Selam Tevhid'de Kumpas" İddianamesi - Son Dakika
Güncel

Selam Tevhid'de Kumpas" İddianamesi

"Selam Tevhid'de kumpas" soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede, "Soruşturma konusu ile ilgisiz kişilerin soruşturmaya dahil edildiği, bu kişilerin, devlet yönetiminde görevli üst düzey siyasetçiler, bürokratlar, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu yetkilileri, vakıf ve dernek temsilcileri, gazeteci ve yazarlar, diplomatik dokunulmazlığı bulunan yerli ve yabancı büyükelçilik yetkilileri, Sünni, Alevi ve Caferi din alimi ile kanaat önderleri arasından seçildiği tespit edilmiştir" denildi.

26.10.2015 17:03

"Selam Tevhid'de kumpas" soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede, "Soruşturma konusu ile ilgisiz kişilerin soruşturmaya dahil edildiği, bu kişilerin, devlet yönetiminde görevli üst düzey siyasetçiler, bürokratlar, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu yetkilileri, vakıf ve dernek temsilcileri, gazeteci ve yazarlar, diplomatik dokunulmazlığı bulunan yerli ve yabancı büyükelçilik yetkilileri, Sünni, Alevi ve Caferi din alimi ile kanaat önderleri arasından seçildiği tespit edilmiştir" denildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamenin "Soruşturma kapsamında şüpheliler tarafından düzenlenen tüm bilgi, belge ve evrakın incelenmesi ve değerlendirilmesi" bölümünde, soruşturmaya dayanak teşkil ettirilen Kamile Yazıcıoğlu'nun farklı tarihlerde alınan beyanlarına ilişkin tespitlere yer verildi.

Bu kapsamda, şüphelilerce "Kudüs Ordusu Terör Örgütü" adı altında kurgulanarak bir terör örgütü oluşturma çabasına girişildiği, hakkında soruşturma yürütülen kişilerin mesnetsiz olarak bu örgütün üyesi gibi gösterilmeye çalışıldığı belirtilen iddianamede, Yazıcıoğlu'nun ifadesinde söylemediği şeylerin söylenmiş gibi gösterilerek tutanağa geçirildiği aktarıldı.

İddianamede, Yazıcıoğlu'nun ifadesini okumak istediğinde 'Bize güvenmiyor musun' denilerek okumasına fırsat verilmeden tutanağın imzalattırıldığı kaydedilerek, Yazıcıoğlu'nun sürekli emniyete getirtilerek yardım adı altında para karşılığı belge ve ifade vermesinin sağlandığı vurgulandı.

Kamile Yazıcıoğlu'nun getirdiği sözde belgeler ve kurgulanarak alınan ifadeleri gerekçe gösterilerek dosya kapsamının genişletildiği ifade edilen iddianamede, şu bilgilere yer verildi:

"Soruşturma konusu ile ilgisiz kişilerin soruşturmaya dahil edildiği, bu kişilerin, devlet yönetiminde görevli üst düzey siyasetçiler, bürokratlar, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu yetkilileri, vakıf ve dernek temsilcileri, gazeteci ve yazarlar, diplomatik dokunulmazlığı bulunan yerli ve yabancı büyükelçilik yetkilileri, Sünni, Alevi ve Caferi din alimi, kanaat önderleri arasından seçildiği, soruşturmanın yürütüldüğü 3 yıl 7 aylık süreçte terör örgütü üyeliği ile itham edilen şüphelilerin yasal olmayan herhangi bir eylemi tespit edilemediği halde dinlenmelerine devam edildiği, 17 Aralık 2013 tarihi itibarıyla soruşturmanın sonlandırıldığı ve adliyeye getirilmesinin istendiği tespit edilmiştir."

"ASELSAN ölümleri ile irtibat yok"

İddianamede, soruşturma savcısı tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan, ASELSAN Anonim Şirketi'nde mühendis olarak çalışan Hüseyin Başbilen, Halim Ünsem Ünal ve Evrim Yançeken isimli şahısların ölüm olaylarıyla ilgili düzenlenen soruşturma evrakının gönderilmesinin istendiği anlatıldı.

Gönderilen dosyanın, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nce incelenerek 25 sayfalık rapor hazırlandığı aktarılan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Rapor içeriğinden de anlaşılacağı üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma ile ASELSAN Anonim Şirketi'nde mühendis olarak çalışan Hüseyin Başbilen, Halim Ünsem Ünal ve Evrim Yançeken isimli kişilerin ölüm olayları ile bağlantı kurulabilecek herhangi bir evrak, bilgi ve belge bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Söz konusu ölüm olaylarıyla Cumhuriyet Başsavcılığımızın soruşturma dosyası arasında hiçbir irtibat bulunmadığı gibi, irtibat emaresi de yoktur. Söz konusu dosyanın bu soruşturma kapsamında celp edilmesinin sebebi, ölümlerle hiçbir irtibatı bulunmayan ve soruşturma kapsamında hiçbir şiddet eylemi tespit edilemeyen kişileri 'ASELSAN ölümleri' olarak bilinen ölümlerle irtibatlandırmaktır. Hiçbir şiddet ya da terör eylemi tespit edilemeyen, zoraki yorum ve uydurma gerekçelerle soruşturma kapsamına dahil edilen çok sayıda kişiyi ölüm olaylarından sorumlu tutmak için kurgu oluşturmaktır."

"Asıl maksat, 28 Şubat benzeri süreci Türk milletine yeniden yaşatmak"

İddianamede, kamuoyunda "28 Şubat" olarak bilinen darbe girişimine gerekçe olarak gösterilen 31 Ocak 1997'de Ankara Sincan'da düzenlenen "Kudüs Gecesi" isimli programın, şüphelilerce yürütülen bu soruşturmayla hiçbir ilgisi olmadığının açık olduğu belirtildi.

Soruşturmaya dahil edilen İsmail Ünal, Nurettin Şirin ve Hasan Kılıç'ın "Kudüs Gecesi" isimli organizasyonu düzenlemelerinin, geceye katılmalarının veya konuşma yapmalarının bu durumu değiştirmediği vurgulanan iddianamede, "Yapılmaya çalışılan, bu geceye bir şekilde katılan kişileri dosyaya dahil ederek zoraki irtibat kurmaktır. Bunun hukuki veya insani hiçbir dayanağı yoktur. Şüphelilerin asıl maksadı, 28 Şubat benzeri bir süreci Türk milletine yeniden yaşatmaktır" görüşüne yer verildi.

"Sahte delil ve kurgu yoluyla eylemlerle irtibatlandırma çabası"

İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne hitaben yazılan, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Feridun Taşçı imzalı 2 Mart 2012 tarihli "Tevhid-Selam/Kudüs" isimli yapılanma ile ilgili olarak gönderilen "bilgi notu" içerikli yazıya da yer verilen iddianamede, bilgi notunda Şehadet ve Tevhid dergileri, Zaman'a Selam ve Selam gazeteleri, Selam Kültür ve Dayanışma Vakfı hakkında bilgi verildiği, bu dergi ve gazeteler çevresinde faaliyet yürüten Ferhan Özmen, Necdet Yüksel ve Hasan Kılıç'ın "Kudüs Ordusu" isimli yapılanmayı gerçekleştirdiklerinin anlatıldığı belirtildi.

Bilgi notunda, bu kişilerin İran gizli servisi ile irtibatlı olarak silahlı eğitim aldıkları ve 1992'de bazı kişilerin kaçırılmasından sorumlu olduklarının anlatıldığı aktarılan iddianamede, yine bu kişilerin Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok'un katledilmesinden sorumlu oldukları, bu nedenle Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi ve Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından "Kudüs Ordusu (Tevhid-Selam) Terör Örgütü" mensubu şahıslar hakkında yargılama yapıldığı kaydedildi.

İddianamede, isimleri belirtilen kişilerin söz konusu eylemlere katılıp katılmadığına karar verecek mercinin yerel mahkeme ve Yargıtay olduğu vurgulanarak, şu bilgilere yer verildi:

"Bu kişiler hakkında verilen mahkumiyet kararları, tamamen soyut gerekçelerle soruşturmaya dahil edilen yüzlerce kişiyi bağlamaz. Bu kişilerle yüz yüze ya da telefonla görüşmeleri, söz konusu eylemlerden sorumlu oldukları anlamına gelmez. Şüpheliler tarafından, bu kişilerle bir şekilde ticari, ailevi, insani veya sosyal irtibatı bulunan çok sayıda mağduru söz konusu vahim eylemlerden sorumlu gösterecek biçimde kurgulama yapılmaktadır. Bu vahim eylemler soruşturmanın temeline koyulmakta, buradan hareketle de sivil, asker, bürokrat, yazar, gazeteci, siyasetçi, diplomat, öğretim üyesi ve devlet yetkilisi konumundaki çok sayıda kişi sahte delil ve kurgu yoluyla eylemlerle irtibatlandırılmaya çalışılmaktadır."

Bu nedenle, 12 Mayıs 2010'da başlatılan bu soruşturma dosyasına, 27 Aralık 1992'de gerçekleştiği bildirilen kaçırılma ve öldürülme eylemlerine ilişkin bilgi notunun konulma sebebinin başka bir amacı olmadığı belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Zira Nurettin Şirin, Hüseyin Avni Yazıcıoğlu, İsmail Ünal başta olmak üzere 28 Şubat soruşturma dosyası olarak bilinen soruşturma kapsamında şüpheli konumunda olan kişiler, iddianameye konu soruşturma dosyasının da temeline konulmakta, iletişimleri tespit edilmekte, haklarında teknik ve fiziki takip kararları alınmakta ve uygulanmaktadır. Bu soruşturma da 28 şubat sürecinde düzenlenen 'Kudüs Gecesi' etkinliği örneğinde olduğu gibi, hemen hemen aynı kişiler tarafından 'Gazze'ye yardım ve Mavi Marmara' gündemiyle düzenlenen 'Kudüs Günü' etkinliği gerekçe gösterilerek başlatılmıştır."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Selam Tevhid'de Kumpas' İddianamesi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement