Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, tüm terör saldırılarını aynı mesafede nefret ve şiddetle kınadığını belirterek, "Dünyanın neresinde olursa olsun, Myanmar'dan Bosna'ya, Anadolu'dan Fransa'ya, Afrika'dan dünyanın en ücra köşesindekine kadar tüm terör olaylarına aynı mesafede, aynı şiddetle, aynı anlayışla karşı durmak yapabileceğimiz en akıllı harekettir. Birine 'acaba' diyerek, tereddütle yaklaştığınız zaman orada açık verdiniz demektir" dedi.
Zeybekci, hükümetin önümüzdeki dönemde imar düzenlemeleri sonrası oluşan ranttan yerel yönetimlerin de pay alması konusunda çalışma yapacağını söyledi.
Karahayıt'ta bir otelde düzenlenen AK Parti 2. Bölge Belediye Başkanları Toplantısı'nda konuşan Zeybekci, tüm gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutladığını belirtti.
Son dönemde Türkiye ve dünya genelinde yaşanan terör olaylarına dikkati çeken Zeybekci, terörün dini ve milliyetinin bulunmadığını, terör örgütlerinin insanlığın tüm kutsal değerlerine karşı tarihin en iğrenç organizmalarından birisi olduğunu, tüm terör saldırılarını aynı mesafede nefret ve şiddetle kınadığını söyledi.
Sultanahmet'te yaşanan olayın birlik ve beraberliğin bozulmaması gerektiğini bir kez daha gösterdiğini ifade eden Zeybekci, Brüksel'de AB'nin üç bakanıyla yaptığı görüşmelerde teröre karşı tüm ülkelerin dayanışma, birlik ve beraberlik içinde durarak en önemli tepkiyi verebileceğini söylediğini anlattı.
Zeybekci, "Dünyanın neresinde olursa olsun, Myanmar'dan Bosna'ya, Anadolu'dan Fransa'ya, Afrika'dan dünyanın en ücra köşesindekine kadar tüm terör olaylarına aynı mesafede, aynı şiddetle, aynı anlayışla karşı durmak yapabileceğimiz en akıllı harekettir. Birine 'acaba' diyerek, tereddütle yaklaştığınız zaman orada açık verdiniz demektir. Açtığınız o gedikten de terör beslenmeye, kan emmeye devam eder demektir" ifadelerini kullandı.
Terörün artık boyut değiştirdiğine, en büyük ticari organizasyonlardan biri haline gelen terör örgütlerinin uyuşturucudan insan ticaretine kadar geniş bir suç alanında faaliyet gösterdiğine işaret eden Bakan Zeybekci, terör olaylarını gerçekleştirenlerin cani veya katil olarak tanımlanabileceğini, asıl teröristlerin ise bu organizasyonların başındaki kişiler olduğunu dile getirdi.
İzmir'e eleştiri
Türkiye'de belediyecilik hizmetleri dendiği zaman AK Parti'nin akla geldiğini, bunu muhalefet partisine mensup kişilerin de kabul ettiğini kaydeden Zeybekci, bakanlık görevini yürütse de belediyeciliğin kendisi için ayrı bir yerinin bulunduğunu, 2004-2011 arası görev yaptığı Denizli'nin bugün parmakla gösterilen, vizyon kenti haline geldiğini söyledi.
Zeybekci, AK Parti ile yönetilen belediyelerle diğer partilerin yönettiği belediyeler arasında büyük farklar bulunduğunu ileri sürerek İzmir'in mevcut durumunun İzmirliler'e yakışmadığını ifade etti.
Zeybekci, şöyle konuştu:
"Cumhurbaşkanımızın 2002 yılında söylediği, 'bu şehir Denizliler'e yakışmıyor' sözünü, bugün aynen İzmir için kullanmak istiyorum. O şehir İzmirliler'e yakışmıyor. İzmir, 10 bin yıllık kadim bir ticaret ve medeniyet kenti. Ancak şu haliyle bu kent İzmirliler'e yakışmıyor, çok daha farklı olmalı. İzmir Ege'nin başkentidir. Tarih boyunca tüm Anadolu'nun, İpek Yolu'nun giriş çıkış kapısı olmuştur. Tüm bu özellikleriyle baktığımız zaman İzmir son 10-15 yıllık dönemi kaybetmiştir. Hatta daha fazla da diyebiliriz ama Burhan Özfatura döneminde bir kıpırdanma olmuştur. İzmir'de maalesef bugün, 'yap', yapmıyor, 'bırak yapalım', onu da yaptırmıyor. Böyle bir hal vardır"
-"Yerelleşme sorunları çözer"
Belediyecilikte AK Parti'nin başka bir boyuta geçtiğini, teknik belediyecilik hizmetlerinin standart haline geldiğini, artık daha fazla yerelleşmenin yollarının arandığını anlatan Zeybekci, "Hükümetimizin önünde bu alanlarla ilgili iki ayrı yeni başlık vardır. Daha çok yerelleşmek, bir çok sorunu yerele devrederek çözülmesini sağlamak" dedi.
2002 yılında bu konuda yaptıkları çalışmanın anlaşılamadığını ve bölücülükle suçlandıklarını kaydeden Zeybekci, "O dönemde, sağlık, eğitim ve bazı diğer kamu hizmetlerinin yerele devredilmesi gerektiğini söylemiştik. Devredildiği zaman bu problem kökünden çözülür hale gelir diye önerilerde bulunmuştuk" diye konuştu.
Bu önerilerden birinin de öğretmen atamalarıyla ilgili olduğunu, öğretmenlikte sınavların ve standartların merkezi olarak belirlense de atamaların yerel otoritelerce yapılmasının eğitimde fırsat eşitliğini sağlayacağını bildiren Zeybekci, mevcut durumda öğretmen ailelerinin parçalanmaması şartı ön plana alınırken köylerde eğitim almaya çalışan öğrencilerin eğitimde fırsat eşitliği haklarının ihlal edildiğine işaret etti.
Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tercihimiz o çocuğumuzun eğitimdeki fırsat eşitliği hakkını sağlamak olmalı. Geri kalan ikinci plandadır. Bunu çözmenin yolu yerelleşmekten geçer. Devlet yine KPSS sınavı yapsın, yine o liste devletin elinde olsun. Hangi okulda hangi öğretmene ihtiyaç olduğu belli. O kadroları ilin valisi veya yerel yönetimi, standartları devlet tarafından korunmuş ve kontrol edilmiş şekilde ilana çıkar. Başvuranlar içinde en yüksek puanı olanı Çameli'nin Kirazlıyayla Köyü'nde Türkçe öğretmeni olarak atar. Orada kaldığı sürece Türkçe öğretmenidir. 'Ben gideceğim', 'nereye', 'Aydın'a', 'neden', 'hayırlı bir nasip çıktı'. 'Allah mübarek eylesin, al bu bonservisin, Aydın'da seni işe alırlarsa onların bileceği iş'... Bu kadar basit. Sağlıkta da böyle. Siyasetçiler olarak gittiğimiz bütün ilçelerde 'doktor yok' şikayeti duyuyoruz. Halbuki kadro dolu. Ama 40 tane mazerete hak vermişiz. O mazeret bu mazeret doktor başka yerde. Yerele verdiğiniz zaman bu da çözülür."
İmar rantından belediyeye pay
Bakan Zeybekci, 5393 sayılı Belediye Kanunu ilk çıktığında yerelleşme konusunda inanılmaz adımların atıldığını ancak sonraki dönemde belki biraz daha çekingen davranıldığını belirterek "Şehir içi trafiğin, okul öncesi eğitimin yerele devredilmesi. Yerel derken illa ki belediyeler demiyoruz. Biz böyle dediğimiz zaman belki bazı şeylerden dolayı bazı arkadaşlarımız endişelerini dile getirebilirler ama bunun çözümü vardır, aklın yolu birdir, bunlar çözülebilir" görüşlerini aktardı.
İmar planları sonucu ortaya çıkan imar rantından yerel yönetim bütçelerinin de pay alması gerektiğini ifade eden Zeybekci, yeni dönemde hükümetin önündeki konulardan birinin de bu düzenleme olduğuna işaret etti.
Zeybekci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İmar değişikliğiyle ortaya çıkan imar rantının yerel yönetimler anlamında bir karşılığının olması lazım. Milletin verdiği yetkiyle o hakkı kullanan belediyenin gerçek anlamda, hesaplanabilir payını alması, yani milletin ondan pay alması gerekiyor. İmar düzenlemeleriyle ilgili ranttan yerel yönetimlerin pay alarak yerel yönetim gelirlerinin artırılması. Bu alan maalesef, bazı yanlış anlaşılmaların ortala çıkabildiği alanlardan bir tanesi. Bütün yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmamız lazım. Bu alanların tamamını net, tanımlanabilir, resmi hale getirmemiz lazım. Bunu da doğrudan belediyelerimize tanımlanmış gelir alanları hale getirmemiz lazım. Önümüzdeki dönemde bu konu hükümetimizin ilk çalışmalarından birisi olacaktır" - Denizli
Son Dakika › Güncel › AK Parti 2. Bölge Belediye Başkanları Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?