Türkiye futbolu milli takımda da dışa bağımlı - Son Dakika
Spor

Türkiye futbolu milli takımda da dışa bağımlı

Türkiye futbolu milli takımda da dışa bağımlı

"Çoğu insan gibi benim köklerim de birden fazla ülkeye uzanıyor.

07.06.2019 14:23
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

"Çoğu insan gibi benim köklerim de birden fazla ülkeye uzanıyor. Almanya’da büyümeme rağmen, ailemin kökleri sıkıca Türkiye’ye dayanıyor. Biri Türk, diğeri Alman olmak üzere iki kalbim var. Çocukluğum boyunca, annem bana nereden geldiğimi asla unutmamam gerektiğini ve buraya saygı duymam gerektiğini öğretti; bunlar hâlâ üzerinde düşündüğüm değerlerdir." (Mesut Özil – 2018)

Yukarıdaki sözlerin kimden alıntılandığı yazılmasaydı; başta Almanya ve Türkiye olmak üzere Avrupa’nın dört bir yanında oynayan onlarca futbolcu gelebilirdi akıllara. 30 Ekim 1961 tarihinde Almanya’nın Bonn kentinde Türkiye ile Almanya arasında imzalanan "İşgücü Alımı Anlaşması"nın uzun vadede Almanya’nın toplum yapısını etkileyeceği belki öngörülebilirdi. Ancak, söz konusu anlaşmanın her iki ülke futbolunun da kaderine doğrudan etki edeceği, muhtemelen kimsenin aklının ucundan dahi geçmedi!

Başta Almanya olmak üzere neredeyse tüm Avrupa coğrafyasını –ve dolayısıyla futbol iklimini– etkileyen bir diğer etken ise hiç kuşkusuz Sovyetler Birliği’nin dağılması ve irili ufaklı çok sayıda Avrupa ülkesinin ortaya çıkmasıydı. Batı Almanya ile Doğu Almanya birleşirken, dağılan Yugoslavya’nın eski bir parçası Hırvatistan, daha 10 yıl bile geçmeden Dünya Kupası’nda kürsüye çıktı.

20. yüzyılın ilk yarısında iki büyük dünya savaşı; ikinci yarısında ise bölgesel siyasi gelişmelerle coğrafi yapısı değişen Avrupa’da uzun yıllar "göçmen" statüsünde yaşayan Afrika kökenli aileler de eklendiğinde, ülke toplumlarında derinlemesine bir değişim ve dönüşüm yaşandı. Söz konusu değişim ve dönüşümün etkilerinin futbola yansımaması düşünülemezdi. Tüm bu etkenlere, futbolun gitgide ticarileşmesi ile dev sermaye sahiplerinin aktif rol almaya başlaması eklendi ve futbol bugünkü hâlini aldı.

"Futbolun bugünkü hâli"ni ve bu yazının temasını en iyi örneklendirecek oyuncu ikilisi ise belki de Atletico Madrid’in yıldızı Antoine Griezmann ile Chelsea’de top koşturan Eden Hazard. Diğer bir deyişle, daha birkaç ay önce Dünya Kupası’nı kazanan Fransa Milli Takımı’nın yıldızı ile yarı finalde eledikleri Belçika’nın lideri... 1991 yılında Fransa’da doğan Antoine 14 yaşında İspanyol Real Sociedad’a transfer olurken, onunla aynı yıl Belçika’daki La Louvière’de doğan Eden de aynı günlerde Fransa’nın Lille kentine gitti. Bugün her iki oyuncu da doğdukları ülkenin milli formalarını değil de yetiştikleri ülkelerin milli formalarını terletseydi ne olurdu bilemeyiz. Tıpkı, ülkelerinden hiç ayrılmayıp doğdukları ülkelerde futbol eğitimlerine devam etselerdi ne olacağını bilemeyeceğimiz gibi...

Günümüzde UEFA; milliyetine bakılmaksızın 15-21 yaş arasında belli bir ülke federasyonuna bağlı kulüplerde en az üç yıl futbol eğitimi almış oyuncuları, o ülkede yetişmiş oyuncu (homegrown) olarak kabul ediyor. Bu tanımdan hareketle Eurosport Türkiye olarak, FIFA milli takımlar sıralamasında Avrupa'nın en iyi 30 ülkesinin kadrolarını, EURO 2016'dan başlamak üzere günümüze kadar inceledik.





Sayısal analizin daha açık bir şekilde okunabilmesini sağlayabilmek adına üzerinde durulması gereken birkaç konuya açıklık getirmekte fayda var.

Büyük Britanya’da yer alan ülke futbol federasyonlarının imza attığı "Home Nations Agreement" isimli mutabakat belgesi sayesinde İngiltere, Kuzey İrlanda, İskoçya ve Galler milli takımlarını seçen oyuncular özel bir statüye sahip. (Söz konusu anlaşmanın tarafı olmayan İrlanda’nın önemli futbolcularının İngiltere Premier Ligi’nde altyapı eğitimi alması da göz önüne alınması gereken bir nokta.) Home Nations Agreement'a göre; uyruğu nedeniyle birden fazla ülkeyi temsil etme hakkı olan bir futbolcu; ilgili ülkelerde vatandaşlık hakkı bulunmasının yanı sıra aşağıdaki koşullardan en az birini yerine getirmesi durumunda söz konusu federasyonlardan biri için uluslararası bir maçta oynayabilir:

- İlgili federasyonun topraklarında doğması

- Biyolojik annesinin veya biyolojik babasının ilgili federasyonun topraklarında doğması

- Biyolojik dedelerinden birinin ilgili federasyonun topraklarında doğması

- İlgili federasyon sınırları içerisinde 18 yaşın altında en az beş yıl eğitim alması

Yugoslavya’nın dağılmasının ardından ortaya çıkan ülkeler içinde özellikle Karadağ ve Bosna-Hersek’teki oyuncu yetiştirme verileri de coğrafi nedenlerle belli başlı sapmalar göstermekte.


Bu bağlamda, Kuzey İrlanda, Galler, İskoçya, İrlanda, Bosna-Hersek ve Karadağ çalışmaya dâhil edilmedi.



Çarpıcı veriler




EURO 2016 ile 2018 Dünya Kupası'nda hedeflerinden uzak kalan, ancak 2017’deki Konfederasyon Kupası’nı kazanan Almanya %97,2'lik oranla kendi oyuncusunu yetiştirme noktasında en başarılı ülke konumunda.





%96 oranında kendi yetiştirdiği oyuncuları milli takımında oynatan İspanya, Danimarka, Ukrayna ve İtalya sıranın ilk beşinde yer alan diğer ülkeler.





Listenin son sıralarına bakıldığında göze çarpan iki ülke İzlanda ve Türkiye... Renkli taraftarlarıyla EURO 2016’ya damga vuran İzlanda, kendi ülkesinde yetişen oyunculara milli takımda %62,5 oranında süre verirken, Türkiye de %63 ile bu kategoride en gerideki ikinci ülke. İzlanda'daki yerel ligin rekabetçilikten uzak niteliği düşünüldüğünde, çok daha yüksek bütçeli takımlara sahip Türkiye Süper Ligi'nin milli takıma oyuncu yetiştirme noktasında oldukça yetersiz kaldığı net bir şekilde ortaya çıkıyor.






EURO 2016’dan bu yana milli takım kadrosuna farklı ülkelerde yetişmiş 28 oyuncu çağıran Türkiye, bu alanda en fazla sayıya ulaşan ülke.






Yetiştirici ülkelere bakıldığında ise zirvenin sahibi İngiltere. EURO 2016'dan itibaren Avrupa'nın farklı milli takımlarında forma giyen 48 futbolcunun İngiltere topraklarında yetiştiği görünüyor. (Bu çalışma kapsamının dışında tutulan İrlanda Cumhuriyeti, Kuzey İrlanda ve Galler milli takımlarının oyuncularını da eklendiğimiz takdirde bu sayı 183’e çıkmakta.)






Almanya diğer milli takımlara 39 milli futbolcu yetiştirirken bu oyuncuların 16’sı Türkiye Milli Takımı'nın formasını giydi.







Türkiye, Avrupa çapında farklı ülkelerin milli takımlarına oyuncu yetiştirmeyen altı ülkeden biri. Diğer ülkeler ise Polonya, Romanya, Rusya, Slovakya ve İzlanda.






Yetiştiren ülke-oynatan ülke ilişkisinde Almanya ile Türkiye 16 futbolcu ile açık ara Avrupa'daki en yoğun bağlantıya sahip ikili. Almanya’da yetişen Avustuyalı milli oyuncu sayısı 8'ken, Hollanda da bu süre zarfında İzlanda’nın 8 milli oyuncusu yetiştirdi. İngiltere kulüplerinin altyapısı ise özellikle Slovakya futbolu için önem arz etmekte. Zira EURO 2016 ve sonrasında Slovakya Milli Takımı'nda görev alan 7 oyuncu, futbol eğitimini İngiltere altyapısında aldı.





Kendi ülkesinde yetişen oyunculardan en çok gole katkı alan ülke 81 golle İspanya.





Portekiz'in kendi ülkesinde yetiştirdiği oyuncular 80 gol atarken 65 de asist yaptı. 27 gol ve 8 asist ile Cristiano Ronaldo Portekiz’in yükünü çekerken 3 gol atıp 12 asist yapan Ricardo Quaresma da bu dönemde gole doğrudan katkı veren diğer bir oyuncu olarak öne çıktı.





Almanya’da yetişen Alman milli oyuncular ise 77 gol attı ve 74 asist yaptı. Bu süreçte 9 gol atan Timo Werner ile 11 asist yapan Joshua Kimmich kendi alanlarında takımlarına en çok katkı veren oyunculardı.





İzlanda ve Türkiye’nin ardından farklı ülkede yetişmiş oyunculara en çok süre veren (%64,5) ülke olan Belçika, 34 gol ve 28 asist ile aynı zamanda bu oyunculardan gol yollarında en çok verim alan ülke. Tabii bu noktada, 17 gol atıp 14 de asist yapan Eden Hazard’ın etkisine dikkat çekmek gerek. Belçika adına bir çarpıcı veri de, kendi ülkesinde yetişen oyunculara nispeten az süre verirken bu oyunculardan çok yüksek bir skor katkısı alması. Kendi ülkesinde yetiştirdiği milli oyunculardan 71 gol ve 58 asist katkısı alan Belçika, bu kategoride Almanya, Portekiz ve İspanya’dan sonra en üretken dördüncü ülke konumunda.





Yetiştiği ülkeden farklı bir milli takımın formasını giyen futbolcuları oynadıkları pozisyonlara göre değerlendirdiğimizde, stoper (%21) ve merkez orta saha (%14) oyuncularının ağırlığı göze çarpıyor.





Her bir pozisyon özelinde farklı ülkede yetişmiş oyunculara en çok süre veren milli takımlara bakıldığında Türkiye, beş farklı pozisyonda Avrupa sıralamasının ilk üçünde yer alıyor. Özellikle sol bek pozisyonunda farklı ülkede yetişmiş oyunculara şans verme konusunda Avrupa lideri olan Türkiye; kaleci, stoper, sol kanat ve hücuma dönük orta saha pozisyonlarında da yabancı ülkelerde yetişmiş futbolculara en çok süre veren üç ülkeden biri.




Yazı ve Görseller: Serhat ÇETİN


Araştırma ekibi: Alican KESER, Alperen DELİBAŞ, Anıl Baran DOĞAN, Betül USTA, Doruk LELOĞLU, Enes KANBUR, Enes KOCA

Kaynak: EuroSport.com

Son Dakika Spor Türkiye futbolu milli takımda da dışa bağımlı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement