Babacan(2/son): Artık Türkiye'ye Gelecek Finansman, Daha Düşük Getirilere de Razı Olarak Gelecektir - Son Dakika
Ekonomi

Babacan(2/son): Artık Türkiye'ye Gelecek Finansman, Daha Düşük Getirilere de Razı Olarak Gelecektir

Babacan(2/son): Artık Türkiye\'ye Gelecek Finansman, Daha Düşük Getirilere de Razı Olarak Gelecektir

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, uluslararası iki kredi kuruluşunun Türkiye'ye yönelik not artırımının ve Türkiye'nin güvenilirliğinin artmasının, finansman konusunda bundan sonraki dönemde Türkiye'nin hep avantajına olacağını belirterek, "Artık"...

20.05.2013 16:29

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, uluslararası iki kredi kuruluşunun Türkiye'ye yönelik not artırımının ve Türkiye'nin güvenilirliğinin artmasının, finansman konusunda bundan sonraki dönemde Türkiye'nin hep avantajına olacağını belirterek, "Artık Türkiye'ye gelecek finansman, daha düşük getirilere de razı olarak gelecektir Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, uluslararası iki kredi kuruluşunun Türkiye'ye yönelik not artırımının ve Türkiye'nin güvenilirliğinin artmasının, finansman konusunda bundan sonraki dönemde Türkiye'nin hep avantajına olacağını belirterek, "Artık Türkiye'ye gelecek finansman, daha düşük getirilere de razı olarak gelecektir. Bu da bizim için avantaj olacaktır" dedi.

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan Eximbank uygulamaları ile ilgili düzenledikleri basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Babacan, bir soru üzerine, 2008-2009 krizinden sonra ABD, Avrupa ve Japon Merkez Bankası başta olmak üzere gelişmiş pek çok ülkenin merkez bankasının piyasaya görülmemiş miktarda likidite sunduğunu ve likiditenin, batmak üzere olan bankaların şimdilik yüzdürülmesine, batmak üzere olan ülkelerin de şimdilik batmasını önlemeye yönelik olduğunu söyledi.

Babacan, pek çok finans kuruluşunda ve pek çok ülkede bu riskin ortadan kalkmadığını belirterek, merkez bankalarının olağanüstü likidite imkanlarını ortadan kaldırması halinde dünyanın görünümünün çok farklı olabileceğini ifade etti.

Dünya ekonomisinin bilinmeyen denizlerde olduğunu söyleyen Babacan, "Böyle bir ortamda özellikle kurla alakalı Merkez Bankamızın iletişimine çok dikkat etmemiz gerekiyor. Merkez Bankamızın söylediği ya da söylemediği, raporlarında yer alan ya da yer almayan her bir ifade, her bir kelime noktasına virgülüne kadar dikkatli incelenmesi lazım. Çünkü Merkez Bankamız iletişimi çok büyük bir hassasiyetle götürüyor. Merkez Bankamızın iletişimi haricinde de diğer iletişim konusunda da çok ihtiyatlı olmamız gerekiyor. Çünkü Merkez Bankamızın fiyat istikrarı sorumluluğu var ama aynı zamanda finansal istikrar sorumluluğu var" diye konuştu.

Kur seviyesinin de finansal istikrarın önemli taşlarından bir tanesi olduğunu söyleyen Babacan, "Hem seviye hem de oynaklık açısından Merkez Bankamızın iletişimine dikkat edin diyorum. Onun haricinde bir şey söylememiz zaten doğru değil. Hükümet olarak bizim kur politikamız serbest kur rejimidir. Ana çerçevesi budur ama bu ana çerçeve içerisinde günlük, haftalık, aylık uygulamalar piyasa şartlarına bağlı olarak Merkez Bankasının yaptığı, yapacağı işlemlerdir. Ama şunu da görüyorsunuz ki cari açığı olan, gelişmekte olan ülkelere bakın, bütün o ülkelerin para birimleri arasında Türk lirası en istikrarlı para birimi. Şu anda Türk lirası, gelişmekte olan ülkeler içerisinde oynaklığı en az olan para birimidir. Ama böylesine bir ortamda, bu kadar belirsizliğin olduğu bir ortamda da bunu yakalamak bile önemli" dedi.

