Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-6

Dha Yurt Bülteni-6

Yayla yolunda feci kaza: 4 ölü, 3 yaralıTRABZON'un Araklı İlçesi'nde, yaylaya gidenlerin içinde bulunduğu kamyonet, kontrolden çıkıp uçuruma yuvarlandı.

05.05.2017 13:31
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yayla yolunda feci kaza: 4 ölü, 3 yaralı

TRABZON'un Araklı İlçesi'nde, yaylaya gidenlerin içinde bulunduğu kamyonet, kontrolden çıkıp uçuruma yuvarlandı. Kazada 4 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.

Kaza saat 07.40 sıralarında Sularbaşı Mahallesi'nde meydana geldi. Araklı'dan yaylaya giden Naci Hasan İpekçioğlu yönetimindeki 61 DL 974 plakalı kamyonet, rampa aşağı giderken virajı alamayıp kontrolden çıktı ve yaklaşık 400 metre yükseklikteki yamaçtan Aşa Deresi'ne yuvarlandı. Kazayı görenler, jandarma ve 112'ye ihbarda bulundu. Bölgeye gelen 112, jandarma ve itfaiye ekiplerinin çalışmalarına, çevredekiler de yardım etti.

Taklalar atan araç hurdaya dönerken, sürücünün babası 67 yaşındaki Ali İpekçioğlu, yengesi Havva İpekçioğlu ve komşuları Şükür Ömer Atmaca kaza yerinde, akrabalardan Tahsin Bilaloğlu da kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Sürücü Naci Hasan İpekçioğlu ile akrabaları Abbas ve Emine Zelife İpekçioğlu da yaralandı. Yaralılar ambulansla bölgedeki hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazayla ilgili soruşturma sürüyor.

Görüntü Dökümü

------------------

LAR

Haber: TRABZON

========================================

Sınıfta dehşet: kız arkadaşını öldürüp, intihara kalkıştı (3)

DURAN KALBİ ÇALIŞTIRILDI

Bursa'nın merkez Osmangazi İlçesi'ndeki Hürriyet Anadolu Lisesi'nde 16 yaşındaki Nilüfer Acar'ı tabancayla vurduktan sonra intihara kalkışan ve hastanede tedavi altına alınan Hasan C.'nin acil serviste duran kalbinin yeniden çalıştırıldığı bildirildi. Hasan C.'nin Çekirge Devlet Hastanesi yoğun bakım ünitesindeki tedavisi devam ediyor.

NİLÜFER'İN CESEDİ ADLİ TIP KURUMU'NA KALDIRILDI

Yaşanan olay nedeniyle bir gün tatil edilen Hürriyet Anadolu Lisesi'nde Cumhuriyet Savcısının incelemesinin ardından arkadaşının silahından çıkan kurşunla yaşamını yitiren Nilüfer Acar'ın cesedi otopsi için Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

SINIFA BERABER GELMİŞLER

Polisin olayla ilgili çok yönlü soruşturması ise sürdürülüyor. Polisin yaptığı araştırma ve görgü tanıklarının ifadesine göre, olayın yeni ayrıntıları ortaya çıktı. Hasan C.'nin sabah okula aynı sınıfta okuduğu arkadaşı Nilüfer Acar ile birlikte geldiği ve kendileriyle birlikte sınıfa girmek isteyen bir arkadaşlarını dışarıya çıkardıktan sonra, önce Nilüfer Acar'a ateş ettiği ve ardından kendini vurduğu bildirildi. Silah sesini duyan öğretmenler ve öğrencilerin boş sınıfa girmesiyle olay ortaya çıktı. Olayda kullanılan tabancanın ise Hasan C.'nin bir fabrikada çalışan babasına ait ve ruhsatsız olduğu öğrenildi.

MİLLİ EĞİTİM DE SORUŞTURMA BAŞLATTI

Sabah yaşanan olayla ilgili Bursa Milli Eğitim Müdürlüğü de idari soruşturma başlattı. Rehber öğretmen ve sınıf öğrenmeni ile idarecilerin konuyla ilgili ifadelerine başvurulacağı belirtildi.

UZMANLAR NE DİYOR?

Sağlık Araştırmaları ve Stratejileri Derneği Başkanı Psikiyatrist Prof. Dr. Rüstem Aşkın, DHA muhabirine Hürriyet Anadolu Lisesi'ndeki olayı ve whatsapp yazışmalarını değerlendirdi. Prof. Dr. Aşkın, kızın mağdur, olayı gerçekleştiren gencin de şiddet eğilimi olan bir delikanlı olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Muhtemeldir ki, bu uygunsuz şiddet ve benzeri tarzı nedeniyle de arkadaşı ile belki bütün arkadaşlarıyla, ailesiyle, iletişim sorunu yaşıyor olduğu düşünülebilir. Yetiştiği, yaşadığı çevreyi yeterince bilmiyoruz. Ancak sosyoekonomik seviyelerinin zayıf olduğu anlaşılıyor. Muhtemelen bu da etrafından şiddet eğilimini besleyen iletiler aldığını düşündürmektedir. Ölümü yüceltir türdeki ifadesi, yine ölüm kavramını bu çocukta yeterince gelişmediğini de akla getirmektedir. Geleneksel, kültürel değerlerimizin yine zayıf kaldığı anlaşılmaktadır. Nihayetinde arkadaşı ile ikili ilişkilerini ayrıntılı irdelemeden net karar vermek zor görülmektedir. Ancak bu ikili ilişkide karşılıklı aksaklık iletişim hataları olduğu akla gelmektedir. Zaman zaman okuldaki eğitim kadrosunun da bu tür şiddet eylemi taşıyan çocuklardan uzak kalmayı tercih ettikleri görüyoruz. Belki bu genç rehberlik öğretmenine başvursaydı olabilir ki, kendisi tedaviye yönlendirilebilir yararlı olunabilirdi. Ama bütün bunlar ayrıntılara vakıf değiliz."

Haber: BURSA

======================================

Panzerin ezdiği kardeşlerin amcası: Polislerden şikayetçiyiz

ŞIRNAK'ın Silopi İlçesi'nde önceki gece zırhlı polis panzerinin çarptığı eve yaşamlarını yitiren 7 yaşındaki Muhammet ve 6 yaşındaki Furkan Yıldırım kardeşlerin amcası Suat Yıldırım, yetkililerin olay ile ilgili kendilerine açıklama yapmadığını belirterek, "Biz polislerden şikayetçiyiz. Suçlular kimse yargılanmasını istiyoruz" diye konuştu.

Silopi Karşıyaka Mahallesi 715'inci sokakta önceki gece zırhlı polis panzerinin belirlenemeyen bir nedenle, Mesut Yıldırım'ın evine çarparak içeri girmesi sonucu, evde uyuyan 7 yaşındaki Muhammet ve 6 yaşındaki kardeşi Furkan Yıldırım kardeşler yaşamlarını yitirdi. Olayla ilgili soruşturma sürerken, amcaları Suat Yıldırım, gelişmeleri anlattı. Önceki gece meydana gelen olayda aynı bahçeye açılan başka bir odada kaldıklarını ve korkunç olayda iki yeğenini kaybettiğini söyleyen Suat Yıldırım, dehşet anlarını şöyle anlattı: "Birden bire deprem gibi bir ses çıktı. Alelacele dışarı çıktık, baktık bütün komşular toplanmış. Eve gittik kapıları açamadık. Toz duman olmuştu oda. İki yeğenimin cesedini gördüm yerde. Paramparça olmuştu. Panzer salonun ta içine bile girmişti. Kolonları kırıp içine girmişti. Bu gösteriyor ki son sürat dar sokaklardan geldiğini gösteriyor. Ondan sonra panzerin ışıkları da yanmıştı. Çalışır vaziyette salonun içerisinde."

Amca Suat Yıldırım daha sonra polislerin geldiğini belirterek, "Olaydan yarım saat, 45 dakika sonra polisler geldi. Herkese 'dağılın' dedi, 'Evinize gidin' dedi. Biz çocukları komşuların yardımı ile araca bindirip hastaneye götürdük. Yoğun bakıma aldırdık. Orada da herkes telaşlıydı, sinirliydi. Polislere, 'Bir cevap verin' dedik. Dar sokaklarda niye gecenin yarısında son sürat geldiklerini açıklamalarını istiyorduk. Kimse bize bir açıklama yapmadı. Biz polislerden şikayetçiyiz. Davamızı bırakmıyoruz. Suçlular kimse yargılanmasını istiyoruz" diye konuştu.

Olayda 5 çocuğundan Furkan ve Muhammed'i kaybeden Mesut Yıldırım'ın ikiz kızlarıyla 2 ay önce dünyaya gelen bir oğlu bulunuyor.

Görüntü Dökümü:

-Amca Suat Yıldırım'dan detaylar

-Amcanın konuşması

-Taziyenin olduğu camiden görüntüler

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet Selim YALÇIN/SİLOPİ,-

============================

Adana'daki katliam 2 yıl önce 'geliyorum' demiş

ADANA'da emekli vali olan eniştesi, 2 halası ile 2 kuzenini öldürüp intihar eden 39 yaşındaki Suphi Denizhan Dener'in sevgilisi 25 yaşındaki Hanım Kaya'nın, polise verdiği ifadesindeki bir detay, katliamın 2 yıl öncesinden 'geliyorum' dediğini ortaya çıkardı. Dener'in 2 yıl önce sinirli bir anında kendisine 'Halalarımı katledeceğim' dediğini ileri süren Hanım Kaya, olayın neden kaynakladığını ve sevgilisinin ailesinin kendini isteyip istemediği konusunda da bir bilgisinin olmadığını söyledi. Ancak Denizhan'ı bu kadar kine iten nedenin sadece evleneceği kızı ailenin istememesi mi, başka bir neden mi olduğu ise hala aydınlatılamadı.

Kurtuluş Mahallesi'nde 3 Mayıs akşamı kız isteme görüşmesi için bir araya geldikleri emekli vali olan eniştesi 76 yaşındaki İsmet Metin, halası 68 yaşındaki Nurşen Metin, kızları 41 yaşındaki Senem Metin, kendisini büyüten diğer halası 66 yaşındaki Gönül Cengiz ile onun oğlu 38 yaşındaki Suphi Cumhur Cengiz'i öldürüp intihar eden Suphi Denizhan Dener'in sevgilisi Hanım Kaya'nın polise verdiği ifadesi ortaya çıktı. Adana'da oturduğunu ve işsiz olduğunu söyleyen ve çevresine 'Zeynep' adıyla tanınan Hanım Kaya, yaşananları tek tek anlattı. Katliamdan yaklaşık 2 ay önce Suphi Denizhan Dener'in kendisine halalarının geleceğini anlattığını belirten Hanım Kaya, "25 Mayıs'ta ailemden istemek için geleceklerini söylemişti. 10 gün önce de halası Gönül Cengiz ve eşi Metin Cengiz ile Hatay'a geldiklerini bana söylemişti. Ayrıca 2 Mayıs'ta da Adana'ya geleceğini söylemişti. Hatta halası ve eşinin Adana'ya gelmek için karar veremediklerini, sinirlendiğini söylemişti ama bana haber vermedi" dedi.

