Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ABD'le yazar Paul Auster'in 'İsrail'de tutuklu gazeteci yok' sözlerini tekrarladığını belirterek, "Şimdi de bu yazarı Türkiye'ye davet etmiş. Eğer o yazar davetine icabet eder de buraya gelirse lütfen Türkiye'den sonra birlikte İsrail'e gitsinler. Aksi takdirde bu seyahat eksik kalır. Şöyle Gazze'yi gören bir tepede birlikte piknik yapsınlar. Arkalarına dünyanın en büyük açık hapishanesi olan Gazze'yi alarak koro
halinde o söylediklerini tekrar etsinler. 'İsrail'de tutuklu gazeteci ve yazar yok' desinler. İsrail'de tutuklu gazeteci ve yazar yok demek en hafif tabiriyle yalancılıktır, cahilliktir" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında, kasıtlı şekilde çarpıtılan ve bir kampanyaya dönüştürülmek istenen konularda da açıklama yapmak istediğini belirterek, "Altını çizerek söylüyorum; Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında söylediklerimin A'dan Z'ye arkasındayım" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 2002 yılı öncesinde yurt dışındaki yerel gazetelerde bile çıkan Türkiye ile ilgili haber ve yazıların büyük dikkat çektiğini belirterek, artık her hafta tüm dünyada Türkiye ile ilgili haberler ve makaleler yayınlandığını söyledi. 14 Ağustos 2001'de yola çıktıklarında bunların olacağını işaret ettiklerini belirten Erdoğan, Türkiye'nin artık ekonomideki, demokrasideki ve diplomasideki etkinliğiyle; gücüyle dünya medyasında yer aldığını söyledi. Kimi zaman Türkiye aleyhine, kimi zaman da
lehine haber ve yorumlar yapıldığını anlatan Erdoğan, yoğun çalışmaları nedeniyle bu haberlerin tümüyle ilgilenmediklerini söyledi. İsim vermeden ABD'li yazar Paul Auster'in açıklamalarıyla başlayan tartışmaları değerlendiren Erdoğan, normalde bu yazının da üzerinde durulmayacak, ciddiyet atfedilmeyecek bir yazı olduğunu söyledi. Auster'in Türkiye hakkında çok yanlış bilgilendirildiğinin ve yanlış yönlendirildiğinin belli olduğunu ve yabancı olduğu bir konuda da haksız bazı yorumlar yaptığını belirten
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz buna güler geçeriz, fakat burada gözden kaçırılan, saklanan bir durum var. Bu ABD'li yazarın sözleri CHP Genel Başkanı tarafından cımbızlandı ve iç politika malzemesi haline getirildi. Bir kere şunu herkes iyi bilsin, bu tartışmayı, bu polemiği başlatan biz değiliz, CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu. Bu ifadeler bir iç politika malzemesi haline getirilince biz de bu yazarın ifadelerine dikkat kesildik. O esnada şunu da fark ettik; Türkiye'yi antidemokratik bir ülke olarak değerlendiren,
Türkiye'ye gitmeyeceğini söyleyen o yazar en son 2010 yılında İsrail'e gitmiş. Orada Yazarlar Konferansına katılmış. İsrail devlet adamlarıyla görüşerek birlikte fotoğraf çektirmiş. Biz bunu hatırlatınca da bu yazardan çok anlamlı bir cevap geldi. 'İsrail'de tutuklu yazar ve gazeteci yok' dedi. Bizim ana muhalefet partisi genel başkanı bu ifadeleri adeta bir papağan gibi Türkiye'de tekrarladı. O da 'İsrail'de tutuklu gazeteci sayısı kaç, Başbakan önce onu öğrensin' dedi. Önce Sayın Kılıçdaroğlu'nu bu
tarihe geçecek ifadelerinden dolayı tebrik ediyorum. Umuyorum ki bu sözleri bir papağan gibi tekrar ederek birilerinin o çok arzu ettiği takdirine, teşekkürüne, hayranlığına mahzar olmuştur. Umuyorum ki İsrail'e arka çıkan bu sözleriyle birilerinin gözüne girmiştir. Hatırlarsanız Mavi Marmara katliamının ardından bizim İsrail'e yönelik eleştirilerimize de Tel Aviv değil, Sayın Kılıçdaroğlu Keşan'dan cevap vermişti. Ardından 'Ben olsaydım, Mavi Marmara'nın gitmesine izin vermezdim' diyerek, Türk siyaset
tarihine adını altın harflerle yazdırmıştı. Tabii teneke."
Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamaları ile zirve yaptığını belirten Başbakan Erdoğan, "Biz isterdik ki Sayın Kılıçdaroğlu, kendi cümlelerini kurabilsin, kendisi politika üretebilsin. Ama maalesef bu mümkün olmuyor. Bakıyorsunuz bir gün BDP'nin vagonu, BDP'nin papağanı oluyor, Bir başka gün çıkıyor, yabancı yazarlara çanak tutuyor" dedi.
"KILIÇDAROĞLU VE AUSTER BİRLİKTE İSRAİL'E GİTSİNLER"
Kılıçdaroğlu'nun şimdi de yazar Paul Auster'i Türkiye'ye davet ettiğini belirten Erdoğan, "Ben buradan Sayın Kılıçdaroğlu'na bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Eğer o yazar davetine icabet eder de buraya gelirse lütfen Türkiye'den sonra birlikte İsrail'e gitsinler. Aksi takdirde bu seyahat eksik kalır. Şöyle Gazze'yi gören bir tepede birlikte piknik yapsınlar. Arkalarına dünyanın en büyük açık hapishanesi olan Gazze'yi alarak koro halinde o söylediklerini tekrar etsinler. 'İsrail'de tutuklu gazeteci ve
yazar yok' desinler. İsrail'de tutuklu gazeteci ve yazar yok demek en hafif tabiriyle yalancılıktır, cahilliktir. Bunu söylemek, Gazze'ye haksızlıktır, Batı Şeria'ya haksızlıktır. Bunu söylemek, bir yardım gemisinde şehit edilen 9 masum insana haksızlıktır. O plajda güneşlenirken öldürülen o yavrucuklara haksızlıktır. Filistin davasına, Filistin mücadelesine, Filistin şehitlerine ve sürgünlerine haksızlıktır" diye konuştu.
Birçok Filistinli yazar ve şairin sürgünde, gözleri vatan hasretiyle açık gittiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hapishanelere bile razıydılar, yeter ki kendi topraklarını bir kere öpebilsinler. Bakın şu şiiri 2003'te Nazım Hikmet Şiir Ödülü alan Mahmud Derviş'in şu şiirini Sayın Kılıçdaroğlu iyi dinlesin. 'Anam, ey anam Bu satırları kime yazdım? Hangi ulak iletir bunları? Karada, denizde, ufukta kapatmışlar tüm yolları ve sen ey anam, babam kardaşlarım, yakınlarım, yoldaşlarım belki hayattasınız, belki öldünüz, belki de benim gibisiniz; adressiz. Yurdu yoksa, bayrağı yoksa nedir kıymeti insanın? Evet nedir
kıymeti insanın adresi yoksa?' İşite bu dizelerin şairi Mahmud Derviş adresi olmadan, Filistin'i çok uzun süre göremeden gurbette gözlerini hayata yumdu. Onlarca Filistinli şair, yazar gazeteci Filistin sokaklarında vurulup öldürüldükleri için gerçekten şanslılar. Çünkü Filistin topraklarında şehit oldular. Zira Filistin sokaklarında ölmeyen, İsrail hapishanelerini dahi göremeyen, kendi vatan toprağını öpemeyen, sürgünde ölen nice yazar, nice şair, nice gazeteci var.
'İsrail'de tutuklu gazeteci yazar yok' demek Mahmud Derviş'e, Naci Ali'ye haksızlıktır. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu ve o Amerikalı yazar Filistinlileri yazar, gazeteci olarak görmüyorlarsa, illa İsrailli arıyorlarsa, onun da çok sayıda örneği var. Gitsinler, İsrailli gazetecileri İsrail Askeri Sansür Kurunla sorsunlar. Onlar eğer cesaretleri varsa, İsrail'deki ifade özgürlüğünü anlatırlar."
"ROJ TV'Yİ NİYE SAVUNMUYORSUN?"
Burada son derece art niyetli, sistemli ve kurgulanmış bir senaryo ve kampanya olduğunu belirten Erdoğan, bazı yazarları da yedeğine alan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun gerek yurt içinde gerek yurt dışında Türkiye'yi lekeleyerek son derece çirkin, tehlikeli bir kampanya yürüttüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu'nun kendi ülkesini imajını zedelemek adına bu kampanyayı yürüttüğünü ifade eden Erdoğan, "Asıl önemli şey, CHP Genel Başkanı devam eden bir davayı, Ergenekon davasını önemsiz hale getirmek adına bu
taşeronluğu yapıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, cebinden gazeteci kimliği çıkan polis katili teröristi savunuyorsun da, Roj Tv'yi niye savunmuyorsun? Onu da savun. Git Danimarka'ya Roj Tv'yi de savun. Al yanına bazı avukatlarını beraber gidin. Batılı gazetecilerin, yazarların, aydınların tecrübe etmedikleri bir durum var ortada. Batı'da gazeteciler darbe planlarının içinde yer almıyorlar, Batı'da darbe zemin hazırlamak için kitap yazdırılmıyor. Batı'da birilerine kitap yazdırıp, haber yazdırıp sonra da bunu parti
kapatma davalarına delil olarak koymuyorlar. Bu andan itibaren biz bu kara propagandayla mücadele edeceğiz ve devam eden mücadeleyi yoğunlaştırılacağız. Türkiye aleyhine yürütülen, hem de harici odaklardan destek alınarak yürütülen
bu kampanyayı da biz boşa çıkartacağız" diye konuştu.
Tüm dünyaya, Türkiye'de gazetecilerin, yazarların değil, darbe hazırlığı içinde olanların, terör eylemi yapanların yargılandığını tekrar tekrar anlatacaklarını belirten Erdoğan, "Hiç kimsenin Türkiye aleyhine böyle bir kampanyayı yürütme hakkı yoktur. Hele hele haysiyetli bir Genel Başkan ülkesine zarar vermek adına böyle kampanyalara önayak olamaz" şeklinde konuştu. - ANKARA
Son Dakika › Politika › AK Parti TBMM Grup Toplantısı...(3) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?