Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin küresel alandaki bunalımlara refleksinin, kriz yönetme ve yeni alanlar açma kabiliyetinin insan unsurundan geldiğine işaret ederek, "Bu kadar dinamik bir girişimci toplumumuz olmasaydı, biz bu küresel krizi aşamazdık" dedi.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) İş Konseyleri Genel Kurulu'nda konuşan Davutoğlu, son 1,5 yıldır vatandaşların zihninde "Acaba ne olacak" şüphesinin uyandırılmaya, özgüveninin sarsılmaya çalışıldığını anlattı.
Davutoğlu, bunun aslında kendilerini hedef almadığını belirterek, "Biz, nihayet milletten meşruiyetini almış bir kadroyuz ve kimseden çekinmeyiz, korkmayız ama bütün bu psikoloji değişimine oynayanlar, sizleri hedef aldı. Sizlerin birikimlerinizi kısa sürede riske edecek bir ortam oluşması için Türkiye'deki her bir girişimciyi, her bir iş adamını, her bir vatandaşı hedef aldılar ama olmadı, olmayacak. Bizden kimse bütçe disiplini itibarıyla da geçici düzenlemeler beklemesin" diye konuştu.
Orta Vadeli Program (OVP) ve yapısal dönüşüm programlarıyla Türkiye ekonomisinin yapısını, daha rantabl, verimli ve reel sektörü de ayağa ve şaha kaldıracak şekilde düzenleyeceklerini aktaran Davutoğlu, Başbakan olduktan sonra bütün bakanlıkları, devlet kurumlarını yerinde ziyaret etmeye çalıştığını, bütün bu kurumlarda 12 yıllık tecrübe ve envanter üzerinde yeniden yapılanmayla reform anlamında ciddi bir yapısal dönüşüme ihtiyaç bulunduğunu dile getirdi.
Ahmet Davutoğlu, tarih bu kadar hızlı akarken, kendilerinin "Biz 12 yıldır iktidardayız" gibi bir rehavete düşmeyeceklerini ve ülkenin de söz konusu rehavete düşmesine izin vermeyeceklerini vurgulayarak, bu nedenle yapısal dönüşümün esaslarının ortaya konulması gerektiğine dikkati çekti.
"Niteliksel bir dönüşüme ihtiyaç var"
62. hükümet programında "insani kalkınma" kavramını ortaya koyduklarına işaret eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Elimizde insan ve coğrafya gibi iki kaynak varsa, şimdi yapmamız gereken bu atıl kapasite kullanımından gelen 2001 krizinden sonraki bütün o kullanımları, limitlerine kadar zorlayarak yaptığımız hamleleri destekleyecek şekilde bir mahiyet değişimi yaşatmak ekonomiye. Bu da neyle olur? İnsanın, insani unsurun katma değerini artırarak. Bunun da Ar-Ge ve inovasyonla teknoloji yoğun alanlara geçmekle reel sektörün iç dinamizmini teşvik etmek suretiyle üretimin ihracata dönük gerçekleşmesiyle niteliksel bir dönüşüme ihtiyaç var."
Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin bir kilogram mal ihraç ettiğinde 1,6 dolar, Almanya'nın ise 4,5 dolar kazandığını aktararak, dolayısıyla Almanların katma değerinin Türkiye'nin 3 katı olduğunu söyledi. Davutoğlu, bu rakamın nasıl artırılacağına yoğunlaşılması gerektiğine işaret etti.
Türkiye'nin küresel alandaki bunalımlara refleksinin, kriz yönetme ve yeni alanlar açma kabiliyetinin insan unsurundan geldiğine dikkati çeken Davutoğlu, şunları söyledi:
"Bu kadar dinamik bir girişimci toplumumuz olmasaydı, biz bu küresel krizi aşamazdık. Biz de sizinle bunu planladık. Kolay olmadı. Şimdi rahatlıkla bazıları oturdukları köşelerde yorum yapabilirler. Nasıl bu krizi aştık? Nasıl bir paralellik kurduk bütün bu gelişmeler arasında? 2008'de, tam da ekonomik krizden hemen sonra Dışişleri Bakanlığı görevini Sayın Ali Babacan'dan aldığımda, çalışmaları önümüze koyduk, Avrupa Birliği'nin (AB) bir krize doğru gittiğini ve oraya ihracatımızda daralma yaşanabileceğini gördük. Çevre ülkelere açıldık, süratle açıldık.
Başka hiçbir ülkenin bu yoğunlukla uygulamadığı Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyleri (YDSK), ortak hükümet toplantıları yaptık. 17 ülkeyle şu anda bu mekanizma var olayları doğrudan çözüp üzerine gitmek için. Serbest Ticaret Anlaşmaları'na (STA) hız verdik, 21 ülkeyle STA imzaladık. Vizeleri kaldırdık, vizesiz olarak sizlerin gidebileceği ülkeleri 43'den 68'e çıkardık. Bunları niçin yapıyoruz? Ortadaki mayınları kaldırıyoruz aslında. Sizlerin dünyaya açılmasının önündeki mayın ne? Gümrük duvarları, STA'lar. Mayın ne? Vizeler, vizeleri kaldıracağız. Mayın ne? Bürokrasinin getirdiği engeller. Ortak hükümet programlarıyla bir anda karar alabiliyorduk. Cumhurbaşkanımız başbakanken, Rusya ile vizelerin kaldırılması toplantısı, ondan önce yapılan tüm değerlendirmeler 'Rusya ile vizeler zinhar kalkmaz' yönündeydi. Ancak liderler, hükümetler ülkeler arasındaki uyum bir toplantıda 15 dakikada vizelerin kaldırılması kararı alındı. Dışarıda gazeteciler inanamadı. Üst düzey diyaloglarla bu engelleri kaldırdık."
" Afrika'da hemen her ülkede Türk iş adamları görünür oldu"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 2010'da başlatılan Afrika açılımı kapsamında birçok ülkede büyükelçilikler açıldığını anımsattı. Davutoğlu, Latin Amerika ülkelerinde de girişimlerde bulunulduğunu anlatarak, iş adamlarına Suriye ve Irak'taki krizden etkilenmemeleri için alanlar yarattıklarını söyledi. İş adamlarının da bu fırsatı iyi değerlendirdiğini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Afrika'da hemen her ülkede Türk iş adamları görünür oldu. Etiyopya'da bir Türk şirketi ve 50 milyon dolarlık yatırım vardı, geçen yıl gittiğimde 241 Türk şirketi ve 3,5 milyar dolarlık yatırım var. Alınan yollar, inşaatlar... Bu planlamayı yaptığımızda ortak refleks verme, ortak akıl üretme kabiliyetimiz gelişiyor. Bu sefer sadece bu kapasite değil, daha ötesine gitmemiz lazım. İhracatçılarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum. Tam da birilerinin böyle karabasan gibi olayları arka arkaya getirmeye çalıştığı dönemde ihracatımızda son 9 aylık dönemde yüzde 5,5 artış olması, 118,5 milyar dolara ulaşması, ihracatımızın, ihracatçılarımızın hem yeni hükümete hem de Türkiye'ye güzel bir hediyesi oldu. Hepsine teşekkür ediyorum."
Davutoğlu, bu girişimlerle cari işlemler açığının düştüğüne vurgu yaparak, bunun içeride üretim düşüklüğü olmamasına rağmen gerçekleştiğini söyledi.
"İnadına yatırım"
İlk 10 ayda 48 ilin 100 milyon doların üzerinde ihracat yaptığını aktaran Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bu Türkiye'de ekonomik dinamizmin alana yayılması demek. Yani ihracatın büyük çoğunluğu birkaç büyük şehirde ve geri kalanda bu yoksa... Organize sanayi bölgelerini geziyoruz. Son 2 ay içinde 11 vilayeti gezdim. Aldığım brifinglerde oradaki ekonomik dinamizmi yakalamaya çalışıyoruz. Burada bir aksama olursa Türkiye'deki gelir dengesi de bozulur. Eğer Kobani ve benzeri sebeplerle Doğu ve Güneydoğu Anadolu da bu istikrarsızlıkları yaşamamış olsaydı, psikoloji o kadar iyi oturmuştu ki oraya ciddi bir yatırım kayıyordu. Ama bunlar da aşılacak. Sizden de ricam, bu vandallara, bu eşkıyalara biz teslim olmayız, siz de teslim olmayın. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya dönük 'inadına yatırım' demek lazım. Oradaki kardeşlerimizin buna ihtiyacı var. Orada yıkmak istedikleri bu."
Başbakan Davutoğlu, iş adamlarının Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya gitmesi için gereken teşvikleri vereceklerini belirterek, o bölgelerde istihdam oluşturulması ve sosyal dengenin sağlanması gerektiğini dile getirdi. İç göçlerle yaşanan insan kaybına dikkati çeken Davutoğlu, bu açıdan bakıldığında ekonominin refleks verme gücünün giderek arttığını söyledi.