-"EXİMBANK'IN ARKASINDAYIZ"-

Eximbank'ın ihracatçılara sağlayacağı yenilikler ve faiz indirimi için ne kadar kaynak aktarımının söz konusu olacağına ilişkin bir soruya ise Babacan, bankanın öz sermayesiyle çalıştığını, dışarıdan da dönem dönem kaynak kullandığını belirterek, "Şu an için herhangi bir kaynak sorunu yok. Zaten özellikle Merkez Bankasının reeskont kapısını da düşündüğümüzde yeter ki talep olsun, yeter ki ihracatımız olsun, yeter ki biz mal satalım ama katma değeri yüksek mal satalım, Eximbank'ın kaynak sorunu olmaz. Çünkü Eximbank'ın arkasındayız. Yüzde 100 Hazinenindir. Dolayısıyla ellerinde zaten kullanılmamış ciddi ölçüde kaynakları vardır. Hep ihtiyatlı gittikleri için her an kaynak olarak Eximbankımız hazırdır. Yeter ki talep olsun. Eximbank'ın kredi verme şartlarına uygun talepler olsun" yanıtını verdi.

-MARKA KREDİSİ İÇİN "TURQUALİTY" ŞARTI ARANMAYACAK-

Babacan, marka kredisi için önceden "Turquality" şartı aranırken, bundan sonra bu şartın aranmayacağını söyledi.

Babacan, başka bir gazetecinin sorusu üzerine ise "Şu anda bakıldığında büyüme ivmesini yavaş yavaş yakalamakta olan gelişmiş ülke ABD. Ama bu büyüme ne pahasına, borç stoğundaki durdurulamayan artış ve FED'in sağladığı olağanüstü imkanlar. Biliyorsunuz FED'in uygulamaları çok enteresan boyutlara ulaştı. Bankalara 'batık alacağını getirin bana' diyor, bankalara parasını ödüyor, geçiyor. 'Ben bununla sonra uğraşırım' diyor. Japon Merkez Bankası hisse senedi almaya başladı. Borsaya giriyor, hisse senedi alıyor. Merkez bankalarının şimdiye kadar görülmemiş işlemleri var. Bunları çok dikkatli takip etmek gerekiyor" yanıtını verdi.

Babacan, bir başka soru üzerine ise bugün Amerikan şirketlerinin kasasında 2 trilyon dolar nakit bulunduğunu fakat korktuklarından, çekindiklerinden bunu yatırıma döndüremediklerini ifade ederek, güven ortamının ne kadar hızlı toparlayacağını Amerika'da izlemek gerektiğini söyledi.

-"ARTIK TÜRKİYE'YE GELECEK FİNANSMAN, DAHA DÜŞÜK GETİRİLERE DE RAZI OLARAK GELECEKTİR"-

Uluslararası iki kredi kuruluşunun Türkiye'ye yönelik not artırımının ve Türkiye'nin güvenilirliğinin artmasının, finansman konusunda bundan sonraki dönemde Türkiye'nin hep avantajına olacağını söyleyen Babacan, "Artık Türkiye'ye gelecek finansman, daha düşük getirilere de razı olarak gelecektir. Bu da bizim için avantaj olacaktır" dedi. Bu noktada Merkez Bankasının koridor uygulamasının son derece önemli olduğuna işaret eden Babacan, koridorun girişe de çıkışa da yavaşlatıcı etkisi olduğunu belirtti.

Babacan, "ABD ile AB arasındaki STA'nın, ABD ile Türkiye arasında imzalanacak STA'dan önce devreye girmesi ihtimalini değerlendirmesini" istemesi üzerine ise, "Aslında dünya için önemli, sadece Türkiye için değil. Hele hele bu krizden sonra Avrupa Birliği ve Amerika gibi iki dev pazarın birbirlerine açılıyor olmasının önemi çok büyük. NATO nasıl savunma alanında böyle bir transatlantik alanı oluşturduysa savunma alanında, şimdi bu da ticaret alanında öyle bir alan oluşturacak. Kongre ayağında gerçekten çok iyi çalışmak lazım. STK'lara çok çok önemli iş dünyamızın katkısı böyle nakış işler gibi kongrede bu işin işlenmesi gerekiyor. Çözüm oradan geçecek çünkü. Ümit ederiz ki oraya ulaşırız. Gayretin sonucu da iyi olur ümit ediyorum" yanıtını verdi.

-"BİR ALACAK SİGORTA ETTİRİLDİĞİ ANDA BU SAĞLAM BİR TEMİNATTIR"-

"İhracatçıların Türkiye iç pazarlarından parasını tahsil edemediği hangi alanlardır? Ne kadarlık bir tutarı tahsil edemiyorlar? Neye karşılık böyle bir sigorta getiriyorsunuz?" sorusuna ise Babacan, şu yanıtı verdi:

"Bir alacak sigorta ettirildiği anda bu sağlam bir teminattır. Onun kadar gidip başka bir bankadan yada faktoring şirketten rahat kredi alma imkanı olacak. Çünkü teminat açısından baktığında, alacak kadar garanti bir şey yoktur. Bir gayrimenkul satmanız icabında üç yıl sürer ama garantili bir alacağın tahsilatı en fazla vadesi kadardır. 3-4 ay sonra nakittir. Bir de şu var: Belki ihracatçılarımız mal satmaya tereddüt ettikleri, alışveriş etmedikleri yeni bir müşteri kitlesini de ihracatçımıza kazandıracaktır. Korkuyorum diye düşündüğü, ya da mal satmadığı müşterilere mal satacaktır."

-"DİREKT SERBEST TİCARET ANLAŞMASI MÜZAKERELERİNE BAŞLAMA GİBİ BİR HAKKI BİZE GETİRMİYOR"-

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. AB ile ABD arasında yapılması planlan serbest ticaret anlaşmasına yönelik bir soru üzerine Çağlayan, uzun süredir bu konu üzerinde çalıştıklarını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD Başkanı Barak Obama'ya daha önce konuyla ilişkin mektup gönderdiğini söyledi. Çağlayan, Erdoğan'ın, son ABD ziyaretindeki heyetler arası görüşmede, Türkiye'nin böyle bir anlaşma dışında kalmasının Türk- Amerika ticaretini olumsuz etkileyeceğini ifade ettiğini belirterek, "Gelmiş olduğumuz nokta şudur. En azından direkt serbest ticaret anlaşması müzakerelerine başlama gibi bir hakkı bize getirmiyor bu ama bizim böyle bir konuda aramızda bir değerlendirme etki analizi yapacağız. Bu bizim için son derece önemli. Bunun bu şekliyle ortaya konması ve her iki iradenin buna razı olması önemli. Öncesinde arkadaşlarımız bugün itibariyle çalışmaya başladılar. Nasıl bir komisyon? Gündemi ne olacak, çalışma şekli ne olacak? Nasıl bir sistem gerçekleştireceğiz. Mutlak suretle bir süre öngöreceğiz. Arkadaşlarımız bu konudaki çalışmayı yaptıktan sonra beraber değerlendireceğiz" diye konuştu.

AB ile ABD arasındaki anlaşmanın çok uzun süreceğini ama zor olacağını, Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmanın ise daha kolay olacağını söyleyen Çağlayan, "Benim temennim, beklentim ve bütün gayretimiz AB-ABD arasındaki serbest ticaret anlaşması nihayetleninceye kadar Türkiye'nin fazla vakit kaybetmeden bunu en iyi şekilde değerlendirmesi" dedi.

Çağlayan, Türkiye ile ABD arasındaki bir serbest ticaret anlaşması yapılmasının gündeme gelmesi halinde sivil toplum örgütlerini de devreye sokacaklarını belirterek, bu süreçte TUSKON, ASKON, TÜSİAD gibi kuruluşların, Amerika'daki Türk-Amerikan şirketlerinin, derneklerin aktif görev alacaklarını anlattı.

-"SURİYE İLE İLGİLİ PROBLEMLER İKİ SENEDİR YAŞANIYOR"-

Çağlayan, bir gazetecinin "Suriye yönetiminin, Türk iş adamlarının hak edişlerini sildiği haberleri var. Size böyle bir bilgi geldi mi?" şeklindeki sorusuna, "Suriye ile ilgili problemler iki senedir yaşanıyor. Suriye konusunda BM karar almadığı için Libya'daki kadar rahat hareket edemedik. Libya'da yaşanan olaylarla beraber BM Güvenlik Konseyi'nin almış olduğu karar çerçevesinde birçok değerlendirme yapma imkanına sahip olmuştuk. Suriye meselesinde ise yaptığımız şeyler oradaki iş yapanların SSK'yla ilgili ödemelerine destek olmaktı. Teminat konusunda şu anda kayda değer bir şey bize henüz intikal etmiş değil. Ancak daha evvel bir iki bu şekilde bir talep gelmişti. Bir tanesinde de firmanın almış olduğu avans ve ürününü teslim edememesinden dolayı kaynaklanan bir şey vardı. Çok net bir şekilde elimizde herhangi bir kayıt veya talep yok" yanıtını verdi.(ANKA/SON)

(BRŞ/ÖZK) - Ankara

Kaynak: ANKA

Son Dakika Ekonomi Babacan(2/son): Artık Türkiye'ye Gelecek Finansman, Daha Düşük Getirilere de Razı Olarak Gelecektir - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement