Kulp'ta 11 Köylünün Öldürülmesi - Son Dakika
Güncel

Kulp'ta 11 Köylünün Öldürülmesi

Kulp\'ta 11 Köylünün Öldürülmesi

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk hakkında 11 kez müebbet ve 25 yıla kadar hapis cez...

30.11.2013 15:38

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk hakkında 11 kez müebbet ve 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan dava dosyasını genişleten savcı olayın mağdurlarından 4 kişiyi tanık sıfatıyla dinledi.

Terörle Mücadele Kanununun (TMK) 10. Maddesiyle yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hazırlanan 19 sayfalık iddianame, 7. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk hakkında 11 kez müebbet ve 25 yıla kadar hapis cezası istendi.

İddianamede, 1993 yılında terör örgütü PKK'nın sözde üst düzey sorumlularından Şemdin Sakık'ın başında olduğu örgüt mensuplarına yönelik Diyarbakır-Muş ve Bingöl üçgeninde başlatılan geniş kapsamlı operasyon için Tuğgeneral Yavuz Ertürk komutasındaki Bolu 2. Komando Tugay Komutanlığı'nın Kulp ilçesinin Alaca köyünün yakınlarına gelerek, konuşlandığı belirtildi.

İddianamede, "Şüpheli Yavuz Ertürk'ün komutasında birlik içinde yer alan kimlik bilgileri tespit edilemeyen görevlilerden bazılarının teşekkül oluşturarak yetki ve görevleri olmamasına rağmen hukuka aykırı olarak şüphelendikleri kişileri yakalayarak bir süre sorguladıktan sonra öldürdükleri" kaydedildi.

İddianamede bu tür eylemlerin, halkın devlete karşı düşmanlık beslemelerine ve örgüt yanlısı olmalarına sebep olduğu ifade edildi.

İddianamenin hazırlanmasından sonra dosyayı genişleten savcı olayın yaşandığı dönemde mağdur olan 4 kişiyi tanık sıfatıyla ifadelerini aldı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına tanık olarak ifade veren M.H, yüzü maskeli komutanın kendilerine ,"Sizi serbest bırakacağım, gidin evinizi yakın, çocuklarınızı alın ve burayı terk edin, ormana kaçan hayvanlarınızı bulmaya çalışmayın, bırakın gidin" dediğini söyledi.

Tanık M.H, olay tarihinde Kulp Alaca köyünde Pirej mezrasında oturduğunu, köye çok sayıda askerin gelerek giriş ve çıkışları kapattığını söyledi.

M.H, askerlerin köylüleri Şuşan tepesi denilen yere topladıklarını belirterek, şu ifadelerde bulundu:

"Başka mezradan da köylüleri buraya topladılar. O geceyi orada geçirdik. Kimliklerimizi toplamışlardı. Yaşlı ve kadınları ertesi gün serbest bıraktılar. Geriye kalan tüm köylüler ile beni de Şeyh Mehmet Tepesi dediğimiz yere götürdüler. Orada 15 gün kaldık. Gözlerimizi komutanlar geldiği zaman kapatıyorlardı. Gözlerimiz açık olduğu zaman ise etrafa bakmamıza izin vermiyorlardı. Askerler bazen köylü gençleri tekme tokat dövüyordu. Askerler Bolu'dan geldiklerini söylüyorlardı. Serbest bırakılacağımız gün birini helikopterle getirdiler. Yüzü kapalı olan bu kişiyi yaklaşık 20 metre mesafeden gördüm ve bize yaklaşmadı. Komutanlardan biri bizi toplayıp arkamızı dönmemizi istedi. Sonra da 'Sizi serbest bırakacağım, gidin evinizi yakın, çocuklarınızı alın ve burayı terk edin, ormana kaçan hayvanlarınızı bulmaya çalışmayın, bırakın gidin' diyordu."

"Askerler hayvanlarımızı götürdükleri için valiliğe dilekçe yazdık"

Tanık N. A ifadesinde, olay günü askerlerin hayvanlarını götürdükleri için valiliğe dilekçe yazdığını anlatarak,  "Askerler hayvanlarımızı götürdü geri almak için Valilğe dilekçe yazdık geri vermediler dava açtık 14 yıl sonra 25 bin lira tazminat aldık" dedi.

Kulp Alaca köyü Görlük Deresi mezrasına askerler gelince mezradaki tüm erkekleri köyün meydanına topladığını kaydeden N.A "10 yaşından büyük tüm erkeklerin kimliklerini aldılar. Askerler diğer köylerin mezralarına da dağılmıştı. Yaklaşık 5 gün meydanda bizi beklettiler. 5 gün sonra ise benim gibi elleri bağlanmayan 20 kişiyi helikoptere bindirdiler. Muş sınırlarında bulunan bir ormana götürdüler. Helikopterde 6 asker bulunuyordu. Bu ormanda sakalları uzun, iri yapılı ve kamuflajları diğer askerler ile aynıydı. Ancak kendileri 'özel hareket timleri olduklarını' söylediler. Bu timler bizden teröristlerin sığınaklarını, bulanabilecekleri yerleri söylememizi istiyorlardı. 6 gün ormanda kaldık sonra da bizi serbest bıraktılar. Yürüyerek köye geldik. 11 kişi orada elleri bağlı olarak tutulmaya devam ediyordu. Köydeki bütün evler ve ahırlar yakılmıştı" dedi.

N.A, kimliklerini aldıklarında komutanın kendilerine 'Köyü terk edip gidin, bir daha da buralara gelmeyin, bunları Diyarbakır'a mahkemeye götüreceğiz' dediğini söyledi.

O gece sabaha kadar silah seslerinin susmadığını ve havan mermilerinin evlerinin 100 metre yakınına kadar düştüğünü anlatan N.A, "Sabah olunca askerler köydeki hayvanları da topladı. Sonra askerler Muş taraflarına hayvanlarımızı da alıp gitti. Askerlerin gittiği gün Bahtiyar Aydın Lice'de öldürüldü. Askerler hayvanlarımız götürdü, geri almak için Valiliğe dilekçe yazdık geri vermediler, dava açtık 14 yıl sonra 25 bin lira tazminat aldık. Köye yaklaşık 8 yıl gidemedik. Ölen 11 kişinin hepsini tanırım. 4 kişi ise akrabamdır. Hiçbirinin örgütle bağlantısı yoktu. Neden öldürüldüklerini bilmiyorum" diye konuştu.

Tanık İ. A ise askerlerin kendilerini ormana bizi götürürken eşyalarını da taşıttıklarını kaydederek, şöyle dedi:

"Teröristlerin nerede olabileceklerini bize sorduyorlardı. Bilmediğimizi söylediğimizde tekme tokat dövüyorlardı. Hatta abimi dama çakırtıp, ayaklarından tutarak aşağıya doğru sarkıtmışlardı. Askerlerden biri Bolu'dan geldiklerini ve emirleri Yavuz Ertürk Paşa'dan aldıklarını söyledi. Bulunduğumuz yerden Şeyh Mehmet Tepesi'ndeki askerler görülebiliyordu. Komutanın çadırını ve çadırın yanında sürekli arkasında bekleyen helikopteri görebiliyorduk. Başka bir komutan ismi duymadım. Ayrıca tutulduğumuz yerden köyümüzü görebiliyorduk. Yaklaşık 10 gün evlerimizi yakmaya başladılar. 14 günde bütün evleri yakmışlardı."

Tanık M.Ş de şu ifadelere yer verdi:

"15 gün boyunca askerler bizi tuttu. 15 gün sonra yüzü maskeli birisi helikopterle geldi. Kimliklerimizi masaya koydular. İçimizden bazılarını seçtiler. Diğerlerini askerlerin başında bulunduğu komutan serbest bıraktı. Serbest bırakırken komutan, 'Evleri yanmayan varsa evlerini yaksın, çocuklarınızı götürün, hayvanlarınızı bırakın, yoksa sizleri tekrardan tutuklarım' demişti. Bu konuşmayı yapan komutanın yüzünü görmedik. Çünkü konuşmayı yaparken arkamızı dönmemizi istediler. Orada bulunan 11 kişiyi de serbest bırakmalarını istedik. Ancak mahkemeye götüreceklerini söylüyorlardı. Bizim askerler yanımızda isimleriyle biribirine hitap etmediler."

AİHM kararı

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hazırlanan iddianamede, olayda yaşamını yitirenlerin yakınlarının başvurusu üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince görülen dava sonrasında verilen karar da yer aldı.

AİHM'in 2001 yılında verdiği kararda, şöyle denildi:

"Söz konusu 11 kişinin güvenlik güçlerince gözaltına alınmaları müteakiben öldüğü ve ölümcül bir güç kullanımını haklı ve makul gösterecek herhangi bir gerekçeye dayanılmadığı için devletin bu eylemlerden sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak başvuranlar maddi ve manevi zarara uğramış, bu sebeple 381 bin 340 İngiliz sterlinin ödenmesi karara bağlanmıştır."

11 kez mübbet ile 25 yıla kadar hapis istemi

İddianamede, ayrıca "Sanık Ertürk'ün komutasındaki birlik içinde yer alan ve kimlik bilgileri tespit edilemeyen görevlilerden bazılarının teşekkül oluşturarak yetki ve görevleri olmamasına rağmen hukuka aykırı bir şekilde şüphelendikleri kişileri yakalayarak bir süre sorguladıktan sonra öldürdükleri, bu gibi eylemler sonucunda halkın devlete karşı düşmanlık beslemelerine ve örgüt yanlısı olmalarına sebep olduğu" kaydedildi.

Sanık Yavuz Ertürk hakkında TCK'nın "Kasten adam öldürme" suçundan 11 kez mübbet ile "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "Halkı silahlı isyana teşvik" suçlarından da 25 yıla kadar hapsi istendi.

Sanık Ertürk'ün yargılanmasına önümüzdeki günlerde 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nce başlanacak. - Diyarbakır

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Kulp'ta 11 Köylünün Öldürülmesi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement