Dha Yurt Bülteni-16 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-16

İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI KARACAN SİLAHLI SALDIRIDA ÖLDÜ (EK)1)'ÇOK ÜZGÜNÜZ, DUYDUĞUMUZDA ŞOK YAŞADIK'Lastik-İş Sendikası Genel Sekreteri Alaaddin Sarı, Abdullah Karacan'ın Türk sendikal hareketinde ender rastlanan bir insan olduğunu belirterek, "Çok üzgünüz ve olayı duyduğumuz an şok yaşadık.

13.11.2018 18:10

LASTİK-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI KARACAN SİLAHLI SALDIRIDA ÖLDÜ (EK)

1)'ÇOK ÜZGÜNÜZ, DUYDUĞUMUZDA ŞOK YAŞADIK'

Lastik-İş Sendikası Genel Sekreteri Alaaddin Sarı, Abdullah Karacan'ın Türk sendikal hareketinde ender rastlanan bir insan olduğunu belirterek, "Çok üzgünüz ve olayı duyduğumuz an şok yaşadık. Hala onun şoku içersindeyiz. Genel başkanımızla yaklaşık 25 yıldan bu yana görev yaptığım biri olarak değerlendiriyorum, Lastik İş Sendikası'na kazandırmış olduğu hizmetler, işçi sınıfına kazandırmış olduğu hizmetler ve Türk sendikal hareketinde ender rastlanan kazanımlardır. Bunları zaman içerisinde çalışan arkadaşlarda derinden hissedecekler. Türk sendikal hareketi de bunu zaten hissedecektir. Yarın genel başkanımızın cenazesi İzmit Fevziye Camii'nden kaldırılacak. Sosyal tesislerimizde bir tören düzenleyeceğiz. Törenden sonra da uğurlamış olacağız. Çok üzgünüz, çok moralimiz bozuk." dedi.

'HAYATINI SENDİKAYA ADAYAN BİR ADAM'

Yaşamını yitiren Abdullah Karacan'ın ailesine çok bağlı olduğunu söyleyen yeğeni Hasan Karacan, "Kendisi amcam olur. Şöyle bir gerçek var, hayatını sendikaya adayan bir adam. Gerçekten de hayalleri sendika olan bir insan. 4 kızı vardı. Etrafta bir çok acı bıraktı. Allah sabır versin acımız gerçekten zor. Ailesini çok bağlıydı. Kızlarına çok bağlıydı. Allah yardımcıları olsun." diye konuştu.

SOSYAL TESİSLERDE TÖREN YAPILACAK

Yaşamını yitiren Abdullah Karacanın cenazesi yarın Lastik İş Kocaeli Sosyal Tesislerine getirilerek tören düzenlenecek. İzmit Fevziye Camii'nde öğle namazı sonrası kılınacak cenaze namazının ardından Karacan'ın cenazesi İzmit Bağçeşme Mezarlığı'ndaki aile kabristanlığında toprağa verilecek. Karacan'ın ölüm haberini alan işçiler ise İzmit'te bulunan sendikanın sosyal tesislerinde toplanırken, üzüntülü oldukları görüldü.

Görüntü Dökümü

---------------------

-Morgun önünde bekleyenler

-Yeğeni Hasan Karaca ile röp

-Sendika Genel Sekreteri Alaaddin Sarı ile röp

SAKARYA/DHA

=====================================================

2)BAŞKAN ŞENGÖL: GÖL KURURSA BENİ AYAKLARIMDAN TAŞ BAĞLAYARAK BOĞUN

ISPARTA'daki Eğirdir Gölü'nde yaşanan su çekilmesi ve kuruma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu açıklamalarına tepki gösteren Eğirdir Belediye Başkanı DP'li Ömer Şengöl, "Ben var olduğum sürece geçerlidir bu sözüm. Göl kurursa derin bir çukur olur, beni ayaklarımdan taş bağlayarak boğun" dedi.

Eğirdir ilçesindeki Türkiye'nin ikinci en büyük tatlı su gölü olma özelliği taşıyan stratejik önemli birinci derecede içme suyu olan Eğirdir Gölü'nün su seviyesinde yaşanan azalma tedirgin ederken, konuyla ilgili açıklama yapan Eğirdir Belediye Başkanı DP'li Ömer Şengöl, gölün kuruma tehlikesiyle karşı karşıya geldiği Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Isparta Temsilcisi emekli akademisyen Erol Kesici'nin açıklamalarına tepki gösterdi.

Belediye Başkanı Şengöl, Eğirdir Gölü'nün 4 milyon yaşında olduğunu bilim insanlarından öğrendiği belirterek, gölün su seviyesinin yağışlarla orantılı olarak artıp azaldığının görüldüğünü vurguladı. Devlet Su İşleri'nde gölle ilgili su seviyesi ölçümlerinin her yıl yapıldığını anlatan Ömer Şengöl, "1969'da Ağustos ayında göl taştı. Bodrumlar su doldu. Elma bahçelerini su bastı. Ağustos ayında maksimum kotu gördü. Sonra düzeldi. Bunu ben yaşadım. 2014 yılında yine su taştı. Balıkçı barınağının üstüne çıktı. Yani bunun kaynağı gölün etrafındaki dağların topladığı suyun en direkt kaynaklardan gölden çıkması sonucudur" dedi.

'BAZILARI ÜFÜRÜYOR, YALAN SÖYLÜYOR'

Gölden su alınmasıyla ilgili olarak Başkan Şengöl, "Ne yapılıyor suyla. Para yapılıyor. Bitkiler, sebzeler ve meyveler ekiliyor. Birçok çevredeki insanlar suyundan hayatını devam ettiriyor. DSİ'nin görevi tarımda sulamayı sağlamaktır. Bu sulama tesislerini yaptı. O gün de bütün halk bağırdı. Biz de bağırıyorduk. 'Isparta Ovası sulandı, Gelendost Ovası sulandı, Boğazovası sulaması başlanamıyor' diye. Evet başlandı. Şimdi de 'Tu kaka, su bitti'. Bitmez, bitmez. Bugüne kadar tarih yazmaz. Bazıları üfürüyor, yalan söylüyor. Bazıları bir damla suda fırtınalar yaratarak. 'Göl kuruyor, tehlikelidir' diyor. Kendimi bildim bileli o kardeşim bu lafları söylüyor" diye konuştu.

'HER 15 YILDA, HER 30 YILDA GÖLLERDE SULARDA AZALMA OLUYOR'

2018'de yine Eğirdir'de yapılan bir toplantıda gölün kuruyacağının söylendiğini aktaran Başkan Ömer Şengöl, şöyle dedi:

"O toplantıya belediye başkanı çağırılmıyor. Ben bunların hiç birine inanmıyorum. Allah yukardan yağmuru vermezse göl kurur. 'Sulamaya gitti' denen suyun hiçbir damlası verilmese dahi buharlaşmadan bir kısmı gidecek. Allah yağmuru vermezse, karı vermezse iner. Bir bakarsınız ki sürekli yağmur yağar. Suyu taşıracak yer ararsınız. Söylenenlerin tamamı kişisel tatmindir. Dönemsel olarak her 15 yılda, her 30 yılda göllerde sularda azalma oluyor. Böyle bir şey varsa tabii afettir. Ben var olduğum sürece geçerlidir bu sözüm. Göl kurursa en derin bir çukur olur, beni ayaklarımdan taş bağlayarak boğun."

'SUYUN ÇEKİLMESİ TEDİRGİN EDİYOR'

Eğirdir'de oturan Hümeyra Doğan, "Yıllardır Eğirdir'de yaşıyoruz. Eğirdir Gölü'müzün zaman zaman çekildiği gözlemleniyordu. Fakat son yıllarda gözle görülür çekilme oldu. İçme suyumuzdu. Yıllarca gölden su içtik. Hepsi bir bir yok oldu. Suyun fazla miktarda çekilmesi bizi çok tedirgin ediyor" dedi.  Bölge sakinlerinden Şefika Çelik, sudaki çekilmenin kaynaklarının sebeplerinin araştırılmasını istedi.

Füsun Küllü de göl konusunda hassasiyet gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Görüntü Dökümü

--------------

Başkan Ömer Şengöl röportaj

Bölge halkıyla röportaj

Gölden detay görüntü

Haber- Kamera: Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA,

=====================================================

3)MOTOSİKLETTEN DÜŞEN EL BOMBASI, GÜVENLİK KAMERASINDA

GAZİANTEP'te, sokakta ilerleyen motosikletten yola el bombası düştü. El bombasının düşme anı güvenlik kamerasına yansıdı.

Olay, dün akşam saatlerinde Onur Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre; Şehit Polis Mehmet Cevahir Sokak'ta, üzerinde 2 kişi bulunan ve plakası öğrenilemeyen bir motosikletten yola el bombası düştü. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine polis ve bomba imha ekibi sevk edildi. Güvenlik önlemi alan ekipler, el bombasını incelemek üzere emniyete götürdü.

Bombanın düşme anı, bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, motosikletin geçişi sırasında el bombasının yola düşmesi yer alıyor. Polis, motosikletteki şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

Motosikletin gidişi

El bombasının düşmesi

Genel ve detay görüntüler

( Haber-Kamera: GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 16 MB

====================================

4)5 METRE YÜKSEKLİĞİNDEKİ TABELADA İNTİHAR GİRİŞİMİNİ POLİS ÖNLEDİ

ŞANLIURFA'nın Siverek ilçesinde, karayolunda bulunan 5 metre yüksekliğindeki yön tabelasına çıkarak intihara teşebbüs eden Hasan İ. (26), polis tarafından ikna edilerek indirildi.

Öğleden sonra Abdal Ağa Mahallesi'nde meydana gelen olayda; Celalettin Rumi Bulvarında bulunan 5 metre yükseğindeki tabelaya çıkan ve intihar edeceğini söyleyen Hasan İ.'yi görenler durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. İhbarın ardından bölgeye gelen ekipler, işsiz olduğunu ve çalışmak için İstanbul'a gitmek istediğini ancak parası olmadığı için intihar edeceğini söyleyen genci, uzun süre konuşarak intihardan vazgeçirdi. İkna olan genç daha sonra aşağı indi ve hazır bekletilen ambulansla sağlık kontrolü için hastaneye götürüldü.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

Olay yeri ve ekipler

İntihara kalkışan genç

Alınan güvenlik önlemleri

Gencin ikna edilmesi

Tabeladan indirilmesi

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet SEZGİN-ŞANLIURFA-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 1.28 GB

=======================================================

5)İZMİR'DE ÇEVRECİLERİN TAŞ OCAĞI ZAFERİ

İZMİR'in Menemen ilçesinde taş ocağına verilen 'ÇED (Çevresel etki değerlendirmesi) gerekli değildir' kararının iptali için açılan davada,  İzmir 2'nci İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Dava sürerken ağaç kesimlerinin başladığı bölge için mahkeme, uygulamaya devam edilmesinin, hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacağına hükmetti. Vatandaşlar kararı sevinçle karşıladı. İzmir'in Menemen ilçesi Alaniçi Mahallesi Değirmendere Mevkisi'ndeki ormanlık alanda bir firmanın taş ocağı ve kırma eleme tesisi projesi için 'ÇED gerekli değildir' kararı verildi. Çevreciler ve bölgede yaşayan vatandaşlar, karara karşı İzmir 2'nci İdare Mahkemesi'nde iptal davası açtı. İzmir Tabip Odası ve Menemen Belediyesi'nin de müdahil olduğu davada karar çıktı. Dava sonucunu beklemeden ağaç kesimlerinin başladığı proje alanına dair mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı aldı. Projenin, bölgede yapılması planlanan Değirmendere Barajı'nı olumsuz yönde etkileyeceğine hükmeden mahkeme kararında maden sahası ve çevresinin birinci derecede yangına hassas bölge olduğunu ve insandan kaynaklanacak risklere maruz kalacağını belirtti. Yine projenin çevredeki endemik ekosistem alanları ile ilgili olarak flora ve fauna yapısını olumsuz etkileyeceğine dikkat çeken mahkeme heyeti, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğuna hükmetti.

MAHKEME PROJENİN RİSKLİ OLDUĞUNU BELİRLEDİ

İzmir 2'nci İdare Mahkemesi kararında, hukuka aykırı olduğu saptanan dava konusu işlemin, uygulamaya devam edilmesinin, 'Hukuk devleti' ilkesine aykırı bir durum yaracağını, bunun da davacı yönünden  telafisi güç zararlara neden olacağını belirtildi. Mahkeme, kararında ayrıca işlemin yürütmesinin durdurulmaması halinde, hukuka aykırı bulunan işlemin etki alanına bağlı olarak meydana gelmesi muhakkak zararların, işlemin devam etmesi ile artacağı vurgulandı. Emiralem Çevre ve Dayanışma Platformu, mahkemeden çıkan kararı kutlamak için Emiralem'de bir araya geldi. Davanın avukatlarından Diler Bosut Güven, proje nedeniyle Karagöl ormanlarının acımasızca kesildiğini söyledi. Herkesin iklim değişiklikleri ve yetersiz yağışlar nedeniyle kuraklık endişesi yaşadığını aktaran Bosut, "İşletmede kullanılacak günlük 88 metreküp su ihtiyacı, çevredeki su kaynalarına zarar verecek. Mahkemenin verdiği karar sevindirici ama mücadele henüz tam olarak bitmedi" dedi.

'DOĞAMIZ SAĞLIĞIMIZ BOZULACAK'

Menemen'de yaşayan Aynur Şenaydın (74) isimli vatandaş, mahkemeden çıkan kararın kendilerini çok sevindirdiğini belirtti. Şenaydın, "Çok mutlu oldum. Bütün Menemen mahvolup gidecekti. O nedenle karar bizim için çok sevindirici. Sağlığımız bozulacaktı, ürün elde edemeyecektik" dedi. Ayşe Kahraman (69) isimli vatandaş ise "Kazandık davayı, çok memnun oldum. Biz bu taş ocaklarını istemiyoruz. Zaten kalp hastasıyım. Taş ocakları yapıldığında doğamız, sağlığımız tamamen bozulacak" dedi. Göğüs kanseri olan Hatice Kahraman (43) da, halk olarak sağlıklarının bozulmaması için uğraştıklarını açıkladı. Yine bölgede yetişen zeytin, çilek gibi ürünlerin, kurulacak taş ocağının ardından verimsizleşeceğini söyleyen Kahraman, "Taş ocağı yapıldığında zaman kanser hastalığı artacak. Zeytin ağaçlarımız ürün vermeyecek, çileklerimiz olmayacak. Hayat bitecek, o nedenle istemiyoruz" diye konuştu.

AYNI BÖLGEDE İKİNCİ OCAK DA DAVALIK

Öte yandan Emiralem'de başka bir taş ocağı için de 'ÇED gerekli değildir' kararı verildi. Bu projeye verilen 'ÇED gerekli değildir' kararının iptali için de İzmir 3'üncü İdare Mahkemesi'nde dava açıldı. Hazırlanan bilirkişi  raporunda, işletmenin kirletici toz yaratacağı ve oluşan taneciklerin uzun mesafelere dağılabileceği belirtildi. Proje sahasına bir kaç yüz metre uzaklıkta evlerin, zeytinliklerin ve tarım arazilerinin olduğu fakat proje dosyasında bunların dikkat alınmadığı vurgusu yer aldı. Bilirkişiler, yine bölgede yaşayanların geçim kaynağının tarım olduğuna dikkat çekerek, raporda proje sahasının zeytin, meyve, tahıl ve sebze yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı tarımsal üretim bölgesinin olduğu görüşüne yer verdi.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

-Menemen'de vatandaşların olduğu kahveden görüntü

-Açılan panklartlardan ve çalışan davuldan görüntü

-Projeye karşı dava açanlarla röp.

-Genel ve detay görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Kadir ÖZEN/ İZMİR,

=======================================================

6)ALMAN KADINLAR AFYONKARAHİSAR'DA EL SANATLARINI ÖĞRENİYOR

AFYONKARAHİSAR Belediyesi ve kardeş şehir Almanya'nın Hamm kentinden gelen kadınlar, 'Türk- Alman El Sanatları Atölyesi Projesi' kapsamında Türk Geleneksel El Sanatlarını öğreniyor.

'Türk- Alman El Sanatları Atölyesi Projesi' kapsamında Almanya'nın Hamm kentinden farklı mesleklerden 14 kadın, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban'ın eşi Emine Çoban'ın ev sahipliğinde kente geldi. Alman kadınlar, geleneksel el sanatları atölyelerinin bulunduğu Taş Medresede 5 gün çini, dericilik ve keçe yapımı konusunda eğitimi alacak. Dün kente gelerek kursa başlayan 14 kadın, Almanya'ya döndüklerinde eğitim verecek.

İKİ ŞEHİR ARASINDAKİ BAĞLARI GÜÇLENDİRİYORUZ

Belediye Başkanı Burhanettin Çoban eşi Emine Çoban, iki kardeş şehir arasındaki dostluk ilişkilerini farklı bir boyuta taşımak istediklerini, bu kapsamda Türk- Alman El Sanatları Atölyesi Projesi'ni hayata geçirdiklerini söyledi. Geleneksel el sanatlarının iki şehir arasında bağları güçlendireceğini kaydeden Çoban, "Taş Medresede yaptığımız geleneksel el işlerimiz keçe, seramik, cam süsleme gibi sanatları öğreniyorlar. Çok severek yapıyorlar" dedi.

İLK KEZ TÜRKİYE'YE GELDİ

Hamm Belediyesi meclis üyesi Nail Ertaş ise kursa katılan kadınlardan 12'sinin ilk kez Türkiye'ye geldiğini belirtti. 10'unun Türkiye ile ilgili önyargıları olduğunu aktaran Ertaş, "Bu ziyaretin başlamasından 24 saat sonra önyargıları olan kadınların düşünceleri tamamen değişti. Türkiye'yi beyinlerinde tekrar dizayn ettiklerini ifade ettiler. Kurslarda çok güzel öğretiler elde ettiler. Türk misafirperverliğini gördüler. Bu ziyaretten çok mutlu oldular ve sanıyorum bu ziyaretleri son olmayacak" diye konuştu.

'EL SANATI YAPMAK ÇOK GÜZEL'

Kursiyerlerden Margret Schröder ise eşitli alanlarda gönüllü olarak çalıştığını belirterek, "Buraya geldiğim için çok sevindim. Doğal maddeler kullanarak el sanatları yapmak beni hayran bıraktı" dedi.

'HAYRAN KALDIM'

Ülkesinde muhasebeci olan Ule Brüggmann da Türk geleneksel el sanatlarını ve Türk kültürünü görmek için geldiğini, el sanatlarına hayran kaldığını kaydetti.

'EL SANATLARINI ALMANYA'DA YAŞATMAK İSTİYORUZ'

Türk kültürünü Almanya'da yaşatmak istediklerini söyleyen Heidi Kullaman ise şöyle konuştu:

"Yüksek mahkemede çalıştım. Orada başkanın odasında görevliydim. İkinci çocuğum olduğunda ise işimi bıraktım. Katolik kilisesinde gönüllü çalışıyorum. Afyonkarahisar'a ikinci gelişim. El sanatlarını buradan alıp Almanya'da yaşatmak istiyorum. Oradaki insanlarımıza da göstermek istiyorum. Burada öğrendiklerimi orada canlandırmaya çalışacağım."

Rosvitta Schörmann ise Türk el sanatlarının çok yaratıcı alanları olduğunu, yaparken büyük keyif aldığını söyledi.

Alman kursiyerlerin yaptığı çalışmalar 17 Kasım Cuma günü Taş Mederesede açılacak sergide beğeniye sunulacak.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

-El işlemesi yapan bayanlardan detay

-Genel detaylar

-Başkanın eşi Emine Çoban ile röp

-Hamm Belediyesi Meclis Üyesi Nail Ertaş ile röp

HABER-KAMERA: SATILMIŞ AKKAŞ/AFYONKARAHİSAR

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-16 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement