Ürdün ve İran arasında bir süredir düşük seviyede seyreden diplomatik ilişkiler, son dönemde karşılıklı adımlarla gelişiyor.
İran'a bağlı grupların Suriye'nin güneyinde, Ürdün sınırı yakınında etkinlik göstermesi nedeniyle "temkinli diplomasi" düzeyinde süren ilişkilerin gelişmesi tartışılıyor.
Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın yakın bir zamanda İran'a resmi bir ziyaret düzenlemesi beklenirken, maslahatgüzar seviyesindeki ilişkilerin tekrar büyükelçi düzeyine çıkarılması da düşünülüyor.
Bölge ve dünya ülkeleriyle genelde olumlu diplomasi geliştiren Ürdün'ün, ABD ile oldukça yakın ilişkileri ışığında İran'a yönelik tavrı merak ediliyor.
Ürdün ve İran ilişkilerinde kısmi düzelme
Suudi Arabistan'da 2 Ocak 2016'da aralarında Şii din adamı Nimr el-Nimr'in de bulunduğu 47 kişinin "terör" suçlamasıyla idam edilmesi ve buna tepki gösterilen İran'da, Suudi Arabistan'ın Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed kentindeki konsolosluk binalarının göstericiler tarafından ateşe verilmesiyle iki ülkenin ilişkilerinin gerilmesi, bölge ülkelerini de etkiledi.
Suudi Arabistan'a destek veren Ürdün, 2016 yılının nisan ayında Tahran Büyükelçisini istişareler için çağırarak ilişkileri maslahatgüzar seviyesine düşürdü.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan geçen yılın aralık ayında Amman'da düzenlenen 2. Bağdat Ortaklık ve İşbirliği Konferansı dolayısıyla görüştüğü Ürdün Kralı 2. Abdullah ile "dostça" görüşmede bulunduğunu söylemesiyle iki ülke ilişkileri yeniden yumuşamaya başladı.
Abdullahiyan'ın İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ikili ilişkilerin geliştirilmesi konusundaki mektubunu Ürdün Kralı 2. Abdullah'a iletmesi olumlu bir hava estirirken, son olarak Riyad ve Tahran ilişkilerinin yeniden kurulması, Ürdün ve İran ilişkilerinin gelişmesi için diğer önemli bir etken oldu.
Suudi Arabistan ve İran'ın 10 Mart'ta Çin arabuluculuğunda ilişkilerini yeniden başlatmasının ardından, uzmanlar Tahran ve Amman yönetimlerinin yakınlaşmasını yorumladı.
" Washington, Ürdün'e yeşil ışık yakacaktır"
Ürdün Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Velid Ebu Dalbuh, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ürdün'ün İran'a yönelik muhtemel açılımı ve sonuçlarını değerlendirdi.
Amman ve Tahran arasındaki ilişkilere ilişkin Ebu Dalbuh, Ürdün'ün bağlantılı olduğu ittifaklar açısından, özellikle bölgesel ittifaklar nedeniyle İran'a bir ölçüde açılım yapmak durumunda kalabileceğini düşündüğünü söyledi.
Ebu Dalbuh, "Ürdün'ün Körfez'deki Arap ülkeleriyle, bilhassa Suudi Arabistan'la yakın ittifak halinde. Riyad ve Tahran yönetimleri arasındaki şaşırtıcı ve cesur gelişme karşısında Ürdün kayıtsız kalmayacaktır." ifadelerini kullandı.
Ürdün ve İran arasında gelişecek ilişkilerin hangi alanlarda olacağının önemine değinen Ebu Dalbuh, "Güvenlik ve siyasi bir derinliği olacak mı? Yoksa sadece diplomatik düzeyin artırılmasıyla mı kısıtlı kalacak?" sorusunu yöneltti.
Ebu Dalbuh, İran'ın "Şii yayılmacılığı" konusunda Suudi Arabistan ve Ürdün'ün ortak endişeler taşıdığını belirterek, "Ürdün'ün İran'a yönelik açılım yapması, Tahran'a bağlı silahlı grupların bölgedeki etkileri göz önüne alındığında Suriye'nin güneyindeki güvenlik endişelerini hafifletecektir." dedi.
Ürdün'ün İran'a yönelik açılımının ABD ile ilişkileri nasıl etkileyeceği konusunda ise Ebu Dalbuh, "Washington, arabuluculuk konusunda güvenilir gördüğü Ürdün'e bu nedenle yeşil ışık yakacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Açılım fırsatı
Hüseyin bin Talal Üniversitesinde Siyaset Bilimi Bölümü'nde Öğretim Görevlisi İsa eş-Şelbi de Suudi Arabistan-İran uzlaşmasının bölge ülkelerine olumlu yansımalarının olacağına inandığını söyledi.
Ürdün'ün bölgesel ve uluslararası değişkenleri anlaması gerektiğini ve Riyad-Tahran yakınlaşmasının Ürdün için bir fırsat olabileceğini vurgulayan Şelbi, "Amman ve Tahran normalleşmesi bölgesel ve uluslararası koşulların dayattığı diplomatik zorunluluklardan biri haline geldi." ifadelerini kullandı.
Şelbi, Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın İran'ın Suriye'nin güney sınırında nüfuzunu artırmaya yönelik politikalarından rahatsızlığını çok defa ifade ettiğini, iki ülkenin siyasi ve stratejik tutumlarında da zıtlıklar bulunduğunu kaydetti.
Amman-Tahran normalleşmesinin iki ülke arasındaki engellerin aşılmasına katkı sağlayacağını aktaran Şelbi, Ürdün'ün herhangi bir İran açılımını "ABD ile olan ilişkileri çerçevesinde dengeleyerek" ve Washington'u bu konuda "iyi niyetli olmaya" teşvik ederek yapabileceği görüşünü paylaştı.
"Kısmi İran açılımı"
Gazeteci Rami Ayasıra ise Suudi Arabistan ve İran'ın bölgede kapladığı geniş alan düşünüldüğünde, bu iki ülke arasındaki anlaşmanın bölgedeki ilişkiler haritasının çizilmesinde önemli bir dönüm noktası olacağı değerlendirmesinde bulundu.
Tahran-Riyad anlaşmasının ardından bölgede hakim olan genel atmosfere uyumlu alarak Ürdün'ün de kısmi bir açılıma yöneleceği görüşünü paylaşan Ayasıra, bu durumun Ürdün-ABD ilişkilerine yansımaları olacağını söyledi.
Rami Ayasıra, ABD'nin Ürdün'deki askeri varlığı ve Washington'un Amman'a sağladığı yardımın hacmi düşünüldüğünde Ürdün-İran ilişkilerinin seyrinin Suudi Arabistan-İran ilişkilerinde yaşanan gelişmelerden farklılık göstereceğini düşündüğünü de kaydetti.
Son Dakika › Güncel › Ürdün ve İran arasındaki ilişkiler, karşılıklı adımlarla gelişiyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?