Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "NATO müttefiki olarak ciddi bedeller ödemiş bir devlete karşı her alanda böylesine düşmanca tavır içine girilmesinin hiçbir makul gerekçesi yoktur. Burada amaç, üzüm yemek değil bağcıyı dövmek, hatta mümkünse bağcının dişlerini dökmek, ciğerini sökmektir. Bunların yapmak istediği bu." dedi.
Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 10. Büyükelçiler Konferansı katılımcılarına verilen öğle yemeğinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son yıllarda elde ettiği uluslar arası zaferlerde siyasi iradenin kararlı ve dirayetli tavrının yanında büyükelçilerin de çok önemli payının bulunduğunu söyledi.
Hariciye teşkilatı güçlü olmayan bir devletin beynelmilel ilişkilerde güçlü olmasının beklenemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin bu noktada gerçekten yetkin, nitelikli, kadim değerleri içselleştiren, dünyayı ve Türkiye'yi yakından takip eden bir hariciye kadrosuna sahip olduğunu kaydetti.
Başkan Erdoğan, birikimleri, özgüvenleri ve pek çok üstün vasıflarıyla diplomatların güçlerini ve kabiliyetlerini iyi tanıdığını ve bildiğini dile getirerek, "Bu kadroyu, yeteri kadar etkin şekilde kullanamadığımıza da inanıyorum. İnşallah, yeni dönemde sizlerden daha büyük gayretler ve sonuçlar bekliyoruz." dedi.
"Görünen köy kılavuz istemez" atasözünü anımsatan Erdoğan, son birkaç haftadır yaşanan hadiselerin Türkiye'nin diğer alanlardaki gibi ekonomide de bir kuşatma ile karşıya karşıya bulunduğunun göstergesi olduğuna işaret etti.
Gezi olayları ile başlayan 17-25 Aralık girişimi ile devam eden 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü ile bir üst aşamaya taşınan saldırıların bir müddet daha devam edeceğinin açık olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bağımsızlığını, ekonomik çıkarlarını milli onurunu, haysiyet ve şahsiyetini hedef alan bu atakların farklı biçimlerine karşı da hazırlıklı olmalıyız. Son yıllarda terörden ekonomik manipülasyonlara bir dizi operasyona maruz kalmamızın en önemli sebebi, milli menfaatlerimiz noktasında tavizsiz bir tutum takınmış olmamızdır.
Göreve geldiğimiz andan itibaren milletin emanetini, namusumuz bilip üzerine gölge düşürmedik. Siyasetin yeniden vesayetin emrine girmesine izin vermedik. Toplumsal çatışma senaryolarını milletimizle sırt sırta vererek engelledik. Terör örgütleri üzerinden kurulan oyunları kısa sürede deşifre edip önüne geçtik."
Başkan Erdoğan, Suriye'de DEAŞ'la mücadele bahanesiyle Türkiye'nin etrafında oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna rıza göstermediklerini vurgulayarak, ekonomide de fakir fukaranın rızkının finans lobilerine peşkeş çekilmesine göz yummadıklarını söyledi.
"Ben yaptım oldu diyemezsin"
Döviz kurundaki gelişmelerin ekonomik hiçbir temelinin olmadığını, tamamen Türkiye'ye saldırı mahiyeti taşıdığının herkesin ortak tespiti olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Dünyada bir Dünya Ticaret Örgütü var. Şu atılan adımlara baktığınız zaman acaba bunun Dünya Ticaret Örgütü'nün umdeleriyle yakından uzaktan bir alakası var mı? 'Ben yaptım oldu' diyemezsin. İstediğin kadar Başkan ol, ne olursan ol. Akşam yatıp, sabah kalkıp ondan sonra 'Demir çeliğe şu kadar vergi koydum' diyemezsin. Bir devamlılık söz konusudur. Ülkeler bütün hesabını bunun üzerine yapıyor ve buna göre adımlarını atıyor. Ondan sonra uluslar arasında güven diye bir şey kalır mı?
Bir taraftan stratejik ortak olacaksın. Öbür taraftan stratejik ortağının ayaklarına kurşun sıkacaksın. Bir taraftan Afganistan'da herkes terk ederken, beraber olacaksın, Somali'de, NATO'da beraber olacaksın. Ondan sonra kalkıp stratejik ortağını sırtından vurmaya yöneleceksin. Böyle bir şey kabullenilebilir mi? Bunlara bizim eyvallah etmemiz mümkün değildir."
