Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Mısır'da alınan idam kararlarına ilişkin olarak, geçici bir hükümetin dönüşümde olan bir toplumda baskı uygulayan bir yargı kullanmasını anlayışla karşılayamadıklarını belirterek, "En kısa zamanda Sayın Gül'ün de diplomatik imkanlarıyla ve biz de Avrupalılar olarak Mısır'daki şimdiki yönetimle temasa geçip daha ölçülü bir yargıya dönülmesi için girişimde bulunmalıyız" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Gauck, başbaşa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından Çankaya Köşkü'nde ortak basın toplantısı düzenledi. Gauck, Türkiye ziyaretinde saygı duydukları ve takdir ettikleri çok şey gördüklerini, ilk olarak Kahramanmaraş'ta Suriyelilerin kaldığı çadırkenti ziyaret ettiklerini ve Türk toplumunun bu insanlarla gösterdiği dayanışmadan çok etkilendiklerini, bunu da ülkelerinde herkese hayranlıkla anlatacaklarını anlattı.
Bir mülteci ailesini çadırında ziyaret ettiklerini ve oradaki büyükbabanın kendisine, "Bütün dünya bir diktatörün bizi nasıl öldürdüğünü izliyor. Bunu anlamıyorum" dediğini aktaran Gauck, "Biz burada diplomatik yanıtlar veriyoruz tabii ama bu yanıtlar bu insanları tatmin eder mi? Bunlar çok zor durumlar. Bu insanlara yardım etmemiz ve bunun önemli olduğunu ortaya koymamız gerekiyor" diye konuştu.
Türkiye ile dayanışma içinde olma amacıyla NATO birliklerinin Kahramanmaraş'ta olduğunu hatırlatan Gauck, Alman askerlerinin kendisine kentte her zaman şükranla karşılandıklarını aktardıklarını söyledi. "Geçmişimizde yeri olan ve saygı duyduğumuz şeyler var. Örneğin, Türkiye'nin büyük ekonomik gelişmesi" diyen konuk Cumhurbaşkanı, başkentten çok uzak olan bir ile gittiğini ve bu seyahat sırasında ne kadar büyük bir inşaat faaliyeti olduğunu, altyapının işlediğini, ekonomik bir başarının yaşandığını, sadece ekonomik değil, siyasi açıdan da faal olan bir orta sınıf gördüğünü vurguladı.
Çok sayıda olumlu gelişme olduğunu ifade eden Gauck, Cumhurbaşkanı Gül ile azınlıklarla yeni bir ilişkinin gelişmesi gibi unsurlara değindiklerini ve bu kapsamda "Biraz daha ileri gidilebilir mi?" sorusunu yöneltmek istediğinin altını çizdi. Demokrasi ve barışın oluşmakta olan bir süreç olduğunu ve Türkiye'nin Ermenistan ile ilgili çok kolay olmayan anıları olduğunu hatırlatan Gauck, Gül ile bu konuyu konuştuklarında milletin kendi geçmişiyle yüzleşmesinin önemli olduğunu ve demokratik toplumun kendi geçmişini sorgulayabilmesi gerektiğini belirttiğini dile getirdi. Gauck, "Biz suçumuzu, üzüntümüzü, utancımızı ifade ettik ve bu, bize zaaf katmadı ve bu nedenle Türkiye'deki ifadeler olumlu algılandı" şeklinde konuştu.
Gauck, şöyle devam etti:
"Dostlar bir araya geldiklerinde elbette diğerinin duymak istemediği şeyleri de söylemesi olağandır. Biz Almanya olarak, bugüne kadar kimsenin sormadığı soruları sormadığımızın bilincindeyiz. Önemli konulara değiniyoruz. Örneğin Twitter veya YouTube yasaklanmak zorunda mı ya da Anayasa Mahkemesi Başkanı neden bu kadar eleştirel konuştu? Şimdiki hükümetin olağanüstü güçlü ve önemli bir seçim zaferiyle bu kadar büyük bir güce sahipken, belli bir düzen kurmak için neden yargıya müdahale etmeli? Tabii ki bu soruları soruyor, görüş alışverişinde bulunuyoruz. Almanya'da biz şunu da fark ettik; Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda kendi bakış açısına sahip ve kamuoyunda bu bakış açısını ifade ediyor. Sürdürdüğümüz görüşme hem açık hem de dostane şekilde birbirimize duyduğumuz saygı ve dostluğu ifade etti."
Kendisini en çok memnun eden hususun, Gül'ün Avrupa değerlerine kesin bağlılık ifadesi olduğunu vurgulayan Gauck, "Bizi birleştiren bu değerler, Türkiye'nin de geleceğe yönelik, benimsediği değerler" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin Avrupalıların zaman zaman yeteri kadar dost olmadığını algılamasının geçici bir durum olduğunu dile getiren Joachim Gauck, Türkiye için Avrupa demokrasilerinin dışında daha iyi bir rol model göremediklerini ve bu nedenle Türkiye gibi büyük bir ülkenin geleceğini sadece daha yoğun şekilde Avrupa ile işbirliği içinde düşündüklerini belirtti. Gauck, "Tabii bunun zamanına değinemeyiz çünkü bunu bilmiyoruz ama ortak olarak yönümüzü belirlemiş bulunuyoruz. Geleceğe baktığımızda açık bir demokrasi de bir örnek oluşturacaktır ve bu konuda hemfikiriz. NATO, AGİT'teki ilişkilerimizin yanısıra ekonomik ve kültürel ilişkilerimiz de farklı bir öze kavuşuyor" dedi.
Henüz Avrupa Birliği'nde (AB) birleşmediklerini ve bunun ne zaman olacağını bilemediklerini ifade eden Gauck, bunların dışında da iki ülkeyi birleştirdiğine inandıkları değerler olduğunu kaydetti ve bu nedenle eleştirel sorular yöneltse dahi Türkiye ile Almanya'nın birbirine bağlı olduğunu sözlerine ekledi.
-Sorular
Gauck, Mısır'daki idam kararlarına ilişkin bir soruya yanıt verirken, Almanya'da idam cezası olmadığını ve bu cezanın Avrupalılar için anlaşılabilir olmadığına işaret etti. Konuk Cumhurbaşkanı, "Biz çok endişeliyiz. Böyle geçici bir hükümet ve dönüşümde olan bir toplumda bu tür baskı uygulayan yargı kullanmasını anlayışla karşılayamıyoruz. Özellikle geçiş dönemlerinde öncekinden üstün olan bir yargı anlayışı tesis edilmeli. Bu nedenle en kısa zamanda, Sayın Gül'ün de diplomatik imkanlarıyla ve biz de Avrupalılar olarak Mısır'daki şimdiki yönetimle temasa geçip daha ölçülü bir yargıya dönülmesi için girişimde bulunmalıyız" değerlendirmesinde bulundu.
Alman bir gazetecinin Türkiye'nin AB'deki yerine ilişkin eleştirel bir sorusunu yanıtlayan Gauck, Türkiye'nin AB üyeliğinde açılan, açılmakta olan ve açılacak fasıllar olduğunu belirtti. Üyelik meselesini sorgulamadıklarını dile getiren Gauck, hukuk devleti, yargı ve insan hakları fasılları açıldığında mevcut olan dinamizmin daha da büyük bir ivme kazanacağını, belki de eleştirdikleri kutuplaşmanın yapıcı bir söylem haline geleceğini vurguladı.
Bir gazetecinin Başbakan Erdoğan'ın uluslararası eleştirileri çok önemsemediğini belirttiğini hatırlatması üzerine Gauck, Erdoğan ile bir araya geldiğinde ona saygı ve takdirini ifade edeceğini ve başarılı bir politikacıyla buluşmaktan ve onun yanıtlarını duymaktan mutluluk duyacağını söyledi. Gauck, "Ancak, bu hükümetin tehdit altında olmadığını düşünüyorum. Güçlü ve seçimlerle meşruiyet kazanmış bir hükümet ve bu nedenle rahat olabilir. Bunu mutlaka ifade edeceğim" diye konuştu.
Almanya Cumhurbaşkanı, bir gazetecinin "Almanya'nın Türkiye'ye yönelik tepeden bir eleştiri yok mu? Bir özeleştiri yapar mısınız" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Türkiye'nin AB'ye yakınlaşma arzusu konusuna şimdi de daha önce de olumlu yaklaştık. Zamanlama ve bunun hızı konusunda ülkemizde farklı görüşler var. Avrupa'da siyasetçilerin dışında toplumlar var ve Avrupa kurumlarının güçlenmesinden gittikçe daha fazla rahatsızlık duyuyorlar. Hatta birleşik bir Avrupa'dan uzaklaşmak isteyenler var. Hükümetler toplumlardaki bu duyguları kayda almak zorundalar. Dini gelenekler, kültür ya da yabancılıktan dolayı Avrupa'nın bazı toplumlarında Türkiye'nin hızlı üyeliği konusunda bazı tereddütler var fakat zamanlama açısından farklı görüşleri olsa dahi bu sürecin devamı konusunda çaba sarfediyorlar ve şu anki hükümetimiz de bunu böyle sürdürecek. Kıbrıs'a ilişkin vetonun kalkması ve yeni fasılların açılmasına da o zamana kadar değinilecektir."
-Başbakan Erdoğan'ın 1915 olaylarına ilişkin mesajı
Başbakan Erdoğan'ın 1915 olaylarına ilişkin mesajını değerlendirmesi istenen Gauck, Almanya'da gurur konusunda milli bir bilinç olmadığını, bu nedenle zaman içinde özeleştiri uygulamaya başladıklarını belirtti.
Güçlü bir devletin bu mesajları kabul etmesi ve eleştirel sorulara maruz kalmasının zor olabileceğini ancak bunun özgüveni olan bir sivil toplumun göstergesi olduğunu anlatan Gauck, "Sayın Başbakan gibi muhafazakar bir politikacının yeni bir tarzı ifade etmesi bence yeni bir sayfa. Bu bana çok ilginç, tanıdık ve doğru geliyor. Özgüvenli bir toplum kendini sorgulayabilip geçmişiyle gurur duyabilir mi yoksa sembolik bir barışma politikasını uygulayabilir mi? Bu nedenle burada kelimeleri seçerken, herhangi bir sansür uygulanmaması gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Gül-Gauck Ortak Basın Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?