Ali DANAŞ - STEGERSBACH - DHA
Beşiktaş, Avusturya'da gerçekleştirdiği yeni sezon hazırlıklarını tamamladı.
1 Temmuz'da Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri'nde startı verilen sezon hazırlıkları kapsamında Almanya ve Avusturya'da iki etaplı kamp yapan Beşiktaş çalışmalarının geri kalan kısmını İstanbul'da sürdürecek. Siyah beyazlılar 9 Ağustos tarihinde Yunanistan'da Olympiakos ile bir hazırlık maçı daha oynayacak.
SADECE FUTBOLDAN DEĞİL HER ŞEYDEN SORUMLU TEKNİK DİREKTÖR
Daha sezon açılmadan ikinci başkan Ahmet Nur Çebi'nin futbol şubesinin kaldırıldığı ve tek sorumlu kişinin Şenol Güneş olduğunu açıklaması uygulama açısından yeni bir anlayışı da beraberinde getirdi. Şenol Güneş Ümraniye'den adımını attığı andan itibaren hem sportif direktör, hem idari menajer, hem kontrolör, hem de teknik direktörlüğü bir arada yapmaya başladı. Ümraniye'de 4 günde yaşananlar Almanya ve Avusturya kampında da aynen devam etti. Sıkı bir disiplin uygulayıcısı olan Güneş, neredeyse olan biten her şeyin kendisine sorulduğu ve haberi olmadan kuş uçurulmadığı bir anlayışı idari anlamda da takıma yerleştirdi ve 'tek patron' oldu.
ALMANYA KAMPINDA FARKLI ÇALIŞMA METODU UYGULANDI
İlk kamp yeri olan Almanya'nın Marienfeld bölgesindeki otel yetkilileri Beşiktaş'a gerçekten dört dörtlük bir ortam sundu. Antrenman sahalarının otelin içinde olduğu ve otobüs yolculuğu yapmadan çıkılan antrenmanlar geçmiş yılların aksine oldukça farklıydı.
Siyah beyazlılar kamplarda uzun yıllardır futbolcuları göremeyen ve onlardan imza alıp, fotoğraf çektiremeyen gurbetçi vatandaşlara da kapıları açtı. Antrenmanları izleyen taraftarlar idman sonralarında da futbolculardan imza alıp bol bol selfie çektirdiler.
Teknik direktör Şenol Güneş, takımların sezon başındaki ilk kampta yaptıkları, kondisyon ve kuvvet antrenmanlarından oluşan idman temposunu hiç uygulamadı. Tecrübeli hoca bunun yerine aynı antrenman programında hem topla çalışma hem de kondisyon yüklemesi yapmayı tercih etti.
Almanya'da Türk takımlarına getirilen yasak sebebiyle ilk kampı maç yapmadan geçiren Beşiktaş'ta "her şey yolunda gidiyor" denildiği anda gelen sakatlık bütün camianın morallerini bir anda alt üst etti. Kampın son gününde sakatlanan ve bağları koptuğu için ameliyat olan Tolgay'ın 6 ay oynamayacak olması ilk kampın tek olumsuz tarafıydı.
İKİNCİ KAMPTA YILDIZ TRANSFERLER VE HAZIRLIK MAÇLARI
Almanya kampından sonra 3 gün bayram izni yapan futbolcular ikinci etap kampı için Avusturya'nın yolunu tuttu.
Olumsuzluklar ve aşırı sıcaklarla başlayan ikinci kamp, arka arkaya oynanan hazırlık maçları ile Şenol Güneş'in oyun felsefesine daha çok yoğunlaştığı bir kamp oldu.
Avusturya'nın genelinde yaşanan aşırı sıcaklar ve çimler yanmasın diye yapılan aşırı sulamanın etkisiyle bozulan zeminler zaman zaman antrenman temposunun aksamasına sebep oldu. Hatta kamp yeri bile değiştirilerek başka bir otele geçildi ama buradaki saha da diğerinden çok farklı değildi. İkinci kamp için 6 hazırlık maçı planlayan Güneş'in bu yöndeki isteği de tam olarak gerçekleşmedi. Son anda ayarlanan NK Zadar maçı da olmasa 15 günlük kamp 4 hazırlık maçı ile geçecekti.
Sturm Graz, Lille, Nice gibi güçlü takımların yanı sıra Zavrc ve Zadar gibi zayıf takımlarla yapılan hazırlık maçları futbolcuların yeni anlayışa uyum sağlamaya çalıştığı maçlar oldu. Teknik direktör Şenol Güneş genç oyunculara dahi bu maçlarda şans vererek bütün futbolcular hakkında net bir bilgiye sahip oldu.
Şüphesiz ikinci kampın en önemli iki olayı Quaresma'nın tekrar takıma dönüşü ve dünyaca ünlü forvet Mario Gomez'in kendini siyah beyazlı yapan imzayı atmasıydı.
TAKIM TAM OLARAK HAZIR DEĞİL
Teknik direktör Şenol Güneş, 2 kamp ve 34 günün sonunda yaptığı değerlendirmede futbolcuların iyi niyetli olmalarına rağmen henüz, kendi istediği oyun seviyesine ulaşmadıklarını açıkladı ve bunun için lig başlangıcının bir kaç hafta sonrasını işaret etti.
Beceri ve yetenek olarak iyi durumda olduklarının altını çizen Şenol Güneş, bunu takım oyununa yansıtmada ve bütünlük sağlamada eksiklerinin olduğunu da açık yüreklilikle ifade etti.
İşte mevkilere göre kamp değerlendirmesi:
KALECİLER: Geçtiğimiz sezonun en çok tartışılan isimlerinin başında gelen ve yerlerine yeni bir kaleci bile aranan Tolga, Cenk ve Günay genel olarak iyi bir kamp dönemi geçirdi. Antrenmanlarda oldukça hırslı görülen üç kaleci de, adeta Şenol Güneş'in kendilerine olan güveninin boşa çıkartmamak için yemin etmiş gibi çalıştılar. Tecrübesi itibari ile kaleye en yakın görünen isim Tolga Zengin olarak duruyor.
DEFANS: Son iki yılda duran toplarda neredeyse hiç gol atamayan Beşiktaş defansı, bu sezon bu sıkıntıyı aşacak gibi görünüyor. Yeni transfer edilen Beck, Rhodolfo ve Tosic duran toplarda oldukça etkili isimler. Brezilya'dan transfer edilen Rhodolfo ilk kez Avrupa'ya çıkmasına rağmen kendine güveni çok üst seviyede ve geriden oyun kurmayı seven bir tarzı var. Sağ beke alınan Andreas Beck ise özellikle hücuma verdiği destekler ve yaptığı bindirmeler ile dikkat çekti. Beck'in yedeği konumunda görünen Serdar Kurtuluş ise tam bir profesyonellik örneği gösteriyor ve antrenmanlardaki hırsıyla göz dolduruyor. Tosic ise hazırlık maçları performansına göre Motta ve İsmail'i yedek kulübesine göndermiş durumda.
Stoperde, Rhodolfo'nun partneri Ersan Gülüm olacak. Takım içinde kaybolan ve adeta hayata küsen Pedro Franco gelişim göstermekten uzak kalırken, Miloseviç ise her zaman hazır olduğunun mesajını verdi. Şenol Güneş'in defans dörtlüsünü Beck-Rhodolfo-Ersan-Tosic'ten oluşturması bekleniyor.
ORTA SAHA: Veli Kavlak'ın bir türlü geçmeyen krampları ve Tolgay Arslan'ın ilk kampta yaşadığı ağır sakatlık Şenol Güneş'i Atiba'nın yanında oynayacak oyuncu için yeni arayışlara itti. Necip'in sadece defansif oyun tarzı ile Oğuzhan'ın hücumcu yönü arasında tercih yapmak durumunda olan tecrübeli hoca, arayışlarına Serdar Kurtuluş ve Motta'yı da dahil ederek orta saha zenginliği yaratmaya çalıştı. Ancak, Oğuzhan haricindeki diğer futbolculardan beklediği verimi alamayan Şenol Güneş, yönetimden orta sahaya takviye yapılmasını bekliyor. Listesinde Gökhan İnler, Ozan Tufan ve Aquilani bulunan yönetim ise sezon başlamadan orta saha transferini bitirmek istiyor. Şu anda görünen, orta saha ikilisinin transfer yapılıncaya kadar Atiba ve Oğuzhan'dan oluşacağı yönünde.
İLERİ ÜÇLÜ: Quaresma transferi ile güçlenen ve daha şimdiden taraftarları heyecanlandıran üçlü olacağı söylenen Gökhan Töre, Sosa ve Quaresma, şüphesiz ki Beşiktaş'ı hücumda çok etkili bir takım haline getirecek. Ancak üç futbolcunun da defansı pek sevmeyen yapısı Şenol Güneş'in bu futbolcularla biraz daha uğraşmasına sebebiyet verecek gibi. Yıldızlarla oynamayı seven ve saha içinde onlara yeterli özgürlüğü tanıyan tecrübeli teknik adam bu oyuncuların yeteneklerini öncelikli olarak takım oyunu yönünde kullanmalarını istiyor. Üç sezondur takımın değişmezi olan Olcay Şahan ise Quaresma'nın gelişi ile birlikte sezonun büyük bölümünü yedek kulübesinde geçirecek gibi görünüyor. Yine aynı şekilde büyük yeteneği olan, ama bu yeteneğine sonuca ulaşma becerisini bir türlü ekleyemeyen Kerim Frei da hazır kıta olarak bu üçlünün arkasında beklemeye aday.
FORVET: Hiç tartışmasız takımda şu an Atiba ile beraber yeri garanti olacak iki futbolcudan birisi Mario Gomez. Fiorentina'dan transfer edilen Alman golcü Türkiye'ye meydan okumaya geldiğini açıklayarak daha ilk günden iddiasını ortaya koymuştu. Oldukça etkileyici bir kariyere sahip olan Gomez'in birinci yedeği ise, belki de (çift forvetli sisteme geçilmediği sürece) Beşiktaş'ta aradığını hiç bir zaman bulamayacak olan, ama bir o kadar da yetenekli golcü Cenk Tosun olacak. Hazırlık maçlarında 4 gol atan Cenk Tosun Gomez'in bir numaralı alternatifi olacak. Her iki kampta da tüm çabalarına rağmen vasatı aşamayan ve orta saha transferinde takasta düşünülen Mustafa Pektemek ile Ömer Şişmanoğlu ise yedek kulübesinde oturacak diğer forvetler olacak.
ŞENOL GÜNEŞ'İN OYUN FELSEFESİ
Sonuç olarak; uzun yıllardır çalıştırdığı takımlara oynattığı futbol ile her zaman beğeni toplayan Şenol Güneş elbette ki Beşiktaş'a da aynı felsefe ile ligin en güzel futbolunu oynatmayı amaçlıyor.
Bunun için de işi oldukça sıkı tutan tecrübeli hoca daha sahaya indikleri ilk günden taktik antrenmanlara geçerken, futbolcuları da toplayıp oynatmak istediği oyun felsefesini uzun uzun anlattı ve "antrenmandaymış gibi değil maçtaymış gibi oynayın, yalandan değil inanarak pas atın, görerek oynayın ve yerinizde durmayın" dedi.
Sonrasında ise her iki kampta da adeta bıkmadan usanmadan, defalarca antrenmanı durdurarak ve en önemlisi hiç kızmadan büyük bir sabırla futbolculardan ne istediğini sürekli olarak onlara empoze etmeye çalıştı.
Şenol Güneş'in oyun felsefesi ve oynatmak istediği sistem esasında rakamsal bir sistem değil. 4-2-3-1, 4-1-4-1, 4-4-2 gibi uygulamaları zaman zaman deneyen Şenol Güneş futbolculardan dizilişe bağımlı kalmamalarını ve bir bütünlük içinde, top neredeyse yönlerini oraya dönmelerini ve o bölgeye yoğunlaşmalarını istiyor. Şenol Güneş'in, oyuncularından en çok istediği ikinci konu ise boşuna değil boş alana koşmaları; yani boşa kaçan, hareket eden ve top isterken cesur, pas verirken gören ve yine aynı kararlılıkta cesur olan bir anlayış istiyor.
Son Dakika › Güncel › Beşiktaş'ın Almanya ve Avusturya Kamp Değerlendirmesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?