BDP Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Demirtaş, Kurban Bayramı'nın Suriye başta olmak üzere, Afganistan'dan, Pakistan'a, Irak'a, Afrika'ya kadar dünyanın her yerinde yaşanan çatışmaların barışa doğru evrilmesine vesile olmasını dilediklerini söyledi.
Kayapınar Kültür Merkezi'nde BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ile basın mensupları ile sohbet toplantısı yapan Demirtaş, halkın Kurban Bayramı'nı kutladığını belirterek, "Bu kadar kanın aktığı bir coğrafyada herhalde en acil ihtiyacımız barıştır. Bizler Ortadoğu toplumları olarak yüzyıllardan beri kan revan, savaş, çatışma ve ölüm içerisinde bayramlar karşılıyoruz. Bu yıl belki Kürt sorunundan kaynaklı savaş ve çatışma hali durmuş durumda. Ama tümüyle sonlanmış bir çatışmadan ve savaştan söz edemeyiz. İnşallah bu Kurban Bayramı vesile olur Suriye başta olmak üzere, Afganistan'dan Pakistan'dan, Irak'a, Afrika'ya kadar dünyanın her yerinde yaşanan çatışmalar barışa doğru evrilir" dedi.
Demirtaş, önemli gündem maddelerinden birinin de seçim olduğunu, yakın zamanda seçim çalışmalarıyla ilgili resmi startı verdiklerini ve bir yıla yakındır ciddi hazırlıklar yaptıklarını kaydetti.
Neredeyse her yerde ilçe ilçe, belde belde hem seçim örgütlenme komisyonları hem aday belirleme komisyonları kurulduğuna değinen Demirtaş, aday başvuru süreçlerinin başladığını ve bu ayın 25'ine kadar da aday başvuru takviminin devam edeceğini bildirdi.
Seçim bölgelerinin 22-23 yerinde kadın kotası uygulayacaklarını, kadınların partilerinde yürüttüğü mücadelenin kendileri için büyük bir gurur kaynağı olduğunu dile getiren Demirtaş, şöyle dedi:
"Özellikle bazı köşe yazarlarının bilinçli olarak kadın hareketimizi, kadın meclisimizi yıpratmaya yönelik tartışmaları biz de hayretle izliyoruz. Bunların bir merkezden yürütüldüğü anlaşılıyor. Herkesin bu konuda duyarlı olması lazım. Kadınlar mücadeleleriyle, emekleriyle, alınterleriyle sadece devlete karşı değil, erkeğe karşı da mücadele ederek toplumsal bütün kimliklerini yeniden inşa etmiştir."
- Çözüm süreci
Çözüm süreci ile ilgili değerlendirmede bulunan Demirtaş, iki grup başkan vekillerinin Öcalan'la toplantı yapmak üzere İmralı'ya gittiğini ve birkaç gündür heyetin gidişinin geciktirildiğini iddia etti.
İmralı Adası'na 15'er günlük periyotlarla heyetlerin gitmesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, şöyle konuştu:
"Biz hiçbir zaman isme takılmadık. Sürecin ağırlığına ciddiyetine denk bir tutum sergiledik. Bu nedenle kişilerin tartışılmasını doğru bulmayız. Ama hükümetin yaklaşımı bu sorunun ağırlığına denk düşen bir ciddiyette değil. Bu çocukça tutumlarını gördükçe bu sorunu nasıl çözeceklerine dair karamsarlığa kapılıyoruz. Ortadoğu'nun en büyük sorunuyla uğraşıyorsunuz ama bir taraftan da birkaç ayda bir 'şu olmaz, bu olmaz' tavrı gösteriyorsunuz."
- "Kadın aday adaylarından başvuru ücreti almayacağız"
BDP Genel Başkan Yardımcısı Kışanak da önlerindeki seçimin Türkiye demokrasisi açısından oldukça önem taşıdığını, 12 yıllık iktidarı boyunca hükmeden ve yönetme yetkisini büyük ölçüde elinde bulunduran AK Parti hükümetinin uygulamalarının, yaklaşımlarının hem yerel yönetimlerde hem de genel idarede açıkça ortaya çıktığını ifade etti.
Halkın bu seçimde bu oyalama siyasetine "dur" diyeceğini anlatan Kışanak, kadın adaylarla ilgili şöyle konuştu:
"Türkiye'nin bütün siyasi tarihi içeresinde 30-40 bine yakın belediye başkanı seçilmiştir. Bunlardan sadece 70 yada 80'i kadındır. Bu bir utanç tablosudur. Türkiye'deki yerel demokrasilerde kadının durumu budur. Şu anda hali hazırda 2 bin 950 belediye başkanından sadece 26'sı kadındır. Bu oran binde 8,8'e tekabül ediyor. Tüm kadınlara çağrı yapıyorum, BDP bir kadın partisidir, sizin partinizdir. Gelin aday olun, demokratik yarışa katılın."
Kışanak, aday adayı olacak kadınlardan başvuru ücreti alınmayacağını da bildirdi.
- Suriye'deki iç savaş
Suriye ve Rojava'daki gelişmelerle ilgili birkaç gün önce PYD Genel Başkanı Salih Müslim'in oğlunun taziyesi için Suriye'nin Kobani kentine gittiklerini anımsatan Kışanak, orada Kürtlerin büyük bir özveri ile kendilerine demokratik bir gelecek inşa etmeye çalıştıklarını gördüklerini kaydetti.
Kürtlerin bir abluka altında olduklarını savunan Kışanak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kobani'de bunu çok açık gördük. Şehir merkezi ve köyleriyle birlikte halk yönetimi devralmış durumda. Bütün yönetim mekanizmaları ve kurumlar halkın hizmetinde. İki yıldır savaş nedeniyle Suriye'nin diğer bölgeleriyle bütün bağlantıları kesilmiş, ekonomik, sosyal hayatı devam ettirebilme imkanı kalmamıştır. Kobani'nin dünya ile irtibat kurabileceği tek kapı Suruç'taki Mürşitpınar Kapısı, yani Türkiye'dir. Ancak Türkiye de bu kapıyı ticarete kapatıyor, insani yardıma sınırlı olarak açıyor fakat bu yetmiyor. Orada Suriye'nin diğer bölgelerindeki çatışmalardan canını kurtarmış olarak gelen insanlar var. Hastanelerde ilaç yok, tıbbi araç ve gereçler bozulmuş. Tarım ve hayvancılık yapılıyor, buğdayı işleyebilecek yerler yok. Türkiye Rojavalıların alınteri ile ürettiği buğdayları getirip burada satmasına izin vermiyor. Bu bir ambargodur, ablukadır ve bunu Türkiye yapıyor. Hani Gazze'deki ambargonun ve ablukanın ortadan kaldırılması için Türkiye insani olarak kendini ortaya koymuştu? Hani One Munitti? Kürtlere gelince ne oluyor peki? Niye milyonlarca Kürdü hayatını devam ettiremeyecek bir konuma getiriyorsun? Esed'in diktatör, halk düşmanı olduğunu sabah akşam haykıran Türkiye, Kürtleri Esed'e mahkum etmeye çalışıyor. Bu ambargo ve abluka asla kabul edilemez. Sadece Kobani'de değil, Serekaniye, Afrin ve Kamışlı'da da aynı ambargo devam ettiğini biliyoruz. Sınır kapılarının tamamı ticarete kapatılmıştır. İnsanların sosyal ve ekonomik yaşamlarını devam ettirme imkanları ortadan kaldırılmıştır."
Nusaybin'de Suriye sınırına duvar örülmeye başlandığını anımsatan Kışanak, "Bu hiçbir şekilde kabul edilebilecek birşey değil. Eğer Türkiye İsrail rolüne soyunuyorsa, Kürtler de Filistin olmayı bilirler. Eğer Türkiye yönetimi İsrail rolüne soyunacaksa, duvarlar örecekse, ambargo uygulayacaksa, Kürtler de Filistin halkı kadar onurlu bir direnişi sergileyebilirler. Kürt sorununu çözeceksen Rojava'ya ambargo uygulayamazsın, Nusaybin'e duvar öremezsin, Kürt siyasetçilerini içeri tıkayamazsın" diye konuştu.
Gazetecilerin Başbakan Yardımcı Beşir Atalay'ın süreçle ilgili açıklamaları ve İmralı'ya giden heyette neden yer almadığı sorulan Demirtaş, şöyle devam etti:
"Beşir bey bilmez ama eski generallere, Kenan Evren'e bir sorsunlar. Kendileri o dönemde zulüm görmemiş olabilir. Biz nereden, nereye geldik bir baksınlar. Sadece AK Parti döneminde parlamento grubumuz hakkında 1 milyon yıl hapis cezası istenmiştir son 11 yıl içerisinde. 6 milletvekili tutuklu bir partinin yönetimiyle ilgili konuşurken daha dikkatli olacaksınız. On bin siyasetçimizi tutuklayıp içeri attınız, Ne lütfunden bahsediyorsunuz? 130 kişiyi gösterilerde silahla öldürdünüz. Neyin imkanından söz ediyorsunuz? O nedenle bizimle ilgili çarpıtma, yalan yanlış bilgi verme maniple etme siyasetinden hükümet vazgeçmesi lazım."
Seçim yaklaştıkça BDP ile mücadelenin öne çıktığını ileri süren Demirtaş, "Halkın BDP'ye olan ilgisini Başbakan anketlerden gördükçe herhalde tansiyonu yükseliyor. O yükselmiş tansiyonlarda da bu açıklamaları yapıyor. Sayın Başbakan'a kendisine dikkat etmesini öneriyoruz. Çünkü her ankette BDP'nin yükseldiğini görecek. Sandık sonucunda da büyük başarı görecek" değerlendirmesinde bulundu.
Son Dakika › Güncel › Demirtaş'tan bayram mesajı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?