Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, terör örgütleriyle Avrupa başta olmak üzere, dünyanın geri kalan bölümü arasında adeta bir set gibi olduğunu belirterek, "Eğer biz bu mücadelede başarısız olursak, yani bu set yıkılırsa teröristler tıpkı bir sel gibi tüm dünyayı ateşe ve kana bulayacaktır. Biz diyoruz ki gelin bu seti zayıflatmak yerine, güçlendirelim." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'nin ev sahipliğinde düzenlenen NATO Parlamenterler Asamblesinin 62. Genel Kurulunun kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na uygun olarak 21 Temmuz günü ilan ettikleri OHAL çerçevesinde darbe girişiminin izlerini silmek, terör örgütlerini etkisiz hale getirmek için gereken her önlemi aldıklarını belirtti.
Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün korunması için başlatılan bu sürecin, anayasal sınırlar içinde temel hak ve özgürlükler gözetilerek sürdürüldüğünü ifade eden Erdoğan, bu vesileyle 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye'den desteğini esirgemeyen, dayanışma mesajlarını ileten dost ülkelere teşekkür etti.
Terör örgütlerinden kaynaklanan tehdidin bütün ülkelere yönelik olduğunu anlatan Erdoğan, dolayısıyla mücadelenin de ortak verilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye'ye sağlanacak desteğin, ortak güvenliğe kasteden terör örgütüyle mücadeleye güç katacağını aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"FETÖ ile iltisaklı yapılanmalara karşı mücadelemizde sizlerin desteğinize güveniyoruz. Aynı şekilde DEAŞ ve PKK başta olmak üzere insanlığın müşterek değerlerine düşmanlık konusunda birlikte hareket eden tüm terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadeleye desteğinizi bekliyoruz. Terör örgütlerinin mensuplarının ülkelerinizde rahatça hareket etmelerine, propaganda yapmalarına, militan devşirmelerine, tehditle haraç toplamalarına engel olmanızı istiyoruz. Özellikle Avrupa Birliği'nin (AB) terör örgütü olarak ilan ettiği PKK'nın, AB üyesi ülkelerde çok rahat dolaşmasını ve buralarda terörist başının posterleriyle aynı şekilde parlamento binasının koridorlarında afişleriyle cirit atmalarını, terör mağduru bir ülke olarak biz hazmedemiyoruz. Dolayısıyla bu konuyla ilgili olarak tüm dostlarımızın gerekli tedbiri almaları gerekir. Eğer gerekli tedbir alınmazsa, bir gün bumerang gibi bu dönüp dolaşıp, onları da vuracaktır. Bunun da haberini vereyim."
Fransa'da, Belçika'da yaşanan olayları hatırlatan Erdoğan, bütün bunların hepsinin belli yerdeki duyarsızlığın aynı şekilde bir geri dönüşümü olduğunu ifade etti.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in eylül ayında Türkiye'yi ziyaret ederek, NATO'nun Türkiye'ye olan dayanışmasını bir kez daha gösterdiğini belirten Erdoğan, eylül ayında TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın girişimiyle düzenlenen Demokrasi ve Dayanışma Zirvesi'ne 8 uluslararası parlamenter asamblesinin katılmış olmasının da anlamlı olduğunu söyledi.
"Terör örgütlerini bizzat kaynağında imha etmeye çalışıyoruz"
Türkiye olarak terörizme karşı yürütülen mücadelede daha güçlü bir desteğe ihtiyaç olduğunun altını çizen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Terör örgütleri karşısında ikircikli tutum içinde olan ülkelerin tamamı da bu tavırlarının bedelini, eninde sonunda kendi toprakları içinde ödeyeceklerdir. Tarihin her döneminde farklı mahiyette terör örgütleriyle mücadele etmek zorunda kalan Türkiye'nin ikazlarına kulak verilmesini özellikle tavsiye ediyorum. Biz bu tecrübeyi, 10 binlerce güvenlik görevlimizin ve vatandaşımızın canı pahasına elde ettik. Bilhassa dönemsel çıkarlar uğruna terör örgütlerine kol kanat geren ülkeleri, Türkiye'nin bu samimi çağrısına kulak vermeye davet ediyorum. Şunu burada bir kez daha açık ve net ifade etmek isterim; bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, kimsenin egemenlik haklarıyla bir sorunumuz da yok. Biz sadece tecrübelerimiz ışığında terör örgütlerini bizzat kaynağında imha etmeye çalışıyoruz. Türkiye, terör örgütleriyle Avrupa başta olmak üzere, dünyanın geri kalan bölümü arasında adeta bir set gibidir. Eğer biz bu mücadelede başarısız olursak, yani bu set yıkılırsa teröristler tıpkı bir sel gibi tüm dünyayı ateşe ve kana bulayacaktır. Biz diyoruz ki gelin bu seti zayıflatmak yerine, güçlendirelim. Terörizmle mücadelede Türkiye'ye verilen her destek, o ülkenin kendi geleceğini güvence altına almasına katkı sağlayacaktır. Tüm müttefiklerimizi, meseleye bu şekilde bakmaya davet ediyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 1952 yılından beri üyesi olduğu NATO'nun, 21. yüzyılın sınamalarıyla etkin biçimde mücadele edebilme iradesine sahip olduğunu ispatlamak zorunda olduğunu belirterek, Soğuk Savaşın sona erdiği dönemde, bazı çevrelerin NATO'nun varlık nedeninin ortadan kalktığını ileri sürdüğünü hatırlattı.
Buna karşılık NATO'nun, Soğuk Savaşın sona ermesinin ardından sergilediği adaptasyon yeteneği ve başlattığı kapsamlı dönüşüm süreciyle yeni bir döneme girdiğini ifade eden Erdoğan, bugün Balkanlar'dan Afganistan'a, Kuzey Afrika'dan Baltıklar'a uzanan geniş bir coğrafyada faaliyet gösteren NATO'nun uluslararası güvenlik ve istikrara önemli katkılarda bulunuğunu söyledi.
NATO bünyesinde ikinci büyük orduya sahip olan Türkiye'nin, Soğuk Savaş boyunca Avrupa-Atlantik güvenliğinin, vazgeçilmez bir parçasını oluşturduğunu anlatan Erdoğan, Türkiye'nin yeni dönemde de uluslararası barışın korunmasına yönelik faaliyetlere, güçlü bir şekilde askeri ve siyasi destek vermeyi sürdürdüğünü belirtti.
"Bir terörist, bir başka teröriste karşı savaşıyor diye iyi diyebilir misiniz?"
Erdoğan, dünyayı ve NATO'yu ilgilendiren güvenlik krizlerinin önemli bir bölümünün Türkiye'nin yakın çevresinde yaşandığını aktararak, şunları kaydetti:
"Türkiye, bu krizler karşısında verdiği mücadelede hem kurumsal olarak NATO'yu hem de tek tek NATO üyesi ve gözlemcisi ülkeleri haklı olarak yanında görmek istiyor. Bilindiği gibi Suriye'deki krizin başından bu yana, siyasi çözüm arayışlarında ön saflarda yer aldık. Aynı şekilde Suriye'de her geçen gün ağırlaşan insani sorunların çözümü konusunda hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Ülkelerindeki çatışmalardan kaçan 3 milyona yakın Suriyeli ve Iraklı'ya kapımızı açtık, onlara biz sahip çıktık. Şu ana kadar yapmış olduğumuz harcamalarda bizlere verilmesi gerekli olan, söz verilen destekler de ne yazık ki sadece cüzi bir miktarda kaldı ve bunlar yerine gelmedi. Ayrıca sınır hattımızın öteki tarafındaki yüz binlerce Suriyeli'yi de açlığa ve ölüme terk etmedik. Bu insanlara acil insani yardımda bulunduk.
Türkiye'nin bu yükü omuzlayacak kudrette bir ülke olması, esasen mevcut uluslararası kurumları da korudu. İşte Avrupa'ya bir mülteci akını söz konusu olduğu zaman Avrupa hemen panikledi. Birisi çıktı 'Ben 100 kişi alabilirim' dedi. Öbürü çıktı 'Ben 200 kişi alabilirim' dedi. Öbürü '500 kişi'... Kimse rahat rahat Türkiye gibi kapısını açarak 'Ne kadar gelirse gelsin ben alırım' diyemedi. Biz şu anda bile hala onu söylüyoruz. Bombalardan kaçan herkese, biz kapımızı açık tutmak zorundayız. Neden? Çünkü onlar insan. Biz o insanları bombaların altında bırakamayız."
Sadece bir Aylan bebeği, dalgalar karaya attığı ve dünya dergilerinde kapak yaptıkları zaman feryat edenlerin, burada timsah göz yaşları döktüğünü ifade eden Erdoğan, Ümran bebek gözü kumlarla, topraklarla dolu olarak kan revan içinde dergilere kapak olduğu zaman timsah gözyaşı dökenlerin sadece ikircikli davrandığını söyledi.
Türkiye'nin ise sadece bu olayı bu şekilde değerlendirmediğini, tavır koyduğunu, onların yanında yer aldığını ifade ettiğini aktaran Erdoğan, "İnsani krizlerin yükünün paylaşılması konusunda yalnız bırakılmış olmamız gerçekten çok acı bir durumdur ve gelecek için kötü bir örnektir." dedi.
Bir gerçeği açıklamak zorunda olduğunu ifade eden Erdoğan, "İlgili ülkeler gücenmesin, dost acı söyler ama gerçeği söyler. Bilir misiniz Irak'ta ve Suriye'de, bizim terör örgütü olarak ilan ettiğimiz örgütlerin elinde, dostlarımızın ürettiği silahların çıktığını ve bu silahlar seri numaralarına varıncaya kadar hepsi bizde mevcut. Ama biz bunu kendilerine söylediğimiz zaman hiç ilgilenmiyorlar. Birileri kalkıyor diyor ki 'Onlar eski dönemde verilmiş silahtı'. Öbürleri diyor ki 'Biz PYD'yi, YPG'yi terör örgütü olarak kabul etmiyoruz'. Niye? Çünkü onlar DEAŞ'a karşı savaşıyorlar. O zaman El Nusra'yı da kabul etme. El Nusra da DEAŞ'a karşı savaşıyor. Bir terörist, bir başka teröriste karşı savaşıyor diye, buna iyi diyebilir misiniz? Biz şu anda Suriye ve Irak'ta bunu görüyoruz." diye konuştu.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › NATO Pa 62. Genel Kurulu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?