Dünyaya Darbukayı Öğretiyor

HAKAN FİRİK - "Mısırlı Ahmet" olarak bilinen ritm sanatçısı Ahmet Yıldırım, dünyanın dört bir yanından gençlere darbuka çalmayı öğretiyor.

Yıldırım, Kazdağları'nın eteklerindeki Ağlayan Şelale mevkisinde bu yıl 9'uncusunu gerçekleştirdiği "Mısırlı Ahmet Uluslararası Ritm ve Sanat Kampı"nda Çin'den ABD'ye kadar birçok ülkeden gelen gençlere birikimlerini aktarıyor.

Ritm sanatçısı Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 9 yıldır gerçekleştirdiği kampta bugüne kadar 45 ülkeden yüzlerce kişiye eğitim verdiğini belirtti.

Her kamp döneminde olduğu gibi bu kampta da büyük sürprizler yaşadıklarını vurgulayan Yıldırım, "Gittikçe gelişen, genişleyen daha da derinleşen bir hale geldi. Özelikle aile ve çocukların ilgisi çok müthiş. Çocukların böyle bir ortamı olması çok çok önemli. Onlar gelecek ve umutlarımız. Onlar temizlendikçe dünya da temizlenecektir." ifadelerini kullandı.

Yıldırım, kampta tiyatrodan seramik atölyesi ve yoga çalışmalarına kadar birçok alanda eğitim verildiğini, yurt dışından eğitimcilerin de görev aldığını belirterek, "Kampımızda kazan feci kaynıyor. Çok güzel üretimler var, kamp çalışmalarımız bayağı yoğun geçiyor. Umarım bu tip kamplar ülkemizde çoğalır. Yüzlerce, binlerce olur. Sanatın gücü, etkisi o kadar pozitif, o kadar hayata bağlayıcı, ürettirici ki bunu toplumun bütün kesimleri tadar." diye konuştu.

"Sanat, toplumun, ülkenin dünyaya açılan kapısıdır"

Kampı bu sene üç hafta süreyle yaptıklarını anlatan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Kampımızda Ukrayna, Rusya, Japonya, Ürdün, Mısır, İspanya ve İran'dan çok sayıda öğrencimiz var. Bugüne kadar 45'e yakın ülkeden insan gelmiş kampımıza. Çin'den, Japonya'dan, Amerika'dan insanlar geliyor. Uzak ülkeleri söylüyorum ki bir darbuka uğruna ve ilk defa bu ülkeye darbuka için gelmeleri müthiş bir olay. Her zaman dediğim gibi sanat bir toplumun, bir ülkenin dünyaya açılan kapısıdır. O kapı hep açık durmalı ama güzel ellerle olmalı bu. O zaman her şey daha güzel olacaktır. Dünyaya darbukayı öğretiyoruz. Hakikaten darbukanın başkenti bizim kampımız oldu, İstanbul'daki 'ritmhane'miz oldu. Benim bu bulduğum tekniği keşfetmek isteyen herkese açık zaten."

Öğrencileri arasında profesyonel hayata başlayanlar da bulunduğunu aktaran Yıldırım, "Bir senelik eğitim alan da başladı. Bir Azeri kardeşimiz burada 8 ay eğitim aldı, şimdi Azerbaycan'ı kasıp kavuruyor. Japonya, Kanada, Brezilya, Kolombiya, Tayvanlısı, Alman'ı olsun, profesyonelce bayağı benim teknikle çalıyorlar. Bu çok mutluluk verici. Demek ki paylaşımlar çok güzel olmuş. Umarım herkes kendi sesini ve ritmini bulur. Onlar da güzel ateşler yakarlar, onlardan da birileri feyz alır." diye konuştu.

Kampa ABD'den katılan Türk vatandaşı Ayşen Şansal da İstanbul'da yaşarken iki sene ritmhaneye devam ettiğini dile getirerek, "Doktora yapmak için Amerika'ya gittim ama her fırsatta geri geliyorum ve kampa da katılıyorum. Benim darbuka ile profesyonel bir ilişkim yok. Öyle bir şey de tahayyül etmiyorum ama darbuka benim için kendimi ifade ediş biçimim." dedi.