Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye'nin son on yılda Hollanda'dan adli süreçler içerisinde iadesi istenen 11 PKK'lıdan sadece birinin verildiğini, beş DHKP-C'linin hiçbirinin ise iade edilmediğini bildirdi.
Bakan Bozdağ, Kanal 24 televizyonundaki canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda'da dolaşım, seyahat ve diplomatik hakları ile ifade hürriyetinin engellendiğine dikkati çeken Bozdağ, bunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Viyana Sözleşmesi ve pek çok uluslararası sözleşmenin açık bir şekilde ihlali olduğunun altını çizdi.
Bu ihlallerin ana nedeninin Türkiye'deki halk oylaması ve o ülkelerde yaşanan seçim süreçleri olduğunu dile getiren Bozdağ, "Irkçıların, ayrımcıların, faşistlerin, nazistlerin rızasını almak ve halk oylamasının reddedilmesini sağlamak için Avrupa'da büyük kampanyalar yürütüldüğünü" kaydetti.
Bakan Kaya'nın hak ihlaleleri konusunda AİHM'e başvurup başvurmayacağına yönelik bir soruya Bozdağ, "Bunların pozitif hukuk çerçevesinde incelenmesi gerekiyor. İncelenmesi yapıldıktan sonra bu konuda net bir karar verilebilir. Eminim buna dair değerlendirmeler ve gerekli açıklamalar yapılacaktır." yanıtını verdi.
"Mütekabiliyet çerçevesinde muamele"
Hollanda'ya yönelik yaptırımların Dışişleri Bakanlığının konusu olduğunu ifade eden Bozdağ, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Türkiye'nin hukukunu korumak adına başarılı bir duruş ortaya koyduğunu söyledi.
Bozdağ, bundan sonraki süreçte Türkiye'nin menfaati neyi gerektiriyorsa, insan hakları ve uluslararası hukuka uygun adımların atılacağının ve mütekabiliyet çerçevesinde bir muamelede bulunulacağının altını çizdi.
"İstikrarsız bir Türkiye istiyorlar"
İsviçre'de yayımlanan Blick gazetesindeki "Erdoğan'ın diktatörlüğüne Hayır oyu kullanın" manşetinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, "İzahtan vareste bir açıklık var. Türkiye'deki sistemin değişmesini istemiyorlar. Avrupa Konseyi'ne üye bazı ülkeler, Almanya, Hollanda, Avusturya, İsviçre başta olmak üzere bu sistemin değişikliğini istemiyorlar." diye konuştu.
Bozdağ, sistem değişikliğinin neden istenmediğini ise şöyle açıkladı:
"Neden istemiyorlar, istikrarsız bir Türkiye istiyorlar. Güçlü iktidarlarla yönetilmeyen, zayıf iktidarla yönetilen bir Türkiye istiyorlar. Ekonomisi çökmüş, daima başbakanı ile cumhurbaşkanının kavgalı olduğu, terörle, iç sorunlarla enerjisini tüketen, kriz ve kaosla başa çıkamayan bir Türkiye istiyorlar. ve diyorlar ki 'Tayyip Erdoğan dönemi bir yol kazasıdır. Devlet hayatında bu on yılın, yirmi yılın fazla bir kıymeti harbiyesi yoktur. Tayyip Bey gittikten sonra Türkiye'deki siyasi mevcut istikrar ortadan kalkacak yeniden istikrarsızlık gelecek, yeniden bizim arzu ettiğimiz şekilde yönetimler oluşacak. Biz daha güçlü olacağız, Türkiye daha zayıf bir noktada kalacak. Biz abi pozisyonunda olacağız, onlar bizden yardım dilenen pozisyonda olacak.' Onun için 'Aman sistem değişmesin.' Sistemin değişmesi, siyasi istikrarı sistemin doğal sonucu kılıyor. Artık istikrarsız bir Türkiye olmayacaktır, zayıf iktidar olmayacaktır. Onun için var güçleriyle 'hayır' kampanyası yapan herkese kapıları açtılar."
"Serpici hastalıklarla arkadaşlık edenin kendisi de ölür"
Avrupalı siyasetçilerin bir yandan Türkiye'de arzu etmedikleri bir değişimi engellemek istediklerini bir yandan da ülkelerindeki aşırıcılara prim verip şirin görünmeye çalıştıklarını, siyasal rant peşinde olduklarını ifade eden Bozdağ, "Bu tür veba gibi serpici, yayılıcı hastalıklarla arkadaşlık eden kendi de bu hastalıktan ölür, ayakta kalamaz. Bu hastalık onların hepsini perişan eder. 'Hayır'a çalışan herkese büyük bir serbestiyet veriyorlar." dedi.
Bazı CHP'lilerin programlarını iptal ettiğini hatırlatan Bozdağ, "Programlarına izin verilmediği için değil, Türkiye'de yükselen hava nedeniyle. Yoksa onların çalışmasına herhangi bir engel yok. Sadece 'evet' diyenlere, hükümet yetkilisine engel var." şeklinde konuştu.
Bu ülkelerin kendi hükümet sistemi değiştiriliyormuş gibi telaş içinde olduklarına dikkati çeken Bozdağ, "Almanya, Fransa, Avusturya'da bu telaşı görüyoruz. Biz Almanların hükümet sistemini değiştirmiyoruz, Türkiye'nin hükümet sistemini değiştiriyoruz. Sanırsınız ki Türk halkı onların hükümet sistemini değiştirmeyi oylayacak. Size ne yahu bizim iç işimiz bu. Türkiye'nin iç işlerine karışma kimsenin hakkı da değildir, haddi de değildir. Blick gazetesi kalkıp manşet atıyor, Türk halkı senin manşetine göre mi karar verecek. Özgür iradesi, kendi aklı, kendi basireti, kendi sağduyusu yok mu? Türkiye'nin düşmanları, Türk milletinin düşmanlarının attığı manşetlerle bu millet eğer oy verecekse o zaman Türkiye yanmış demektir zaten." ifadelerini kullandı.
"Kim Türkiye'nin aleyhine iş yapıyorsa Hollanda'nın dostu"
Türkiye'nin son on yılda Hollanda'dan adli süreçler içerisinde 11 PKK'lının iadesini istediğini, sadece birinin verildiğini bildiren Bozdağ, iadesi istenen 5 DHKP-C'linin ise hiçbirinin verilmediğini açıkladı.
Bu ülkelerde FETÖ, PKK, DHKP-C gibi terör örgütlerinin terör propagandası yapması, finans temin etmesi ve terörist devşirmesinin serbest olduğunu belirten Bozdağ, "Teröristlerin serbest dolaşma hakkı, toplanma hakkı, ifade hakkı var. Türkiye meşru hükümetine Viyana Sözleşmesi'yle tartışmasız teminat altına alınan haklarının kullandırılmasına izin verilmiyor. Bu büyük bir çelişkidir." dedi.
FETÖ'nün serbestlik içinde faaliyetini sürdürdüğünü ve Hollanda hükümetinin de buna destek verdiğini dile getiren Bozdağ, "Kim Türkiye'nin aleyhine iş yapıyorsa, Türkiye'ye zarar veren bir faaliyette bulunuyorsa Hollanda'nın dostu, onların himayesini hak eden durumunda." dedi.
"Eşkiyalar yol keser, devletler yol kesmez"
Bozdağ, "Hem tecavüz hem saldırı hem itibar kırma hem gözaltı hem yol kesme var. Eşkiyalar yol keser, devletler yol kesmez. Hele bir meşru hükümete karşı bunu asla yapmaz. Hollanda hükümeti suçüstü yakalanmıştır." yorumunda bulundu.
