Türk Polis Teşkilatının Kuruluşunun 171. Yılı - Son Dakika
Güncel

Türk Polis Teşkilatının Kuruluşunun 171. Yılı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ceylanpınar'da polislerin, Adıyaman'da ve sınırda askerlerin, Suruç'ta ise vatandaşların şehit edilmesi üzerine, "Türkiye Cumhuriyeti topraklarının her bir şehri, her bir ilçesi, her bir dağı, her bir vadisi, her bir santimetrekaresi terörden temizleninceye kadar mücadele edeceksiniz.

04.04.2016 14:34
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ceylanpınar'da polislerin, Adıyaman'da ve sınırda askerlerin, Suruç'ta ise vatandaşların şehit edilmesi üzerine, "Türkiye Cumhuriyeti topraklarının her bir şehri, her bir ilçesi, her bir dağı, her bir vadisi, her bir santimetrekaresi terörden temizleninceye kadar mücadele edeceksiniz. Bir adım dahi geri dönmek, geri adım atmak yok." şeklinde açık ve net bir talimat verdiğini belirterek, "O gün ne kadar kararlıysak bugün de aynı ölçüde kararlıyız. Kimse bu kararlılığımızı sorgulayamaz." dedi.

Davutoğlu, Türk Polis Teşkilatının kuruluşunun 171. yılı dolayısıyla Polis Akademisi Ali Birinci Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende, polis akademisi öğrencilerine hitap etti.

İki polisin şehit edildiği Ceylanpınar'a gittiğinde kendisine birtakım risklerin bulunduğuna dair istihbarat bilgilerinin geldiğini belirten Davutoğlu, "O zaman gittiğimizde de yolda, sokakta şunu sordular 'Acaba Başbakan üzerinde ya da eşinin üzerinde çelik yelek mi var?' Diyarbakır'da da arkadaşlar 'Böyle bir tedbir alsak mı?' dediler. Başbakan çelik yelek giyerse Diyarbakır ile kucaklaştığında Diyarbakırlı eğer o çelik yeleği hissederse kendisini nasıl güvende hisseder? Emin olun, Başbakanın canı herhangi bir polisimizin, askerimizin, jandarmamızın ya da herhangi bir vatandaşımızın canından daha kıymetli değildir." diye konuştu.

"Diyarbakırlıyı kucakladığımda çelik yeleği değil de yüreğimi hissetsin diye çelik yeleği giymeyi de reddettim" diyen Davutoğlu, hiçbir yurt içi ziyarette böyle bir tedbir alınmasını, kendi riskini de üstlenerek yapmayacağını söylediğini ifade etti.

Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Biz böyle mücadele ederken, bir taraftan terör örgütü bütün bu ziyaretlerden rahatsızlık ifade edip, hakkımızda değişik ifadeler kullanırken rahatsız olan bir başka kesim daha çıktı. Hiç beklemediğimiz yerlerden bizim terörle mücadele kararlılığımızı sorgulayan, sureti Hakk'tan görünen bir başka kesim de bu sefer bu sorgulamayı yapma cüretine kalkıştı. Terörle mücadele konusunda bizim hükümet olarak şahsen ve bütün bir Emniyet Teşkilatı, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak üstlendiğimiz risklerin binde birini dahi üstlenmemişler ahkam kesmeye kalktılar. Terörle mücadele konusundaki kararlılığımızı sorgulamaya kalktılar. Ben bunların hepsini takip ediyorum. Kimin ne düşündüğünü biliyorum. Bu sorgulama yapmaya çalışanların arkalarında kimlerin olduğunu da biliyorum. Ama onlar da bilsin ki ben 23 Temmuz'da Silahlı Kuvvetlerine, Emniyet Teşkilatına, yaptığımız güvenlik zirvesinde talimat verirken yaşadığımız 3 günü değil gelecekteki 3 asrı hesap ederek talimat verdim. Talimatımız açıktı. Bugün de aynı talimat geçerlidir."

"Kimse bu kararlılığımızı sorgulayamaz"

Davutoğlu, "Ceylanpınar'da polisimizin şehit edilmesi, Adıyaman'da askerimizin şehit edilmesi, Suruç'ta vatandaşlarımızın ve sınırda bir askerimizin DEAŞ tarafından şehit edilmesi sonrasında açık ve net bir talimat verdim: 'Türkiye Cumhuriyeti topraklarının her bir şehri, her bir ilçesi, her bir dağı, her bir vadisi, her bir santimetrekaresi terörden temizleninceye kadar mücadele edeceksiniz. Bir adım dahi geri dönmek, geri adım atmak yok'. O gün ne kadar kararlıysak bugün de aynı ölçüde kararlıyız. Kimse bu kararlılığımızı sorgulayamaz." dedi.

28 Ağustos'ta kırsal alanda daha kararlı mücadele etme söz konusu olduğunda da 7'nci, 8'inci, 9'uncu kolordulara "Bütün bu Doğu ve Güneydoğu'daki dağları temizleyeceksiniz" talimatıyla görev verirken de aynı riski aldığını anımsatan Davutoğlu, bu riski almayanların başbakan koltuğunda oturmasının mümkün olmadığını söyledi.

Davutoğlu, o günlerde muhalefet partilerinin Anayasa'nın zorunlu kıldığı hükümete girmediklerini ve kendilerini yalnız bıraktıklarını aktardı.

O günlerde terör mücadelesiyle uğraşırken birilerinin kitle yapma peşinde olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Ama bizim gönlümüzde de zihnimizde de tek bir mesele vardı, ülke birliğini beraberliğini korumak." dedi.

Davutoğlu, 14 Aralık'ta Cizre, Silopi, Sur operasyonları için karar verdiklerinde de yeni seçimden çıkıldığını, kendisinin hükümetini yeni kurmuş bir başbakan olduğunu hatırlatarak, karar alırken tereddüt göstermediklerini aktardı.

"Kimse kendisinden menkul bir güç kullanamaz"

Bütün kampanyalara, saptırma çabalarına karşı terörü bu topraklardan son santimetrekaresine kadar temizleme iradesine sahip bir Hükümet olduğunu dile getiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu tezimleme iradesini hayata geçirecek Silahlı Kuvvetlerimiz, Emniyet Teşkilatımız var. Bu zor, çetin kararları alırken güvendiğim tek şey milletimiz ve milletimizin bağrından çıkmış Silahlı Kuvvetlerimiz ve Emniyet Teşkilatımızdı. Sizlere güvenerek bu kararları aldık, sizlere güvenerek yolumuza devam ediyoruz, sizlere güvenerek bu mücadeleyi inşallah bir gün mutlak bir zaferle neticelendireceğiz. Bu güveni sizlere duymamızın en önemli sebebi bu vatana bağlılığınız, teşkilatta en iyi, profesyonel şekilde görev bilinciyle yetişmiş olmanızdır."

Davutoğlu, emniyet teşkilatının halkla bütünleşmesi, kamu düzenini koruması, aldığı talimatı tereddütsüz yerine getirmesinin önemine değindi.

Güvenliğin tek bir bütün olduğuna, herhangi bir şekilde paylaşılarak riske edilmeyeceğine işaret eden Davutoğlu, son operasyonlarda askerle polis arasındaki yakın koordinasyon ve iş birliğinden gurur duyduklarını vurguladı.

Devlette kurumlar arası koordinasyonun, nihai başarının anahtarı olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik hukuk devletidir. Kim hangi görevi ifa edecekse bu görevin meşruiyet kaynağı da bu demokratik hukuk devleti ilkesidir, uygulama prensipleri de bu demokratik hukuk devleti ilkeleridir. Kimse kendisinden menkul bir güç kullanamaz, 'Şu anda ben böyle hissettim' diyerek bir güç kullanamaz. Belinize taktığınız silahınız ya da elinize aldığınız herhangi bir güvenlik aracı milletin size emanetidir. Onu sadece demokratik hukuk kuralları içinde kullanma yetkisine sahipsiniz." değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Türk Polis Teşkilatının Kuruluşunun 171. Yılı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement