Dha Yurt Bülteni -2 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni -2

2YOZGAT'TA YOLCU OTOBÜSÜ ŞARAMPOLE DEVRİLDİ: 1 ÖLÜ, 20 YARALIYozgat'ın Yerköy ilçesinde kontrolden çıkan yolcu otobüsünün şarampole devrilmesi sonucu 1 kişi öldü, 20 kişi yaralandı.

21.12.2018 09:23

DHA YURT BÜLTENİ -2

YOZGAT'TA YOLCU OTOBÜSÜ ŞARAMPOLE DEVRİLDİ: 1 ÖLÜ, 20 YARALI

Yozgat'ın Yerköy ilçesinde kontrolden çıkan yolcu otobüsünün şarampole devrilmesi sonucu 1 kişi öldü, 20 kişi yaralandı.

Kaza sabah saatlerinde Yozgat-Ankara karayolunun Yerköy Sekili Köyü mevkiinde meydana geldi. Ankara'dan Yozgat'a giden Ekrem Demir yönetimindeki 16 AL 834 plakalı yolcu otobüsü, sürücüsünün kontrolünden çıkarak şarampole devrildi. Kazada yolculardan Zahide Öz, olay yerinde hayatını kaybetti. Sürücü Ekrem Demir ile birlikte 20 kişi ise yaralandı. Yaralılara, olay yerine sevk edilen 112 Acil Servis ekipleri müdahale etti. Yaralılardan 3'ü, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi, diğerleri ise Yozgat ve Yerköy'deki hastanelere kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber-Kamera: Harun GÖKÇEOĞLU/YOZGAT, -

===================

POLİSTEN KAÇAN ALKOLLÜ SÜRÜCÜ: BİR ANLIK REFLEKSLE KAÇTIM

Konya'da polisin 'Dur' ihtarına uymayıp otomobiliyle kaçan ve kısa süren kovalamacanın ardından yakalanan sürücü Mustafa A., yapılan testte 0.54 promil alkollü çıktı. Mustafa A., daha önce iki kez alkollü araç kullandığı için ehliyetine el konulduğunu belirterek, "Bir anlık refleksle kaçtım." dedi.

Konya Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri saat 01.30 sıralarında Dr. Sadık Ahmet Caddesi'nde rutin yol kontrol uygulaması yaptığı sırada 42 NY 478 plakalı aracı durdurmak istedi. Sürücüsü de 'Dur' ihtarına uymayıp otomobiliyle kaçmaya başladı. Kısa süren kovalamacanın ardından çıkmaz sokağa  girince yakalandı. Yapılan testte 0.54 promil alkollü olduğu belirlenen sürücü Mustafa A., polisin 'Neden kaçtın. Kaçarken birkaç kez bize çarpacaktın" demesi üzerine "Bir anlık refleksle kaçtım. Sadece 2-3 bira içtim. Başka bir şey yok. Daha öncede iki kez alkollü araç kullanırken yakalandı." dedi. Aracı trafikten men edilirken sürücü Mustafa A.'ya, 'Hız ihlali, kırmızı ışıkta geçmek, alkollü araç kullanmak, 'dur' ihtarına uymamak, trafiği tehlikeye düşürmek ve ehliyetsiz araç kullanmak' suçlarından 5 bin 500 lira para cezası uygulandı.

Görüntü Dökümü

---------------

Sürücüden detay

Polisin para cezası uygulaması

Genel ve detay

Haber- Kamera: Mehmet IŞIK KONYA DHA))

==============

ARDA, TABURCU OLABİLMEK İÇİN CİHAZ SIRASI BEKLİYOR

Yalova'da özel bir hastanede 3,5 aydır tedavisi devam eden cerebral palsy hastası 11 yaşındaki Arda Yolcu için değeri 25 bin TL olan solunum cihazı aranıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından karşılanan cihaz için Bursa genelinde 12'inci sıraya alınan Arda için annesi Bursa'nın Orhangazi İlçesi ile Yalova arasında mekik dokuyor. Cihazın özel olarak temin edilmesi için 25 bin liraya ihtiyacın olduğunu söyleyen anne Alev Yolcu, "Çocuğumun hastaneden eve gelebilmesi için bu cihaza acilen ihtiyacım var" dedi.

Edinilen bilgiye göre 11 yaşındaki cerebral palsy hastası olan Arda Yolcu'da hastalığına bağlı olarak solunum yetmezliği yaşandı. Aynı zamanda kronik solunum yetmezliği hastası olan çocuk, yaşadıkları Bursa'nın Orhangazi İlçesi'nden Bursa'da bir çocuk hastanesinde tedavi altına alındı. Ardından burada durumu ağırlaşan hasta için yoğun bakım ünitesi araştırıldı. Bu nedenle Yalova'da özel bir hastaneye nakledilen Arda, bu hastanede 3,5 aydır yaşam mücadelesi veriyor.

Masrafları SGK tarafından karşılanan çocuk, tedaviye olumlu yanıt verdi ancak minik Arda'nın taburcu edilebilmesi için evinde ev tipi mekanik solunum cihazına ihtiyacının olduğu bildirildi. Yapılan girişimlerle çocuğa SGK tarafından solunum cihazının temin edilebilmesi için Bursa genelinde 12'nci sıraya alındı. Alev Yolcu, yardımseverlerin desteği ile normalde değeri 20-25 bin lira olan bu cihazın temin edilmesini istiyor. Her gün Orhangazi ile Yalova arasında mekik dokuduğunu, eşinin asgari ücretli olarak çalıştığını söyleyen Yolcu, "Oğlum 3,5 aydır yoğun bakımda yatıyor. Bir buçuk aydır durumu iyi, eve çıkması gerekiyor ancak mekanik vantilatör makinesi lazım. Bunun için sıraya girmemiz gerekti. Şu anda 12'nci sıradayız ve biz bu süreci bekleyemeyiz. Çocuğum cerebral palcy hastası. Şu anda boğazı delindi. Nefesini makine ile alacak. Bursa'nın Orhangazi İlçesi'nde yaşıyoruz. Şu anda Yalova'da özel bir hastanede tedavi altındayız. Yoğun bakımda kendisi için burada boş yer bulundu. 3,5 ay oldu buradayız. 2 ay boyunca komadaydı. Şimdi durumu iyi. Eve çıkması lazım. Enfeksiyona kapılmaması için eve çıkması lazım. Evde daha iyi bakılacağını söylüyor doktorlar. Bunun için de mekanik solunum cihazı gerekiyor. Bunun ücreti 20-25 bin TL civarında. Benim bunu ödeyecek, karşılayacak gücüm yok. Devletimize sığınıyorum ama sırayı bekleyecek vaktimiz de yokö dedi. Yolcu, "SGK bizi sıraya aldı. Bursa genelinde 12'nci sıradayız. 3,5 aydır her gün Orhangazi'den Yalova'ya gidip geliyorum. 4 yaşında bir bebeğim var. Sahip çıkanım yok. Camiye götürüp bırakıyorum. Camide gönüllü bir hocaya teslim ediyorum. Bir kızım da okula gidiyor. Ben ev hanımıyım. Eşim de asgari ücretle çalışan bir şoförö diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------

-Çocuğun hastaneden görüntüsü

-Çocuktan detay görüntüler

-Anne ile röp

Dosya adı: 2012ylvsolunumcihazibekliyor/ Yalova klasöründe

Süre: 2. 44 dk Boyut: 306 mb

HABER-KAMERA: İsmail ÖZTÜRK/Yalova,

===================

MEŞHUR İZMİR LOKMASINA TALEP ARTTI

İzmir'de özel günlerin başlıca lezzeti olan İzmir lokması, coğrafi işaret tescili alınmasıyla birlikte kentin önemli lezzetleri arasındaki yerini sağlamlaştırdı. Genellikle hayır amaçlı olarak halka ücretsiz dağıtılan ve damaklarda bıraktığı eşsiz tat ile sıklıkla tercih edilen lokma, ticaretle ilgilenenleri de harekete geçirdi. İzmir'de pazarın büyüdüğünü gören girişimciler bu işe soyunurken, ustalar lezzetli lokma yapımında yarışır hale geldi.

İzmir'in geleneksel lezzetlerinden olan ve coğrafi işaret tesciliyle koruma altına alınan İzmir lokması, geçmişte sadece hayır işi için dökülürken şimdi açılış veya doğum gibi özel günlerin de vazgeçilmezi oldu. Lokmaya olan ilginin giderek artması üzerine aşçılık ve pastacılık eğitimi alarak sektöre girenlerin sayısı İzmir'de 700'ü buldu. Bornova Meslek Eğitim Merkezi bünyesinde hem aşçılık hem pastacılık eğitimi veren ve 29 yıldır lokmacılık yapan Metin Köroğlu, lokma yapımının inceliklerini anlattı.

Osmanlı döneminde padişahların yeni doğan çocukları için lokma döktürdüğünü anlatan Metin Köroğlu, bu geleneğin uzun yıllar devam ettirildiğini belirtti. İzmir'in bu geleneği sahiplendiğini söyleyen Köroğlu, "İzmir lokması tüm dünyada biliniyor. Kentimizde lokmayı bu denli yaygın hale getiren örf ve adetlerimizdir. Ancak geçmişe göre tercih sebepleri değişti. Eskiden sadece hayır olarak yapılan lokma şuan açılışlarda, doğumlarda ve farklı özel günlerde tercih ediliyor. Halkımız da lokmayı çok seviyor" diye konuştu.

İzmir Ticaret Odası tarafından 8 Şubat 2011'de yapılan başvuruyu değerlendiren Türk Patent Enstitüsü'nün, inceleme sonucu İzmir lokmasını kente özgü bir lezzet olarak tescil altına aldığını ifade eden Köroğlu, lokmanın artık İzmir ile özdeşleştiğine dikkat çekti. Köroğlu şunları söyledi:

"İzmir'de 700'den fazla lokmacı bulunuyor ama pastacılar odasına kayıtlı lokmacıların sayısı yalnızca 30. Eskiden lokma işi pastacılar tarafından yapılıyordu. Şimdi işi bilen bilmeyen, lokma makinesi olan herkes bu işe girdi. Bizim imalathanemize gelenler bile taleplerdeki artışı görünce sektöre adım attı. 6 aylık dönemlerde İŞKUR ile Milli Eğitim ortaklığında istihdam garantili eğitim programları düzenleniyor. Öğrencilere bin 200 lira maaş verilip özel sağlık sigortaları yapılıyor. Kursiyerler mezun olduktan sonra işe yerleşiyorlar. Özellikle lokmacılığa muazzam bir ilgi var. Genelde ev kadınları ve meslek edinmek isteyenler bu kurslara geliyor."

MAYALAMA SÜRESİNE DİKKAT

Lokma yapımının bazı püf noktaları olduğunu anlatan Metin Köroğlu, mayalama süresinin lezzeti etkileyen en önemli nedenlerden biri olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:

"Lokma yapımında ön hazırlık olarak suyu ısıtıyoruz. Su ılındıktan sonra maya, tuz, şeker ve bir miktar da yağ ilave ederek hamuru hazır hale getiriyoruz. Bir süre sonra hamur mayalanıyor ve dökme işlemine geçiyoruz. Bu süreyi dökme işlemine göre ayarlıyoruz. Suyun ne kadar ılık olması gerektiği ve mayanın ne kadar verileceği zamana göre değişir. Hazırladığım bu hamuru yarım saat sonra dökmeyi planlıyorum. Daha uzun süre sonra dökecek olsaydım mayasını daha az, suyunu biraz daha soğuk tutardım. Süreyi hesaplamak lokmadaki lezzeti etkiler. Çünkü mayalanmamış bir hamurun lezzeti iyi olmaz. Hamuru kızartırken iki kazan kullanıyorum. Yağla buluşan hamurları bir süre sonra birinci tencereden alıp ikinci tencereye geçirdim. Çünkü birinci tenceredeki yağımızın ısı seviyesi ikinci tencereye kadar düşük. İkinci tenceredeki yağ daha kızgın. Bu da lokmanın daha çıtır olmasını sağlar. Hamuru kimisi yuvarlak tercih ederken kimisi de ortası delik olanlardan istiyor. İzmir'i bilen zaten bu iki lokmanın de aynı olduğunu aynı hamurdan olduğunu biliyor."

DOĞAL VE KOKULU ŞERBET

Ev kadını ve iki çocuk annesi 45 yaşındaki Funda Yüksel de 3 yıl önce meslek eğitim kurslarına gittikten sonra lokmacılığı öğrendi. Kursta Metin Köroğlu'ndan ders alan Yüksel, eğitimi tamamladıktan sonra hocasının yanında çalışmaya başladı. Köroğlu ile birlikte siparişlere yetişmeye çalışan Funda Yüksel, lokmayı tamamlayan unsurlardan birinin de şerbet olduğunu söyleyerek, "Ben şerbetin içine tarçın ve karanfil koyuyorum. Tamamen doğal şeker kullanıyoruz. Vanilya ve gül suyu ekliyorum. Zencefil ve zerdeçalı da kattıktan sonra bu karışım kaynıyor ve ortaya böyle doğal, kokulu, baharatlı bir şerbet çıkıyor. Şerbeti çok kaynatıyor ve kıvamı yoğun bir karışım elde ediyorum" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------

-Lokma hamurunun hazırlanmasından görüntü,

-Yağın tencerelere dökümünden görüntü,

-Kızgın yağda kızaran hamurlardan görüntü,

-Kızaran lokmalara şerbet gezdirilmesinden görüntü,

-Lokmaların vatandaşlara dağıtılmasından görüntü,

-Metin Köroğlu ile röp,

-Funda Yüksel ile röp.

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

==========================

KAFENİN 'ÖZEL' GARSONLARI

Bursa'nın  İnegöl ilçesinde Halk Eğitim Merkezi'nin 23 Yaş Üstü Engelliler kursunda eğitim gören özel çocuklar, sedef kafede çalışarak mutlu anlar yaşıyorlar. Garsonluğun yanı sıra bir çok unlu mamulün yapımında görev alan özel çocuklar, çalışmaktan mutluluk duyuyorlar.

Son yıllarda özel çocukların topluma karışmalarının sağlanması amacıyla yapılan çalışmalar meyvelerini veriyor. Devlet Hastanesi mevkiinde faaliyet gösteren Sedef kafede çalışan özel çocuklar, 2 saat müşterilerin isteklerini yerine getiriyorlar. Müşterilerden olumlu tepkiler alan çocuklar, görevi yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyorlar.

Kaymakam Şükrü Görücü, dün çalıştıkları kafede özel çocukları ziyaret ederek moral verdi. Milli Eğitim Şube Müdürü Orhan Çelik, Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ömer Göktürk ve öğretmenlerin de hazır bulunduğu ziyarette, özel çocuklar büyük sevinç yaşadılar.

EN GÜZEL İŞLERİ YAPABİLECEKLERİNİ BİLİYORUZ

Ziyaretin ardından konuşan Kaymakam Şükrü Görücü, "Bu çocuklarımıza imkan verildiğinde neleri yapabileceklerini herkes gördü. İnşallah bundan sonra daha güzel günlerde hep birlikte olacağız. Bu çocuklarımız için ne yapsak az çünkü, toplumda fırsat verildiğinde en güzel işleri yapabileceklerini biliyoruz" dedi.

Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ömer Göktürk ise, "Müdürlüğümüze bağlı olan 23 Yaş üstü engelli kursumuz var. Bu kursumuzda eğitim gören öğrencilerimizin kendi başına iş yapabilmeleri, özgüvenlerini kazanabilmeleri amacıyla; iş yerinden biriyle ortak bir proje geliştirdik. 2 saatlik süreç içerisinde çay ve pasta servisi yaparak müşterilere hizmet ediyorlar. Çok faydalı bir proje oldu. Müşteriler de memnuniyetlerini ifade ettiler. Dört duvar arasında değil topluma kazandırmayı hedeflemiştik, bunu da başardık. Bu tür çalışmalarımız devam edecekö dedi.

ÖZEL ÇOCUKLAR

Görev alan özel çocuklar ise, "Çok mutluyuz çalıştığımız için. Her işi yapıyoruz. Mutlu oluyoruz" dediler.

Görüntü dökümü:

---------

-genel görüntü

-özel çocuklar açıklama

-kaymakam ve halk eğitim müdürü açıklama

-detaylar

süre: 4 dk 14 sn

boyut 474 MB

HABER-KAMERA : Yavuz YILMAZ/İNEGÖL,

=======================

BURSA'DAN DÜNYAYA KLASİK VE FLAMENKO GİTAR

Bursa'nın İnegöl ilçesinde üretilen el yapımı klasik ve Flamenko gitarları Amerika başta olmak üzere 40 ülkeye ihraç ediliyor. 1 yıl da 100 adet gitar üretimi yapan Bursa'da tek olan firmanın enstrüman yapımında kullanılan hammaddelerin 30 yıl bekletilip kurutulmuş ağaçlar olduğu öğrenildi.Gitar Firması Sahibi Muzaffer Yeltekin, "20 yıldan bu yana entruman malzemeleri, son 15 yıldır ise gitar üretimi yapıyoruz. El yapımı Klasik ve Flamenko gitarları üretiyoruz. Yılda 100 adet gitar üretimi yapıyoruz" dedi. Başta Amerika ve Japonya olmak üzere 40 ülkeye gitar ihracatı yaptıklarını aktaran Yeltekin, Türkiye'de gitar satışı yapmadıklarını kaydetti.

