Başbakan Davutoğlu, Konya'da

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak bu aziz milleti temsil etme yoluna çıkarken gözümün her an önünde cephede cepheye dolaşan dedelerimin vasiyeti olacak. Çanakkale'de şehit düşen dedemin eniştesinin şehadeti olacak. Gözümün önünde her an bu topraklarda ezan, iman, sönmesin iman ocağı diye çalışan babalarımızın gayretleri olacak" dedi.

Davutoğlu, Taşkent'teki toplu açılış törenindeki konuşmasında, birçok defa hemşehrilerin huzuruna çıktığını ancak bu sefer yeni bir şeref, büyük bir onurla geldiğini söyledi.

"Allah bu topraklara hep böyle onurlu gelmeyi nasip eylesin" diyen Başbakan Davutoğlu, gösterilen ilgiye teşekkür etti.

Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Her birinizin gözünde, yaşlı amcaların gözünde babamı, yaşlı ninelerin gözünde analarımı, kardeşlerimizin gözlerinde bu toprakların o güzel insanlarının çehresini görüyorum. Alnı secdeye değmiş olanların nurlu yüzlerini görüyorum. Allah sizden razı olsun, sizin desteğinizi bizden eksik etmesin. Biliyorum çok daha coşkulu, bir düğün edasıyla karşılamak istiyordunuz. Ama maalesef gece İstanbul'da 10 kardeşimizi, emekçimizi, işçimizi bir iş kazasında kaybettik. O sebeple yola çıkmadan önce arkadaşlarıma bir talimat verdim. Taşkentli'lerin o coşkusunu biliyorum, beni nasıl karşılamak istediklerini biliyorum ama bu ziyarette müzik istemiyorum, şenlik istemiyorum. Çünkü o işçi kardeşlerimizin arkasından hepimiz onlara Fatiha okumakla yükümlüyüz. Hepiniz, bana muhabbet duyanlar, o işçi kardeşlerimize, o helal rızık için 32. kata kadar çıkmış sonra da bir kaza sonucu vefat etmiş kardeşlerimize birer Fatiha okusun. Allah bir daha hiçbir ocağa  böyle bir ateş düşürmesin, hiçbir evlada baba acısı, hiçbir babaya, anneye evlat acısı yaşatmasın."

Çocukluk hatıraları

Milletin ortak kaderi paylaştığını belirten Davutoğlu, "Coşkularımız zirvedeyken birisinin kalbine en ufak bir acı düşse hepimiz hissederiz" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefonla konuştuğunu ve selamını ilettiğini bildiren Başbakan Davutoğlu, ilçeye gelirken helikopterde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan'dan yollarla ilgili bilgi aldığını söyledi.

Konya Ovası'ndan Toroslar'a doğru tırmanırken çocukluk hatıralarının gözünün önünden geçtiğini ifade eden Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Burada, 51 yıl önce, 4 yaşında bir çocuk annesini ağır bir hasta olarak Konya'ya göndermişti. Hala hafızamda flu, bulanık bir şekilde hatırlarım, nasıl hüzünle gönderdiğimizi, nasıl ümitle beklediğimizi. Ama gelen haber benim hala yüreğimde bir sızı olarak, bir evlat olarak devam eden bir sızı olarak bir anlamda ailemize kor ateş düşürmüştü. Allah rahmet eylesin. Allah onun helal sütünün hakkını vermeyi bize nasip eylesin. Ondan kısa süre sonra bu sefer Meymune anamın yerine, bir başka yine bu Toroslar'ın yiğit hanımı Sefure anam geldi. O da bizi büyüttü. Hala bizim evin art kapısında, herkes bilir art kapı derler, İstanbul'a bizi uğurlarken akrabalarımız, çekilmiş resmimizin siyah beyaz hali var. O zaman bir yola çıkmıştık, 4 yaşında ama mayası buralarda yoğrulmuş, ruhu bu dağlarda dokunmuş, Kıble Kayası'na bakarak doğmuş, Sultan Suyu'nun o sert suyunu içerek yetişmiş bir küçük çocuk olarak yola çıktık. Bu sadece benim hikayem değildir, bu bizim neslin hikayesidir."

-  "Bize teşekkür etmeyin"

Dedesinin katıldığı Balkan Savaşı'nın ardından 12 sene sonra köyüne döndüğünü dile getiren Davutoğlu, diğer dedesinin de Suriye cephesinden geldiğini belirtti. Dedesinin eniştesinin Çanakkale Savaşı'nda şehit olduğunu anlatan Davutoğlu, "Bizim dedelerimiz, bu dağların çocukları olan o dedeler, bir cihan harbini, bir istiklal harbini bir an bile tereddüt etmeden, ezanlar susmasın, bu bayraklar inmesin diyerek Balkan Cephesi'nden Yemen'e kadar adım adım, kan kan dolaşanların torunlarıyız biz. Bu dağlar ne zaman fedakarlık istenmişse sürüler gibi, koçlar gibi cepheye seferberliğe gittiler. Bu dağların çocukları ne zaman fedakarlık istenmişse başları dik, sonuna kadar, kıyamete kadar bu vatanın onuru için yürümeye karar verdiler."

Gelirken, 2003'te babasının cenazesi için yine ilçeye helikopterle gelişini hatırladığını dile getiren Davutoğlu, "Bir anne vefatından sonra bu köyden ayrılan, bir baba vefatı dolayısıyla helikopterle gelmişti" diye konuştu. Başbakan Davutoğlu, "bu dağların çocukları okusun, buralardan ilim adamları, devlet adamları çıksın diye bütün hayatını vakfeden" babasını da rahmetle andı.

Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bugün sizin huzurunuzdaysam sizinle kucaklaşmışsam, bu onuru, bu büyük şerefi yaşamışsam emin olun bunun temeli, müsebbibi, benim gayretlerim değildir. Bunun arkasında babaannemin duası, anamın helal sütü, beni büyüten Sefure anamın hiçbir fark gözetmeyen ahlakı, by-pass ameliyatı olduğu halde bu imam hatipler talebesiz kalmasın diye yayla yayla dolaşıp burada ruhunu teslim eden mübarek babamın duası vardır. Bizler hiçbir şey yapmadık, bizlerin yaptığı sadece ve sadece dedemizden, babaannelerimizden, ninelerimizden gördüğümüz o duadır, niyazdır ve hep hayırla yola çıkmış, salih amel için yola çıkmış insanların duasıdır."

62. Hükümet'in güvenoyu almasının ardından Konya'ya geldiğini hatırlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Taşkent'in huzuruna, Uzun Şıh'ın huzuruna, Kıble Kayası'nın, Sultan Suyu'nun huzuruna ve mübarek Horasan erenlerinin, Pirlerkondu adını bu diyara veren pirlerin huzuruna, selam vermeye, teşekkür etmeye, teslim olmaya, sığınmaya, sizleri şahit kılmaya geldim. Şahit olun ki bu mübarek yola çıkarken Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak bu aziz milleti temsil etme yoluna çıkarken, gözümün her an önünde cepheden cepheye dolaşan dedelerimin vasiyeti olacak. Çanakkale'de şehit düşen dedemin eniştesinin şehadeti olacak. Gözümün  önünde her an bu topraklarda ezan, iman, sönmesin iman ocağı diye çalışan babalarımızın gayretleri olacak. Onlar için Fatiha'lar bağışlayın. Bize teşekkür etmeyin. Ederseniz şükran duyarız. Ama teşekkür dahi beklemeyiz. Çünkü vazifemizi yapıyoruz. Ama bizi yetiştirenlere, bizi bu şuurla bu topraklarda yetiştirenlere ne olur Fatiha'nızı eksik etmeyin, dualarınızı eksik etmeyin."

- Ankara