'HALALARIMI KATLEDECEĞİM, BENİ SİNİRLENDİRİYORLAR' DİYORDU

Sevgilisi Suphi Denizhan'ın Hatay'da halası Gönül Cengiz ve oğlu Suphi Cumhur Cengiz ile birlikte oturduğunu Adana'da da evi olduğunu da anlatan Hanım Kaya ifadesinde şunları söyledi: "Bunlarla bir sorunu olup olmadığını bana anlatmazdı. Halası Nurşen Metin ve eşi İsmet Metin ile aralarında bir sorun olup olmadığını bilmiyorum. Bana bugüne kadar herhangi bir şey söylemedi. İki sene önce Suphi Denizhan ile konuştuğumuzda sinirli bir hali olduğu zaman ben sormuştum. Bana akrabalarını yani 'Halalarımı katledeceğim, beni sinirlendiriyorlar' diyordu. Ben de 'Neden böyle konuşuyorsun?' dediğimde, 'Hiç böyle bir şey yapar mıyım? Şaka yapıyorum' diyordu. Ancak halaları ile ne sorun yaşadığını söylemiyordu. Bugünkü olayın da neden kaynaklandığı konusunu bilmiyorum. Ankara'da oturan halası Nurşen Metin ve eşi İsmet Metin ile birlikte kızları Sinem Metin'in de beni istemek için Adana'ya geleceklerini, Suphi Denizhan Dener bana bir ara söylemişti. 2 gün sonra, yani cuma günü kahvaltı yapacaktık. O zaman beni tanıştıracaktı. İkimizin arasındaki konuşmalarda ara sıra ben Suphi Denizhan'a 'Halaların hadi beni beğenmezse' diyordum. Suphi Denizhan da bana 'Seni beğenmeyecekler de kimi beğenecekler' diye söylüyordu."

'NEDEN BÖYLE BİR ŞEY YAPTIĞINI BİLMİYORUM'

Olay günü konuşmalarında Suphi Denizhan'ın Hatay'da olduğunu bildiğini de vurgulayan Hanım Kaya, ifadesini şöyle sürdürdü: "3 Mayıs'ta saat 16.35'te Suphi Denizhan beni aradı. Bir apartman kapıcısı ile bana para yolladığını, 'Bu para ile üzerine kıyafet alırsın, tanışmada seni güzel görsünler' dedi. Saat 19.17 sıralarında Suphi Denizhan ile tekrar telefonla konuştum. Bana '1-2 gündür halalarıma sinirlendiğim için seni arayamadım, seni ihmal ettim. Kendine iyi bak. Seni seviyorum' dedi. Ben de 'Sende bir haller var galiba' dedim ve telefonu kapattık."

AİLESİNDEN BENİ İSTEMEYEN VARSA BİLMİYORUM

Bu konuşmadan 20 dakika sonra ortak tanıdıkları taksiciyi aradığını anlatan Hanım Kaya, ifadesinde olayı nasıl öğrendiğini ise şöyle anlattı: "Taksici ağabey bana, 'Suphi Denizhan Dener, 2- 3 gündür Adana'da hatta 1 saat kadar önce eve çıktı' dedi. Ben de taksiciye, 'Suphi Denizhan eve çıktıysa gel beni al' dedim. Taksici saat 20.05'te geldi, beni evden aldı, taksiye bindim. Bu sırada taksici, Suphi Denizhan'ın Adana'ya geldiğini söyleyerek, 'Belki ailesi ile sorunu vardır ondan dolayı sana söylememiştir, kafana takma' dedi. Ben de, 'Ağabey zaten oraya gidince yukarı çıkmam, zile basarım, Suphi Denizhan'ı aşağıya çağırırım, konuşurum. Eğer bir sorun varsa yukarıya çıkmayayım' dedim. Taksi ile apartmanın önüne geldik. Polisler vardı. Polisler bana 'Suphi Denizhan Dener'in kız arkadaşı mısın?' dedi. Ben de 'evet' dedim. Daha sonra yukarıya çıktım. Polisler çilingir bekliyorlardı. Sonra beni emniyete getirdiler. Ben Suphi Denizhan'ın halalarını, eniştelerini ve çocuklarını hiç görmedim, onlarla tanışmadım. Ailesi ile ilgili bir şey sorduğumuzda konuşmazdı ve konuyu kapatırdı, 'Her şeyin yeri ve zamanı var' derdi. Suphi Denizhan Dener'in ailesinden beni istemeyen varsa bilmiyorum. Zaten ailesiyle yüz yüze tanışmadım. Suphi Denizhan Dener'in neden böyle bir şey yaptığını bilmiyorum, hiç şüphelenmedim."

