Diyarbakır CHP'li Tanrıkulu Türkiye, AKP döneminde hukuk devleti olmaktan hızla ulaklaştı
CHP'li Tanrıkulu: Türkiye, AKP döneminde hukuk devleti olmaktan hızla ulaklaştı
CHP İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu, milletvekili dokunulmazlığı olmasına rağmen defalarca hukuk dışı şekilde dinlendiğini ve bu dinlemeler üzerine kendisi ile ilgili fezleke verildiğini belirterek, "Türkiye Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti döneminde hukuk devleti olmaktan hızla uzaklaşmıştır. Yurttaşlarımızın hukuki güvenlik hakkı yoktur, can ve mal güvenliği yoktur" dedi.
Partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı'nda bugün sabah saatlerinde düzenlediği basın toplantısında, hakkında verilen fezlekeyi değerlendiren CHP İstanbul Millevekili Sezgin Tanrıkulu, kendisi ile ilgili hazırlanan fezlekenin hukuki olmadığını savunarak, "Nisan ayı itibariyle benimle ilgili bir fezleke düzenlendi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilmek üzere Adalet Bakanlığına gönderildi. Ben de gönderildiğini basından öğrendim. Avukatım aracılığıyla Nisan ayından bu yana çaba gösterdim. Bir avukat olarak ve milletvekili olarak benimle ilgili fezleke nedir? İçerisinde ne var? Bundan 2 gün önce Diyarbakır'da avukatıma bu dava dosyaları teslim edildi. Dosyaları inceledim. Bu özensizlik, bu hukuka aykırılık, bu ülkenin bir milletvekiline karşı yapılabiliyorsa, dava dosyasındaki hukuksuzluklar sıradan yurttaşımızın hiç bir hukuki güvenliğinin olmadığını çok açık söyleyebilirim. Türkiye Adalet ve Kalkınma partisi hükümetleri döneminde hukuk devleti olmaktan hızla uzaklaşmıştır. Yurttaşlarımızın hukuki güvenlik hakkı yoktur, can ve mal güvenliği yoktur" dedi.
"VEKİL SEÇİLMEDEN 1 YIL ÖNCE DİNLEMEYE BAŞLAMIŞLAR BENİ"
12 Haziran seçimlerinde milletvekili seçildiğini ancak kendisinin 2010 yılında dinlenmeye başlandığını ifade eden Tanrıkulu, "Milletvekili seçildikten sonrada Anayasanın 83'ncü maddesi uyarınca dokunulmazlığım başladı. O saatten itibaren de hakkımda her hangi bir soruşturma yürütülemez benim hakkımda bir dinleme, takip kararı verilemez. 13.06 2011 tarihinde milletvekili seçildikten sonra benimle ilgili karar verilmiş ve bu karar uyarınca dinlenmeye devam edilmişim. Dinleme Eylül 2010 da başlamış Haziranda milletvekili seçildikten sonrada bu karara devam edilmiş. Aynı şekilde bütün iletişimlerimin tümü, maillerim ve telefonlarımla ilgili kararlarla dinlenmişim. Şimdi buradan ben hem meclis başkanına hem de bu dava dosyasını hazırlayıp gönderen Cumhuriyet Başsavcılığına soruyorum; Şimdi 2010 tarihli bir soruşturma 7 yıl sonra bir fezleke hazırlıyorsunuz, hazırlarken insan bir içine bakar, hukuka uygun mu, aykırı ne var, ne yok, bir bakar inceler. Bir milletvekilinin milletvekilliği devam ederken bir mahkeme kararıyla dinlenmiş olması ve bunun devam ediyor olması hukuk devletinin bittiği noktadır. Bizi dinliyorlar, takip ediyorlar biliyorsunuz yasa dışı bir biçimde ama bunun mahkeme kararıyla olması çok vahimdir" diye konuştu.
"AĞABEYİM, BABAM VE GAZETECİLERLE YAPTIĞIM KONUŞMALARI TAPELERE KOYMUŞLAR"
Ağabeyi, babası, akrabaları, sivil tiplum kuruluşları ile gazetecilerle yaptığı görüşmelerin tapelere konulduğunu anlatan Tanrıkulu, "Buradan bizimle ilgili soruşturmanın talimatını veren fezlekeye dönüştüren hükümete sesleniyorum; Bu fezlekeler siyasi bir karar sonucu verildi. Bizi bunlarla yıldırmaya, kısıtlamaya çalışıyorlar. Bu siyasi bir karardır, bu Cumhuriyet Savcılığının kararı değil. Cumhuriyet Savcılığı'nın kararı olsa, bu kadar açık hukuka aykırılıklara rağmen, bu dosya fezlekeye bağlanıp gönderilmez. Dinlemişler beni, kendime de hayret ettim. Hiç bir şey konuşmamışım, stajyerimle, gazetecilerle, STK'larla konuşmuşum, bunları tapelere koymuşlar. Ağabeyimle konuşmuşum bilinmeyen şahıs yapmışlar anne ve babamı soruyor ve bu tapeleri fezlekeye bağlamışlar. CMK açık, 'kardeşinizle, babanızla yaptığınız konuşmalar dinlenemez eğer dinlenmişse imha edilir.' Yasa açık söylüyor, fakat buraya benim ağabeyimle olan konuşmalarımı koymuşlar çok açık aykırı bu yasa. 9 ay boyunca dinlemişler ve tapelere koymuşlar. O gün yakındıkları ve kendilerine FETÖ'cü dedikleri o hakim ve savcıların verdikleri hukuk dışı kararlarla, siyasi işlem yapmaya çalışıyor bu hükümet. Onlara geldiği zaman, 'biz mağduruz.' Şimdi peki bu klasörler ne? soruyorum. Eğer biraz utanma varsa bu bakanlıkta, bu dosyayı alır, yüzüne çakar bu savcıların çünkü tümü hukuka aykırı" şeklinde konuştu.
2005 yılında bir dinlemeye itirazının ve MİT Müsteşarını şikayet ettiği için kendisini dinleme kararı verlidiğini savunan Tanrıkulu, şöyle konşutu:
"Diyarbakır'daki mahkeme MİT müsteşarının istemi üzerine Tüm Türkiye'deki iletişimlerin dinlenmesi kararı verildi. Ben o zaman MİT müsteşarını şikayet ettim. Rahmetli Tahir Elçi'yle beraber kararı veren hakimi, istemde bulunan savcıyla beraber şikayet ettim böyle bir karar verilemez diye. Siverek Ağır Ceza mahkemesi takipsizlik kararı verildi. 18 Temmuz tarihinde Avrupa İnsan Hakları mahkemesi 11 yıl sonra benim başvurumdan 11 yıl sonra Türkiye'yi mahkum etti. Yasa dışı dinlemelerden dolayı tarihinde bir ilktir Avrupa İnsan Haklarının doğrudan mağduriyet olmadan potansiyel mağduriyet üzeri ne verdiği karardır. İddia ediyorum eğer yaşarsak herkese de uzun ömürler diliyorum bu dosyalardan dolayı hem bu kararı veren savcıları hem bu dosyaları onaylayan bütün mercileri bir vesileyle hem toplum vicdanına mahkum edeceğim hem de mahkemelerde mahkum edeceğim 11 yıl sonra nasıl bu kararı aldıysam onu da alacağım."
Son Dakika › Güncel › Diyarbakır CHP'li Tanrıkulu Türkiye, AKP Döneminde Hukuk Devleti Olmaktan Hızla Ulaklaştı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?