Hrant Dink Stockholm'de Anıldı

Hrant Dink, ölümünün beşinci yılında, hayatını kaybetmeden bir ay önce bir panele katıldığı Stockholm'deki İşçi Eğitim Merkezi'nde anıldı. Düzenlenen anma programında Dink'in hayatını anlatan bir slayt gösterisinin ardından çeşitli konuşmalar yapıldı.

2007'deki panele Dink'le birlikte katılan Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EJF) Başkanı Arne König, anma toplantısında yaptığı konuşmada, Dink davasında, bazı kişilerin korunduğunu ve gerçeklerin ortaya çıkmasının engellendiğini belirtti.

Mahkemenin sadece iki kişiye ceza vermesini eleştiren König, davada adaletin tecelli etmediğini söyleyerek, EJF olarak davanın takipçisi olacaklarını ifade etti.

Türkiye'de son aylarda ifade ve basın özgürlüğüne yönelik saldırıların arttığını ve gazetecilerin toplu olarak tutuklandıklarını belirten König, Cuma günü Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın duruşmalarına katıldığını, bundan sonra da Türkiye'deki meslekdaşlarını desteklemeye devam edeceklerini söyledi.

Gazeteci-Yazar Arne Ruth ise Hrant Dink davasınında verilen kararı, demokrasi ve insan haklarına vurulan bir darbe olarak değerlendirdi. Avrupa Birliği'ne üye olmak isteyen Türkiye'nin

Dink davası ile milliyetçiliğe ve şovenizme karşı tutum alma şansını elde ettiği halde bunu değerlendiremediğini ileri sürdü.

Dink'in, Ermenilerin ve azınlıkların haklarını savunan bir milliyetçi değil gerçek anlamda insan haklarını savunan bir demokrat olduğunu söyleyen Ruth, Dink'in dünya haritasında insan haklarını savunan örnek bir demokrat ve kahraman olarak yerini alacağına olan inancını dile getirdi.

İsveç'in en büyük gazetelerinden Svenska Dagbladet'in Kültür Sayfası Şefi Kaj Schueler, Dink'i anmak ve Türkiye'de cezaevlerinde ve dışarıda ifade ve basın özgürlüğü için mücadele eden gazatecilerle dayanışmak amacıyla toplantıya katıldığını kaydetti.

Schueler, "Ne yazık ki bugün Türkiye başta olmak üzere Avrupa'nın bazı ülkelerinde basın ve ifade özgürlüğü saldırı ile karşı karşıya. Gazetecilerin ve insan hakları savunucularının bir araya gelerek saldırıları püskürtmeleri gerekir" dedi.

PEN Uluslararası Sekreteri Ola Wallin de, Türkiye ve Avrupa'da milliyetçiliğin artmasına paralel olarak basın ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırılarda artış olduğunu, siyasal iktidarları eleştiren gazetecilerin cezaevlerine atıldığını ve bazı gazetecilerin de silahlı saldırılar sonucu yaşamlarını yitirdiklerini söyledi.

Son 10 yıl içinde 80 gazetecinin öldürüldüğünü hatırlatan Wallin, Türkiye'de Dink'in "soykırımdan" söz ettiği için öldürüldüğünü söyledi. Kürtçe yayın yapan veya Kürt sorununu gündeme getiren ve Kürtlerin haklarını savunan yazar ve gazetecilerin tutuklanmalarının kabul edilemeyeceğini ifade etti.

Kürt Gazeteci-Yazar Kurdo Baksi ise Dink ile olan anılarını anlattı. Dink'in uzlaşma ve halkların bir arada yaşamasından yana bir gazeteci olduğunu belirten Baksi, sorunların gazeteciler tutuklanarak değil tartışılarak ve diyalogla çözülebileceğini söyledi.

EJF Başkanı König panelin ardından İHA'ya yaptığı açıklamada, Türkiye'de 97 gazetecinin hapishanelerde bulunduğunu belirterek, Dink davasıyla ilgili olarak mahkemenin "sorunlu bir karar" verdiğini söyledi. Kararı "mantıklı bulmadıklarını" söyleyen König, mahkemenin yeniden yargılama başlatarak, cinayetin ardındaki örgütlenmeyi ortaya çıkarmasını umduklarını dile getirdi. - STOCKHOLM