Meltem Uzun - Suriye'de Esed rejiminin kimyasal silah kullanmasıyla başlayan askeri müdahale tartışmalarında geri sayım başladı. Konuya şimdiye kadar temkinli yaklaşan ABD, İngiltere, Fransa gibi batılı ülkeler ile müdahale hazırlığında başı çekerken, bazı ülkeler hala BM seçeneğini öne sürüyor. Çin, Rusya ve İran ise baştan beri müdahaleye şiddetle karşı çıkıyor.
Suriye'de yaklaşık 2,5 yıldır süren iç savaşta tavrını son döneme kadar net koyamayan ABD, kimyasal silah kullanılmasının ardından ortaya çıkan görüntüler, elde edilen kanıtlar ve BM soruşturma heyetine keskin nişancı saldırısı gibi nedenlerle "Suriye'nin artık kırmızı çizgiyi ihlal ettiğine" ikna oldu ve ilk kez Suriye rejiminin kimyasal kullandığına dair hiçbir şüphenin olmadığını açıkladı.
Beyaz Saray, Pentagon ve Dışişleri Bakanlığından gelen açıklamalar, son hazırlıkların yapıldığı şeklinde yorumlansa da adım atmak için istihbarat birimlerinden gelecek "net kanıtların" ortaya konulması gerektiği vurgulanıyor. ABD yönetimi bir yandan da gerekçesini "uluslararası normların ihlaline" dayandıracağı müdahale konusunda kurması gereken uluslararası koalisyon için yoğun diplomasi trafiği yürütüyor.
-İngiltere-
Müdahale konusunda ABD'nin iki ortağından biri olarak görülen İngiltere ise kimyasal silah saldırısına verilecek karşılığın yasal ve orantılı olması gerektiğini açıkladı. Gelişmeler üzerine tatilini yarıda keserek ülkeye dönen Başbakan David Cameron, ülkesinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) Suriye'deki kimyasal silah saldırısını kınayan ve sivilleri korumak için gerekli önlemlerin alınmasına yetki veren bir tasarı hazırladığını söyledi. Tasarı bugün New York'ta yapılacak ve BMGK'nin beş daimi üyesinin katılacağı toplantıda sunulacak.
Cameron bugün, bakanlar, üst düzey askeri ve istihbarat yetkililerinin katılacağı ve Suriye konusunun ele alınacağı Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısına da başkanlık edecek. İngiliz Parlamentosu da yarın Suriye'deki kimyasal silah saldırısının ardından verilecek tepkiyi görüşmek üzere acil toplanacak.
-"Esed rejimi cezalandırılmalı"-
Diğer müttefik Fransa'da ise Cumhurbaşkanı François Hollande, ülkesinin ABD ile Esed rejimine askeri müdahaleye hazır olduğunu açıkladı. Hollande, "Bugün, bizim sorumluluğumuz, rejiminin ihlalleri için en uygun cevabı aramaktır" diyerek, kimyasal katliam yapan Şam'ın cevapsız kalamayacağını belirtti.Hollande, Suriye kriziyle ilgili olarak yarın Savunma Konseyi'nin bir toplantı düzenleyeceğini de ifade etti.
-BM seçeneği-
Libya'nın eski lideri Kaddafi'ye yönelik askeri müdahale kararı oylanırken BM'de çekimser kalması nedeniyle batılı devletlerce eleştirilen ve başından bu yana Suriye'ye müdahaleye soğuk bakan Almanya'da ise kimyasal iddiaların ardından durum değişti.
Alman hükümeti kimyasal silah kullandığının BM yetkililerince doğrulanması durumunda askeri müdahaleye siyasi destek verileceğini belirtti ancak sağduyulu davranılmasını istedi.
İtalya ise BMGK dışında askeri bir çözüme karşı olduklarını, bunun dışında müdahalede bulunacak bir oluşumun içinde yer almayacaklarını bildirdi. İtalyan Haber Ajansı ANSA'nın açıklamasında da şu ana kadar İtalya'ya herhangi bir üs talebi gelmediği belirtilirken, BM kararı olmadan üslerin kullanıma açılmayacağı vurgulandı.
- Türkiye'nin tavrı-
Suriye'de yaşananları en yakından izleyen ve yaşananlardan en çok etkilenen ülkelerin başında gelen Türkiye ise Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın açıklamasıyla süreç boyunca izlediği politikalarıyla aynı çizgide tavrını ortaya koydu. Arınç, gerekirse Meclisten bir tezkere daha çıkarılarak, Türkiye'nin Suriye'ye yapılacak müdahalede yer alabileceğini açıkladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da İngiltere Başbakanı David Cameron ile telefon görüşmesinde, uluslararası toplumun bu insanlık dramına seyirci kalamayacağını vurguladı.
-Çin, Rusya ve İran-
Suriye'de kimyasal saldırıya ilişkin "iddia" ya da "provokasyon" yorumlarında bulunan Rusya ve Çin ise olası bir askeri müdahalenin bölge için "son derece yıkıcı sonuçlara yol açabileceği" uyarısında bulundu.
İç savaşın başından bu yana Suriye rejimini destekleyen Rusya, dünden itibaren Lazkiye'de bulunan 106 Rus ve eski Sovyet ülkeleri vatandaşını tahliye etti.
İran'ın tavrı ise oldukça sert. Dışişleri Bakanlığı Sözcülüğü, açıklamasında Suriye'ye olası bir askeri müdahalenin tehlikeli sonuçları olacağını ve bunun söz konusu ülkeyle sınırlı kalmayacağını söyledi. Açıklamada, "Suriye'deki kimyasal silah saldırısının terörist gruplarca gerçekleştirildiği Rusya'nın elinde bulunan uydu görüntüleriyle kanıtlanmıştır" ifadesini kullandı.
Temkinli bir tutum takınan Çin de "BM'nin bölgedeki incelemelerini destekliyoruz" demekle yetindi. Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, "Siyasi çözüm, Suriye sorununda tek pragmatik çıkış yolu" ifadesini kullandı.
-Arap Birliği siyasi çözümden yana-
Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el-Arabi, Suriye krizinin siyasi yoldan çözülmesi için bir an önce Cenevre-2 toplantılarının düzenlenmesi gerektiğini belirtti.
Arap Birliği Mısır Temsilcisi Amr Ebu'l Ata da Suriye krizindeki tutumlarını değiştirmediklerini ifade ederek, "Biz başından beri devrimi destekliyoruz ve siyasi çözümden yanayız. Suriye'de sivillere yönelik işlenen korkunç katliama sebep olanlar, BM gözlemcileri tarafından acilen belirlenmeli" ifadesini kullandı.
Arap Birliği Irak Temsilcisi Büyükelçi Kays el-Azzavi ise Mısır ile Irak'ın, Suriye krizinin çözümü noktasında mutabık olduğunu ifade ederek, krizin tek çıkış yolunun, siyasi çözüm seçeneğiyle mümkün olduğunu savundu.
Görüşmeler sırasında, Irak suçluların cezalandırılması ancak çözümün siyasi olması gerektiğini vurguladı. Cezayir ve Lübnan ise birliğin temsilciler düzeyindeki olağanüstü toplantının kapanış bildirgesinde ortak açıklamasından desteğini çekti.
-Suudi Arabistan-Rusya işbirliği iddiaları-
Suriye'ye karşı tutumunu "Suriye rejimi Arap kimliğini kaybetmiş ve her zaman Arap milliyetçiliğinin kalesi olan Suriye kültürüne bağlılığını yitirmiştir" şeklinde ifade eden Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud el-Faysal, Esed'in olanların tek sorumlusu olduğunu belirtti.
Olası müdahalenin en ateşli savunucularından Suudi Arabistan, ayrıca uluslararası toplumu, Şam'ın banliyölerinden Doğu Guta'da kimyasal silah kullanılarak yapılan katliama karşı ciddi tavır almaya çağırdı.
Öte yandan, İngiliz The Telegraph gazetesinde çıkan bir habere göre Suudi Arabistan, Suriye'yi bırakması durumunda Rusya'ya gizli bir petrol anlaşması teklif etti. Söz konusu iddiaya göre Suudi Arabistan, Şam rejiminin uzun süredir destekçisi Rusya'ya gizli bir petrol anlaşması teklif etti.
Gazete bu iddiasını, Suudi Arabistan istihbaratının başındaki isim olan Prens Bandar bin Sultan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le kapalı kapılar ardında yaptığı bir görüşmeye dayandırıyor. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Suriye'ye Askeri Müdahale Tartışmaları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?