyen siz değil miydiniz? Bu ülkede hükümeti, bakanları çalıştırmamak için ha bire gensoru veren siz değil miydiniz? Bu ülkede kendi zihniyetinizdeki Cumhurbaşkanı aracılığıyla bürokratların atanmasını engelleyen siz değil miydiniz? Ülkemizde son 14 yılda ne yapılmışsa, asla bunlarla birlikte değil, bunlara rağmen yapılmıştır."

Kendilerinden önceki koalisyon dönemlerinin her birinin kaos dönemi olduğunu ifade eden Erdoğan, "Türkiye'nin bundan sonra koalisyonlarla yönetilmeyeceğinin garantisi mi var? 7 Haziran seçimlerinden sonra kaos tüccarlarının nasıl ağızlarından salyalar akıtarak meydanlara çıktığını görmedik mi? Bu hakikatler ortadayken, Allah aşkına siz neyin davasını güdüyorsunuz? Bu zat güya mevcut sistemi savunurken, içindeki asıl duyguları da ele vermekten geri kalmıyor. Diyor ki; 'Duyarlı noktaları devletin, duyarlı kurumları, bürokratları vardı. Onlar yanlışları engellerdi.'. Ben size bunun tercümesini yapayım. Bu ifadeyle aslında 'Millet yüzde 50 ile de bir partiye yetki verse, bizim sistem içindeki etkimiz gücü onlara bırakmaz, ipleri elimizde tutmaya devam ederiz.' diyor. " ifadesini kullandı.

"Yapmadık kepazelik bırakmadınız"

Erdoğan, 1950'de Adnan Menderes'in iktidara geldiğini hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti:

"Menderes'e 1960'a kadar ancak tahammül ettiler sonra darağacına götürdüler. 1970'li yıllar boyunca Türkiye başını terörden, anarşiden, ekonomik krizlerden alamadığı için hükümeti kim kurarsa kursun ipler hep bunların elindeydi .1990'lı yıllar boyunca da seçimden 4'üncü, 5'inci parti bile çıksalar, bir şekilde ülke yönetimi teslim alabiliyordu. AK Parti'nin 14 yıllık iktidarı boyunca kimi zaman Cumhurbaşkanı kimi zaman Anayasa Mahkemesi kimi zaman Yargıtay, Danıştay, kimi zaman bürokratik oligarşi marifetiyle etkinliklerini hep sürdürdüler. Şimdi de diyorlar ki; 'Sistem değişmesin, böyle devam etsin, ileride yine ipleri elimize alabilelim.' Yok öyle yağma. Ekmeden biçme devri bitti. Bundan sonra milletin yüzde 50 artı birin teveccühünü kazanmadan, kimsenin gizli veya açık şekilde iktidara gelme imkanı yoktur. Bütün bunların üstüne çıkıp bir de 'biz milletimize güveniyoruz' demezler mi? Madem millete güveniyorsun, öyleyse niye bu anayasa değişikliğini meclisten çıkarmamak için tekme tokat şişeleri fırlatmak... Yapmadık kepazelik bırakmadınız ya."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Sultanbeyli'de Toplu Açılış Töreni - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement