Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verilmesinin referanduma götürülmesi gerektiği yönündeki açıklamalarına ilişkin, " Türkiye'nin şu an itibarıyla gündeminde böyle bir konu yok. Sayın Kılıçdaroğlu, tamamen başka nedenlerle, siyasi kaygılarla konuyu başka bir yere çekmeye çalışıyor. Eğer bu konuda bir çalışma yapılacaksa oturulur, konuşulur, Türkiye'nin menfaatine olacak adımlar atılır. Burada temel yaklaşımımız ülkemizin ve vatandaşlarımızın menfaati olacaktır." dedi.
Canikli, A Haber canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Suriye ile ilgili bir soru üzerine Canikli, söz konusu bölgedeki mücadelede zamana karşı yarış halinde olunduğunu ve ne yapılması gerekiyorsa bir an önce yapılması gerektiğini söyledi.
Canikli, Suriye konusunda içinde bulunulan şartların beklemeyi mümkün kılmadığına işaret ederek, farklı ülke ve güçler tarafından desteklenen kuvvetlerin birbirine çok yakın olduğunu, bu nedenle sıkı bir koordinasyon sağlanması gerektiğini aksi halde hiç kimsenin öngörmediği gelişmelerin yaşanabileceğini vurguladı. Masada çok fazla aktörün yer almasıyla çözüme ulaşılmasının önemine de dikkati çeken Canikli, bölgede en belirleyici güçlerin bir araya gelerek oluşturduğu toplantıdan olumlu sonuç çıkmasını beklediğini ifade etti.
Canikli, "Türkiye'nin Münbiç'e yönelik kararlılığı konusunda son gelişmeler sonrasında neler söylenebilir?" şeklindeki soruya, "Kararlılığımızda hiçbir geri adım söz konusu değil. O bizim için son derece önemli hedeflerden bir tanesidir." yanıtını verdi.
Suriye konusunda her gün yeni gelişmeler yaşandığını ve hamleler yapıldığını belirten Canikli, "Bizim de hamlelerimiz var, elbette yapıyoruz da. Ama ila nihaye bu şekilde gitmez. Bir anda, tamamen gayri iradi diyebileceğimiz bir durumda, konumda bir bakıyorsunuz öngörülmeyen hadiseler yaşanmış. Burada amaç belliyse, hedef aynıysa o zaman aynı noktada buluşmak sorun olmaz. Ki öyle olduğunu zannediyoruz, öyle olduğu söyleniyor hem Rusya hem Amerika tarafından." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Münbiç ile ilgili yaklaşımının terör veya terörden beslenen siyasi oluşumlara izin vermeme yönünde olduğunu aktardığını ve ABD ile bu konuda bir mutabakat sağlandığını anımsatan Canikli, Türkiye'nin anlaşmaların, verilen taahhütlerin yerine getirilmesini istediğini dile getirdi. Canikli, söz konusu bölgede etnik yapının önemine işaret ederek, herhangi bir değişiklik oluşturulmasının bütün bölgenin terörize olmasına neden olacağını ve çatışmaları tetikleyeceğini söyledi. Etnik yapılara dokunulmaması gerektiğini vurgulayan Canikli, şöyle devam etti:
"Bizim baştan beri ana politikalarımızdan bir tanesi de bu bölgede, hiçbir şey değişmesin, adeta müktesepler korunsun, o beldelerin etnik ve demokratik yapısı nasılsa oralarda herhangi bir değişiklik söz konusu olmasın. Hiçbir ülke böyle bir adım atmasın. Buna yönelik çabaların olduğunu da biliyoruz. Bazı ülkelerin oralarda tamamen mezhepsel yaklaşımla alan açma, nüfuz alanını genişletme politikaları ürettiğini biliyoruz. Bu, kısa dönemde o ülkeler açısından kazanım gibi görünse bile, kesinlikle onların ve bütün bölgenin ateşe atılması anlamına gelir. Bu denge değiştikten sonra hiçbir şey orada kalmaz.... Aklı başında her ülkenin, siyasetçinin, devlet adamının mutlaka orada yapması gereken statükonun korunmasıdır. Bunu anlatıyoruz, bıkmadan usanmadan anlatmaya da devam ediyoruz. Bizim orada bulunma nedenimiz o. Yoksa bizim ne El Bab ile ne başka bir yerle toprak noktasında herhangi bir işimiz olmaz. Orayı tamamen ateşe atacak politikaların önüne geçmemiz gerekiyor, Türkiye bunun mücadelesini veriyor. O ülkelere anlatıyoruz, herhalde ikna edeceğiz."
"Kılıçdaroğlu, partisine güvenmiyor, hatta partisinden utanıyor"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verilmesinin referanduma götürülmesi gerektiği yönündeki açıklamaları anımsatılarak, buna ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine de Canikli, şu yanıtı verdi:
"Bunlar gerçekte çok sığ düşünceler. Türkiye'nin şu an itibarıyla gündeminde böyle bir konu yok. Sayın Kılıçdaroğlu, tamamen başka nedenlerle, siyasi kaygılarla konuyu başka bir yere çekmeye çalışıyor. Eğer bu konuda bir çalışma yapılacaksa oturulur, konuşulur, Türkiye'nin menfaatine olacak adımlar atılır. Burada temel yaklaşımımız ülkemizin ve vatandaşlarımızın menfaati olacaktır. Ne getirir, ne götürür bu ayrıntılı olarak konuşulur, değerlendirilir. Ona göre elbette vatandaşımızın kanaatini her zaman alıyoruz zaten, en kolay sandığa giden vatandaşın karşısına çıkan siyasi organizasyon AK Parti'dir. Sayısız kereler bunu ispat ettik. Esas vatandaşla, milletle problem yaşayan CHP'dir. Yeni değil bu, geçmişten beri böyle. Şimde çıkıp gündemde olmayan bir konu üzerinden politika yapmak, insanların hassas olduğu konuları kaşımaya çalışmak etik bir davranış değildir. Bunu Sayın Kılıçdaroğlu hep yapıyor. Bu, bizim için sürpriz değil."
Canikli, Kılıçdaroğlu'nun "Seçimlerde yüzde 10 barajını kaldıralım, yüzde 1 alan parti başkanı da Meclis'te temsil edilsin" önerisinde bulunduğunun hatırlatılması üzerine de "Kılıçdaroğlu akıllanmadı, terör örgütünün siyasi uzantısı olan HDP'ye alan açmak için bunları talep ediyor yoksa demokratik standartların yükseltilmesi, temsilin güçlendirilmesi anlamında bir talebi yok. Tamamen terör örgütünün siyasi uzantısı olan HDP'nin Meclise rahat girmesini sağlamak amacıyla... Son kamuoyu araştırmalarında HDP'nin 7'nin altına düştüğü şeklinde görüşler var. Kılıçdaroğlu bütün her şeyi bırakmış, dolaylı bir şekilde teröre destek veriyor. Çünkü terör örgütünün siyasi uzantısına bu anlamda destek vermek demek, teröre destek vermek demektir. Şu anda ne CHP'nin ne de diğer normal siyasi partilerin böyle bir talebi söz konusu değil, kamuoyu anketleri dikkate alındığında tek barajla sıkıntısı olan HDP'dir. Dolayısıyla yine HDP'ye destek veriyor, dayanamıyor." değerlendirmelerinde bulundu.
CHP'nin referandum çalışmalarında geniş bir "hayır" cephesi bulunduğunu hatırlatan Canikli, CHP'nin imaj ve görüntüsünü bozabileceği endişesiyle "HDP, FETÖ'ye ve PKK'ya kampanyaları noktasında kamuoyunun önüne fazla çıkmamaları ve geride durmaları" tavsiyesinde bulunduğunu söyledi. Canikli, "CHP'nin 'hayır' kampanyasıyla kendileri açısından yaptığı politikanın temelinde bu yatıyor. Hatta kendi partisini piyasaya sürmüyor, kendi partisinin kurumsal kimliği altında bir propaganda yapma cesareti yok CHP'nin. CHP'nin millet nezdinde itibarının olmadığını biliyor, CHP'nin bayrağı altında böyle bir kampanya yürütmesinin bu kampanyayı olumsuz anlamda etkileyeceğini düşünüyor. 'Adeta CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, partisine güvenmiyor, hatta partisinden utanıyor', diyebiliriz."
"Tanımasak bizi bile kandıracaklar ama biliyoruz"
CHP'nin bu şekilde referanduma yönelik yeni bir taktik denediğini belirten Canikli, şunları kaydetti:
"O açıdan 'Vatandaşı kandırabilir miyiz?' Son derece mütebessim, hepsine bakıyorsunuz, tanımasak CHP'yi, biz bile inanacağız. Ne derseniz deyin herkese, vatandaşa gülüyorlar, çok nazikler, bugüne kadar görmediğimiz bir nezaket. Ben 2002'den beri aktif siyasetin içerisindeyim, uzun süre grup başkanvekilliği görevinde bulundum. Bu vesileyle onlarla sürekli Mecliste birlikteydik. Onların yaklaşımlarını, tavırlarını görüyoruz. İnanılmaz bir hava değişimi söz konusu CHP'de. Hatta hakaret etseniz bile yine tebessüm ediyorlar. Çok ani bir değişim tabii. Tanımasak bizi bile kandıracaklar ama biliyoruz. Daha düne kadar Meclis Genel Kurulunu terörize eden, kavgaların, çatışmaların... İçeride ve dışarıda. Güvenlik güçlerine karşı sokaklarda terör örgütleriyle yan yana duran, onlara taş atan, küfreden, sayısız örnekleri var, milletvekillerinin ayaklarını ısıran CHP gitmiş, bugüne kadar hakaretin haddi hesabı olmayan CHP gitmiş..."
Canikli, CHP'lilerin AK Parti'ye 'AKP' şeklinde hitap ederken şimdi doğru şekilde kullanmaya başladıklarını, Cumhurbaşkanı'na "Sayın Cumhurbaşkanı" diye hitap ettiklerini de ifade ederek, bunun samimi olmadığını söyledi. Canikli, "Bir anda değişir mi kocaman bir organizasyon, yüzbinlerce insanın tavrı, yaklaşımı, yöneticiler için söylüyorum elbette bunları, değişmez tabii ki rol yapıyorlar." dedi.
"Çok vahim bir hata"
Başbakan Yardımcısı Canikli, Kılıçdaroğlu'nun "cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde başbakan ile cumhurbaşkanının anlaşamayacağı" yönündeki açıklamasına ilişkin de bunun çok vahim bir hata olduğunu ve başka bir ülkede bu tür bir "gaf" yapan siyasi parti liderinin görevde kalamayacağını belirtti.
Kılıçdaroğlu'nun ya yeni cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin temel parametrelerini bilmediğini ya da bildiği halde o anda unuttuğunu ifade eden Canikli, şu andaki sistem için ise bu açıklamanın doğru olduğuna işaret etti. Mevcut sistemde başbakan ve cumhurbaşkanının görüş ayrılığına düşmesi halinde bir çatışma ortamı oluştuğunu anlatan Canikli, yeni sistemde yetkilerin tek elde toplandığını ancak yeni sistemin "tek adam" yönetimini de getirmediğini vurguladı.
İngiltere, Almanya gibi ülkelerde yürütme yetkilerinin tek elde toplandığına dikkati çeken Canikli, Kılıçdaroğlu'nun yeni sistemin çatışmayı ortadan kaldırarak, her zaman güçlü yönetimleri garanti edecek mekanizmayı getirdiğini çok iyi bildiğini ve bunu itiraf ettiğini dile getirdi.
Canikli, "Esasında Sayın Kılıçdaroğlu'nun o açıklaması, 16 Nisan'da kamuoyunun görüşüne sunacağımız cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Kılıçdaroğlu tarafından kabul edilmesi ve 'evet' denilmesidir. Kılıçdaroğlu, o ifadeyle 'evet' demiştir. Çok net bir şekilde. Yani 'hayır'ları siyasidir, 'hayır'ları yönlendirilmiştir ama gerçek düşüncesi bu iki başlılığı ortadan kaldıracak sisteme Sayın Kılıçdaroğlu, o gün 'evet' demiştir.
(Sürecek)
Son Dakika › Ekonomi › Başbakan Yardımcısı Canikli: (1) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?