Hiçbir ülkeden "Hollanda'nın yaptığı Viyana Sözleşmesi'nin ihlalidir, doğru değildir, yanlıştır" şeklinde bir açıklama gelmediğine işaret eden Bozdağ, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland'ın konuya ilişkin açıklamasını da "cılız bir ses" olarak nitelendirdi.
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland'a "Hollanda'nın yaptığı doğru mu, yanlış mı? Sizin bu konuda görüşünüz ne? Bir açıklama yapın." çağrısında bulunan Bozdağ şöyle devam etti:
"Avrupa Birliği yetkililerine de sesleniyorum. Avrupa Birliği'nin üzerinde yükseldiği değerlere, Hollanda Hükümeti'nin yaptığı şey uyuyor mu, uymuyor mu? Sizin medeniyet anlayışınızın gereği bu mu değil mi? Bir açıklama var mı yok. Başka ülkelerin yetkililerinden bir açıklama var mı yok. Ama uygulamaya baktığınızda Almanya, Avusturya, Hollanda, İsviçre bunun bir genel uygulamaya dönüşme eğilimini de gösteriyor. Bu Avrupa için büyük bir felaket. Bu hastalık herkese serpmiş durumda."
" (Venedik Komisyonu'na) Siz CHP'nin sözcüsü müsünüz"
Bozdağ, Avrupa Konseyi'ne bağlı Venedik Komisyonu'nun cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin hazırladığı raporun kendileri açısından bir kıymeti olmadığını söyledi. Venedik Komisyonunun teknik bir komisyon olduğunun altını çizen Bozdağ, raporun teknik değil siyasi bir rapor olduğunu vurguladı.
CHP'nin görüşlerini, parlamentoda dile getirdiği siyasal üslupla rapora yansıttığını ifade eden Bozdağ, "Halbuki Venedik Komisyonu siyasal bir dil kullanmaz. Ben buradan Venedik Komisyonuna söylüyorum, siz CHP grup başkanvekili misiniz ki CHP adına Venedik Komisyonuna rapor sunuyorsunuz? Yoksa siz CHP'nin sözcüsü müsünüz ki, CHP sözcüsü gibi Avrupa Konseyi'ne Türkiye'deki anayasa süreci hakkında rapor sunuyorsunuz?" diye sordu.
Venedik Komisyonu raporunun objektifliği, saygınlığı ve itibarı olmadığını kaydeden Bozdağ, raporun adil olmadığını ve bağlayıcılığı bulunmadığını söyledi.
Bozdağ, komisyonun hükümetler talep ettiğinde ya da görevlendirme yapıldığında rapor hazırladığını hatırlatarak Türkiye'nin bu yönde bir talebi olmadığını kaydetti.
Bozdağ, "Raporunu ne zaman yayınlıyor, teknik danışmansan meclisten çıkmadan yayınlayacaksın ki komisyonlarda, genel kurulda bu teknik rapordan istifade imkanı varsa istifade edilsin. Komisyon bitmiş, genel kurul bitmiş. Bu saatten sonra yayınlanacak bir raporun Türkiye'nin anayasa değiştirme sürecine en ufak bir etkisi yok. Çünkü meclisin artık buna müdahale etme şansı yok. Neye müdahale etme imkanı var, oylamaya müdahale etme imkanı var. Venedik Komisyonu, oylamaya giderken, sandığa çeyrek kala, kabul ettiği bu raporla resmen 'evet-hayır' sürecine 'hayır'dan yana taraf olarak müdahil olmuştur." diye konuştu.
Halk oylamasından "Evet" çıkması durumunda Venedik Komisyonunun da Almanya, Hollanda'daki ırkçıların, faşistlerin, Türk düşmanlarının da kendine gelemeyeceğini dile getiren Bozdağ, "Eğer bu halk oylaması Türkiye'nin aleyhine bir oylama olsa emin olun bu ülkelerin hiçbirisi 'hayır' çıksın diye bu kadar yüksek perdeden konuşmazdı." dedi.
(Bitti)
Son Dakika › Politika › Adalet Bakanı Bozdağ: (2) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?