HATAY'DA TOPRAĞA VERİLİYOR

Adana Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından ailelerine teslim edilen Gönül Cengiz ve oğlu Suphi Cumhur Cengiz'in cenazeleri toprağa verilmek üzere Asri Mezarlığa getirildi.

Emekli Vali İsmet Metin, eşi Nurşen Metin, kızları Senem Metin'in cenazeleri ise Kanada'daki kızının gelmesinin ardından yarın toprağa verilecek.

Anne ve babası yıllar önce ölen ve kardeşi de olmayan Suphi Denizhan Dener'in cenazesinin ise dayıları tarafından teslim alınıp, daha sonra toprağa verileceği bildirildi.

Haber: Bekir KARAKOCA/ADANA, -

===============================================

Engelli genç tecavüzcünün cezalandırılmasını istiyor

MERSİN'in Erdemli İlçesi'nde, 17 yaşındaki zihinsel engelli erkek çocuğu Y.C.Ü. kendisine tecavüz ettiğini ileri sürdüğü marketçi 53 yaşındaki S.K.'nın en ağır ceza ile cezalandırılmasını istedi.

İlçede market ve büfe işletmeciliği yapan S.K., iş yerinin yakınında evi olan zihinsel engelli erkek Y.C. Ü.'yü 27 Nisan akşamı Erdemli Çamlığı'na götürdü. S.K., iddiaya göre engelli çocuğa burada tecavüz etti. Y.C.Ü., geç saatte evine gelince annesi G.Ü. kuşkulanarak nereden geldiğini sordu. Y.C.Ü. de yaşadıklarını annesine anlattı. Annenin şikayeti üzerine polis ekiplerince S.K. gözaltına alındı. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde muayene edilen Y.C.Ü.'nün cinsel tacize uğradığı rapor edildi. S.K., savcılıkta ifadesinin alınmasından sonra çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı.

Tecavüzcünün resmini çizip eve gelenlere gösteren zihinsel engelli genç, en ağır cezayı almasını istediğini belirterek olay şöyle anlattı: "Büfeye sigara almaya gitmiştim. Çıkışta 3 kişi beni çamlığa götürdüler. Orada üzerimi çıkardılar. Siyah saçlı ve siyah sakallı bana tecavüz etti. Diğer 2 kişi ise yanlarında bulunan kızlarla birlikte oldu. Sonrasında beni petrol önüne bıraktılar. 'Bana tecavüz eden büfeci, 'Bu olayları anlatırsan seni ve anneni öldürürüm' dedi. Bende çok korktuğum için söylemek istemedim."

Anne G.Ü. ise olayın ardından psikolojilerinin bozulduğunu bu yüzden oğlu ile birlikte eden dışarı bile çıkamadıklarını anlattı.

Görüntü Dökümü

----------------------------

Engelli Y.Ü. nün annesi G.Ü. ile röportaj

Engelli Y.Ü. ile röportaj

Y.Ü. resim yaparken

Yaptığı resimleri gösterirken

Anne G.Ü. oğluna su getirirken

Çamlık görüntüsü

Emniyet binası görüntüsü

Hükümet konağı görüntüsü

Tutuklu sanık S.K. nın görüntüsü

Haber -Kamera: Mehmet DOĞANER/ ERDEMLİ(Mersin),

=================================================

Yaban domuzu, hastanenin acil servisine daldı

KONYA'da şehir merkezine inen yaban domuzu, özel bir hastanenin acil servis camını kırıp içeriye girdi. Kısa süre sonra açık kapıdan çıkan domuzu belediye ekipleri bir okulun bahçesinde yakaladı. Vatandaşların panik anları güvenlik kamerasına yansıdı.

