Marmara Üniversitesi Rektörü Erol Özvar: "Akademik takvim salgınla mücadelenin seyrine bağlı " (1)...

Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Özvar, online eğitim sürecinde ilk haftayı olumlu şekilde tamamladıklarını belirterek "Akademik takvimin belirlenmesi için bu mücadelenin seyri önemli. Süreç yazın da sürerse teorik derslerde online eğitime yaza kadar devam edeceğiz, uygulamalı dersleri de süreç düzelince yapacağız. Yazın her şey düzelirse yazın yapacağız fakat düzelmezse olağanüstü şartlarda ona uygun karar almak durumundayız." dedi.

Özvar, "Skype" üzerinden video konferans yöntemiyle AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Üniversitelerden şu anda somut takvim beklemenin doğru olmayacağını ifade eden Özvar, şöyle devam etti:

"Salgının geldiği aşamaya göre akademik takvimde yetkimiz dahilinde gereken kararları alırız. Gerek Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) gerek üniversitemiz duruma bakarak karar verecektir. Üniversitelerin bu seneyi büyük ölçüde online eğitimle yürüteceği anlaşılıyor. Bir gelişme olursa örgün eğitime 1-2 gün içinde geçebiliriz. Akademik takvimin belirlenmesi için bu mücadelenin seyri önemli. Süreç yazın da sürerse teorik derslerde online eğitime yaza kadar devam edeceğiz, uygulamalı dersleri de süreç düzelince yapacağız. Yazın her şey düzelirse yazın yapacağız fakat düzelmezse olağanüstü şartlarda ona uygun karar almak durumundayız. Dünyadaki büyük üniversiteler de böyle yapıyor, birçoğuyla istişare halindeyiz ve sorunlar ortak. Yerel şartlar dikkate alınarak en doğru kararların alınması önemli. İlk hafta güzel bir tecrübe yaşadık ekran karşısında ve izlenimlerimiz olumlu. Sorunlara da rastladık ama bütünün içinde çok az bir yerde. İlk haftalık tecrübemiz olumlu ve geleceğe iyimser bakmamızı sağladı."

"Ülke genelinde tek bir geçerli sınav modelinin uygulanması rasyonel değil"

YÖK'ün aldığı karar sonrası üniversite olarak uzaktan eğitime hemen geçtiklerini belirten Özvar, "Daha önceden çalışmalarımız bulunuyordu. Yaklaşık 10 yıldır üniversitemiz zaten derslerinin bir kısmını online olarak veriyor. Hızlı bir bilişim altyapısında iyileştirmeyle beraber online eğitimin teknik çerçevesini ortaya koymuş olduk. 10 günde yaklaşık 13 bin ders dijital hale getirildi. 68 bin öğrencimiz var, toplamda online 360 bini aşan öğrencinin derse iştirak etmesi bekleniyor. Çok kısa zamanda gerek ülkemizde gerek dışarıda bu kadar kısa sürede eğitim düzenini uyarlamak dikkate değer. Aynı çalışmaları devlet ve vakıf üniversitelerimiz de yerine getiriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Online eğitimde etkinin kolay ölçülemediğini belirten Özvar, "En çok sorulan soruların başında sınavlar geliyor. YÖK akademik takvimin belirlenmesinde üniversiteleri serbest bıraktı, bunların kendi şartlarına göre takvimlerini oluşturması gerekiyor. Bütün Türkiye'de tek geçerli bir sınav modelini öngörmek, beklemek rasyonel değil. Biz sınavlarla ilgili olarak öğrencilerin kaygısını gidermek istiyoruz." diye konuştu.

Özvar, nisanın ilk haftası olan vize sınavlarını erteleyerek, öğrencilerin vize ve sınav derdi çekmemeleri için çaba sarf ettiklerini kaydetti.

"Online eğitim ülkemizde fırsat eşitliğini bozmuyor"

Sınav takvimine ilişkin mayısta duyuruda bulunacaklarını kaydeden Özvar, "Üniversitelerin bazıları bunun kararını aldı. Ödev, proje hatta klasik sınav modelinde düşünen akademik birimler var. Biz doğrusu içinde bulunduğumuz şartlarda kaygıyı gidermek istiyoruz. Örgün eğitimde olduğu gibi imtihan düzenlemek fevkalade zor. Öğrencinin mağdur olmasına sebep verir, biz bunu istemiyoruz. Eğitimin en zor tarafı verilen eğitimin ölçülmesidir. Biz bu şartlarda öğrencilerimizin mağdur olmasını engelleyecek bir çaba içindeyiz. Dolayısıyla bu ay diyoruz ki derslere girin çıkın, kitabınızı okuyun, sisteme ve hocalara sanal olarak alışın onlar da size alışsın sonra dersler nasıl gidiyor bir bakın görün bizler de bunu izleyelim. Bu tecrübeden sonra sınav kararımızı verelim, aksi uygun bulunmuyor." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin internet altyapısı ve erişim kolaylığıyla maliyetleri dikkate alındığında iyi durumda olduğunu belirten Özvar, "Online eğitim fırsat eşitliğini bozuyor mu bunu tartışmak lazım. Öğrencilerimizden Van Erciş'ten de Ağrı'dan bana bu konuda ulaşıyorlar. Teknik zorlukların olduğundan hiç şüphe yok. İhtiyacı olanlara internet paketi sağlayabilirsek ki YÖK bu konuda çalışıyor diye duyduk. İnternet paketi sağlanabilirse maddi anlamda eksiklik yaşayan öğrencilerimizin sıkıntıları giderilmiş olacaktır. Türkiye'de fırsat eşitliği konusunda olumlu katkı sağlanacaktır. Online eğitimin ülkemizdeki fırsat eşitliğini bozmayacağını düşünenlerdenim." ifadelerini kullandı.

"Online eğitim örgün eğitime alternatif olamaz"

Özvar, online eğitim sürecinin örgün eğitim kadar verimli ve etkili olamayacağına işaret ederek, "Bu süreci tüm katılımcılar birlikte deneme yanılma yöntemiyle öğreniyor. Öğretim elemanları ve öğrencilerimizle beraber bunu mümkün olduğunca örgün eğitime bir alternatif değil, bu süreci geçirmek için bir vasıta olarak değerlendiriyoruz." dedi.

Online eğitimin örgün eğitime göre ideal bir model olmadığını vurgulayan Özvar, şunları kaydetti:

"Bu, ancak yardımcı bir araç olabilir. Örgün eğitime bir ikame yada alternatif olarak görmüyoruz. Asla yüz yüze dersin yerine ikame edilemez. Böylelikle, örgün eğitim kadar etkili ve verimli olamayacağını da kabul etmiş oluyoruz. Biz yerli bir yazılım kullanıyoruz ve sistemimiz gerek öğretim elemanını gerek öğrencileri interaktif şekilde karşı karşıya getiren yüz yüze birbirini görerek ders yapabilecekleri teknik alt yapı sunuyor. Hoca dilerse sanal sınıfta öğrencilerini takip edip soruları cevaplayabiliyor. Öğrenciler derse katılabiliyor. Türkiye'de online eğitim ilk defa bu ölçekte yapılıyor. Birtakım teknik aksaklıklarla karşılaşılması çok normal. Bu süreci tüm katılımcılar birlikte deneme yanılma yöntemiyle öğreniyor. Öğretim elemanları ve öğrencilerimizle beraber bunu mümkün olduğunca örgün eğitime bir alternatif değil, bu süreci geçirmek için bir vasıta olarak değerlendiriyoruz."