Rabia Platformu Sözcüsü Abdurrahman Dilipak, "Rabia"nın yaşatılması gerektiğini belirterek, "Ülkemiz, bölgemiz, dünya barışının, yeni bir uluslararası düzenin ihyası ve inşası, İslam dünyasının birliği ve Kudüs davası, Filistin davası, Mısır, Afrika halklarının özgürlükleri için Rabia direnişi devam etmeli, edecek." ifadelerini kullandı.
Dilipak, Mısır'daki Rabiatul Adeviyye ve Nahda meydanlarında darbe karşıtı protestoculara yönelik katliamın 4. yılında yaptığı yazılı açıklamada, Rabia'nın tüm dünyada zihinlere kazınan bir "marka" olduğunu, hem evrensel hem de ülkeler bazında yerli "yenilenme" talebini ifade ettiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu anlamda Rabia'ya üç ayrı anlam yüklediğini aktaran Dilipak, "İlk olarak Mısır'daki direnişi selamladı. 'Ardından dünya 5'ten büyüktür' vurgusuyla yeni bir dünyanın kaçınılmaz ve mümkün olduğunu söyledi. Daha sonra da Rabia'ya yerli bir anlam yükledi. 'Birlik' vurgusu yaptı." değerlendirmesinde bulundu.
Dilipak, Rabia'nın doğuşuna Anadolu Ajansı'nın (AA) da katkıda bulunduğunu, o günlerde AA'nın Kahire'den canlı yayınlar yaptığını, olayları yakından takip ederek gelişmeleri dünyaya servis ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Cuma çıkışı gençler, AA'nın canlı yayın aracını, kameralarını görünce Rabia meydanında olduklarını işaretle anlatmak için parmakları ile 4 işareti yapıyorlar. O zamanki AA Genel Müdürü Kemal Öztürk aradı. Biz de Rabia ve Nahda meydanındaki direnişçilere destek vermek için Eyüp Sultan Camisi'ndeydik. Meydandaki gençlerin Rabia işareti ile Türkiye'yi selamlamalarına karşı, Eyüp Meydanı'nda 'Cuma çıkışında cemaat de Rabia işareti yaparsa, biz de buradan Rabia meydanındakileri selamlamış oluruz.' dedi. Biz de bu işaretle canlı yayında Rabia meydanındaki kardeşlerimizi selamladık. Bu haberden etkilenen iki grafiker hanım kardeşimiz de bu işareti çizerek AA'ya göndermiş. Tabii Erdoğan da bu işareti yapınca aynı gün sosyal medya üzerinden tüm dünyaya yayıldı. 10 milyonlarca insan bu logoyu kullanmaya başladı ve arından bu platform oluşturuldu."
"Aynı yerden saldırıyorlar"
Türkiye'de, Mısır'dakine benzer bir darbe öncesi yükselen terör dalgasıyla karşılaşıldığı yorumunda bulunan Dilipak, şöyle devam etti:
"2013'te 17/25'i yaşadık. 14 Ağustos 2013'te de Rabia katliamı yaşandı. Eş zamanlı saldırılar bunlar. Aynı kaynaktan, aynı hedefe yönelik saldırılar. Ardından hendek operasyonları, 15 Temmuz, anayasa değişikliği, Cumhurbaşkanı seçimleri derken Türkiye olarak kendi içimizdeki hainlere odaklandık. Ama dışarıda bu duyarlılık devam ediyor. Bunun patenti artık Mısırlılara, bize değil; bütün Müslümanlara, bütün mazlumlara, erdemli insanlara ait. Bu anlamda mücadele devam ediyor.
Darbeci Sisi, Mursi'nin Genelkurmay Başkanıydı. Cumhurbaşkanının yaverini FETÖ'cülerden seçen akıl, Sisi'yi de Mursi'nin yanına sokmuş anlaşılan. BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ile başlatılacak sürecin sonunda tabii önce Türkiye teslim alınacak, arkasından ilk etapta 22 ülkenin sınır, rejim ve iktidar yapıları değiştirilecekti. Bugün Suriye'deki sorununun çözülememesinin, Yemen, Suudi Arabistan, Katar krizinin arkasında da aynı gerçek var."
Dilipak, Sisi'nin arkasında ABD, İsrail, İngiltere ve Vatikan'ın olduğunu savunarak, "Bu da onların Rabiası. Aynı yerden saldırıyorlar. Hedefleri aynı. Rabia'yı, bu değeri korumamız, geliştirmemiz, yaşatmamız lazım. Ülkemizde yaşanan sıcak gelişmeler ve süreç sebebiyle bazı aksamalar olsa da toplumsal ilgi canlı. Rabia yaşayacak. Ülkemiz, bölgemiz, dünya barışının, yeni bir uluslararası düzenin ihyası ve inşası, İslam dünyasının birliği ve Kudüs davası, Filistin davası, Mısır, Afrika halklarının özgürlükleri için Rabia direnişi devam etmeli, edecek." değerlendirmesinde bulundu.
Son Dakika › Güncel › Rabia Katliamının 4. Yılı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?