Merkez Selçuklu İlçesi Kosova Mahallesi'ne gelen yaban domuzu, burada bulunan bir özel hastanenin acil servisinin camını grip içeri girdi. Domuzu gören vatandaşlarda hastanenin içine kaçtı. Kısa süre sonra açık olan kapıdan dışarıya çıkan domuz, hızla uzaklaştı. O anlar bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Hastaneden çıkan domuzu belediye ekipleri bir okulun bahçesinde yakalayıp, hayvan barınağına götürdü.

Görüntü Dökümü

--------------------

-Domuzun hastaneye gelisi

Camı kırıp içeri girmesi

Dışarı çıkması

Haber: Hasan DÖNMEZ KONYA

========================

Kayseri'de minibüs ile TIR çarpıştı: 1 ölü, 1 yaralı

KAYSERİ'de bir minibüsün TIR'la çarpışması sonucu, Suriye uyruklu minibüs sürücüsü öldü, TIR şoförü ise yaralandı.

Kaza Kayseri- Niğde karayolunun 25'inci kilometresinde meydana geldi. Niğde'den Kayseri yönüne gelmekte olan Suriyeli Nadir El Hasan'ın kullandığı 31 MB 450 plakalı minibüs, kontrolden çıkarak, refüjü geçti ve karşı yönden gelmekte olan Fatih Fidancı yönetimindeki 33 BTN 96 plakalı TIR'a çarptı. Kazada yaralanan Nadir El Hasan ambulansla İncesu Devlet Hastanesi'ne, TIR sürücüsü Fidancı ise Yeşilhisar Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Suriye uyruklu yaralı, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı ve yaşamını yitirdi. TIR sürücüsü Fidancı'nın ise tedavisinin sürdüğü bildirildi.

Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

Haber: KAYSERİ, -

===========================================

Liseli Hülya'nın ölümüne soruşturma

Mehmet YİRUN/ÇORLU (Tekirdağ), - TEKİRDAĞ'ın Çorlu İlçesi'nde önceki gece evinde ders çalıştığı sırada baygın bulunup götürüldüğü Çorlu Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybeden lise öğrencisi 16 yaşındaki lise öğrencisi Hülya Ermiş'in ölümüyle ilgili savcılık soruşturma başlattı.

Çorlu Ticaret Meslek Lisesi öğrencisi Hülya Ermiş, önceki gece evinde odasına çekilerek ders çalışmaya başladı. Ailesi, uzun süre odasından çıkmayan kızlarını odada baygın olarak bulup, araçlarıyla özel bir hastaneye götürdü. Özel hastanede ilk müdahalesi yapılan Hülya Ermiş, daha sonra Çorlu Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Burada bir süre doktor beklediği ileri sürülen Ermiş'in durumu ağırlaşınca doktorlar tarafından müdahale edildi, ancak liseli Hülya hayatını kaybetti. Hülya'nın babası Ahmet Ermiş, kızını ölümünde Çorlu Devlet Hastanesi'ndeki doktorların ihmali bulunduğunu iddia ederek, "Hastaneye gidince kızım bir süre bekletildi ve müdahale edilmedi" dedi.

Ahmet Ermiş, kızının ölümüyle ilgili Çorlu Devlet Hastanesi'ndeki doktorlar hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu üzerine de Cumhuriyet Başsavcılığı, Hülya Ermiş'in ölümünde ihmal olup olmadığının belirlenmesi için soruşturma başlattı. Liseli Hülya'nın cesedi ise kesin ölüm nedenin belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Burada yapılan incelemenin ardından Ermiş, gözyaşları arasında toprağa verildi.

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-6 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement