Diyarbakır Barosu'ndan Çocuk Hakları Ihlali Raporu - Son Dakika
Güncel

Diyarbakır Barosu'ndan Çocuk Hakları Ihlali Raporu

Diyarbakır Barosu\'ndan Çocuk Hakları Ihlali Raporu

Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi tarafından bir rapor hazırlandı.

21.11.2016 14:15

Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi tarafından bir rapor hazırlandı. Hazırlanan raporda, çocuklara yönelik yaşam hakkı ihlalinin her geçen gün artararak devam ettiği belirtildi.

Birleşmiş Milletler tarafından 20 Kasım 1989 günü ilan edilen Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle Diyarbakır Barosu tarafından çocukların yaşadığı ihlallerle ilgili bir rapor hazırlandı. Hazırlanan raporu açıklayan Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Mahmut Çiftçi, mülteci yoksulluğu, beraberinde çocuk ölümleri, çocuk işçiliği, dilencilik, çocuk fuhuşu ve ticareti de mücadele edilmesi gereken komplike sorunlar olarak artış gösterdiğini söyledi.

"YAŞAM VE KORUNMA HAKLARI AĞIR BİR ŞEKİLDE İHLAL EDİLİYOR"

Tüm dünyada her yönü ile sömürülen çocuk işçilerin, yaşam haklarının ihlal edildiği, cinsel istismara maruz kalan ve fuhuşa itilen çocuk sayısının hızla arttığını belirten Çiftçi, " Suriye'de 6 yıldan fazla bir süredir devam eden iç savaş nedeniyle yaşanan kitlesel göçlerde, Türkiye'ye göç yönetimi ve yasadışı göçle mücadeledeki yetersizliklerden en fazla yara alan kesimin çocuklar olduğu; bu süreçte çocukların yaşama ve korunma haklarının ağır bir şekilde ihlal edildiği görülmektedir. Yasal kapsamda yaşama, sağlık, eğitim ve barınma haklarına ilişkin düzenlemeler mevcut olmakla birlikte, göç yönetimindeki idari yetersizlikler ve altyapı sorunları nedeniyle sığınmacı ve mülteci çocuklar yasaların sağladığı bu haklara erişememekte, iyi beslenememekte, sosyal izolasyon ortamında büyümekte, hastalandıklarında uygun tedaviler görememekte, nitelikli eğitim haklarından mahrum kalmakta ve her türlü riske açık hale gelmektedirler. Mülteci yoksulluğu, beraberinde çocuk ölümleri, çocuk işçiliği, dilencilik, çocuk fuhuşu ve ticareti de mücadele edilmesi gereken komplike sorunlar olarak artış göstermektedir. BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 22'nci Maddesi'ne göre, Türkiye kendi topraklarında mülteci olan tüm çocukların sözleşmede yer alan haklardan faydalanması için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Geçen yıl 3 yaşındaki Alan Kurdi'nin, Muğla İlinin Bodrum İlçesi sahiline vuran cesedi, insanlığın kendisi ile yüzleşmesini sağlayarak tüm dünya ülkelerini mültecilik hakları konusunda yeniden düşünmeye itmiş olmasına rağmen henüz bununla ilgili somut adımlar atılmış değildir" dedi.

"TÜRKİYE'DEKİ BOMBALI SALDIRILARDA BİRÇOK ÇOCUK HAYATINI KAYBETTİ"

Türkiye'nin bir çok kentinde yaşanan bombalı saldırıda çocukların hayatını kaybettiğini hatırlatan Çiftçi, çocukların temel haklardan mahrum bırakıldığını dile getirerek, "En temel insan hakkı olan yaşam hakkının ihlali ne yazık ki çocuklara yönelik olarak her geçen gün artarak devam etmektedir. Bölgemizde Kürt meselesine paralel gelişen olaylarda, devletin negatif yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve doğrudan kamu görevlilerinin fiilleriyle ortaya çıkan yaşam hakkı ihlallerinin yanı sıra, yine toplumsal olaylarda birçok çocuk anlamını dahi bilmediği suçlamalarla tutuklanmakta ve ağır cezalarla mahkum edilmektedir. Özellikle son bir yıl içerisinde bölgemizde bir çok il ve ilçe merkezinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları ile birlikte en ağır hak ihlallerin muhatabı maalesef yine çocuklar olmuştur. Yaşam hakkına yönelik ihlallerin yanı sıra çocukların eğitim, barınma ve sağlık gibi en temel haklardan mahrum bırakıldıkları bilinmektedir. Sokağa çıkma yasağı ile başlayan çatışmalı süreçteki çocuk ölümlerinin yanı sıra Türkiye'nin değişik illerinde yaşanan bombalı saldırılarda da yine birçok çocuk hayatını kaybetmiştir. Belirtmek isteriz ki, çocuklar hiçbir siyasi, politik çatışmanın tarafı veya müsebbibi olmamasına rağmen kurbanı ve mağduru yapılmaktadır. Bölgemiz genelinde devam etmekte olan silahlı çatışmalarda, çocukların yaşama ve korunma haklarına ilişkin olarak, devletin BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi'nin 38'nci Maddesi'nde yer alan, çocukların yaşama hakkını teminat altına alma, silahlı çatışmalardan etkilenen çocuklara koruma ve bakım sağlamak üzere mümkün olan her türlü önlemi de almak zorunda olduğunu hatırlatmak isteriz" diye konuştu.

"ÇOCUK HAKLARIN SADECE KAĞIT ÜZERİNDE KALDI"

Yaşam hakkı ihlal edilen çocuklara yönelik soruşturmaların bağımsız bir biçimde yürütülmesi ve makul bir süre içinde sonlandırılmasının hukuk devleti olmanın olmazsa olmaz gereği olduğunu savunan Çiftçi, şöyle konuştu:

"Saydığımız tüm bu hak ihlalleri bize bir kez daha uluslararası sözleşmelere taraf olan ülkelerin çocuk haklarını tanımasının sadece kağıt üzerinde kaldığını, fiilen çocukların yaşama ve gelişmesi için çaba harcanmadığını, sözleşmenin içselleştirilmediklerini göstermektedir. Diyarbakır Barosu ve Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak ülkemizde ve dünyada çocukların uğradığı fiziksel, cinsel, duygusal ve her türlü istismarların takipçisi olarak tüm siyasi erklere ve tüm insanlığa, çocuk hak ihlalleri karşısında yükümlülüklerini hatırlatarak, sadece bu günün değil, yılın her gününün onlar için olduğunu, onlar için ayrımcılığın yaşanmayacağı yüksek yararlarının gözetileceği, barış dolu bir dünya inşa edilmesi için gerekenleri yapmaya davet ediyoruz."

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Diyarbakır Barosu'ndan Çocuk Hakları Ihlali Raporu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement