AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Anayasal düzen içinde Cumhurbaşkanlığı makamının yönlendirici rolü, öncülüğü olmaksızın herhangi bir hükümet kurmak, hatta hükümet kurma görevini almak dahi mümkün değildir" dedi.

Başbakan Davutoğlu, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. "Bu yolda hangi mesafeleri aldık?" diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:

"TBMM Başkanlığı seçimleriyle ilgili yapılan bütün spekülasyonlar, gündeme getirilen birtakım etik dışı senaryolara karşı biz, 258 dava arkadaşımıza güvenerek kendi adayımızı gösterdik. 1 Temmuz'da da TBMM Başkanlığına yine AK Parti kadrolarından bir arkadaşımız geldi. 8 Haziran sabahı sevinç naraları atanlar, AK Parti kadrolarından bir TBMM Başkanı seçileceğini hesap edemiyordu. Ama ülkede teamül var, matematik var. Siyasetin sosyolojisi, psikolojisi var. Bir tarafta 258'lik bir dava adamları topluluğu varken, karşı taraftaki blokun bir araya gelip başka bir adayı seçmesi, hem siyasetin doğasına hem matematiğin doğasına ama en önemlisi de ahlakın ve erdemin doğasına aykırı olurdu."

Kimseyle kavga etmeden, tartışmadan ve kutuplaşma havası içerisine girmeden adım adım sabırla bu yolun taşlarını döşediklerini dile getiren Davutoğlu, "Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakanı ilk üç devlet zirvesi yine AK Parti kadrolarının elindedir" dedi.

Bunu söylerken, "diğer partilerin bu konuda herhangi bir hakkı yok" demek istemediğini kaydeden Davutoğlu, 258 milletvekiliyle TBMM'nin en büyük partisi AK Parti'nin, Türk siyasetinin merkezindeki ve önündeki öncü parti olduğunu ve öncü parti olmaya da devam edeceğini söyledi.

"AK Parti olmadan siyaset dizayn edilemez"

Siyasi manipülasyon veya siyaset mühendisliği yapıldığını vurgulayan Davutoğlu, "Herkes bir hesap veya bir siyasi beklenti içinde olabilir. Bir rüya görebilir, bir hedef gözetebilir. Bunda hiçbir yanlışlık yok. Ama AK Parti'siz bir Türkiye dizayn etmeye çalışanlar oldu. AK Parti'nin etkili olmadığı, AK Parti'nin neredeyse suçlu sandalyesine oturtulduğu bir Türkiye dizayn etmek isteyenler oldu. Cumhurbaşkanımızın ve Cumhurbaşkanlığı makamının izole edildiği, dışlandığı bir Türkiye inşa etmek isteyenler oldu. 8 Haziran sabahı bu hayale kapılanlar oldu. Ama aradan yaklaşık bir buçuk ay geçtikten sonra herhalde herkes bugün görmektedir ki AK Parti olmadan Türkiye'de siyaset dizayn edilemez. AK Parti olmadan Türkiye'de siyasetin doğası şekillenemez" diye konuştu.

Davutoğlu, kutuplaşma siyasetine ve dışlama siyasetine karşı, uzlaştırma ve birleştirme siyasetine devam edeceklerinin altını çizerek, milletin bunu istediğini ve siyasi partilere 'bir araya gelin konuşun' dediğini aktardı.

"Cumhurbaşkanlığı dışlanarak siyaset yapılamaz"

"Cumhurbaşkanlığı makamı dışlanarak, izole edilerek Türkiye'de meşruiyet çizgisi içinde siyaset yapılamaz" diyen Davutoğlu, meşruiyetin, her makamın bulunduğu yerin hakkını vermekten geçeceğini söyledi.

"Anayasal düzen içinde Cumhurbaşkanlığı makamının yönlendirici rolü, öncülüğü olmaksızın herhangi bir hükümet kurmak, hatta hükümet kurma görevini almak dahi mümkün değildir" ifadesini kullanan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Artık herkesin bu realiteyi görme vakti gelmiştir. Birileri Erdoğan karşıtlığı, Davutoğlu karşıtlığı, AK Parti karşıtlığı üzerinden siyasette algı operasyonları yapabilir ama siyaseti düzenleyemez. Siyaseti düzenleme gücü milletten alınan yetkiyle yapılır. Bu yetkiyi de biz aldık. Ama o yetki aynı zamanda şunu söyledi; 'yeni hükümeti kurarken bütün partiler bir araya gelsinler, ne olacaksa bir uzlaşı kültürü içinde çıksın'. Hem kendi gücümüzün farkındayız hem de bugünkü siyasi tablonun farkındayız."

Davutoğlu, "Kendi gücümüzün farkında olup bugünkü siyasi tablonun farkında olmazsak, bir müddet sonra kendi içimizde çelişkiye düşeriz. Ama birilerinin çizdiği siyasi tabloyu veri kabul edip kendi gücümüzü unutursak öz güvenimizi kaybederiz" dedi.

AK Parti kadrolarının en önemli güç kaynağının "öz güveni" olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Her şey olur, her zorlukla karşılaşırız ama öz güvenimizi asla kaybetmeyiz" dedi.

"Dava adamlarına tatil yoktur"

Davutoğlu, Ramazan Bayramı'nda, AK Parti'nin 81 il başkanını tek tek arayarak bayramlaştığını belirterek, bu aramada aynı zamanda rapor aldığını ve iller bazında bir muhasebe yaptıklarını anlattı.

Bir il başkanı hariç, bütün il başkanlarının alanda, vatandaşlarla beraber olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Dava adamlarına tatil yoktur. Dava adamlarına bayram, halkla buluşmaktır. Dava adamlarının uykusu rüyasında dahi davasını görmekle yaşanır. Dava adamlarının yürüyüşü her adımda ibadet gibi tecelli eder. Ama yürüyüş sadece hakka yürüyüştür. Hem davanın içinde yürürüz hem de sonunda son nefeste hakka yürüyüşün hakkını vermeye çalışırız. Allah bizi bu yürüyüşü hakkıyla yerine getirenlerden eylesin" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, 9 Temmuz'da hükümeti kurma görevinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kendisine verildiğini hatırlatarak, "O günden bugüne bu görevin ağır sorumluluğunu yüreğimde hissederek, uzun zamandır böylesi bir görev, özellikle AK Parti dönemlerinde yaşanmamış olması hasebiyle yeniden eski koalisyon müzakerelerinin olumsuz hatıralarını zihinlerden silmek üzere kendimize bir yol haritası belirledik" dedi.

Hiç kimseyi dışlamadıklarını dile getiren Davutoğlu, "AK Parti ile asla olmaz" diyenleri dahi sürecin içine katmaya çalıştıklarını söyledi.

Davutoğlu, Srebrenitsa katliamının 20. yıl dönümü nedeniyle 10-11 Temmuz'da bulunduğu Saraybosna'da yaşadığı bir anıyı da il başkanlarıyla paylaştı. Davutoğlu, 80 yaşında bir Boşnak teyzenin kendisine "Ahmet Bey" diye seslendiğini ve yanına gittiğinde Boşnakça "Allah Türkiye'yi izzetli kılsın. Tekrar Avrupa'ya, dünyaya egemen kılsın" diye dua etmeye başladığını anlattı.  Davutoğlu, bu duaların sadece Saraybosna'da değil, Somali'de, Arakan'da, Filistin'de, Suriye'de edilen dualar olduğunu belirterek, "Birileri Türkiye'nin kaderiyle oynamak için bütün bu duaları boş çıkarmak için çaba sarf ediyor olabilir. Sizlerin görevi, bu duaların hakkını vermek, bu duaların gereğini yapmaktır" dedi.

(Sürecek)