Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçisi: "Kanlı Ocak hem keder hem gurur günümüz"

Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim, ülkesinde bağımsızlığın sembolüne dönüşen ve tarihe "Kanlı Ocak" olarak geçen katliama ilişkin, 20 Ocak'ın kendileri için hem keder hem de gurur günü olduğunu belirterek, "Çünkü o gün toprağa düşenler, bağımsızlığımızın zeminini oluşturdular." dedi.

Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Büyükelçi İbrahim, "Kanlı Ocak" katliamını ülkesinin keder ve gururla andığını belirtti.

Ermenilerin artan toprak taleplerine ve Sovyet yönetimine tepki göstermek için 1990 yılının başlarında protesto gösterileri düzenleyen Azerbaycanlıları dağıtmak için Bakü'ye gelen 26 bin kişilik Sovyet ordusunun, 20 Ocak'ta aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 147 sivili katlettiği, yüzlerce kişiyi yaraladığı katliama ilişkin İbrahim, "Sokaklardaki Azerbaycan halkının tek bir isteği vardı: Bağımsızlık ve Azerbaycan'ın itibarı. Bu kadar temel bir talep nedeniyle katledildiler." diye konuştu.

Azerbaycanlıların 30 yıldır her 20 Ocak'ta şehitleri anmak ve ülkenin gelecek nesilleri için yaptıkları fedakarlıktan dolayı onlara minnettarlıklarını göstermek için Şehitler Hiyabanı'na gittiğini de anlatan İbrahim, "20 Ocak bizim için hem keder hem de gurur günü çünkü o gün toprağa düşenler, bağımsızlığımızın zeminini oluşturdular. Azerbaycan halkının uluslararası toplumun bir parçası olması ve her zaman bağımsız kalması konusundaki hak ve talepleri için tek vücut halinde savaşma iradesini ortaya koydular." ifadelerini kullandı.

Kanlı Ocak katliamında, Azerbaycan halkının en zor zamanlarda bile birlikte hareket eden bir ulus olduğunun ve sarsılmaz iradesinin görüldüğünü vurgulayan İbrahim, "Yaşananlar aklımıza koyduğumuz hedeften geri adım atmayacağımızı kanıtladı." şeklinde konuştu.

"Azerbaycan 30 yılda bölgesinde bir lider oldu"

Azerbaycan'ın 1990 öncesinde bağımsız olmadığını, diplomatik temsilciliklerinin, bütçelerinin, işleyen bir devlet sisteminin bile olmadığını anlatan İbrahim, ülkesinin şimdi ise Güney Kafkasya'da bir bölge lideri haline geldiğini belirtti. İbrahim, "Azerbaycan, 1990'dan bu yana aradan geçen 30 yılda bölgesinde bir lider, uluslararası toplumun saygın bir üyesi ve en önemlisi de Azerbaycanlılar için güvenilir bir devlet olmuştur." dedi.

Ülkesinin Rusya ile bugün iyi ilişkiler içinde olduğunu dile getiren İbrahim, "O dönem Moskova'dan gelerek Azerbaycan halkına karşı suç işleyenler Sovyet ordusuydu. Rusya ile hiçbir problemimiz yok. Rusya ile iyi, güçlü ve dostane ilişkilerimiz var." değerlendirmesinde bulundu.

İbrahim, "Her zaman, Rusya, ABD, Çin, AB gibi bütün küresel oyunculara yapıcı roller üstlenmelerini söylüyoruz. Onlara, 'Sizden, daha küçük ülkelerin haklarına saygı göstermenizi bekliyoruz. Bazılarınızın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin de üyesi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, dünyaya güvenlik ve istikrar getirmenizi bekliyoruz.' diyoruz." ifadelerini kullandı.

Bölgede yeterince çatışma olduğunu ve yenilerinin eklenmemesi gerektiğini vurgulayan İbrahim, "Elbette, Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik saldırgan tutumu bu sorunların en büyüğü. Rusya dahil, büyük güçlerden adım atmasını ve uluslararası hukukun uygulanmasını gerektiren bu sorunun çözümüne destek olmalarını bekliyoruz." dedi.

Sorunun çözümünde ne yazık ki ilerleme kaydedilmediğine dikkati çeken İbrahim, "Ermenistan'daki yeni hükümetin uluslararası hukuk ve kendi zorunlulukları çerçevesinde en azından kendi ulusal çıkarları konusunda daha gerçekçi olacağına dair bazı umutlarımız vardı." şeklinde konuştu.

Hiçbir ülkenin komşularıyla sorunlu halde ayakta kalamayacağını söyleyen İbrahim, şöyle devam etti:

"Ermenistan'ın sorunu olan tek ülke Azerbaycan değil. Ermenistan, Türkiye Cumhuriyeti topraklarına yönelik iddialar da ortaya koyuyor. Ermenistan, Azerbaycan topraklarını işgal etti ve BM Güvenlik Konseyinin Ermenistan'ın askerlerini geri çekmesine yönelik kararı halen yerine getirilmedi."

Türkiye ve Azerbaycan'ın "iki devlet tek millet" olduğunun da altını çizen İbrahim, iki ülkenin her zaman birbirinin yanında olduğunu ve bunun böyle devam edeceğini kaydetti.