AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yüzde 41 bir başarıdır, bu anlamda kimse kendi yenilgisinden başarı çıkarmaması lazım. Yani 'yüzde 26'da istifa ederim' diyen Kılıçdaroğlu yüzde 25 ile zafer ilan ederse, başkasının başarısından kendisine hisse çıkartıyor demektir" dedi.
Başbakan Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nden katıldığı canlı yayında milletvekili genel seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Seçim neticesinin Türkiye için hayırlı olmasını dileyen Davutoğlu, siyasi parti genel başkanı ya da başbakan olarak değil sade bir vatandaş olarak da seçime katılımdan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Seçime katılımın yurtiçinde yüzde 86,38 oranında, yurtdışında da yüzde 83,90 oranında gerçekleştiğine işaret eden Davutoğlu, "Bu bir kere demokrasinin Türkiye'de kökleştiğinin, halkımızın kendi iradesiyle ülkenin geleceğini belirleme bilincinin çok yaygınlaştığını gösteren, hepimizi memnun etmesi gerekin bir tablo" dedi.
Siyasi gücün meşruiyetinin kaynağının milli irade olduğunu ve meşruiyetin hem siyasi hem de akademik hayatta en fazla önem verdiği kavram olduğunu belirten Davutoğlu, "Milli irade seçimlerle tezahür eder. Dolayısıyla Türkiye'de her başarılı seçim aslında meşruiyetin yeniden tazelenmesi anlamına gelir. Neticesi ne olursa olsun meşru çizgiyi millet gösterir ve meşruiyet çizgileri içinde de ülkenin idare edilmesini seçtikleriyle sağlamaya çalışır. Dolayısıyla bu seçimin meşruiyetinin tartışma konusu edilmemesi de ayrı bir güzel gelişme" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Davutoğlu, seçim sonuçlarına göre bazı çevrelerin zihnen ve fiilen bazı hazırlıklar içinde olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir parti yüzde 10'un altında alıp, başka bir senaryo da, acaba meşruiyet tartışması nasıl yapılırdı, onu düşünmek bile istemiyorum. Türkiye'de 1950'den bu yana birçok darbe gördük, bir çok müdahale gördük ama seçim güvenliği, seçimin güvenilirliği hiç tartışma konusu edilmedi. Bu seçimde de herkesin neticeye razı olması ve milli iradenin egemenliğini kabul etmesi önemli. Bu da kabul edildi, üzerinde tartışma olmadı. Ben buradan Yüksek Seçim Kurulu ve ister AK Parti'ye ister başka partiler vermiş olsun oy veren her vatandaş teşekkür ediyorum. Oy veren her vatandaş siyasi katılımla onun bir parçası olduğunu ortaya koymuş oluyor.
Böyle bir meşruiyet tartışması hiçbir zaman açılmayacak. Şu parti kazanırsa hile olur, bu parti kazanmazsa hile yok gibi bir yaklaşımın benimsenmemesi gerektiğini bir kere daha söylüyorum. Biz, baştan itibaren seçimin sonucunun ne olursa olsun kabulümüz olduğunu ifade ettik. Öbür ihtimali düşünmedik, ama düşünenler, buna hazırlık yapanlar, seçim sonrası kaosa hazırlık yapanlar, 'sivil itaatsizlik yaparız' diye çağrıda bulunanların aslında aynı zamanda zafer çığlıkları, naralara atmalarının bir çelişki olduğunu da ifade etmemiz lazım. Biz, kaybedersek sivil itaatsizlik, kazanırsak zafer şenliği denklemine bir daha ülkeyi kimsenin sokmaması lazım. Kazanırsak da kaybedersek de bu seçimde AK Parti'nin başarılı olduğu kanaatindeyim."
-"Türkiye'deki siyasi hayatın omurgası AK Parti'dir"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu, seçim neticesinde çıkan haritanın, Türkiye'nin her kesiminden oy alan parti ve Türkiye'nin bütününde olan tek parti olarak AK Parti'yi ilan ettiğini anlatarak, "Bir parti Doğu'ya sıkışmış, bir parti Batı'nın iyice kenarına sıkışmış, bir parti ise bir tek yerde birinci oldu. AK Parti ise 76 vilayette milletvekili çıkardı, 56 vilayette birinciyiz. CHP takriben 37 vilayetten milletvekili çıkartamadı, MHP 35'te çıkaramadı, HDP 55 veya 56 yerde milletvekili çıkartamadı. Bu tablo şunu gösteriyor; Türkiye'deki siyasi hayatın omurgası AK Parti'dir" dedi.
Türkiye'de AK Parti gerçekliği görülmeden koalisyon senaryoları üzerinde konuşmanın veya Türkiye'nin geleceği üzerine konuşmanın mümkün olmadığını ifade eden Davutoğlu, "AK Parti'nin denklem dışına çıkması bir an bile tahayyül edilse, Türkiye yarı Irak yarı Lübnan gibi etnik ve mezhep kimlikleri üzerine politika inşa eden, kimlik politikaları inşa eden partilerin eline kalır ki böyle bir parçalanma zihnen, psikolojik olarak Türkiye'nin ayrışması anlamına gelir. AK Parti'nin tekrar bu ölçekte başarı sağlaması sadece AK Parti için önemli değil, Türkiye için de önemli bir olgudur" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, AK Parti'nin iddialı bir parti olduğuna, beklentinin mutlak çoğunluktan, tek parti iktidarından daha az olamayacağına işaret ederek, şöyle devam etti:
"CHP için yüzde 35 başarıdır, öyle hayal ediyordu. HDP için barajı geçmek başarıydı, MHP için oyunu biraz artırmak başarıydı. Bizim için her zaman iddialı bir parti olarak beklentimiz de hedefimiz de tek parti hükümetiydi. Millete sitem edilmez, millete küsülmez, milletin iradesi tartışılmaz, millet ne derse doğru olan odur. AK Parti'nin yüzde 49'lardan, il genel meclisi itibariyle yüzde 43,5'tan yüzde 41'e gerilemesi, göreceli olarak bizim üzerinde düşünmemiz gereken bir olgudur. Kesinlikle hiçbir zaman hiçbir seçim neticesi dolayısıyla millete bir sitem duygusu içerisinde olmadık. Şimdi de milletimizin verdiği karar doğrultusunda, ilk gün evden çıkarken Konya'da 'milletimizin kararı en doğru karar' dedim, balkon konuşmasında da söyledim, şimdi de aynısı söylüyorum, MYK, MKYK toplantısında da aynısını söyledim, hiçbir arkadaşımızın millete dönük bir sitem cümlesi kullanmasını istemiyorum, zaten kullanan da çıkmadı, bir iki ilk anda olan şeyler. Milletimiz doğru karar vermiştir, bizim bunu doğru okumamız gerekir.
Yüzde 41 bir başarıdır, bu anlamda kimse kendi yenilgisinden başarı çıkarmaması lazım. Yani 'yüzde 26'da istifa ederim' diyen Kılıçdaroğlu yüzde 25 ile zafer ilan ederse, başkasının başarısından kendisine hisse çıkartıyor demektir. Bizimle ikinci parti arasındaki fark 16 puan. Bu Batı demokrasilerinde büyük, muazzam bir farktır. HDP beklentilerin biraz üzerinde bir oy aldı, ama nihayet iktidar olma iddiası varsa bir partinin onun çok gerisinde olduğu da aşikar. Yüzde 41 nispet olarak, sosyopolitik olarak bence AK Parti hala Türkiye'nin bütününü kuşatan parti olarak en başarılı partidir, göreceli olarak en başarılı partidir."
-"Onların tarihi zaferi olarak gördükleri oran şimdi AK Parti'ye bir yenilgi gibi gösterilemez"
Davutoğlu, Türk siyasi hayatında AK Parti dışında partilerin yüzde 40'ı sadece 3 kere geçebildiğini, 1965'te Adalet Partisi'nin, 1977'de yüzde 41 ile Bülent Ecevit'in ve 1983'te de Turgut Özal'ın yönetimindeki partilerin yüzde 40'ı geçtiğini anlatarak, "CHP'nin özellikle de sevinmeleri normal, hedefleri AK Parti'ye dönük negatif hedefti. Bütün bu partilerin hedefi kendilerini iktidara getirmek değildi de AK Parti'yi zaafa düşürmekti. Bütün sol hareketin, CHP geleneğinin 60'dan bu yana tek başarı hikayesi var, Sayın Ecevit'in ulaştığı yüzde 41. CHP'nin yüzde 40'ı geçtiği bir dönem olmadı. Dolayısıyla onların tarihi zaferi olarak gördükleri oran şimdi AK Parti'ye bir yenilgi gibi gösterilemez. Yüzde 41'den hareketle bir başarısızlık hikayesi AK Parti'ye yapıştırılamaz, 12 yıllık bir iktidardan sonra" diye konuştu.
AK Parti'nin adeta 7 cephenin saldırısı altında önemli bir başarı elde ettiğini dile getiren Davutoğlu, "Bu noktada Türkiye'nin hükümet kurma sorumluluğunu da millet AK Parti'ye vermiştir.. Bize belki bir mesaj verdi, onları değerlendireceğiz, ama aynı zamanda şunu da söyledi; 'ben hükümet kurma sorumluluğunu ve Türkiye'nin geleceğiyle ilgili ana sorumluluğu AK Parti'ye vermeye devam ediyorum, hem de yüzde 16'lık bir farkla'. Biz, bütün bunları okuyarak, Türkiye'nin çıkarları ne gerektiriyorsa onu yapacağız" dedi.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu Canlı Yayında: (1) - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?