30 YIL BEKLEYİP GİTAR OLUYOR

Gitar üretiminin zor olduğunu söyleyen Yeltekin, "Hammadde tedariki konusunda sıkıntılar oluyor. Kendimiz zaten tedarikçi olduğumuz için tüm ağaçları biz üretiyoruz. Kendi ağaçlarımız, ürettiğimiz gitarlarda kullanmaktayız. Şu anda elimde gördüğünüz 40 yıllık bir ağaç. Çalgı yapımında kullanılacak ağaçların en az 5 yıl boyunca kurutulması gerekiyor. Bizim ağaçlarımız 10,20,30 yıllık ağaçlar oluyor. Önümüzdeki yıllarda ham madde sıkıntısı yaşamamak için kazancımızın hepsini ağaca yatırıyoruz. Bu sektör bizi kendine çekti. Üretime başladığımızdan bu yana çok iyi ve kaliteli ürünler yapıyoruz. Bütün enstrümanlarımız güzel.ö İfadelerini kullandı.Yeltekin, el yapımı gitarların tanesinin 1000 Avro'ya satıldığını da sözlerine ekledi.

Görüntü dökümü

------------

-genel görüntü

-üretim görüntüleri

-firma sahibi açıklama

-detaylar

Görüntü süresi: 3.13 DK boyut 360 MB

HABER-KAMERA : Yavuz YILMAZ/İNEGÖL,

=======================

OT SÜPÜRGE, TARİH OLDU

BİR evin olmazsa olmazları arasında yer alan ot süpürge, teknolojinin galip geldiği ürünler arasına adını yazdırdı. Süpürgeciliğin ailede baba mesleği olduğunu belirten Yüksel Başak, talebin azalması üzerine ot süpürge imalatının durma noktasına geldiğini söyledi.

Bir zamanlar her evin vazgeçilmezi olan ot süpürge, teknolojinin gelişmesiyle birlikte tarihe karıştı. Evi, bahçeyi, kapıların önünü süpürmek için kullanılan ot süpürge, yerini elektrikli süpürgelere bıraktı. Büyük bir zahmet ve emekle yapılan süpürgenin üretimi, taleplerin azalması üzerine durma noktasına geldi. Bursa'da ot süpürge üretimi yapan nadir kişilerden biri olan Yüksel Başak, özellikle yeni nesil gençlerin ot süpürgeyi evlerinde bulundurmadığını dile getirdi.

Cumhuriyet Caddesi esnafından olan Yüksel Başak, uzun zamandır ot süpürge yapıp sattığını belirtti. Eskiden daha fazla üretim yaptığını belirten Başak, taleplerin düşmesi üzerine üretimi düşürdüklerini kaydetti. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte ot süpürgenin önemini kaybettiğini belirten Başak, " Talep az olunca üretim de az oluyor. Bursa'da şu an süpürge üretimi yapan ben ve amcam varız. Bursa merkezde başka kimse kalmadı. Eskiden evler bahçeliydi. Her eve en az iki süpürge gerekliydi. Biri bahçeye, diğeri evin içine. Şimdi binalar değişti. Dairelerin içerisinde bu tip süpürgelere gerek kalmadı. İnsanlar genelde elektrikli süpürge kullanıyor. Yeni neslin hiç biri kullanmıyor. Eski nesilde bu olay  daha farklıydı. İster istemez kullanılıyordu. Kapı önleri süpürülürken, halılar süpürülürken kullanılırdı fakat şimdi öyle bir ortam kalmadı. Teknoloji galip gelmeye başladı" dedi.

Görüntü Dökümü

-------

-Yüksel Başak'ın röportajı

-Elektrikli süpürgeyle ev süpürülmesi

-Süpürgecinin dükkanını süpürmesi

-Süpürge yapımından detaylar

-Müşteri detayları

Süre: 4.12  Boyut: 471 mb

Haber-Kamera: Muammer İRTEM-BURSA,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni -2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement