AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Kimse son dönemdeki kurdaki hareketlilik dolayısıyla Türkiye'de bir ekonomik kriz beklentisi içinde olmasın. Bütün dünyada doların değer kazanması sonrasında ulusal para birimlerinde benzer bir trend yaşanıyor" dedi.
Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Davutoğlu, gündemdeki konulara değindi. AK Parti olarak her seçimden başarıyla çıkmalarında, "milletin önüne geçenlerin izzetini gördüğü için liderlerin arkasında gittiğini" belirten Davutoğlu, "Çünkü milletimiz biliyor ki ne sayın Cumhurbaşkanımız ne ben ne de herhangi bir AK Parti'li mensup, dünyanın hiçbir yerinde zalim karşısında boyun eğmez, hiçbir yerinde zulüm karşısında sessiz kalmaz, hiçbir yerde zillet içinde hareket etmez, ülkeye zilletle dönmez" diye konuştu.
Davutoğlu, bir grup izleyicinin "İsviçreli Türkler burada" diye slogan atması üzerine kendilerine "hoşgeldiniz" dedi. Davutoğlu, "Allah izzetimizi daim eylesin. Bugün hem Devlet-i Ali Osmaniye'nin hem bütün mazlumların, açtığı Hamidiye okullarıyla dünyanını her yerinde Hint Müslümanlarının, Çin Müslümanlarının, Afrika Müslümanlarının onuru için insanlık tarihinin az gördüğü bir diplomasi destanı yazan Sultan 2. Abdülhamid'in vefatının 97. yıl dönümü....Rahmetle anıyoruz. Bir imparatorluğun çöküş döneminde dahi, güçlü bir diplomasinin nasıl küresel dünya ölçeğinde siyaset takip edebileceğinin güzel bir örneğini veren o yüce hakana buradan yüce Meclis'ten rahmet dileklerimizi, saygımızı, minnetimizi bir kez daha ifade ediyoruz" dedi.
Ekonomide son dönemde 12 yılda katettikleri mesafenin bu izzetin altyapısını oluşturduğunu ifade eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Borç alan değil, borç veren; çift rakamlı enflasyonlara değil...Son olarak yüzde 7,4'e indi, inşallah önümüzdeki aylarda seçime doğru giderken, bu birileri için kötü haber olabilir ama göreceksiniz inşallah enflasyon yüzde 6-5'lere doğru inecek. Yani 2013 Mayıs'ı, gezi provokasyonlarının başladığı dönemdeki rakamlara doğru ineceğiz. Yüzde 1,9 olarak planlanan bütçe açığını geçen dönem yüzde 1,4 olarak kapattık. Yine dün açıklanan sanayi üretimi yüzde 3,6 arttı. Bütün ekonomik göstergeler, Türk ekonomisindeki sıhhati gösteriyor. Kimse son dönemdeki kurdaki hareketlilik dolayasıyla Türkiye'de bir ekonomik kriz beklentisi içinde olmasın. Bütün dünyada doların değer kazanması sonrasında ulusal para birimlerinde benzer bir trend yaşanıyor. Pazar günü akşam Uluslararası Finans Enstitüsü'nün toplantısına katıldım. Dünyanın en büyük finans kuruluşlarının katıldığı bir toplantı İstanbul'da tertip edildi, orada G-20 Dönem Başkanlığı olarak hitap ettik. Türk finans sisteminin, Türk ekonomisinin, Türk maliyesinin gücü ve kudreti konusunda herkes tam bir güven halindedir. Geçtiğimiz ay Londra ve İsviçre'de yaptığımız görüşmelerde de bunu hissettik. Önümüzdeki dönemde bu ziyaretleri, uluslararası yatırımcılarla olan buluşmalarımıza devam edeceğiz ve Türkiye'yi izzetli bir geleceğe hazırlamak için sağlam ekonomik altyapıya konusunda daha da tahkim edilmiş hale getireceğiz."
-" Parlamento'ya kilit vurulduğunda siz neredeydiniz?"
Davutoğlu, 7 prensipleri olduğunu, bunları; vahdet, hürriyet, emniyet, adalet, kudret, izzet ve emanet olarak sıraladı. Emanetten milli iradeyi kastettiğini kaydeden Davutoğlu, "Biz hiçbirimiz şahsımızdan gelen gücü kullanmıyoruz. Hiçbirimiz babamızdan, dedemizden gelen aristokratik bir geçmişi de kullanmıyoruz. Hiçbirimiz sahip olduğumuz bazı maddi imkanlardan gelen gücü de kullanmıyoruz. Biz sadece ve sadece tek bir güç kullanıyoruz; milletten aldığımız emanetin gücünü kullanıyoruz. Hiçbirimiz asırlara giden soy üzerinden hak iddiasında değiliz. Hiçbirimiz sahip olduğumuz büyük parasal imkanlar üzerinden bir hak iddiasında değiliz. Hiçbirimiz şu veya bu şekilde sahip olduğumuz makam üzerinden hak iddiasında değiliz. Biz sadece ve sadece tek bir hak iddiasındayız; milli iradenin bize verdiği temsil hakkının iddiasındayız. Bundan feragat etmeyiz. Bu baş bu gövdede oldukça, bu emaneti de kimseye vermeyiz" dedi.
Özgürlükçü Anayasa için yola çıktıklarını ifade eden Davutoğlu, şu görüşleri ifade etti:
"Yeni Anayasa çerçevesinde Başkanlık Sistemi etrafındaki tartışma, istişare ve yeni alternatifler...Bugünkü 12 Eylül Anayasa'sının alternatifi olacak konuları gündeme getirdiğimizde, hemen Parlamenter demokrasiden bahsediyorlar. Doğru, Parlamento milletin iradesinin kalbidir. Yüce Meclis bunu temsil eder. Peki ama bir tarihi muhasebe yapma vakti değil mi? CHP ve MHP'ye soruyorum, birer birer, hadi...Hadi tarih önünde bir sınava oturalım. 27 Mayıs öncesinde 'şartlar oluştuğunda ihtilal meşru bir haktır' diyen CHP, o Parlamento'nun kapanmasına yol açan 27 Mayıs ihtilalinden birinci derece de suçludur. Çıktılar ve o zaman Parlamento'nun onurunu korudular mı? Paki Parlamento'yu lağvedip onun yerine geçen Milli Birlik Komitesi içinde bulunan MHP'li öncüler oradayken MHP, Parlamenter demokrasiden bahsedebilir mi?
12 Mart muhtırası verildiğinde Başbakanlık görevini, -ki Sayın Demirel bırakınca alan-CHP önemli isimlerinden Nihat Erim'in o emaneti bir askeri muhtıradan aldığı unutulur mu? 12 Eylül olduğunda Rahmetli Ecevit'in, CHP'li yöneticileri 12 Eylül ile işbirliği yaptığı için eleştirip CHP'den istifa ettiği unutulur mu? Neredeydiniz siz? 27 Mayıs'ta neredeydin ey CHP, ey MHP? Benim babam Demokrat Parti'ye mensup olmak dolayısıyla bir çoğumuzun babası gibi 28 Mayıs sabahı alınıp götürülmüştü. Biz oradaydık, biz buradayız. biz burada olacağız, siz neredeydiniz? Peki 12 Eylül'de bütün o zihniyeti savunan MHP, bugün özgürlükçülükten bahsedebilir mi? Parlamento'ya kilit vurulduğunda siz neredeydiniz? Ama bizim o zaman genç öğrenciler olarak tutumumuz belliydi, bugün Türkiye'nin ağır sorumluluğunu üstlenmiş siyasiler olarak da tutumumuz bellidir. "
-"Herkes açsın defterlerini, hiçbir gizli saklı kalmasın"
Davutoğlu, 28 Şubat'ta yaşananlara işaret ederek, şunları söyledi:
"Açalım defterleri. Herkes açsın defterlerini, hiçbir gizli saklı kalmasın. 28 Şubat'ta halk oyuyla ve bu Meclis'in iradesiyle göre üstlenmiş Rahmetli Necmettin Erbakan hocamızdan ve o kurulan hükümetten kurtulmak için her türlü tezgah kurulduğunda siz neredeydiniz? Yargı mensuplarına brifing verildiğinde bugün yargı bağımsızlığından bahsedenler neredeydi? Ama biz o zaman da Parlamento'nun, Meclis'in, mili iradenin yanındaydık, bugün de yanındayız. Şimdi yine soruyorum; bu zihniyet aynı şekilde devam ettiği için söylüyorum CHP ve DSP...Halk oyuyla seçilmiş bir hanımefendi Meclis'e geldiğinde, tam bir barbarca tutumla, böyle kürsünün etrafında dizilip o hanımefendiye karşı 'dışarı, dışarı' diye bağıran o zihniyet oradayken, siz neredeydiniz? Aynı Meclis'te Parlamenter demokrasinin kapısına kilit vurulurken siz neredeydiniz? Aynı Meclis'e başörtülü olarak gelen bir başka hanımefendiye 'aç' talimatı veren Sayın Bahçeli, bu Meclis'e ve o başörtülü hanıma oy veren millete saygısızlık etmemiş miydi? Peki, işte bakınız, bırakın sadece Meclis kürsüsünü...Hatırlarsınız 28 Şubat'ta misafir olarak bile Meclis'e girmek neredeyse yasaklanmıştı. Şimdi başörtülü, başı açık, her düşünceden hanımefendi onurla Meclis'e giriyor. İşte nezaket, zarafet, Meclis'e saygı bu...Kadın haklarını savunanların ve o yolda mücadele ettiğini söyleyenlerin o 'dışarı, dışarı' temposunu tutulduğu Meclis görüntüsünü günde onlara 5 kez seyrettirmek lazım ki aynı Meclis'e AK parti döneminde başı açık ve başörtülü eşit vatandaşı olarak onurla giren hanımların o girişini takdir edebilsinler. Şimdi bir anda hepsi parlamenter demokrasiyi savunuyorlar. Biz Parlamento'ya kilit vurulduğu her dönemde dimdik o kilidin karşısındaydık, o kilidin karşısında demokrasi anahtarını kullandık. Türkiye'de sivil bir Anayasa çerçevesinde Başkanlık sistemi de dahil, millet iradesinin gerektirdiği her şeyi yaparız, uygularız ve milletimizin onayına götürürüz. Bizim güç kaynağımız ve geleceğimizin teminatı millettir. "
-"Nefesi ensemizdeymiş...Bundan rahatsız olmadım"
Bahçeli'nin, kendisinden ve Cumhurbaşkanı'nın ardından Kırşehir'e ziyarette bulunduğunu hatırlatan Davutoğlu, "İyi olmuş...Ahi Evran'ın huzuruna gitmek her zaman bereket ve feyiz kaynağıdır. İnşallah o feyizden istifade etmiştir. Ama orada bir söz sarfetti: 'nefesimiz ensenizde' diye...Yani nefesi ensemizdeymiş. Doğru, güzel, aslında ben bundan rahatsız olmadım. Bu demektir ki biz nereye gidersek Sayın Bahçeli de gelecek. Bu güzel bir şey, dolaşacak Türkiye'yi...Osmaniye'ye gittim, 'üç gün sonra gelecek' dediler. Bu güzel bir şey, bundan memnun oluruz. Cuma Sivas'tayım, Cumartesi Giresun ve Ordu'dayım, Pazar günü kadın kolları kongremiz için Antalya'ya gideceğim. Sonra Pakistan'a gideceğim, orası belki uzak olur ama diğer yerlerde ensemizde olsun. Sayın Bahçeli bir gerçeğe daha işaret etti. Onlar hep bizim arkamızda olacaklar, hiçbir zaman önümüze geçemeyecekler. Biz gideceğiz, onlar arkamızdan gelecekler. Biz koşarsak yetişemezler ama yürüdüğümüz zaman arkamızda olacaklar. Biz onlara o yolda devam etmelerini söyleriz. Öne geçmeye niyetleri, umutları, iradeleri yok. Çünkü önde, öncü parti AK Parti var. Demokrasi şölenimize 7 Haziran'a kadar hep önde olacağımızı ilan ediyorum" diye konuştu.
- TBMM
Son Dakika › Politika › AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?