Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Çözüm süreci var diye sizi eleştirmekten geri duracak halimiz yok. Çözüm süreci var diye sizin yol kesmelerinize, adam kaçırmalarınıza sessiz kalacak halimiz yok" dedi.
Akdoğan, partisinin Gölbaşı İlçe Teşkilatı Danışma Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada, IŞİD bahanesiyle yapılan gösterilerle ilgili "Cumhurbaşkanı şunu dedi, Başbakan bunu dedi" açıklamalarının yapıldığını belirtti.
Akdoğan, "Siz Meclis kürsüsünden bütün bu olayların faturasını Cumhurbaşkanına kesip, adeta katil gibi konuşmalar yaparsanız, Başbakanla ilgili 'Yalan söylüyor' gibi tahrik edici açıklamalar yaparsanız, biz de size cevabınızı veririz. Hangi dilden anlıyorsanız, o dilden cevap veririz. O zaman yaygara yapmayacaksınız. Çözüm sürecinde gereken hassasiyeti, uygun dili kullanacaksınız" diye konuştu.
Çözüm sürecini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığını, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun devam ettirdiğini belirten Akdoğan, şöyle konuştu:
"Kimse, Sayın Erdoğan'a da Sayın Davutoğlu'na da ileri geri konuşma hakkına sahip değildir. Eğer konuşursanız, aynıyla cevabı görürsünüz. Çözüm süreci var diye sizi eleştirmekten geri duracak halimiz yok. Çözüm süreci var diye sizin yol kesmelerinize, adam kaçırmalarınıza sessiz kalacak halimiz yok. Bunların hepsi olacak, şimdi, beyefendiler her gün bir sürü laf söyleyecek size, zehir zemberek hakaretler yağdıracak, siz tek bir cümle eleştirdiğiniz zaman vaveyla koparacaklar. HDP'yi eleştirmek, Kürtleri eleştirmek, Kürt sorununun çözümüne karşı olmakmış gibi takdim edilecek. Böyle bir kandırmaca yok. Kim bizi eleştirirse fazlasıyla biz de onları eleştiririz. Herkesin anladığı dilden gereken cevabı da veririz. Eğer çözüm süreci konusunda bir hassasiyetiniz varsa hem eylemlerinize dikkat edeceksiniz, hem söylemlerinize dikkat edeceksiniz. Bu hassasiyeti koruyacaksınız.
'Öcalan tahrik etti' demişim bir televizyon programında, çok bozulmuşlar. Peki kim tahrik etti? HDP olarak siz açıklama yapmadınız mı? Milleti sokağa davet etmediniz mi? Her şey çok iyi giderken, kardeşi bayramda adaya gidip, çıkıp ondan sonra açıklama yapmadı mı, 'Çözüm süreci diye bir süreç yok, direnişe çağırıyor Apo' diye? Ondan sonra bu olaylar patlak vermedi mi? Biz bunları konuşmayacak mıyız? HDP'lilere soruyorum, Öcalan etkisiz eleman mı? Öcalan'ın yaptığı konuşmalar, dışarıda verdiği mesajların hiçbir yansıması olmuyor mu? Kendi kendine mi konuşuyor? Eğer bir etkisi varsa, o etki böyle bir sonuç doğurmuştur. Biz de bunu eleştirme hakkına sahibiz."
- "Hükümet çark etmedi"
Akdoğan, Kobani'ye yönelik koridora ilişkin, "hükümet çark etmiş, 'Koridor açmayız' demiş, açmaya karar vermiş" şeklinde tezviratlar bulunduğunu ifade ederek, "Biz aynı yerde duruyoruz. Bizim söylediklerimiz dün neyse bugün de o" dedi. Akdoğan, şöyle konuştu:
"Bizim söylediğimiz şudur: PKK'ya biz koridor falan açmayız. PKK terör örgütüdür. Ne silah geçişine izin veririz, ne PKK unsurlarının Türkiye'den Kobani'ye geçmesine izin veririz. Bugün de aynı yerde duruyoruz. Cahillerin akılları gözlerine inmiştir, sadece gördükleriyle hükmederler. Bunlar da sadece gördüklerine bakıyorlar anlamaya çalışmıyorlar. Bir başlık görüyorlar, konuşuyorlar. Onun içinde ne var, haberde ne var, ona bakmıyorlar. 'Ama' diye cümle devam ediyor. 'Peşmerge başka bir statüye sahiptir. Peşmerge Irak ordusunun bir parçasıdır, legal bir unsurdur. Bununla görüşmelerimiz devam ediyor' dedim ben açıklamada. Şimdi cümlenin bir kısmını alıyorlar, diğer kısmını almıyorlar, ondan sonra 'Hükümet çark etti'... Hükümet çark etmedi. Başından beri aynı şeyi söylüyor. Cumhurbaşkanımız da aynı şeyi söylüyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuya ilişkin görüşünü ABD Başkanı Barak Obama ile görüşmesinde de gündeme getirdiğini belirten Akdoğan, "PYD konusunda asla zikzak çizilmedi. PYD'ye silah verilmesine dün de karşıydık, Obama görüşmesinde de kaygılarımız, çekincelerimiz ifade edildi, bugün de karşıyız" diye konuştu.
-"Örgüt su kaynatmıştır..."
Akdoğan, hükümetin iyi niyetle, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü, akan kanın durması, gözyaşının dinmesi için çözüm sürecini başlattığını, ancak kesinlikle kamu düzeni ve güvenliğinden taviz vermeyeceğini ve bölge insanını örgütün tahakkümü altında bırakmayacağını söyledi.
Hükümetin, bunun için ne gerekiyorsa yapacağını belirten Akdoğan, şunları kaydetti:
"Şu anda önceliğimiz bunun tesis edilmesidir. Bunları çok iyi anlatmak durumundayız. Önümüzde bir süreç var ve bu olayların çıkmasının bir sebebi de şudur: Bir sebebi hükümetin burada kararlı olduğunu görmeleridir. Kısa sürede bir sonuca ulaşma iradesine sahip olduğunu görmeleridir ve bu yüzden örgüt su kaynatmıştır, panik atak geçirmiştir, süreci sabote etmek için Kobani'yi bir fırsata dönüştürmeye çalışmıştır. Diğer bir sebep seçim öncesi hükümete zarar vermektir, hükümeti hırpalamaktır. 'Acaba nasıl bir iç karışıklık meydana getirebiliriz. Toplum kesimlerini nasıl karşı karşıya getirebiliriz', bu arayıştır. Bunların hepsine aziz milletimiz basiretiyle, dirayetiyle 'dur' dedi. Ne farklı gruplar karşı karşıya geldi, ne farklı siyasi partiler karşı karşıya geldi. Oynanan oyun bozuldu. Toplumsal tepkiyi gören HDP de şimdi bu girdiği çıkmaz sokaktan, nasıl kurtulabilirim arayışı içinde."
Akdoğan, geçen hafta bütün Doğu ve Güneydoğu Belediye Başkanlarını, oda başkanlarını, sendikaları, yerel medyayı, akil insanları dinlediklerini belirterek, herkesin, feryat figan içinde örgütün zulmünden, şiddetinden, tahakkümünden bahsettiğini ifade etti. Buna müsamaha göstermeyeceklerini söyleyen Akdoğan, "Güvenlik için ne gerekiyorsa o yapılacaktır" diye konuştu.
Bölgede siyaset yapmanın, belediye başkanı olmanın, hizmet götürmenin daha zor olduğunu ifade eden Akdoğan, "Siz hizmet götürmek istiyorsunuz, birileri mani oluyor, iş makinalarınızı yakıyor. Yangın çıkıyor, okul yanıyor, HDP'li belediye itfaiye aracını göndermiyor. Bu nasıl bir insanlıktır, bu nasıl bir zihniyettir?" diye sordu.
-"Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü biz temsil ediyoruz"
Bunlara karşı, bölgede daha fazla var olmaları, daha çok çalışmaları gerektiğini söyleyen Akdoğan, şöyle devam etti:
"Bütün bunlara karşı, bunların zulmüne, şiddetine, baskısına karşı orada var olmaya devam edeceğiz. Çünkü, biz varız sadece orada. Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü biz temsil ediyoruz. Diğer partiler, işte konuşuyorlar ya, 'Türkiye bölünür' vesaire. Siz zihninizde bölmüşsünüz. Oralara gidemiyorsunuz, oralarda siyaset yapamıyorsunuz. MHP Şırnak'a gidip bir miting yapabiliyor mu? CHP Hakkari'ye gitti, bayrak götüremedi. Oralarda var olan biziz. Bizim orada siyaset yapmamız, Türkiye'nin bütünlüğü açısından, birlik ve beraberliği açısından çok büyük önem taşıyor. Oradaki kardeşlerimizle de dayanışma içinde olmamız gerekiyor."
Hakkari'deki, Edirne'deki ya da Gölbaşı'ndaki AK Partilinin aynı davaya inandığını vurgulayan Akdoğan, partisinin bütün üyelerinin vatan, millet, kutsal bildikleri değerler için mücadele ettiğini kaydetti.
Partisinin Gölbaşı'nda üyelik konusunda yüzde 23'lerde olduğunu belirten Akdoğan, parti üyeliğinin aidiyet ve mensubiyet bilinci anlamına geldiğini ifade etti. Akdoğan, bir partiye üye olanın ikide bir parti değiştirmeyeceğini vurgulayarak, bu yüzden üyelik konusuna önem verilmesi gerektiğini söyledi.
Partisinin, Gölbaşı Belediyesini yüzde 44 oyla kazandığını, cumhurbaşkanlığı seçiminde ise yüzde 51 oy aldıklarını aktaran Akdoğan, "Bizim için çıta ne 44, ne 51, çıta 56. 56'nın üzerine çıkmamız gerekiyor. Bu yüzden hiç tempoyu düşürmeden, el birliğiyle, mahalle mahalle, sokak sokak gezmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
- Ankara
Son Dakika › Güncel › Başbakan Yardımcısı Akdoğan Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?