"Bugün yaşadığımız hadisenin ne 1994, ne 2001, ne 2007 kriziyle bir ilgisi yoktur. Gerçekten bambaşka bir durumla karşı karşıyayız" diyen Erdoğan, ekonomik saldırılara karşı Hazine ve Maliye Bakanlığı ile diğer ilgili ekonomi birimlerinin gereken adımları attığını, atmaya da devam edeceğini aktardı.
Başkan Erdoğan, sözlerine şöyle sürdürdü:
"Şu anda bizim bütün bu olaylar karşısında temkinli bir şekilde attığımız adımlar var, atacağımız adımlar var. Çeşitli planlarımız var. Kurun geldiği yerin ekonomik izahı olmadığı gibi biz 'Kur şöyle oldu, kur böyle oldu' demek suretiyle 'Battık, bittik' böyle bir şey yok. Türkiye'nin ekonomik dinamikleri sağlamdır, güçlüdür. Yerindedir ve yerinde olmaya da devam edecektir.
Döviz kurunun ekonominin kuralları içindeki makul seviyesi neyse en kısa zamanda mutlaka oraya da oturacaktır. Hiç endişe etmeyin, bu konuda rahat olun. Ülke olarak bu süreçte, serbest piyasa ekonomisinin kurallarından asla taviz vermedik, vermeyeceğiz."
"Spekülasyonları yapanlara gereken bedeli ödeteceğiz"
Erdoğan, aksi yönde çıkarılan söylentilere hiç kimsenin itibar etmemesini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Sosyal medya üzerinden birçok ekonomik terör kişilikleri var. Onların yaptığı çalışmalar var. Bunlara karşı da şu anda yargımız, tedbirlerini almıştır. Onların üzerine gidiyor. SPK'sıyla üzerine gidiyoruz ve bunları yakaladığımız yerde de gereken cezai müeyyideleri bunlara uygulayacağız. Çünkü bu, vatana ihanettir. Bu ihanet şebekelerine de 'Elini, kolunu sallayarak gezebilirsin' demeyeceğiz, dedirtmeyeceğiz.
Biz bu oyunu gördük ve duruşumuzdan taviz vermeyeceğimizi bir kez daha ilan ederek tavrımızı ortaya koyduk. Diğer alanlarda da yolumuza devam ediyoruz. Neler söylüyorlar. İşte C planı...C planının arkasında yatan gerçek şu, 'Sermayeye el koymak'. ya sen benim hafıza kayıtlarımı nereden okuyorsun? Bunlar falcı mıdır, nedir anlamak mümkün değil. Böyle bir şey mi açıkladık. Neye göre bunu söylüyorsun. Bunlar maalesef gerçekten ihanet şebekesi ama biz bunlara yüz vermeyeceğiz. Gereği neyse, işte bu tür spekülasyonları yapanlara da gereken bedeli ödeteceğiz."
"Bunların da inlerini başlarına geçireceğiz"
Milli güvenliği tehdit eden FETÖ ihanet çetesinin ve bölücü terör örgütünün sadece saldırılarını engellemekle kalmadıklarını inlerini de başlarına geçirdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Bunların da inlerini başlarına geçireceğiz." dedi.
Erdoğan, Türkiye'yi kendi vatandaşları ile beraber yüz milyonlarca insanın umudu haline getirdiklerine işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"Göreve geldiğimizde Türkiye'nin durumu neydi, biliyorsunuz. Bugün geldiğimiz durum nedir, o da ortada. Ülkemize yönelik son yıllarda artık saldırıların hedefi asla şahıslar, partiler, kurumlar değildir. NATO müttefiki olarak ciddi bedeller ödemiş bir devlete karşı, her alanda böylesine düşmanca bir tavır içine girilmesini hiçbir makul gerekçesi yoktur. Burada amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek, hatta mümkünse bağcının dişlerini dökmek, ciğerini sökmektir. Bunların yapmak istediği bu. Burada asıl mesele, Türkiye'yi iddialarından, hedeflerinden ve ısrarla dile getirdiği hak ve adalet arayışından vazgeçirmektir.
Maruz kaldığımız oyunların gayesi ülkemizi tekrar boyunduruk altına sokarak, cüssesi büyük ama içi boş kağıttan kaplana dönüştürmektir. Dertleri bu. Hangi bahane ile yapılırsa yapılsın, hangi cafcaflı kavramlarla süslenirse süslensin, operasyonun gerçek hedefi budur. Bu saldırılardan alnımızın akıyla çıkmamız da milletimizin birliği, beraberliği ve desteğiyle mümkündür."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Amaç Bağcının Dişlerini Dökmek, Ciğerini Sökmektir' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?