Ödevimiz; ithalata bağımlılığın azaltılması"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, iş adamlarının birtakım ricaları olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
"İhracata dönük bu yapısal değişime destek vermenizi istiyorum. Özellikle evvelsi gün açıklanan programa baktığınızda çok açık şekilde size mesajlar içeren hususlar vardı. İlk olarak ithalata olan bağımlılığın azaltılması. Bu, ortak ev ödevimiz. Türkiye'de cari açığın, ki bu en önemli dezavantajımız, bunun da kaynağını biliyoruz. Enerji ile ilgili sıkıntılarımız. İthalata olan bağımlılığın azaltılması için sizin desteğinize ihtiyacımız var. Sizinle birlikte bunu yapabiliriz. Sizinle bu kendi içindeki kıskacını aşabiliriz. Bu çerçevede bin 350 eylem planı belirledik. Önemli bir kısmı da ithalata olan bağımlılığın azaltılması yönünde."
İthalatı gümrük duvarlarıyla engelleme düşünceleri olmadığına vurgu yapan Davutoğlu, bunu iş adamlarının girişimci ve inovatif yöntemleriyle aşacaklarını anlattı. Davutoğlu, girdi tedarik stratejisinin güncelleneceğini belirterek, enerji üretim teçhizatlarının yurt içinde üretilmesini sağlayacaklarını kaydetti. Orta ve yüksek teknoloji ürünlerine yönelik yeni teşvik programları açıklayacaklarını aktararak, "Bize proje getireceksiniz. Yüksek teknoloji ürünler... Sadece yatay bir teşvik programı uygulamayacağız, 6 bölgeye ayırmak gibi. Dikey olarak da teknoloji yoğunluklu sektörler nerede olurlarsa olsunlar daha fazla teşvik alacaklar. Ar-Ge faaliyetlerini her açıdan destekleyeceğiz. Bütün bu çabamız iş adamlarının daha fazla katma değeri olan alanlara teşvik etmek" şeklinde konuştu.
Hedef: AB'ye tam üyelik
Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin bulunduğu coğrafi özelliklere dikkati çekerek, Afroavrasya'da en büyük üretim kapasitesine sahip olan yerin Türkiye olduğunu anlattı. Bu üretim kapasitesini ihracata dönük programlarla dışa açmaları gerektiğini dile getiren Davutoğlu, dışarıdan ülkeye kaynak aktarımını da Ar-Ge ve inovasyonlara yöneltilmesinin zorunlu olduğunu ifade etti. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerde tam üyelik için perspektifimiz devam edecek. Fakat bizim AB'ye sattığımız malların niteliği... Beyaz eşya... Çok ciddi mesafeler aldık. Şimdi katma değeri daha artırmak için artık teknolojiyi bile üretip, teknoloji yoğunluklu ihracatı AB'ye satmalıyız. Avrupa'da ilk üçe gireceksek rekabet ettiğimiz ülkeleri geçmemizin şartı; onlardan daha hızlı şekilde teknolojiye intibak etmemiz ve yeniden üretmemizle ilgili olabilir."
Kriz döneminde ciddi alanlar boşaldığını kaydeden Davutoğlu, Alman ekonomisinin AB içindeki rolünün artmasına paralel diğer ülkelerdeki üretim kapasitesinin düştüğüne değindi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, hizmet sektörüne kayışlar olduğunu belirterek, başta Yunanistan olmak üzere büyük bir kriz yaşandığını söyledi. Kriz sonrası Avrupa'nın ciddi şekilde etüt edilmesi gerektiğini aktaran Davutoğlu, kendilerinin planlayacağı alanın Avrupa'da vizeler kalkması olduğunu anlattı. Davutoğlu, yakın coğrafyadaki krizlerin farkında olduklarını dile getirerek, "İçeride istikrar olduğunda ekonomimiz büyüyor. Dışarıda kriz olduğunda rekabet gücümüz artıyor. Kimsenin kimseyle savaşmasını istemeyiz ama İran-Irak Savaşı'nın Özal zamanında ihracatımızı artırıcı bir etki yaptığını biliyoruz" diye konuştu.
- İstanbul
Son Dakika › Güncel › 'Niteliksel Bir Dönüşüme İhtiyaç Var' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?