HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, "Son yıllarda ülkemizde maalesef bilim üzerinde despotik, tehditvari ve eyleme de dönüşebilen söylemlerin yaşandığı bir süreci yaşamaktayız" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda HDP milletvekilleri 2016 yılı bütçesi üzerinde söz aldılar.
HDP İstanbul Milletvekili Erdal Ataş, bütçe üzerindeki konuşmasında, ülkenin ekonomisinin savunma adı altında halkların öldürülmesine harcandığını ileri sürdü.
İktidarın dış politikasını eleştiren Ataş, "Bizim ülkemizin ekonomisi çeteleri destekleme, TIR'larla onlara para ve silah gönderme durumuna dönüştürülmüştür" ifadesini kullandı.
Tekçi zihniyetle hareket eden iktidarın toplumun genetiği ile oynadığını, kardeş kavgası üretmeye çalıştığını iddia eden Ataş, "Savunma bütçesinin bu pozisyonda kullanılmasına biz nasıl destek verebiliriz ki? Savunma üzerinden halkların bir biçimde boğazlanmasını asla kabul edemeyiz ve destek veremeyiz" diye konuştu.
Askerlik konusunda vicdani retçilere yönelik bir linç uygulandığını söyleyen Ataş, birçok ülkede askerlik yapmak istemeyenlerin kamu görevleri yapabildiğini belirterek, Türkiye'nin de vicdani retçilere yönelik düzenleme yapması gerektiğini savundu.
-"Hangisi Cizre hangisi Gazze ayırt edebiliyor musunuz?"
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken de konuşmasının başında Sur ve Cizre ile Gazze'nin görüntülerinin yer aldığı bir fotoğraf göstererek, milletvekillerine bu fotoğraftaki görüntülerden hangisinin Sur ve Cizre hangisinin ise Gazze olduğunu ayırt edip edemediklerini sordu. Baluken, Genel Kurul'da bulunan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'a dönerek fotoğrafı gösterdi. Yılmaz'a görüntüleri ayırt edip edemediğini soran Baluken, isterse fotoğrafı kendisine gönderebileceğini söyledi.
Baluken, Çözüm Süreci'ne yönelik yapılan eleştirilere, sürecin taraflarından olan iktidar partisinin gerekli karşılığı vermediğini ileri sürerek, bu yaklaşıma tepki gösterdi.
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı da sataşma nedeniyle söz alarak Çözüm Süreci ile ilgili eleştirilere gerekli yanıtları verdiklerini ve AK Parti'nin duruşunun her zaman net olduğunu belirtti.
Baluken'in gösterdiği fotoğrafa da işaret eden Bostancı, 2015 yılının temmuz ayından önce fotoğrafa konu olan görüntülerin yaşanmadığını vurguladı. Bostancı, "Devletin sivillere yönelik, haşa Kürtlere yönelik bir harekatı olsaydı, 2015 yılından önce orada Kürtler yaşamıyor muydu?" diye sordu.
-"Canın hesabını vermeyen, malın hesabını verir mi?"
HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım, bütçe üzerindeki konuşmasında Türkiye'nin silaha çok para harcadığını ileri sürerek, savunmaya ayrılan payın sağlığa ayrılan payı aştığını iddia etti.
Yıldırım, "Kandil'e 400 sorti yapmakla övünüyorsunuz, bunun sorunun çözümüne katkısı olmadığı gibi bütçeye yük getirdiği de aşikardır" değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasında Uludere olayına değinen Yıldırım, "Biz burada neyi denetleyeceğiz? Canın hesabını vermeyen, malın hesabını verir mi? Bu katliamın hesabı verilmemişken, bütçenin hesabının verilmesini beklemek boş bir hayaldir" diye konuştu.
"HDP'nin eş başkanları ve bazı milletvekilleri hakkındaki fezlekelerin Meclis gündemine alınmasının emredildiği" ifadesini kullanan Yıldırım, "Eş başkanlarıma ve diğer arkadaşlarıma gelen fezlekelerin daha fazlasını ben yaptım. Onların yaptığı her şeyin arkasındayım, söyledikleri her sözün altına imza atıyorum. Hiçbir zaman o fezlekelerden korkmuyoruz" diye konuştu.
-"Kimin acz içerisinde olduğu net bir şekilde görülmektedir"
AK Parti Grup Başkanvekili Coşkun Çakır da sataşma nedeniyle geldiği kürsüde, HDP Grup Başkanvekili Baluken'in konuşmasına işaret ederek, "Sayın Baluken dedi ki 'Acz içindesiniz'. Hayır, acz içinde değiliz. Eğer acz içerisinde olanları görmek istiyorsanız Sayın Baluken, son birkaç gündür tablo çok nettir; hem Sur çağrısına hem cuma çağrısına, bölgenin, bölge insanımızın, Kürt kardeşlerimizin göstermiş olduğu ilgiden, kimin acz içerisinde olduğu açık seçik ve net bir şekilde görülmektedir. Bir acz arıyorsak acz tablosu budur" diye konuştu.
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım da bilim özgürlüğü ve üniversite özerkliğinin önemine işaret etti.
"Son yıllarda ülkemizde maalesef bilim üzerinde despotik, tehditvari ve eyleme de dönüşebilen söylemlerin yaşandığı bir süreci yaşamaktayız" diyen Yıldırım, bilim insanının düşündüklerinin ve çalışmalarının kimi rahatsız ettiğini, kimi mutlu ettiğini düşünmeyen her zaman hakikatin peşinde olan kişiler olduğunu vurguladı.
Türkiye'de bugün belli üniversitelerin belli kürsüleri ile sınırlı bir bilim özgürlüğü yaşandığını ifade eden Yıldırım, TÜBİTAK'ın iktidarın atamaları ile bir bilim kurumu olmaktan çıkarıldığını bir kamu kurumu haline dönüştürüldüğünü söyledi. Yıldırım, TÜBA'nın da özerk yapısını AK Parti iktidarları döneminde kaybettiğini savundu.
HDP Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı ise tarımda hükümetin çizdiği gibi pembe bir tablonun yaşanmadığını ifade etti.
Tarım topraklarının imara açıldığını, ithalata dayalı politikalar izlendiğini savunan Gaydalı, iktidarın sektörde var olan krizi bilinçli ve sistematik şekilde örtbas ettiğini iddia etti.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken yerinden söz alarak, Türkiye'de basın özgürlüğü açısından sıkıntılı bir süreç yaşandığını belirtti.
Zaman Gazetesi'ne kayyum atandığı ile ilgili haberler olduğunu ifade eden Baluken, iktidarın kendisine muhalif tüm basın kuruluşlarını susturmaya çalıştığını ileri sürdü. Baluken, görüşü, ideolojisi ne olursa olsun basına yönelik baskıların kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Son Dakika › Politika › 2016 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?