GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Sempozyumdan genel görüntüler- Sağlık Bakanı Müezzinoğlu'nun konuşması Akılcı Antibiyotik Kullanımı ve Farkındalık Sempozyumu- Sağlık Bakanı Müezzinoğlu: - " Dünya Sağlık Örgütü'nün değişik parametrelerle antibiyotik kullanımıyla ilgili 42 ülke arasında yaptığı değerlendirmede, Türkiye gelişigüzel antibiyotik kullanımında birinci sırada çıktıysa, sağlıkta yakaladığımız başarılar tabii ki önemli ama buradaki eksiğimizi de çok net ve acımasız şekilde görmeliyiz"- "Manavdan bir kilo muz veya bakkaldan bir şişe süt yazmıyoruz ya da 'iki yumurta yesin' yazmıyoruz. Bir kimyasalı yazıyoruz ve bu kimyasalın da karaciğere, böbreğe, kan yapısına öyle ya da böyle yan etkileri var" Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Dünya Sağlık Örgütü'nün değişik parametrelerle antibiyotik kullanımıyla ilgili 42 ülke arasında yaptığı değerlendirmede Türkiye'nin gelişigüzel antibiyotik kullanımında birinci sırada çıktığını belirterek, "Sağlıkta yakaladığımız başarılar tabii ki önemli ama buradaki eksiğimizi de çok net ve acımasız şekilde görmeliyiz" dedi. Müezzinoğlu, Akılcı Antibiyotik Kullanımı ve Farkındalık Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, çok önemli bir konu başlığını konuştuklarını söyledi. Eğri oturup doğru konuşmak gerektiğini ifade eden Müezzzinoğlu, şöyle devam etti: "Bugün burada bir ayıbımızı, eksiğimizi, kusurumuzu konuşuyoruz. Gerçekten burada ülkenin en iyi eğitimi görmüş, tıp eğitimi alanında da dünya ile yarışacak bir mesleğin mensupları olarak, ülkemizdeki akılcı ilaç kullanımı veya akılcı antibiyotik başlığında olduğumuz noktayı tartışıyor olmak, bir taraftan mutluluk vesilesi konuyu gündeme almamız ama bulunduğumuz noktaya baktığımızda da ciddi bir eksiğimiz, kusurumuz, kelime belki medyaya da yansıyacak ama ciddi bir ayıbımız. Dünya Sağlık Örgütü'nün değişik parametrelerle antibiyotik kullanımıyla ilgili 42 ülke arasında yaptığı değerlendirmede Türkiye, gelişigüzel antibiyotik kullanımında birinci sırada çıktıysa, sağlıkta yakaladığımız başarılar tabii ki önemli ama buradaki eksiğimizi de çok net ve acımasız şekilde görmeliyiz." Müezzinoğlu, Türkiye'nin antibiyotiğe dirençte en ön sıralarda olmasının hep birlikte ciddi bir eksikliğin olduğunu gösterdiğini ifade ederek, "Arabanın camını açıp eczacıya 'Şu antibiyotiği verir misin?' onun da arabadan inmeden antibiyotiği alıp direksiyon başında bize verdiği bir sistem, oturulup konuşulması, acı acı tartışılması gereken bir konu var" değerlendirmesinde bulundu. Konuyu daha önceki yıllarda da tartıştıklarını anlatan Müezzinoğlu, "Farklı boyutlarıyla hep beraber iğneyi kendimize batırarak çuvaldız vatandaşımıza batıyor. Çuvaldız, bebeklerimize, çocuklarımıza, insanımıza batıyor. Batan çuvaldızı görmemezlikten gelemeyiz" ifadelerini kullandı. - "Manavdan bir kilo muz yazmıyoruz" Tüm hekimlerin antibiyotik yazma konusunda daha duyarlı olmaları gerektiğini belirten Müezzinoğlu, "Manavdan bir kilo muz veya bakkaldan bir şişe süt yazmıyoruz ya da 'iki yumurta yesin' yazmıyoruz. Bir kimyasalı yazıyoruz ve bu kimyasalın da karaciğere, böbreğe, kan yapısına öyle ya da böyle yan etkileri var. Bunun ana sorumluları arasında biz varız. Birçok etkeni sayabiliriz kendimize gerekçe olarak. 'Anne baskı yaptı, yazmadığım zaman eleştirildim veya şiddete uğradım.' Gerekçelerimizin arkasına sığındığımız sürece burada övünebileceğimiz bir sağlık başarısını elde edemeyiz. Kendimize yapılmasını istemediğimiz hiçbir yanlışı, bir başkasına yapmamak veya mesleki bir prensiptir, faydamız olmasa bile zararımızın olmamasını merkeze almamız lazım" diye konuştu. Müezzinoğlu, hekimlik yaptığı dönemde yaşadığı bazı örnekleri anlatarak, "Hasta eczaneden geri geliyor. 'Antibiyotik yazmış ama vitamin yazmamış, ateş düşürücü yazmış ama antibiyotik yazmamış.' Halbuki sizin ve çocuğunuzun ateşi var. Hasta eczacıdan aldığı bilgiyle 'Doktor bey, tamam antibiyotik yazmamışsın ama' diyor. Doktor 'Nereden çıktı bu?' diye sorunca, hasta 'Eczacı öyle dedi' diyor. Aileyi mi ikna edersin, eczacıyla mı kavga edersin, yoksa işi rutine mi sokarsın? Burada işi rutine sokma kolaylığına girmememiz lazım. Bu meslektaşlar olarak durmamız gereken nokta" değerlendirmesini yaptı. Antibiyotiklerin "en güçlüsü, en yenisi, en iyisi" şeklinde yapılan uygulamaların da yanlış olduğunu kaydeden Müezzinoğlu, "Bakteriye etki eden antibiyotiği mi? Yoksa en güçlü antibiyotiği mi seçeceğiz kendimiz analiz etmemiz ve öz eleştirimizi en güçlü yapmamız gereken bir noktadayız" dedi. Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, bu konuda vicdanla hareket edilmesi gerektiğini dile getirerek, bu ürünleri üretenlerle pazarlayanların, ilaçların iyi, çok iyi olduğu yönünde baskı oluşturarak, kamuoyu algısını farklı boyutlara taşıdığını söyledi. Sağlık sektörünün çok paydaşlı olduğunun altını çizen Müezzinoğlu, "Antibiyotik yazmasını bekleyen değil, yazdığı zaman şart mı?" diye sorabilen bir anne bilinci oluşturulabilmesi gerektiğini kaydetti. - "Leblebi yutar gibi hapları yutarsak..." Sağlık okur yazarlığının çok daha farklı noktalara taşınması ve insanlara sağlıklı yaşam kültürünün yerleştirilmesi gerektiğini belirten Müezzinoğlu, "Bir bardak sütü içmekle diğer bir bardaktaki gazlı içecekleri içme arasındaki farkı, duyarlılığımız varsa, çocuğa hissettirebiliriz. Yoksa dolapta onları bulundurursak veya leblebi yutar gibi hapları yutarsak, çocuğa da 'yanlış, kullanma' demenin etkisi olmaz" dedi. Sempozyuma katılanlara "Meslektaşlarım duyarlılık bizde olacak" diye seslenen Müezzinoğlu, Türkiye'deki fotoğrafın ideal noktaya gelmesiyle ilgili duyarlı çalışmaların içinde olmaları gerektiğini anlattı. Annelerin ve hastaların bilinçlendirilmesi, eczacılarla bilgilerin paylaşılmasının önemli olduğunu vurgulayan Müezzinoğlu, "En pahalı antibiyotiği verdiğimizde kazanacağımız para değil, insana olumlu veya olumsuz yapacağımız etkiyi merkeze alan bir duruşla önümüzdeki süreci planlamamız lazım" diye konuştu. Kolaycı bir şekilde talep edilen, o anlık rahatlatıcı kalemlerin yazılmasının yarın tedavisi mümkün olmayacak ağır sorunların alt yapısına damla damla katkı vereceğine dikkati çeken Müezzinoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye antibiyotiğe direncin en yüksek olduğu bir ülke. Bizlerin hep birlikte koyduğu damlalar dolayısıyla oluştu. Kimse ben de dahil kendimizi bu sorundan ayrı tutamayız. Burada ciddi bir sorun var ve buna biz duyarlılık göstermek zorundayız. Dünya Sağlık Örgütü, 18 Kasım'ı bu anlamda akılcı antibiyotik kullanımıyla ilgili hafta olarak ilan etmiştir. Bunu hafta olarak değil, yıl olarak hep gündemimizde, mesleğin mensupları olarak da meslek hayatımızın tamamında merkeze almamız lazım. Bu yalnız antibiyotikle de sınırlı değil. Antibiyotik bugün için önceliğimiz ve topluma ciddi bedeller ödetiyor. Bu ekonomik bedel değil. Ekonomik bedelin her halükarda telafisi bulunur ama sağlıkla ilgili ödettiği bedellerin telafisi çok zor, hatta bazen imkansız. O nedenle biz duyarlılığımızı merkeze alarak, toplumda farkındalık oluşturabiliriz." - "Hastayı manava gönderir gibi eczaneye göndermemeliyiz" Müezzinoğlu, sağlık camiası olarak akılcı ilaç kullanımında duyarlılığın en üst noktaya taşınması gerektiğini dile getirerek, "Birinci sırada da antibiyotik olmalıdır. Ancak diğer ilaçlarda da hastayı manava gönderir gibi eczaneye göndermemeliyiz. İlaca ulaşımın kolay olması, vatandaşımız için ciddi bir avantajdır, sosyal devletin de temel sorumluluğudur. Vatandaş her türlü tedavi edici araca ulaşmakta sıkıntı çekmemeli ama çok kolay olması, onu gelişigüzel, lüzumsuz hatta zararlı kullanılmasının da alt yapısını oluşturmaya vesile olmamalı. Biz de bu vesilenin araçları olmamalıyız" şeklinde konuştu.
Son Dakika › Güncel › Sağlık Bakanı Müezzinoğlu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?